SAĞLIK - 22 Mayıs 2020 Cuma 09:34

Depresyon sandığınız şey bahar yorgunluğu olabilir

A
A
A
Depresyon sandığınız şey bahar yorgunluğu olabilir

Depresyon sanılan duygu durum değişikliklerinin bahar yorgunluğu olabileceğini bildiren Psikiyatri Bölümü Uzmanı Dr. Timur Fadıl Oğuz ,"Mevsim değişiklikleri duygusal dalgalanmalara yol açıyor. Öncelikle, depresyon ve mevsimsel depresyonun olmadığına dair bir psikiyatri uzmanının değerlendirmesini almak gerekir. Çünkü bazen de depresyon gibi gözükür ama fiziksel bir sorun olabilir. Eğer depresyon tanısı konursa, genellikle tedaviler çok etkilidir" dedi.

Bahar ve yaz aylarının gelişini kimileri sevinçle karşılarken kimileri de bu hava değişikliğinin yorgunluk, halsizlik ve keyifsizlik oluşturduğunu düşünüyor. Hatta çoğu zaman “bahar yorgunluğu” olarak adlandırılan durumla depresyon birbirine karıştırılıyor. COVID-19 salgını süreci, mevsim değişimlerine bağlı duygu dalgalanmalarının daha yaygın görülmesine yol açabiliyor. Güven Hastanesi Psikiyatri Bölümünden Uzm. Dr. Timur Fadıl Oğuz mevsim geçişlerinde yaşanan duygusal dalgalanmalar hakkında bilgi verdi.

Hava değişimi ya da mevsimsel değişimlerin duygularda dalgalanmaya yol açtığını bildiren Uzm. Dr. Oğuz, "Mesela bazı insanlar kış aylarında depresyona girer, kışın bitmesiyle beraber de toparlarlar. Bu durum daha çok batı ülkelerinde böyledir. Geçmişte psikiyatrik bilgiler batıdan geldiği için, ülkemizde de durumun böyle olduğunu düşünüyorduk. Son yıllarda, Türkiye’den doğuya doğru gidildiğinde, Asya ülkelerinde durumun böyle olmadığına dair veriler ortaya çıkmaktadır. Asya ülkelerinde depresyonun daha çok bahar ve yaz aylarında ortaya çıktığı görülmektedir. Bazı kişilerde bu durum her zaman aynı şekilde ortaya çıkar yani; kasım ayı gibi bir depresyon başlar ve bahara doğru düzelir. Türkiye’de de kış depresyonu oldukça yaygın görülmektedir. Coğrafi olarak Asya ve Avrupa’nın ortasındayız, bu nedenle ülkemizde iki mevsim geçişinde de depresyon vakaları ortaya çıkıyor. Hatta Kıbrıs’ta çalıştığım bir dönem, yaz aylarında depresyonun daha yaygın olduğuna dair bir gözlemim oldu ama bir yere oturtamamıştım o zamanlar. Mevsimsel olarak kış aylarında olan depresyonla, yaz aylarında olan depresyon arasında da bazı farklar var. Kış aylarındaki depresyonda iştah çok artabilmekte ve aşırı uyuma isteği görülebilmektedir. Yaz aylarında olan depresyonda ise iştah azalması ve uykusuzluk daha çok kendini gösterir. Bunlar biraz da farklı depresyonlar aslında ve bunların farklarını zaman içinde daha iyi anlamaya başlayacağız. Bahar sonu ve yaz başlangıcı, özellikle bipolar bozukluklarda mani ya da hipomani denilen maninin hafif versiyonunun daha sık görüldüğü aylardır. Bu aylar bipolar hastalarımızda tetikte olduğumuz aylardır; hastalıkları konusunda bilinç kazanmış bipolar hastalarımız da bu aylarda manik ya da hipomanik ataklar geçirebileceklerini bilirler. Yine bipolar hastalarımızda, kış aylarında depresyon ihtimalinin biraz daha fazla olduğunu söylemek mümkündür” dedi.

