GÜNDEM - 01 Eylül 2017 Cuma 14:12

Derecik’te 102 şehit için şehitlik açıldı

A
A
A
Derecik’te 102 şehit için şehitlik açıldı

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, PKK'nın hareket alanının daraldığını belirterek, "Zannetmesinler ki, sınırımızın dışında durdukları yer kendileri için emindir. Buradan Derecekten sesleniyorum. Yakındır tepenize bineceğiz. Korkunun ecele faydası yok” dedi.

Hakkari’nin Şemdinli ilçesine bağlı Derecik Beldesinde terör olaylarında şehit olan 102 kişi için yapılan şehitlik, törenle açıldı. Kuzey ırak sınırındaki beldede Bakan Soylu, beraberindeki Jandarma Genel Komutanı Arif Çetin ile kendilerini karşılayan halkla tek tek tokalaşarak bayramlarını kutladı. İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından konuşan Bakan Soylu, biraz önce Aktütün’de olduklarını hatırlatarak, “Orası da bir şehitler tepesidir. 92 yılında 24’ü asker 7’si korucu 31 şehidimiz var. 2008’de 6 şehidimiz vardı yine de şehitler tepesini bırakmadık. Burası da şehitler tepesidir. Bu memleket üzerinde hesapları olanlar Derecikleri, Tendürekleri, Dumlupınarları, Çanakkaleleri, Malazgirtleri, Sarıkamışları hesap etmiyorlar. Burası kahraman bir beldedir” dedi.

“Bir tükürük kadar ancak canınız var”

Cumhurbaşkanı ve Başbakanın iyi bayramlar dileklerini ileten Soylu, “Ülkede birileri, insan haklarından bahsediyorlar. İnsan hakları diyorlar ama bu şehitliklere gelmiyorlar. Burada katledilen çocukların insan hakları yok mu? 13 yaşında PKK’nın zorla dağa götürüp orada kız evladımızı taciz ederek, insanlığı küçük düşürürken insan hakları yok mu? Köylü yolunu yaparken ve üzerinde silah yokken katledilen, şehit edilen, çocuğunun nafakasını kazanmak isteyenler için insan hakları yok mu? Maalesef Türkiye’ de bir takım insan hakları savunucuları, PKK taşeronu haline gelmişler. Buradan bu şehitlikten söylüyorum. Yalan, iftirayı gerçekmiş gibi söyleyen insan hakları savunucuları, öğretmen şehit ediliyor sesiniz çıkmıyor, doktor şehit ediliyor sesiniz çıkmıyor, bölgede masum insanlar katlediliyor sesiniz çıkmıyor. Sosyal medya üzerinden PKK taşeronluğuna soyunanlar; Sizlere sesleniyorum. Bir tükürük kadar ancak canınız var. Bu milletin tükürüğü kadar” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin yolunun açık olduğunu dile getiren Bakan Soylu, “Ülkemin sınırlarını tutan bu insanlara, güvenlik görevlisiyle, korucusuyla, polisiyle el ele vermiş, omuz omuza vermiş; özgürlük nedir, hürriyet nedir, kardeşlik nedir bilen; Hiç merak etmeyiniz. Yolumuz, ufkumuz açıktır. Hiç merak etmeyin. Ayağımızı hep çelmelemeye çalıştılar. Onlar ne kadar çelmelemeye çalıştılarsa biz bu gün büyüyerek, biz bugün adımlarımızı iyi atarak, güçlü atarak yarınımıza baktık” diye konuştu.

Türkiye’nin her anlamda büyüdüğüne vurgu yapan Soylu, “Ülkemiz birinci çeyrekte, ikinci çeyrekte büyüdü ve üçüncü çeyrekte büyümeye devam ediyor. Ülkemize turist geliyor mu, geliyor. Şehir hastanelerini, bölünmüş yolları, barajları, çocuklarımıza daha modern okullar yapıyor muyuz? Devam ediyoruz. Uydularımızı uzaya atıyor muyuz? Devam ediyoruz. İnsan savar uçaklarımızı ülkemizle buluşturuyor muyuz? Devam ediyoruz. Çatlasınlar, patlasınlar, kıskansınlar. Büyüyeceğiz, zenginleşeceğiz, bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız” dedi.

