GÜNDEM - 27 Ocak 2020 Pazartesi 11:15

Deprem bölgesindeki bakanlardan önemli açıklamalar

A
A
A
Deprem bölgesindeki bakanlardan önemli açıklamalar

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ve Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, Elazığ depremiyle ilgili basın toplantısı düzenleyerek, son gelişmeleri aktardı.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, deprem bölgesine toplam 24 milyon TL destek gönderildiğini belirterek, "Ağır hasarlı evlerde oturan vatandaşlara toplam 41 bin lira yardımda bulunacağız" dedi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ve Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, Elazığ depremiyle ilgili basın toplantısı düzenleyerek, son gelişmeleri aktardı.

Deprem bölgesinde yapılacak yardımlarla ilgili açıklamalarda bulunan Soylu, "Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'ndan 10 milyon, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'ndan 8 milyon, AFAD Başkanlığı'ndan 6 milyon olmak üzere toplam 24 milyon TL geldi. Ağır hasarlı evlerde oturan vatandaşlara toplam 41 bin lira yardımda bulunacağız. Eşyalarını alabilen vatandaşlara ise yaklaşık 11 bin lira kira yardımı gerçekleştireceğiz. Orta hasarlı evlerde oturanlara ise 5 bin lira destek ve 27 bin lira güçlendirme kredisi verilecek. Köyde evi yıkılanlara 11 bin lira acil yardım ve 5 bin lira da eşya yardımı için bir destek ortaya koyacağız. Depremden hemen sonra başlayan arama kurtarma çalışmaları ile 45 vatandaşımızı enkaz altından sağ salim çıkarabildik. Şu an itibari ile toplam 39 vatandaşımızı kaybettik. 2 vatandaşımızın kalp krizi nedeniyle hayatını kaybettiğini bir kez daha belirtmek istiyorum" dedi.

Şu ana kadar 948 artçı deprem meydana geldiğinin altını çizen Soylu, "Depremin akabinde iletişim, ulaşım, enerji, altyapı ve gerekli olan bütün imkanlara bakıldı ve hiç birinde en ufak bir aksaklık görülmedi.

 Bakan Kurum: "Dün itibariyle yıkımı acil olan ağır binaların yıkımlarını başlattık"

Havalimanlarında herhangi bir problem söz konusu olmadı. Hastanelerimiz hizmetlerini aralıksız ve eksiksiz yerine getirdi. TSK’nın kargo uçaklarıyla birlikte istediğimiz araçlar malzemeler ve arama kurtarma ekipleri buraya geldi. Huzurunuzda arama kurtarmacılarımıza çok teşekkür etmek istiyorum. 1000’e yakın burada bulunan STK’lara çok teşekkür etmek istiyorum. 24 saat esas itibarıyla hem arama kurtarma yapan çadır kuran bu STK’ların tamamına teşekkür ediyoruz. Depremin hemen akabinde Milli Eğitim Bakanlığımız tüm öğretmenleri çocukların psikolojisi için görevlendirmiştir. Şu ana kadar 45 barınma alanı belirledik. 24 bin 402 çadır sevk edildi şu ana kadar bölgeye. 400 kadar da genel amaçlı çadır sevk edildi. Günlük olarak 50 bin kumanya dağıtılacak Elazığ ve Malatya’da. Bugün itibarıyla hem Malatya'da hem de Elazığ'da kamu kurumları çalışmaya başladı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız hasar tespit çalışmalarını gerçekleştiriyor. Adalet Bakanımız burada. Hem Malatya hem de Elazığ’da kamu kurumları çalışmaya başladı. Üç yurt var burada bunlarda herhangi birinde hasar mevcut değil. 4800 personel hizmet vermektedir. Bu personel teknik profesyonel personeldir" dedi.

Soylu, "34 okulumuz açık, spor salonlarımız açık. Gençlik merkezlerimiz açık. Bir şey daha yaptık. Özellikle lavabo ve tuvalet ihtiyaçları için 50’ye yakın kıraathanenin açık kalmasını temin ettik. Şehir hastanesinin şantiyesi vardı. 500 kişilik bir barınmayı orada gerçekleştireceğiz. İl özel idaremize ait arazide yaklaşık 1000 ailenin barınabileceği bir alanı yaklaşık 15 gün içinde inşallah, konteynerlerimiz hazır hemen buraya sevkini başlatıyoruz bir konteyner kent oluşturacağız. 2 milyon 500 bine yakın vatandaşımız SMS ile bir gönül birlikteliğine girdi. Son teşekkürüm Diyarbakır annelerine atkı bere örerek buradaki depremzede çocuklara ve ailelere gönderiyorlar" dedi.