Mevsimsel farklılıkların neden duygu değişimleri meydana getirdiğinin kesin olarak bilinmediğini kaydeden Oğuz sözlerine şöyle devam etti: "Sebebi tam olarak bilinmemekle birlikte, birkaç şeyle bağlantılı olabilir. Bir tanesi, kış aylarında güneş kendini daha az gösterdiği için ve günler daha kısa olduğu için ışığa daha az maruz kalınmaktadır. İkincisi, kış aylarında kişi daha hareketsiz olduğu için bu durum depresyonu tetikleyebilmektedir. Çok emin olmadığımız birkaç durum daha var. Kış aylarında D vitamininin kanda çok azaldığını bilinmekte ve bunun da tetikleyici olduğuna dair bazı görüşler mevcut. Bazıları da omega-3’ün önemli olabileceğini düşünmekte ama bu iki sebep de hâlâ büyük soru işaretleri taşıyor"

Halk arasında bahar yorgunluğu olarak adlandırılan durumun fizyolojik bir uyum durumundan kaynaklanabileceğini bildiren Timur Fadıl Oğuz, "Bu durum vücudun, yeni mevsimsel duruma adaptasyon sürecinde geçirdiği bir sıkıntı gibi duruyor. Ancak, psikiyatrik sorunlarla bir bağlantısı olduğuna dair bir veri yok. Bahar yorgunluğu, büyük ihtimalle psikiyatrik bir sorun değil. Ancak yorgunluk ve o enerjisizlik hali depresyona benzetildiği için ‘Acaba depresyon mu?’ gibi düşünülüyor olabilir. Bununla birlikte; tabii ki bir kişi hem depresyonda olup hem de bahar yorgunluğu yaşayabilir” diye konuştu.

Bu durumda depresyon ve bahar yorgunluğu nasıl ayırt edileceğine ilişkin konuşan Oğuz şunları kaydetti; "Bahar yorgunluğu; genellikle birkaç hafta sürer, en fazla bir ay sonra geçer. Ama depresyon uzar; bu ayrıştırmak için bir kriter olabilir. İkincisi; sadece enerjisizlik değil de belirgin bir keyifsizlik, neşesizlik, hayattan alınan zevkte büyük bir azalma depresyon olabileceğini işaret eder. Aşırı sinirlilik, şiddetli uyku sorunları, aşırı kaygılar görülürse bunun bahar yorgunluğu değil de depresyon olabileceğini yorumlamak mümkündür. Geçmişte bir depresyon hikayesi varsa, böyle bir durumda da bir depresyon tekrarı olabileceği ve bahar yorgunluğu ile açıklanamayacağı anlamına gelebilir. Burada kritik nokta şudur ki; kişi yorgun, enerjisiz olabilir ancak, “O kadar da kötü değilim, şunu yapmaktan bunu yapmaktan hala zevk alıyorum” gibi şeyler söylüyorsa muhtemelen o bahar yorgunluğudur.”

Depresyonun sadece bedenen değil, zihnen de bir çöküntü durumu olduğunu ifade eden Oğuz, bu ayrımı iyi yapmak gerektiğine dikkat çekerek,” Kişi bahar yorgunluğundayken halsiz ve keyifsizdir ama arkadaşlarıyla buluştuğunda gayet neşelidir. Kişi, yorgun hissetmesine rağmen bir yandan hayattan zevk almaya devam eder. Depresyon ile bahar yorgunluğu arasındaki en önemli fark, depresyonun zihinsel bir durum oluşturmasıdır” dedi.