PKK, FETÖ, DAEŞ’in kimin icadı olduklarını herkesin bildiklerini ifade eden Soylu, şöyle konuştu:
“Bu icatlara hep birlikte nasıl cevap vereceğimizi de biliyoruz. Tünelin ucundaki ışığı gördüğümüzü söylemek istiyorum. Hiç endişe etmeyin takatlarını kestik. Bir taraftan güvenlik kuvvetlerimiz, bir taraftan korucularımız, bir taraftan insan savar uçaklarımız, bir taraftan teknolojimiz, bir taraftan milletimizin birliği ve beraberliği takatlarını kestik. Bizi ateş çemberinin içerisine almaya çalışıp, ülkemizi geriletmeye çalışanların takatlarını kestik. Onlar muvaffak olamadıkça yerin dibine batıyorlar ve batmaya devam edecekler. Kim ne derse desin biz birbirimizi seviyoruz. Allah için seviyoruz ve Allah için sevmeye devam edeceğiz.”

“Yakındır tepenize bineceğiz”

Konuşmasında 112 şehit için oluşturulan şehitliğin Dereciyi anlatan bir tablo olduğunu belirten Soylu, ”Hepsine minnettarız. Kurtuluş mücadelesinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere bütün şehitlerimize minnettarız. 15 Temmuz’da bu ülkeyi ele geçirmeye çalışanlara karşı çıplak elleriyle direnip, bu ülkenin özgürlük ve hürriyetini vermeyen ve bundan bir milim bile sapmayan şehitlerimize, gazilerimize minnettarız. Terör örgütünü yanına hiçbir şey bırakmıyoruz. Ne yapıyorlarsa kanını yerde koymuyoruz. Zaten hareket kabiliyetleri daraldı. Zannetmesinler ki, sınırımızın dışında durdukları yer kendileri için emindir. Buradan Derecik'ten sesleniyorum. Yakındır tepenize bineceğiz. Korkunun ecele faydası yok” şeklinde konuştu.
Yapılan konuşmanın ardından Soylu ve beraberindekiler, şehitliğin açılışını yaparak karanfil bıraktı.

Bakan Soylu, açılışın ardından cuma namazını beldede kıldıktan sonra Yüksekova ilçesine geçti.