Sağlık Bakanı Koca: "Durumu ağır olan vatandaşımız bulunmuyor"

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, durumu ağır olan vatandaş bulunmadığını söyledi. Koca, toplam 1607 kişinin hastanelere müracaat ettiğini belirterek, "Hastanelerde tedavileri devam eden 86 vatandaşımız var. 18 vatandaşımızın yoğun bakımda tedavilerine devam ediliyor. Durumu ağır olan vatandaşımız bulunmuyor. Enkazdan çıkarılırken bazı yararlılarımızın olduğu malum. Özellikle çadırlarda ve yerleşim yerlerinde acil ikinci basamak sağlık hizmeti vermek üzere yaygın sahra üniteleri açmaya başladık. Bütün ilçelerde mobil sağlık ekipleri hizmet vermeye devam ediyor. İl merkezinde acil ikinci basamak sahra üniteleri var. Bunları daha da yaygınlaştırmayı hedefliyoruz. Taburcu ettiğimiz hastalara evde bakım hizmetine başladık. Çadır ve toplu alanlarda kronik hastaların tespitini ve ilaca erişimini sağladık. Ayrıca psikososyal destek planlandı" dedi.

Koca, "Sağlık durumları hakkında bilgi vermem gerekirse Azize Çelik’in gene durumu iyi tedbir amaçlı yoğun bakımda tedavisi devam ediliyor. 2,5 yaşındaki Yüsra Yıldız ve annesi Ayşe Yıldız’ın tedavileri devam ediyor. Yüsra’nın bacaklarında ezikleri vardı ödem nedeniyle tedavisi yapıldı. Annesinin yoğun bakım şartlarında tedavisi devam ediyor" dedi.

UMKE, 112 Acil ve destek ekipleri dahil sahada 2 bin 620 kişinin hizmet verdiğini belirten Koca, "Bütün hastanelerimizde sağlık hizmeti verme anlamında yeterli olduğumuzu, herhangi bir sağlık kuruluşumuzun depremden hasar görmediğini ve özellikle yaralılarımızın başta şehir hastanesi olmak üzere üniversite hastanemizde tedavi edildiğini söylemek istiyorum" şeklinde konuştu.

Koca, Dünya Sağlık Örgütü yönetimine de hassasiyetlerinden ötürü teşekkür etti.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum da, "Depremin olduğu ilk andan itibaren Elazığ’a tüm ekiplerimizle hareket ettik. 500 kişilik ekibimizle hasar tespit çalışmalarına devam ediyoruz. Arkadaşlarımız bu çalışmaları titizlikle yapmaya devam ediyor. Bugün itibarıyla Elazığ merkez sivrice ve maden de 50 yıkık binamız mevcut. 308 ağır hasarlı, 150 de orta hasarlı binamız mevcut. Bu binalarımızdan 22 tanesi acil yıkılacak binalardan oluşuyor. İçine girmeye izin vermeyeceğimiz binalardan ibaret. Dün itibarıyla yıkımlarını başlattık. Arama kurtarma çalışmalarımı tamamlanmak üzere. Sürsürü Mahallesinde yıkılan Dilek sitesi yanında bulunan hasarlı binaların da tespitlerini yapmaya başladık. 9 binada ağır hasar binaların tespitini yaptık. Bu binaların da yıkılması gerektiği ortaya kondu. Bu bölgede 184 daire riskli durumda. Amacımız Kartal’da olduğu gibi en geç Şubat sonu temelini atıp yıl sonuna kadar da vatandaşlarımıza konutlarını teslim etmektir. TOKİ ile toplamda 400’e yakın konutu öncelikli olarak evleri yıkılan vatandaşlarımıza teklif edeceğiz. Kendilerinin de uygun bulması halinde bu hazır konutlara vatandaşlarımızı hızlı bir şekilde taşıyacağız" dedi.

Adalet Bakanı Abdülhamit Gül ise devletin milletin yanında olduğunu belirterek, "Bütün imkanlar seferber edilmiştir. Bugün itibari ile tüm depremden etkilenen bölgelerde de adliye hizmetleri verilmeye başlamıştır. Tüm cezaevindeki mahkum ve tutukluların sağlık durumları iyidir etkilenen olmamıştır. Deprem esnasından itibaren TCK anlamında suç teşkil eden hususlarla ilgili soruşturmalar büyük bir titizlikle devam etmektedir" dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.