Bipolar bozukluğu olanların bu dönemde çok dikkatli olması gerektiğine vurgu yapan Dr. Oğuz, "Mevsim geçişleri hastalıkları tetikleyebilir. Zaten bu kişiler bir süre sonra bilinçlenir ve daha dikkatli olurlar. Bipolar bozukluğu olanların yüzde 90’ı sürekli ilaç kullanmak zorunda. İlaç kullanıyor olsalar da kış aylarında yine de depresyonun ortaya çıkabileceğini bilmeleri lazım. Bahar sonu ve yaz başında, mani ve hipomani durumuyla karşılaşabilecekleri konusunda bilgili olmaları ve dikkatli olmaları lazım” şeklinde konuştu.

Mevsimsel depresyon ve bahar yorgunluğu için alınabilecek önlemlere ilişkin bilgiler veren Oğuz,” Öncelikle, depresyon ve mevsimsel depresyonun olmadığına dair bir psikiyatri uzmanının değerlendirmesini almak gerekir. Çünkü bazen de depresyon gibi gözükür ama fiziksel bir sorun olabilir. Eğer depresyon tanısı konursa, genellikle tedaviler çok etkilidir. Kişi kendinde duygusal olarak bir farklılık görüyorsa, “eskisi gibi değilim, keyfim yok, neşem yok” gibi tespitler yapıyorsa bir psikiyatriste başvurabilir. Bunun mevsimsel bir sebepten ötürü olup olmadığı zaten görüşmede ortaya çıkar” dedi.

Mevsimsel depresyonla ilgili bilimsel araştırmalar olduğunu belirten Oğuz şunları söyledi; “ABD’de ve Avustralya’da yakın zamanda yapılan büyük bir araştırma var. Bunun sonucunda, bu ülkelerde depresyon ve birkaç önemli hastalığın mevsimlerle bağlantısı çok belirgin bir şekilde ortaya çıktı. Bu bizim için önemli bir bilgi. En fazla mevsimsellikle bağlantısı olan psikiyatrik hastalığın yeme bozuklukları olduğuna dair bir veri ortaya çıktı. İlk sırada yeme bozuklukları ikinci sırada ise depresyon var. Bu iki ülkede, bu sorunlar en çok kış aylarında görülüyor. Yine mevsimsel bağlantısı olan ama diğerlerine göre en az olan psikiyatrik hastalık ise; kaygı bozuklukları olarak gözüküyor. Kaygı bozuklukları da bu ülkelerde kış aylarında, yaz aylarına göre daha fazla görülüyor ancak bu fark daha az belirgin.”