Mehmet Salih Akkuş - Ömer Oğuz - Ayhan Dinç

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Vali Pehlivan, çocuklarla futbol oynadı Mersin’de valilik koordinesinde dezavantajlı çocuklara yönelik ’Futbol Hayalin Gerçekleşiyor’ sloganıyla başlatılan proje kapsamında 218 çocuk Inter Academy Türkiye Futbol Okulu’ndan ücretsiz faydalanacak. Mersin Valiliği’nin himayesinde, Yenişehir Kaymakamlığı, Yenişehir Belediyesi ve Inter Academy Türkiye Futbol Okulu işbirliğinde gerçekleştirilen proje düzenlenen programla tanıtıldı. Vali Ali Hamza Pehlivan, ’Futbol Hayalin Gerçekleşiyor’ sloganıyla hayata geçirilen projenin tanıtım toplantısında çocuklarla bir araya geldi. Bir süre sohbet ettiği çocuklarla halı sahada futbol oynayan Pehlivan, maç sonrası çocuklarla fotoğraf çektirdi. Başlatılan proje hakkında bilgi veren Pehlivan, güzel ve anlamlı bir proje etkinliğiyle bir araya geldiklerini söyledi. Projeyle özellikle dezavantajlı çocukların futbol vasıtasıyla sporla tanışmasının amaçlandığını belirten Pehlivan, "Bu kapsamda 218 çocuğa ulaşılmış durumda" dedi. Sporun, her insanın hayatında olmasını arzu ettikleri ve erken yaşlarda bu alışkanlığın edinilmesini istediklerini dile getiren Pehlivan, "Hele ki imkanı olmayanlara bir şekilde bulunduğu ortam itibariyle, yaşadıkları itibariyle, yaşam şartları itibariyle bu imkanın sunulması ayrı bir önem, ayrı bir değer ifade ediyor. Bu proje kapsamında başta aziz şehitlerimizin bizlere hatırası, emanet olan şehit çocuklarımız, gazilerimizin çocukları, kimsesiz çocuklarımız, yetim, öksüz çocuklarımız, sevgi evlerinde devletimize, milletimize emanet olan çocuklarımız yararlandırıldı. Ve 218 çocuğumuz bu kapsamda ücretsiz bir şekilde bu kurslardan yıl boyunca yararlanmaya devam edecek" ifadelerini kullandı. Projenin hayata geçirilmesinde emeği geçenlere teşekkür eden Pehlivan, "Biz de bu projede yer almaktan dolayı, çocuklarımızın bu projeden yararlanıyor olduğunu bilmekten ve buna tanıklık etmekten dolayı mutluyuz" diye konuştu. "Hayatları boyunca spor yapmaya devam edecekler" Vali Pehlivan, ’kötü alışkanlıklara red, sporla sağlıklı yaşama evet’ sloganıyla il genelinde yürüttükleri çalışmalar hakkında da bilgi verdi. Sloganı, il genelinde, ilçelerde, mahallerde, çeşitli spor aktiviteleri ve etkinliklerle duyurmaya çalıştıklarını belirten Pehlivan, şöyle devam etti: "Bir yandan kulüpler vasıtasıyla, profesyonel anlamda ilimizde 60’a yakın branşta spor faaliyetleri devam ederken, diğer yandan da gerek okullarımızda ana sınıfından lise son sınıfa kadar çocuklarımızın, gençlerimizin spor yapması, hangi branşta olursa olsun, sporla tanışması, bu vesileyle atalarımızın ifadesiyle, ’sağlam kafa sağlam vücutta bulunur’ anlayışına sahip çıkmaları, fiziksel gelişimlerine, zihinsel gelişimlerine katkı sağlamaları ve bu katkıyla birlikte derslerindeki başarının da artmasına vesile olmak, bunun için çabalamak hepimizi memnun ediyor. Niyetimiz; gençlerimize iyi alışkanlıklar edindirmek, kötü alışkanlıklarla temasını kesinlikle önlemek ve bunu hayatları boyunca devam ettirmeleri adına bir başlangıç sunmak." Çocukların gözlerindeki heyecanı görmekten dolayı mutlu olduklarını dile getiren Pehlivan, "Ve onlar hayatları boyunca bir veya birden çok branşta spor yapmaya devam edecekler. Ve bir boyutu da sporun kaynaşma, dayanışma ve kardeşlik hukukunu geliştirmesi. Burada belki de birbirini tanımayan birçok çocuğumuz bu vesileyle tanıştılar, arkadaş oldular. Sporun böyle bir olumlu yönü de var. Kardeşlik hukukunu geliştiren bir yönü var. Bunun da ileride dostlukların, kardeşliğin pekişmesi anlamında onlara katkı sağlayacağına inanıyorum" diye konuştu. Programa Yenişehir Kaymakamı Nevzat Şenkök, Yenişehir Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit ve Inter Academy Türkiye Kurucu Ortağı Hüseyin Kılavuz da katıldı.
