ÇEVRE - 15 Kasım 2018 Perşembe 13:42

Denize atık bırakanlara ceza 5 kat artıyor

A
A
A
Denize atık bırakanlara ceza 5 kat artıyor

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, “Denize atık bırakanlara ceza 5 kat artıyor” dedi.

İzmir Katip Çelebi Üniversitesinin akademik yılı, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un katıldığı törenle başladı. Törende İzmir Valisi Erol Ayyıldız, İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse ve akademik personel de hazır bulundu. Törende sıfır atık projesi hakkında konuşan Bakan Kurum, “Atığın miktarımızı artırdığımız sürece istediğimiz kadar düzenli depolama tesisi yapalım, artık atmamayı da öğrenmeliyiz. Sıfır atık projesi önem arz ediyor. Yönetmelik çıkarıyoruz. Kamu ve kuruluşlarında zorunlu hale gelecek. 2017’de başladığımız ve yıllık 2,5 milyon tasarruf sağlanan projede 2023’de yıllık 20 milyar tasarruf sağlanacak. Bunda plastik poşetlerin ücretlendirilmesi de var. Yıllık yaklaşık 35 milyar lira poşet tüketiyoruz. Gittiğimizde markette 3-5 poşet alıyoruz. Kişi başı poşet kullanım miktar 440 adet. 2050’de denize atılan plastiklerin sayısı denizde yaşayan balıkların sayısından fazla olacak diye beklenti var. Denizlerde balık değil plastik yüzecek. Bir plastik poşet 100 yılda doğaya karışıyor. Plastik poşetin bertaraf edilmesi, üretiminden daha zor. Biz bu plastik poşetin kullanımı azaltmak zorundayız. Ocak ayında yürürlüğe girecek düzenlemede 2019 yılında adeti düşüreceğiz ve 2025 yılında 90 adete düşmüş olacak. İnşallah bu kullanımı 40 adete düşürerek yüzde 90 tasarruf sağlamayı düşünüyoruz. Yine çöplerimizi atıp şehirlere zarar vermemek için depozito uygulaması getiriyoruz. Bunların da toplanması için depozito uygulaması getireceğiz. Eskiden pazara file ile giderdik, bez çantalarla giderdik. Dolayısıyla böyle poşet kullanma alışkanlığımız yoktu. İnşallah poşete getireceğimiz ücretlendirme ve depozito uygulaması ile atıkların daha az olması için düzenleme yapacağız" diye konuştu.

"ÇARPIK KENTLEŞMEYLE MÜCADELE BİZİ OLDUKÇA YORUYOR" 

1950’li yıllarda sanayileşme devrimi ile çarpık kentleşmenin başladığını ve şehirlere göçle, şehirdeki nüfus oranının arttığını kaydeden Bakan Kurum, "Bu oran yüzde 88 seviyesinde. Bu oran artarken çarpık kentleşmeyi de beraberinde getirdi. 50’li yıllarda, o günkü yöneticilerimiz, hocalarımız doğru veya yanlış plan yapsalardı bugün çarpık kentleşme ile uğraşmaz, dünyanın en güçlü ekonomisi ve devleti olurduk. Bu potansiyelimiz zaten Osmanlı’dan beri var. Ancak çarpık kentleşme ve bununla mücadele bizi oldukça yoruyor" ifadelerini kullandı.

