POLİTİKA - 03 Ağustos 2015 Pazartesi 13:58

Demirtaş'tan Bahçeli'ye 'şerefsiz' yanıtı

A
A
A
Demirtaş'tan Bahçeli'ye 'şerefsiz' yanıtı

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin “Boğazlarda viski içip HDP’ye oy veren şerefsizler” ifadesine ilişkin açıklamalarda bulundu.

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin “Boğazlarda viski içip HDP’ye oy veren şerefsizler” ifadesine ilişkin, "Seçmenimize küfür, hakaret edene de bin misliyle aynen iade ediyorum. Seçim öncesi hırsızdan hesap sorarız deyip seçim sonrası hırsızın sarayında zevk sefa sürenler midir şerefli olanlar. Bize şeref dersi veya şeref kavramını kullanmaya kalkmasınlar. Haddini bilsinler" dedi.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Genel Merkezi'ne Suruç Katliamı için başsağlığı ve geçmiş olsun ziyaretinde bulundu.

Suruç katliamının yaşandığı dakikadan bu yana iktidar sözcülerinin Suruç katliamını gerçekleştiren zihniyeti ve kendi paylarını örtmek için akıl almaz manipülasyonlarla, çarpıtmalarla HDP’yi hedef gösterdiğini belirterek, “Neredeyse Suruç katliamının sorumlusu olarak HDP’yi ilan ettiler. Buradan da çok net bir şekilde ortaya çıktı ki AKP’nin Suruç katliamcılarını, tetikçilerini yakalama gibi bir niyeti yoktur. Çünkü sağlıklı bir soruşturmayla, adil bir soruşturmayla Suruç tetikçisi onu Suruç’a getiren, Adıyaman’dan Suriye’ye götüren Suriye’den geri getiren Diyarbakır bombacısıyla irtibatları, MİT ile irtibatı bütün bunlar ortaya çıkarılsa asıl failin siyasi iktidar olduğu ortaya çıkacak. Bu yüzden ilk dakikadan beri Suruç katliamını çarpıtıyorlar. İyi ki öldü diyenden niye daha fazla HDP’li ölmedi diyene kadar Türkiye sağ, ırkçı siyaseti tarihinin en kepaze dönemini yaşadı Suruç katliamı sonrası” ifadelerini kullandı.

Demirtaş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bu ülkenin askerlerini bile bile Ağrı Doğubeyazıt’a ölüme gönderip seçim kazanmak için neler yapabileceklerini orada görmüş tanıklık etmiştik. Maalesef seçimi kaybettiklerinde çılgınlığın boyutları en üst safhaya ulaştı. Suruç katliamı böyle bir zihniyetle Türkiye’de planlanmıştır. Diyarbakır bombacısı halen ortaya çıkarılmış değil. Mersin, Adana parti binalarımızın bombalanması henüz ortaya çıkarılmış değil. Bunların tamamı Suruç katliamıyla bağlantılıdır. Biz Suruç katliamında yitirdiğimiz 31 pırıl pırıl devrimci sosyalisti HDP’nin mücadelesinde yaşatacağız. Suruç’un unutulmayacağını göstereceğiz.”

"HÜKÜMETİNDE OPERASYONLARI DURDURMASI PKK’NIN DA SİLAHLARI SUSTURUP ELİNİ TETİKTEN ÇEKMESİ LAZIM"
Ziyarette gazetecilerin sorularını da cevaplayan Demirtaş, bir gazetecinin örgüte elinden silahı çek çağrısında bulunduğu hatırlatarak, bu çağrının bazı çevreler tarafından geç kalındığı yönünde eleştirildiği sorusuna , “Barış çağrısının geç kalmışı olur mu? Bugün biz barışı sağlayabilsek yarın ölme ihtimali olan gençlerimizin ölümünü durdurmuş olacağız. Biz ne zaman savaş çağrısı yaptık ki barış çağrısına geç kaldınız diyor bazı çevreler. Şuanda biz karşılıklı elinizi tetikten çekin çağrısı yapabilecek en meşru gücüz. Ne savaşı körükledik, ne savaş istedik. Ne birileri gibi gerçekten savaş çıkınca onun üzerine siyasetini kuran bir politika ürettik. Biz her zaman barışı savunduk. Durduğumuz nokta değişmedi değişmiyor.

Çözüm süreci bitsin diye uğraşan çevreler biran önce çatışma başlasa da oradan nemalanalım diyen çevreler bu savaşın sorumlusudur. ‘Son terörist kalıncaya kadar, Kandil’i dümdüz edinceye kadar operasyonlar devam edecek’ diyen AKP’dir bunun sorumlusu. Biz son derece makul bir çağrı yapıyoruz. Silahları susturun. Bundan daha açık çağrı olabilir mi? Silahlar susacak insanlarımız ölmeyecek. Ondan sonra siyasetçiler tekrar devreye girecek. Masa çözüm masası, müzakere masası devreye girecek ve biz kendi sorunlarımızı konuşarak çözmek için gayret sarf edeceğiz. Fakat bunun için silahların susması lazım. Hükümetinde operasyonları durdurması PKK’nın da silahları susturup elini tetikten çekmesi lazım. Bazı çevreler bilmeli silahlar susmadan ölüm durmuyor. Ölümü durdurmanın tek yolu silahları susturmak için hep birlikte toplum olarak barış çığlığımızı yükseltmektir” yanıtını verdi.

"SEÇMENİMİZE KÜFÜR, HAKARET EDENE DE BİN MİSLİYLE AYNEN İADE EDİYORUM"
MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin “Boğazlarda viski içip HDP’ye ol veren şerefsizler” ifadesinin hatırlatılması üzerine Demirtaş, “HDP İstanbul’da 3.partidir. Bu Türkçeyi doğru dürüst konuşamayan Türk milliyetçilerinden daha fazla oy almıştır. Küfür hakaret sözcükleri kullanmadan cümle kuramayan bu zatlar iyi bilmeli ki HDP Türkiye’nin en yoksul mahallelerinden oy almıştır. Öyle 3.parti olmuştur İstanbul’da. Tek bir seçmenimiz bile bizim için kıymetlidir. Bize oy verenin iradesine biz sonuna kadar sahip çıkarız. Seçmenimize küfür, hakaret edene de bin misliyle aynen iade ediyorum. Seçim öncesi hırsızdan hesap sorarız deyip seçim sonrası hırsızın sarayında zevk sefa sürenler midir şerefli olanlar. Bize şeref dersi veya şeref kavramını kullanmaya kalkmasınlar. Haddini bilsinler” karşılığını verdi.

Bombardıman sırasında sivillerin yaşamını yitirdiği iddialarının TSK’nın yalanladığı ve hükümet cephesinden Bülent Arınç’ın ‘bu alçakça yalandır’ sözlerinin sorulması üzerine Demirtaş, “Bizim dünkü PM ve MYK toplantılarımız sonrasında hava saldırılarında sivillerin katledildiği köy Zergele Köyüne bir HDP heyetinin gitmesi kararlaştırıldı. Bugün veya en geç yarın sabah yola çıkacak arkadaşlarımız. Aralarında bir grup milletvekilimizin de bulunduğu bir heyet olay yerinde tespitler yapacaklar. Eğer Dışişleri Bakanlığı veya AKP yetkilileri ya da Bülent Arınç arzu ediyorsa heyetimize katılabilir. Gidip alçaklı bizatihi yerinde görmek istiyorsa buyursun gelsin. Biz çünkü ille öyle oldu demiyoruz. Alçaklık nedir yerinde gözlemleyeceğiz. Birkaç gün sonra da rapor gelecek açıklayacağız” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.