Hülya Keklik

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Mevsimlik tarım işçilerinin çalışma koşullarının iyileştirilmesine yönelik yeni düzenlemeler Resmi Gazete’de Çalışmak için bulundukları ilden başka illere giden mevsimlik tarım işçileri ve ailelerinin yaşadıkları sorunların giderilmesine yönelik yapılacak çalışmalar ile ilgili Cumhurbaşkanlığı Genelgesi Resmi Gazete’de yayımlandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından imzalanarak Resmi Gazete’de yayımlanan ’Mevsimlik Tarım İşçileri ile İlgili 2024/5 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi’ ile mevsimlik tarım işçilerinin çalışma koşullarının iyileştirilmesine yönelik yeni düzenlemeler getirildi. Genelge kapsamında, mevsimlik tarım işçileri ve aileleri için geçici yerleşim alanları oluşturulacak ve bu alanlarda eğitim, sağlık, ulaşım ve sosyal hizmetler sunulacak. Genelgeye göre, valilikler tarafından mevsimlik tarım işçilerinin yoğun olarak çalıştığı yerlerde iklim şartlarına uygun, emniyetli ve estetik prefabrik yapılar kullanılarak geçici yerleşim alanları kurulacak. Bu alanlar sel, su baskını gibi doğal afetlere karşı güvenli lokasyonlarda planlanacak ve yerleşim yerlerine elektrik, su ve kanalizasyon hizmetleri sağlanacak. Valiliklerce hazırlanan eylem planlarında belirlenen alanlara ilişkin tahsis veya protokol belgesi Mevsimlik Tarım İşçileri Bilgi Sistemi’ne (e-METİP) aktarılacak. Sağlık hizmetleri Genelgede sağlık hizmetleri kapsamında, il sağlık müdürlükleri tarafından mevsimlik tarım işçileri ve ailelerine yönelik aşılama, kronik hastalık taramaları ve mobil sağlık ekipleri ile sağlık hizmetleri sunulacak. İl sağlık müdürlüklerince mevsimlik tarım işçiliğinin yoğun olduğu bölgelerde yeterli sayıda personelinin istihdamının sağlacağı belirtilen genelgede, ”İl sağlık müdürlüklerince mevsimlik tarım işçiliğinin yoğun olduğu bölgelerde yeterli sayıda sağlık personelinin istihdamı sağlanacak ve hizmet ihtiyacına göre personelin çalışma saatleri düzenlenecektir. Çalışan sağlığının korunması ve geliştirilmesi kapsamında il sağlık müdürlüklerince gerekli bilgilendirme faaliyetleri yapılacaktır” ifadelerine yer verildi. Eğitim hizmetleri Genelgeye göre çocukların eğitimi için geçici yerleşim alanlarında eğitim merkezleri oluşturulacak ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından eğitim hizmetleri koordine edilecek. İl milli Eğitim Müdürlüklerince; geçici yerleşim alanlarında eğitim ve sosyal faaliyetler için oluşturulan merkezin, öncelikle çocuklar için etkin bir eğitim merkezi olarak kullanılmasının sağlanacağına dikkati çekilen genelgede şu ifadelere yer verildi: "Çocukların eğitimi için geçici yerleşim alanlarında eğitim merkezleri oluşturulacak ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından eğitim hizmetleri koordine edilecek. Mevsimlik tarım işçilerinin zorunlu eğitim çağındaki çocuklarının eğitimlerini devam ettirmek üzere konu hakkında Milli Eğitim Bakanlığının ilgili yönerge/genelge hükümleri uygulanacaktır. Bu hususta şartlı nakit transferi gibi özendirici tedbirler etkin şekilde uygulanacak, çocukların okul kıyafetleri ve malzemeleri valiliklerce sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları aracılığıyla temin edilecektir. İl milli eğitim müdürlüklerince; mevsimlik tarım işçilerinin çocuklarının daimi ikametgahlarındaki okullarına döndüklerinde öğrenme kayıplarına yönelik telafi/yetiştirme eğitimleri yapılacaktır. Mevsimlik tarım işçileri, daimi ikamet ettikleri illere geri döndüklerinde çalışma ve iş kurumu il müdürlükleri, halk eğitimi merkezleri ve mesleki eğitim merkezlerince; işçiler arasında yaygın eğitim ihtiyacı olanlar tespit edilerek eğitim ihtiyaçları karşılanacak, yetişkinlere okuma-yazma ve/veya meslek edindirme kursları, iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri ile sosyal-kültürel faaliyetler düzenlenecektir. Özel eğitim ihtiyacı bulunan çocuklar rehberlik araştırma merkezi müdürlükleri tarafından eğitim imkanlarından faydalandırılacaktır. Mevsimlik tarım işçisi ailelerin çocuklarının eğitime erişimlerinin sağlanması amacıyla il/ilçe milli eğitim müdürlükleri bünyesinde kurulan