"ÖNÜMÜZDEKİ 50 YILLIK SÜRECİ PLANLAMAK İSTİYORUZ" 

24 Haziran’la birlikte yeni hükümet sistemine geçildiğini hatırlatan Bakan Kurum, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz de Bakanlık olarak tüm şehirleri ziyaret ediyoruz. Bu sistemden anladığımız; etkin, hızlı, çözümü yerinde bulmak diye düşünüyoruz. Yaklaşık 25 şehrimize gittik. Gördük ki şehirlerin problemleri hep aynı. Çarpık kentleşmeden kaynaklı, bütüncül planlamadan eksik sorunlarla baş bala kalmış ve çözüm arayan bir yerel yönetimlerimiz var. Bu sisteme geçerken mekânsal stratejik plan hazırlığı içindeyiz. Bir hafta önce Tekirdağ’a gittik. 12 tane organize sanayi bölgesi (OSB) var. Bu OSB’ler atık su arıtmalarını orada Ergene ve Çorlu nehrine bırakıyorlar. Bu kaçak deşarjlardan kaynaklı ve plansız yerleşimden kaynaklı. 2012’de Türkiye’nin en büyük çevre projesini başlattık. 5 atık su artıma tesisinin denize derin deşarjını içeriden projenin bedeli 3,5 milyar lira. Bu 5 milyarı da bulabilir. ‘Orada OSB’leri acaba yeniden yapsak 5 milyara yapar mıyız, değeri 5 milyar eder mi, OSB’ler burada mı yapılmalı’ diye düşünülmemiş. Bugün oradaki atık suları toplamak için Türkiye’nin en büyük çevre proje yapmak zorunda kalıyorsunuz. Buna ilişkin 81 ile yazılar yazdık. Süreci üniversitelerle takip ediyoruz. Yaptığımız; tarımın tarım arazisinde, turizmin turizm alanında, sanayinin sanayi alanında olmasını sağlayacak ve istihdamı artıracak düzenlemeyi yapacağız. 50 yıl sonra bir bir öğrenimiz yerimize geçecek. Geldiğinde ‘50 yıl önce buranın yöneticiler planlamaları niye yapmadılar’ demesin. Mekânsal planlamayla önümüzdeki 50 yıllık süreci planlamak istiyoruz. Bence hocalarımızın öğrencilere vereceği en önemli ders budur; planlama. Bu planlamayı her yerde yapmamız gerekiyor."

"ŞEHİRLER KİMLİKLERİNİ KAYBEDİYOR" 

Ülkemizin deprem bölgesi olduğunu belirten Bakan Kurum, bugüne kadar yaklaşık 86 bin insanın depremlerde hayatlarını kaybettiğini söyledi. Bakan Kurum, şöyle devam etti:
"Bugün bakıyoruz ki 5,5 milyon konutun yenilenmesi gerekiyor. 2030 yılında bunun 7,5 milyona varması bekleniyor. 2012’de çıkarılan yasa ile yaklaşık 580 bin konutun yenilenmesini gerçekleştirdik. Bu kentsel dönüşümü de şehirlerin mimarisine, kültürüne uygun yapmamız gerekiyor. Ay sonuna kadar bu stratejiyi açıklayıp değer esaslı emsal artışını mümkün olduğunca az yapacak şekilde, mevcut imar planlarında 7-8 katı geçmeyecek, yeni yapılacak alanlar da 4-5 katı geçmeyecek planlama ve dönüşümler yapmak istiyoruz. Bu dönüşümlerde bizim kültürümüzü yansıtacak mimarı projeler de çıkarmamız gerekiyor. Bizim bir tarzımız, kültürümüz, mimari kimliğimiz yok. Şehirler kimliklerini kaybediyor. Hocalarımıza çok iş düşüyor. Mimarimizi yansıtacak, gelecek nesillere Mimar Sinanlar gibi yansıtacağımızı projeler gerekiyor. Kentsel dönüşümle ilgili yapacağımız projeler önem arz ediyor. Stratejik planlama ile artık yeni planlanacak alanlarda bisiklet yolu, yürüyüş yolu bırakma zorunluluğu getiriyoruz. Otoparkla ilgili de düzenleme yaptık. Büyükşehirlerde, şehir merkezlerindeki trafik yoğunluğunu çözmek adına kamu alanlarından, yeşil alanlarda, meydan altı otopark yapabilmenin önünü açtık. Her daireye bir otopark zorunluğu getirdik. Toplu ulaşım alanlarında toplu otopark zorunluluğu getirdik. İnsanlar aracı bırakıp toplu ulaşımla işine alışverişe gidebilecek."