İstanbul Sezaryen, bebek için daha az riskliyken normal doğumda anne daha hızlı toparlanıyor Çoğu anne adayı için doğum şekline karar vermek zorlu bir süreç olabiliyor. Her iki doğum yönteminin de avantaj ve dezavantajları olduğunu söyleyen Op. Dr. Funda Öztürk, normal veya sezaryen doğum kriterlerini anlattı. Sezaryenin bebek için daha az riskli olduğunu belirten Op. Dr. Funda Öztürk, “Normal doğumda anne daha hızlı toparlanır” dedi. Hamileliğin son aylarına gelen anne adayları, doğum şekliyle ilgili endişeye kapılabilir. Anne adayları, normal doğum mu, yoksa sezaryenle mi doğum yapacağına karar veremeyebilir. Her iki doğum şeklinin de farklı özellikleri olduğunu söyleyen Medicana Ataşehir Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. Funda Öztürk; “Hamilelik normal seyrinde ilerliyorsa doğum şekline genellikle doğum haftasına yakın bir zamanda karar verilir. Normal doğum ya da sezaryenle doğum yapmanın kendine göre avantaj ve dezavantajları vardır. Önemli olan anne adayı ve bebeği için hangi doğum şeklinin uygun olduğuna karar vermektir. Hamileler ve aileleri, doğum şekli konusunda doktorun bilgi ve tecrübesine güvenmeli ve doğum şekliyle ilgili ısrarcı olmamalıdır” şeklinde konuştu. Doğum şekline karar verirken neler dikkate alınır? Doğum şeklinde karar verirken nelerin dikkate alınması gerektiğini anlatan Op. Dr. Funda Öztürk bunları şu şekilde sıraladı: “Gebelik haftası, bebeğin anne karnındaki pozisyonu, bebeğin kilosu, plasentanın yerleşimi, annenin daha önceki doğum şekli, annenin fiziken ve ruhen hazır olması.” Normal doğum için 40’ıncı haftanın bitimini beklemek gerekiyor Op. Dr. Funda Öztürk, doğum şekline karar verme kriterleriyle ilgili şunları söyledi: “Tam olarak doğumun sezaryen mi normal doğumla mı olacağı, aslında gebeliğin 37-38’inci haftasında belli olabilir. Eğer gebelikte bebek baş ile geliyorsa, bebeğin kilosu 4.000 gramdan az ise bebeğin eşi yani plasenta aşağı yerleşimli değilse, muayenede bebeğin başı doğum kanalına yerleşmişse ve anne de normal doğum istiyorsa (Buna fiziken ve ruhen hazır hissediyorsa) normal doğum planlanabilir.” Op. Dr. Öztürk, “Normal doğum için son adet tarihine göre gebelik süresinin sonu olan, beklenen doğum tarihinin son gününe kadar (40’ıncı haftanın bitimine kadar) beklemek gerekir. Bu döneme kadar çok sıkı doktor kontrolü altında olunmalıdır” dedi. Op. Dr. Funda Öztürk, sezaryen doğumun tercih edildiği durumları ise şöyle anlattı: “Gebelikte bebek ters duruyorsa (makat ya da ayak geliş), hastanın daha önceki doğumu sezaryen ile gerçekleşmişse, hasta normal doğum yapmaktan korkuyorsa, bebeğin kilosu 4000 gramdan fazla ise, plasenta aşağı yerleşimli ise ve muayenede bebeğin başı annenin doğum kanalına yerleşmemişse hastaya sezaryen planlanır. Sezaryen planlı bir şekilde yapılacaksa, beklenen doğum tarihinden itibaren 1 