ekiplerin görevleri süresince ulaşım ihtiyaçlarının giderilmesi için gerekli tedbirler Valiliklerce alınacaktır." Genelgeye göre, İçişleri Bakanlığı, mevsimlik tarım işçilerinin güvenli bir şekilde seyahat etmeleri için gerekli trafik denetimlerini artıracak ve gece saatlerinde yolculuk yapmamaları sağlanacak. Geçici yerleşim alanlarının korunması ve asayişin sağlanması için kolluk kuvvetleri tarafından düzenli devriyeler yapılacak. Sosyal hizmetler Aile ve sosyal hizmetler il müdürlüklerince sosyal hizmetler kapsamında, mevsimlik tarım işçileri ve ailelerinin bilgilendirilmesi sağlanacağı kaydedilen genelgede kadın, çocuk, engelli ve yaşlıların sunulan hizmetlerden yararlanacağı vurgulandı. Okul çağına gelmemiş çocuklar için ise aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlükleri ve İl Milli Eğitim Müdürlükleri tarafından geçici yerleşim alanlarında eğitim ve bakım hizmetleri için personel görevlendirilebilecek. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından sunulan gezici kütüphane, gezici müze ve benzeri hizmetlerin geçici yerleşim alanlarında faaliyet göstermesi amacıyla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile koordineli çalışmalar yürütüleceği aktarılan genelgede şunlar yer aldı: "Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından mevsimlik tarım işçisi ailelerin çocuklarına yönelik sosyal ve sportif faaliyetler yürütülecektir. İl Müftülüklerince mevsimlik tarım işçilerinin ve ailelerinin inanç ve ibadet ihtiyaçlarının karşılanması için gerekli tüm tedbirler alınacak; çocuk işçiliğinin önlenmesine ve çocukların zorunlu eğitime devam etmelerinin sağlanmasına ilişkin olarak ailelerin bilgilendirilmesine yönelik çalışmalara destek verilecektir." Mevsimlik Tarım İşçileri Bilgi Sistemi (e-METİP) Mevsimlik tarım işçisi olarak daimi ikametgahı dışında bir başka ilde çalışmak amacıyla geçici olarak yer değiştirenlerin ve ailelerinin kimlik bildirimleri, bu kişilerin yaşadıkları geçici yerleşim alanlarındaki kolluk kuvvetlerince alınacağı vurgulanan genelge şu şekilde devam etti: "Bu bildirimler Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile elektronik ortamda paylaşılacaktır. Bu bilgilerin e-METİP’e sürekli ve eksiksiz şekilde aktarılması için teknik altyapıya yönelik gerekli her türlü düzenleme Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı tarafından yapılacaktır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı; Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığına e-METİP’e kayıtlı olan mevsimlik tarım işçilerinin ve aile bireylerinin kimlik numaralarını bildirecektir. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kullanılmakta olan Milli Eğitim Bakanlığı e-Okul Yönetim Bilgi Sistemi’nde yer alan mevsimlik tarım işçilerinin çocuklarına ilişkin kayıtlar e-METİP’e aktarılacaktır. Bu bilgilerin e-METİP’e sürekli ve eksiksiz şekilde aktarılması için altyapıya yönelik gerekli her türlü düzenleme Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılacaktır. Mevsimlik tarım işçilerinin ve ailelerinin kimlik numaraları her sağlık hizmeti sunumunda alınarak, sunulan hizmetlere ilişkin bilgiler kişisel verileri içermeyecek şekilde e-METİP’e aktarılacaktır. Bu bilgilerin e-METİP’e sürekli ve eksiksiz şekilde aktarılması için altyapıya yönelik gerekli her türlü düzenleme Sağlık Bakanlığı tarafından yapılacaktır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı gerekli gördüğü takdirde e-METİP’in etkinliğinin artırılması amacıyla diğer kamu kurum ve kuruluşlarından protokole gerek duymadan kişisel verileri içermeyecek şekilde veri talebinde bulunabilecektir. Tarım alanlarının geniş bölgelere yayılması nedeniyle mevsimlik tarım işçilerinin kayıt altına alınması sürecinde kolluk kuvvetlerine kolaylık sağlamak amacıyla Tarım ve Orman Bakanlığı taşra teşkilatı başta olmak üzere ilgili kamu kurum ve kuruluşları, muhtarlar ile ziraat odaları birlikleri ve mevsimlik tarım işçisi çalıştıran tarla veya bahçe sahipleri/işleticileri ve işverenler tespit ettikleri/çalıştırdıkları mevsimlik tarım işçilerini kolluk kuvvetlerine bildirecektir.
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.