"DENİZE ATIK BIRAKANLARA CEZA 5 KAT ARTIYOR" 

Denizlerdeki kirlilik konusuna da değinen Bakan Kurum, “Foça’da bir deniz kirliliği yaşandı. Foça için bir ay uğraştık, 25 milyon para harcadık. Bir gemi geliyor, atığı bırakıyor. Hamdolsun denizi temizledik, firmaya 1 milyon 600 bin ceza ile harcadığımız bedeli almak için süreci başlattık. Denize atık bırakanlara ceza 5 kat artıyor. 459 mavi bayraklı plajla dünya 3.’süyüz. Bu değerlerimizi öne çıkaracak düzenlemeler yapmamız gerekiyor. Mavi bayraklı plaj sayısını artırarak dünya 1.’si olmak hedefindeyiz" dedi. Bakan Kurum, iklim değişikliği hakkında da, "En son Rize’de yağan yağmurlar 100 kilo, Ordu’da 400 kilo. Bir yılda yapacak yağmur 1 saatte şehre düşüyor. İklim değişikliği ile mücadele etmemiz gerektiğini tabiat gösteriyor. Bunun için bir eylem stratejisi hazırlıyoruz. Yoğun yağışlardan şehirlerden daha az etkilenmesi için. Ser gazı emisyonlarımızı 2030 yılında yüzde 21 azaltmayı hedefliyoruz" diye konuştu.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya Bakan Şimşek: "Bu sene yüksek gelirli ülkeler grubuna girme ihtimalimiz var" Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, "Türkiye’nin çok ciddi avantajları var. Üst-orta gelirli ülkeler grubundayız. Bu sene itibarıyla ümit ediyorum ki belki yüksek gelirli ülkeler grubuna gireceğiz" dedi. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Sakarya’nın Sapanca ilçesinde düzenlenen zirvede yaptığı konuşmada, geçtiğimiz sene mayıs ayında 12 aylık cari açığın 60 milyar doların üzerine çıktığını hatırlatarak, bu yıl 25 milyar dolar civarına düşebileceğine işaret etti. Şimşek, "Milli gelire oran olarak yüzde 2.5’in altına düşecek. Zaten şubat ayı itibarıyla 32 milyar doların altına inmişti. Dolayısıyla Türkiye’nin dış kaynak ihtiyacı azalıyor, bu önemli. Bunu seçim öncesi de söyledik. Vatandaşımızın portföy tercihlerine her zaman saygılıyız. Fakat belli çevreler belli portföy tercihlerini övdüler. Vatandaşımızın tercihlerine saygılıyız ama ülkenin dış kaynak ihtiyacı azalırken, ülkenin dış erişimi dramatik bir şekilde artıyorken, Türk lirası para politikasıyla çok güçlü şekilde destekleniyorken o portföy tercihlerini övmek tabii ki onların takdirinde olan bir konu. Bakın şu resim çok basit; ocak-mayıs dönemine göre Türkiye’de bankaların ve reel sektörün dış finansmana erişimi dramatik şekilde artmış durumda. Bankalar geçen sene ocak-mayıs döneminde 100 dolar borç ödediklerinde 96 dolar bulabiliyorlardı. Reel sektör firmaları 100 dolar borç ödediklerinde 73 dolar bulabiliyorlardı ama bugün rollover rasyosu yani dış borç çevirme rasyosu bankalar için yüzde 150 civarına çıkmış, reel sektör için de yüzde 120 civarına çıkmış. Bunlar aslında hepsi programın çalıştığını, programa olan güveni gösteriyor" dedi. "Türkiye ekonomisine dünyada çok güçlü bir güven var" Net portföy girişinde ciddi bir artış olduğuna dikkat çeken Bakan Şimşek, "Haziran 2023-Şubat 2024 dönemi rakamları var. Türkiye’ye yaklaşık 17 milyar dolar net portföy girişi var. Halbuki ocak-mayıs döneminde geçen sene net 3 milyar dolar civarında portföy çıkışı vardı. Dolayısıyla Türkiye’ye kaynak girişi bol. Türkiye’nin şu anda kaynak ve kaynağa erişim sorunu da yok. Hazinenin de yok. Hem de çok daha ucuza borçlanıyoruz. Reel sektörü de aynı şekilde, bankalar da aynı şekilde. Ayrıca çok taraflı uluslararası bankalardan kaynak da net bazda artıda. Uzun aradan sonra ilk defa bankalarımız sermaye benzeri uzun vadeli kaynağı küresel piyasalardan değiştirmeye başladılar. Bakın yılın ilk 2-3 ayında bankalarımız toplamda 3.5 milyar dolarlık sermaye benzeri dışarıdan kaynak buldular. Demek ki fiyatlama uygun, vade uygun. Türkiye’nin programına, Türkiye’de bankacılık sektörüne, Türkiye ekonomisine dünyada çok güçlü bir güven var, çok güçlü bir inanç var. Rezervlerde bir toparlanma var. Brüt rezervler 98,5 milyar