hafta ya da 10 gün önceki bir dönemde alınmalıdır. Bu süre içinde sezaryen yapılmazsa hastanın doğumu başlayabilir ve hasta strese girebilir.” “Normal doğumun ve sezaryen doğumunun avantajlarını” Op. Dr. Funda Öztürk normal doğumun ve sezaryen doğumunun avantajlarını ise şöyle sıraladı: “Normal doğumda annenin normal hayata dönüşü çabuk olur. Bebek vajinal yoldan doğduğu için annenin doğum sonrasında daha çabuk toparlanıp normal hayatına dönmesi büyük bir avantajdır. Hastanede kalma süresi azalır. Normal doğumdan sonra hastanede 24 saatlik bir kalma süresi yeterli olmaktadır. Anne evine daha kısa bir sürede dönmektedir. Anne sütü daha çabuk gelir. Normal doğum sancıları yaşanırken salgılanan Oksitosin hormonunun devreye girmesiyle anne sütü daha kısa bir sürede gelmektedir. Anne bir operasyon olmadığı için daha çabuk beslenebilmekte ve buna bağlı olarak da daha çabuk sütü gelmektedir.” Anne ile bebek arasında erken bağ kurulur Normal doğumda bebeğin akciğerleri daha iyi havalanır” diyen Op. Dr. Funda Öztürk, “Normal doğumda bebek dünyaya daha dar bir alandan geçerek çıktığı için akciğerleri önce sıkışıp sonra birden havayla temas ettiği için daha güçlü solunum yapabilmekte ve akciğerler daha iyi havalanmaktadır. Anne ile bebek arasında erken bağ kurulur. Doğumda anne bebeğinin doğmasıyla hemen onu görmekte ve dokunarak temas edebilmekte ve daha kısa sürede emzirip daha çabuk bir duygusal bağ kurulabilmektedir” açıklaması yaptı. Op. Dr. Funda Öztürk sözlerine şunları ekledi: “Sezaryen doğumda bebek hızlıca doğurtulur. Sezaryen ameliyatında karın alt bölümünden yapılan bir kesi ile rahime ulaşılmakta ve rahime yapılan bir kesi ile de bebek hızlıca dışarı alınmaktadır. Bebeğin çıkımda yaşayabileceği riskleri azalır. Sezaryenin en büyük avantajı, bebeğin normal doğum sırasında oluşabilecek riskleri yaşamadan, sağlıklı bir şekilde anne karnından dışarı alınmasıdır. Bebeğin sıkışması, oksijensiz kalması gibi kötü ihtimaller sezaryende yoktur. Bebek az riskli bir yoldan dışarı çıktığı için birçok aile bu yüzden sezaryeni tercih etmektedir. Annenin vajinal ve rektal bölgesinde travma olmaz. Sezaryen olan kadınlarda anatomik bakımdan rektum bölgesinde ya da idrar kesesinde herhangi bir anatomik hasar oluşmamakta, doğumdan sonra idrar yapma ve dışkılama bakımından bir sorun yaşanmamaktadır.” Aileler neden sezaryen doğumu tercih ediyor? Ailelerin neden sezaryen doğumu tercih ettiği hakkında bilgilendiren Op. Dr. Funda Öztürk, “Ağrı: Normal doğumdan gebe kadınları uzaklaştıran bir konu da doğumdaki duyulacak olan ağrılardır. Ancak epidural kateter takılarak yapılan normal doğumlarda ağrı duymadan normal doğum yapıldığı için bu korku aslında yersizdir.” “Doğum zamanını belirleme endişesi: Bazı çiftler normal doğumun ne zaman başlayacağı bilinmediği için bu durum onları endişelendirmektedir. Gece doğumun başlaması hastaneye ve doktora ulaşma korkusu nedeniyle kendi istekleriyle sezaryen isteyen ailelerin sayısı oldukça fazladır” şeklinde konuştu. Op. Dr. Funda Öztürk, “Sonuç olarak hem gebe için hem bebeği için en sağlıklı doğum şeklini kendisini tanıyan ve takip eden hastası için en iyi kararı ancak kendi doktoru verebilir. Hasta için en uygun doğum şeklinin kararını verdikten sonra da hastanın doğumu sağlıklı bir şekilde gerçekleşirse genellikle bir sorun yaşanmaz” dedi.