dolardan 126 milyar dolar civarına çıkmış durumda. Arzuladığımız yerde değiliz. Bu bir süreç işi ve devam ettireceğiz" diye konuştu. "Enflasyon beklentileri yüzde 45’ti, bugün yüzde 35" Bakan Şimşek, sözlerine şöyle devam etti: "Ekim ayında ve 12 ay sonrası için enflasyon beklentileri yüzde 45’ti, bugün yüzde 35. Yıllık enflasyon oranları, haziran sonrasında düşmesinin ardından yaz aylarında çok hızlı düşecek. Göreceksiniz, piyasa-enflasyon beklentileriyle bizim hedeflerimiz arasındaki fark kapanacak. Şu an itibarıyla bile piyasa ’Siz 3-4 ay gecikmeyle hedeflerinizi yakalayacaksınız’ diyor. Biz piyasa beklentilerinin zaman içerisinde güçlü uygulamayla, kararlı uygulamayla birlikte hedeflerimize yakışacağına inanıyoruz. Türk lirasının toplam mevduattaki payı yaklaşık 11 puan artmış durumda. Bu ciddi bir artıştır. Çok güçlü bir bankacılık sektörüne sahibiz ve dolayısıyla Türkiye’nin büyümesinin önünde bankacılık sektörü kaynaklı bir sorun görmüyoruz. Kredi not artışının programı destekleyici bir patikaya da girdiğini görüyoruz" "Bu sene yüksek gelirli ülkeler grubuna girme ihtimalimiz var" Bakan Mehmet Şimşek, Türkiye’nin çok ciddi avantajları olduğunun altını çizerek, "Üst-orta gelirli ülkeler grubundayız. Bu sene itibariyle ümit ediyorum ki belki yüksek gelirli ülkeler grubuna gireceğiz. Dünya Bankası tanımına göre, kişi başı milli gelirin sadece 736 dolar daha artması lazım. 1950’ler de Türkiye orta gelirli ülkeler grubuna girmiş. Bu sene Dünya Bankası’nın tanımına göre yüksek gelirli ülkeler grubuna girme ihtimalimiz var. Olmazsa da orta vadeli program döneminde gireceğiz. Üst-orta gelirli ülkeler grubuyla karşılaştırırsak Türkiye’de önümüzdeki 10 yılda nüfus yaşlanmasına rağmen çalışma çağındaki nüfustaki büyüme yüksek seyredecek, ciddi bir avantajımız var. Ayrıca önümüzdeki dönemde yapısal reform gündemimizin en önemli bileşenlerinden bir tanesi kadınların iş gücüne katılım oranını artırmaktır. Dolayısıyla her halükarda Türkiye’de nüfus yaşlanmaya başladı. Nüfustaki yaşlanmaya rağmen bizim hala önümüzde 15-20 yıllık bir fırsat dönemi var. Türkiye bu dönemi iyi kullanacak ve Türkiye bunun sayesinde yüksek gelirli ülkeler grubu arasına girip, orada daha iyi noktalara, daha müreffeh bir ülke olma noktasında ilerleyecek" şeklinde konuştu. "Gelişmekte olan birçok ülkenin önündeyiz" Türkiye’nin gelişmekte olan ülkelerin önünde olduğunu aktaran Bakan Şimşek, "Bunun için altyapıya geçmişte çok önem verdik. Dünya Bankası’na göre lojistikte Türkiye 38’inci sırada, birçok gelişmekte olan ve gelişmiş ülkenin de önünde. Çünkü biz çok yatırım yaptık. Türkiye’nin bölünmüş otoyol haritasına baktığınız zaman arada ufak tefek farklılıklar var. Son 20 yılda altyapıya 270 dolardan fazla kaynak aktardık. Türkiye bu konuda sorununu çözdü. Önümüzdeki 30 yılda çok az yatırım ihtiyacımız var. Sadece 30 milyar dolarlık, dolayısıyla altyapıda, karayollarında büyük oranda yapmamız gerekeni yaptık. Demiryolları önümüzdeki dönemde en büyük önceliğimiz. Neden? Çünkü karbon ayak izini düşürmek istiyoruz. Bütün demiryolu hatlarının elektrikasyonu, sinyalizasyonu mevcutların. Bir de yüksek hızlı tren hatlarını inşa ama en önemlisi, sanayi üslerinin limana bağlanması. Bu bizim en büyük önceliğimiz olacak. Ve bunun için de önümüzdeki 30 yıl içerisinde 70 dolar civarında para harcayacağız. Diğer bir alan Türkiye’nin altyapı anlamında söylüyorum; havaalanlarına yatırım da tamamlandı. 26 havaalanımız vardı 20 yıl önce, bugün 3’ü inşa halinde 70 havaalanına ulaşmış olacağız. Türkiye bu konuda da ihtiyaçlarını büyük oranda gidermiş olacak. Bu alanda da artık yatırıma ihtiyaç kalmamış olacak. Şimdi daha çok yeşil sanayide dönüşüme -yapısal dönüşüm önemli bir başlıktı- kaynakları oraya aktaracağız. Bankacılık sisteminin de kaynakları oraya aktarması için gerekli çerçeveyi oluşturuyoruz" ifadelerini kullandı.
Samsun Uyuşturucu operasyonunda gözaltına alınan 7 kişi adliyeye sevk edildi Samsun’da narkotik polisi tarafından düzenlenen ve özel harekat polislerinin de destek verdiği eş zamanlı uyuşturucu operasyonunda gözaltına alınan 7 kişi adliyeye sevk edildi. Edinilen bilgiye göre, Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde uyuşturucu ile mücadele kapsamında çalışma yapan Samsun Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, özel harekat polislerinin de desteğiyle önceki sabah saat 06.00 sıralarında projeli ve adli çalışma neticesinde önceden tespit edilen adreslere eş zamanlı operasyon düzenledi. "Uyuşturucu madde ticareti" yaptıkları tespit edilen 10 şüpheli gözaltına alındı. Gözaltına alınan şahısların ikametinde yapılan aramalarda 477,43 gram eroin, 402,40 gram metamfetamin, 402 adet sentetik ecza, 25,99 gram sentetik kannabinoid, 12,55 gram esrar, 1 adet esrarlı sigara, 1 adet hassas terazi, 15 adet uyuşturucu kullanma aparatı, suçtan elde edildiği değerlendirilen 228 bin 300 TL para, 3 adet tüfek, 59 adet tüfek kartuşu ve 111 adet tabanca mermisi ele geçirildi. Polisteki sorgusu tamamlanan 1 kişi serbest bırakılırken, S.Ç. ve H.Ç. dün Samsun Adliyesine sevk edildi. S.Ç. çıkarıldığı mahkemece tutuklanırken, H.Ç. ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Narkotik Şube Müdürlüğündeki sorguları tamamlanan H.K., E.K., E.Ö., E.K., H.S., A.C.K. ve E.C.K. bugün Samsun Adliyesi’ne sevk edildi.
Kayseri 15 yaşındaki gence çarparak ölümüne sebep olan sanık hakim karşısında Kayseri’nin Melikgazi ilçesinde 15 yaşındaki çocuğun otomobilin çarpması sonucu hayatını kaybettiği kazada sürücü ilk kez hakim karşısına çıktı. Duruşmaya katılan acılı anne duruşmada gözyaşlarına boğuldu. Melikgazi’de 15 yaşındaki çocuğun otomobil çarpması sebebiyle hayatını kaybettiği kazada sürücü ilk kez hakim karşısına çıktı. Kayseri Adalet Sarayı 9. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada sanık F.B., müştekiler ve taraf avukatları hazır bulundu. Duruşmada ifade veren Sanık F.B., "Olay esnasında hızım 55-60 civarındaydı. Çok hızlı değildim. Çocuğu görmemle çarpmam bir oldu. Olay saniyelik gelişti. Frene bastım, manevra yaptım ama kazayı önleyemedim. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Ben böyle olmasını istemezdim” şeklinde konuştu. Müşteki baba M.S. ise, “İnsan hayatı bu kadar ucuz mu? Ben sanığın cezalandırılmasını istiyorum” dedi. Acılı anne salonda fenalık geçirdi Öte yandan duruşmayı takip eden gencin annesi H.S. ise, sanık F.B.’nin ifade verdiği sırada fenalaştı. Mahkeme heyeti duruşmayı eksikliklerin giderilmesi için ileri bir tarihe erteledi. Olay 26 Nisan’da Melikgazi ilçesine bağlı Altınoluk Mahallesi Seher Bulvarı üzerinde meydana gelen trafik kazasında, 38 AHL 353 plakalı otomobiliyle seyir halinde olan sürücü F.B., yolun karşısına geçmek isteyen Mehmet S.’ye çarptı. Hastaneye kaldırılan M.S., yapılan tüm müdahalelere rağmen olaydan bir gün sonra hayatını kaybetti.
İstanbul Futbol Gelişim Projesi bilgilendirme toplantısı yapıldı Milli Eğitim Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Türkiye Futbol Federasyonu arasında imzalanan Futbol Gelişim Projesi’nin bilgilendirme toplantısı yapıldı. Futbol Gelişim Projesi bilgilendirme toplantısı, Riva’da bulunan T.C. Gençlik ve Spor Bakanlığı Eğitim Tesisleri’nde gerçekleştirildi. Toplantıya; Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Mehmet Büyükekşi, TFF Yönetim Kurulu Üyeleri, A Milli Takım Teknik Direktörü Vincenzo Montella, Futbol Gelişim Projesi 16 İl Spor Koordinatörü, Dersimiz Futbol Projesi’ne katılan kız ve erkek çocuklar ile rektörler katıldı. Mehmet Büyükekşi: "Projemizi 41 ilimize çıkartarak, 1 milyon çocuğumuzu futbol ile tanıştırmak istiyoruz" Sözlerine 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutlayarak başlayan Mehmet Büyükekşi, "Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi ’Küçük hanımlar, küçük beyler, sizler hepiniz geleceğin birer gülü, yıldızı ve ikbal ışığısınız. Memleketi asıl ışığa boğacak olan sizsiniz’. Kendinizin ne kadar önemli değerli olduğunu düşünerek, ona göre çalışınız. Sizlerden çok şey bekliyoruz. Her futbolseverin kalbinde tutku, sadakat ve sarsılmaz bir bağlılıkla örülmüş bir hikaye yatıyor. Yalnız bu sebeple bile futbol sadece futbol değil. Çünkü futbol sadece bir oyun değil bir duygu yolculuğu. İnişler, çıkışlar, yenilgiler ve zaferlerle dolu. Gözyaşları, sevinç tezahüratları, öfkelenmeler, şefkatle birbirimize sarılmalar. Estetik bir çalımla yükselen uğultular, bir son dakika golü ile yeşeren umutlar. Futbol hayata benzediği kadar tam da oradan fethetmiş bir kez kalbimizi. Bizim için futbol bundan biraz daha fazlası. Biz ilk günden beri futbola değer katmak için buradayız. Yan yana, omuz omuza yürüdüğümüz bu ülkenin futbol markalarını büyütmek için bir aradayız. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında da, önce kendimize olan inancımızla, birbirimize duyduğumuz güvenle, oyunu öğrenmenin, oyunu paylaşmanın, oyunu yaşamanın coşkusuyla, mücadele ruhuyla ve kararlılıkla, futbola gönül veren çocukların hayalleriyle, ilk maçına çıkan bir gencin dualarıyla bir aradayız. Evladı milli takım forması giydiği gün gözleri sevinçle dolan annenin gururuyla, biz, memleketin futbolunu omuzlarımızda taşımanın heyecanlıyla yarınları birlikte büyütmek için yola çıktık. Eylül 2023’de iki bakanlığımız ile protokol imzaladık. Milli Eğitim Bakanlığı, Gençlik Spor Bakanlığı ve Türkiye Futbol Federasyonu olarak 22 Eylül 2023 tarihinde futbol gelişim projesi iş birliği protokolü imzaladık. 500 bin çocuğumuza ulaştık. İmzaladığımız protokolün kağıtta kalmaması için hemen harekete geçtik. 6 ay gibi kısa bir sürede 16 pilot ilimizde 500 bin’e yakın çocuğumuzu futbol ile tanıştırdık. Yeni hedef 1 milyon çocuk 16 pilot ilimizde başlattığımız projemizi 41 ilimize çıkartarak 1 milyon çocuğumuzu futbol ile tanıştırmak istiyoruz" diye konuştu. Avrupa’nın en genç A Milli Takımı ile Euro 2024 Avrupa futbol Şampiyonası’na hazırlandıklarını belirten Başkan Büyükekşi, "Milli takımımız tarihinde ilk kez eleme gruplarını lider tamamlayarak Avrupa Futbol Şampiyonası’na grup lideri olarak katılma hakkı kazandı. Hedef 2032’de Avrupa şampiyonu olmak, İtalya ile birlikte ev sahipliği yapma hakkı kazandığımız 2032 Avrupa Futbol Şampiyonası’nda Avrupa şampiyonu olma hedefiyle çalışıyoruz. Atatürk’ün ’Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını severim’ sözü doğrultusunda ’İyi birey, iyi vatandaş, iyi sporcu’ prensipleriyle futbolcularımızı Fair-Play ruhuyla yetiştireceğiz" şeklinde konuştu. Projenin FIFA ve UEFA tarafından önemsenmekte ve desteklenmekte olduğunu belirten TFF Futbol Gelişim Direktörü Oğuz Çetin, "Ülkemizde futbola ilgi çok büyük. Herkesi oyunun içine çekiyor. 85 milyon nüfusa dahil ülkemizde 20 milyon çocuk ve gence sahibiz. Projemizin temel amacı Fair-Play’a, sevgi ve saygıya dayalı futbol kültürü oluşturmak" dedi. Osman Aşkın Bak: "Spor kültürünü arttırmaya devam edeceğiz" Projeyi 22 Eylül 2023 tarihinde imzaladıkları protokolle hayata geçirdiklerini söyleyen Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, "Futbol Gelişim Projesi kapsamında konulan hedeflere adım adım ilerliyoruz. Emeği geçen herkese çok teşekkür ediyoruz. Güzel işler oluyor. Güzel bir proje. Bu projeyi 22 Eylül 2023’te beraber imzaladık. Bu güzel işi yürüteceğiz. Bakanlık olarak yakından takip ediyoruz. Yetenek Taraması Projesi sayesinde yaklaşık 4.5 milyon çocuğa ulaştık. Onları yetenekli oldukları branşlara yönlendirdik. Okul spor kulüpleri kuruyoruz. İstanbul’da 3 bin okul kulübü kurduk. ’Daha çok spor’ diyoruz. ’Yüzme Bilmeyen Kalmasın’ projesiyle 10 milyon çocuğumuza yüzmeyi öğrettik. Obeziteyi engellemek için herkesi spor yapmaya, havuzlara ve sahalara davet ediyoruz. Spor bize arkadaşlığı ve öz güveni kazandırıyor. Spor kültürünü arttırmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e çağrıda bulunan Bakan Bak, "Okullarda lütfen Beden Eğitimi derslerini arttıralım. Gençlerin enerjisi için bu önemli. Dikkate almanızı rica ediyorum" dedi. Yusuf Tekin: "Her türlü mücadelenin aracı olarak sporu önemsiyoruz" Bu projeye katkı vermelerinin birkaç sebebi olduğunu açıklayan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, "Bunlarından biri, biz Türkiye’de başta dijital bağımlılık olmak her türlü mücadelenin aracı olarak sporu önemsiyoruz. Biz dijital bağımlılığını da madde bağımlılığı kadar tehlikeli görüyoruz. Aldığımız kararla yaz aylarında okul bahçelerini yeniden oyun alanları oluşturmaya karar verdik. İkincisi spor kültürünün, sporun ahlakının gelişmesi ancak eğitim, öğretim ortamlarında olur diye düşünüyoruz. Biz bu açıdan projeyi önemsiyoruz. Obezite asrın hastalıklarından biri. Hepsinden önemlisi akademik araştırmaların tamamı şunu gösteriyor; akademik başarı için çocukların fiziksel aktivite yapması elzem. Bir diğer önemli husus Türkiye’de sportif altyapının küçük yaşlarından itibaren geliştirmesine inanıyorum. Biz 2013 yılından itibaren tematik spor liseleri kurmaya başlamıştık. Geldiğimiz noktada aslında bu iş için lise geç olmuş bir dönem. Biz ekim ayında sanatla ilgili olarak müzik liselerinin sanat eğitimi için geç olduğunu düşünüp müzik ilkokul ve ortaokul projesini başlattık. Federasyon ve Gençlik ve Spor Bakanlığı bizimle birlikte çalışmaya varsa belli spor dallarında ilkokul, ortaokul ve lise düzeyinde sportif eğitimin birlikte verildiği okulları hayata geçirebiliriz" değerlendirmesinde bulundu. Bakan Tekin, ayrıca projedeki yer alan okullardan birer öğrencinin A Milli Futbol Takımı desteklemek için Avrupa Futbol Şampiyonası’na gitmesiyle ilgili çağrıda bulundu. Toplantının ardından TFF Hasan Doğan Milli Takımlar Kamp ve Eğitim Tesisleri’nde projede yer alan öğrenciler 15’er dakikalık iki devreden oluşan maç yaptı.