SAĞLIK - 04 Ağustos 2017 Cuma 15:16

Diş çekmek yerine kanal tedavisi

A
A
A
Diş çekmek yerine kanal tedavisi

Problemli dişlerin çekimi ve sonrasında oluşan diş eksikliklerinin, bazı handikapları olduğuna işaret eden İstanbul Aydın Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Cem Burak Akın, doğru uygulanmış kanal tedavileriyle, dişlerin muhtemelen ömür boyu kullanımlarının mümkün olabileceğine dikkat çekti.

Ağrılı dişin verdiği ızdırabı yaşayan herkes bilir. Çoğu zaman ağrıdan kurtulmanın en kısa yolu, o dişi çektirmektir. Peki ağrılı veya çürümüş bir dişin tedavisinde hangi yöntemin kullanılması doğru olur? O dişi çektirip ondan kurtulmak mı, yoksa kanal tedavisi uygulamak mı? İstanbul Aydın Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Cem Burak Akın, ilk başta basit bir çözüm gibi görünse de, diş çekiminin sonrasında bazı sıkıntılar yaşanabileceğine dikkat çekti.

“Kanal tedavisi özetle; dişin içinde bulunan, pulpa adı verilen, damar, sinir ve bağ dokusundan oluşan kısmın uzaklaştırılıp, oluşan boşlukların genişletilip, temizlenerek, özel bir madde ile doldurulması işlemidir” diyen Yrd. Doç. Dr. Akın, başarılı şekilde kanal tedavisi yapılmış, çevre dokuları ile birlikte iltihap veya enflamasyondan arındırılmış dişin, sinir dokusunu da kaybetmiş olacağı için, ısı, basınç gibi uyaranlarla oluşan ağrı hissini beyine iletemeyeceğini söyledi.

Kanal tedavi sonrası ağrı normal mi?

Kanal tedavisinden sonra dişin zamanla, sıvı içeriğinin bir kısmını kaybedeceğini ve böylece fiziksel kuvvetlere karşı esneme yeteneğini bir miktar yitireceğini söyleyen Yrd. Doç. Dr. Cem Burak Akın, bu durumun çoğu zaman bir problem oluşturmadığına işaret ediyor. Kanal tedavi işlemi sırasında, dişin içinde kullanılan temizleme ve dezenfeksiyon amaçlı kimyasal maddelerin kök ucundan bir miktar kemiğe taşabileceğini belirten Yrd. Doç. Dr. Akın, diş içinde kullanılan döner aletlerin de az da olsa fiziksel tranvaya sebep olabildiğine vurgu yaptı: “Bütün bunlar kanal tedavisi bittikten 24-48 saat sonraya kadar ağrıya neden olabilir. Fakat ağrıların zamanla hafifleyip, genellikle 48 saat sonrasında kaybolması beklenir. Ağrı geçmezse, şişlik, dokuda kızarıklık, morluk, iltihaplı akıntı gibi durumlar oluşursa, diş hekiminden tekrar randevu almak gerekecektir.”

Diş çekimi mi kanal tedavisi mi?

Ağrıyı -genellikle- kestiği için, hastaların bir an önce kurtulmak istedikleri ağrılar için dişlerini çektirmek istediklerini belirten Yrd. Doç. Dr. Akın, diş çekimi işleminin sanıldığı gibi basit bir işlem olmadığının altını çiziyor ve “Oluşan diş boşluğunun doldurulabilmesi ya boşluğa komşu dişlerin kesilip küçültülmesiyle yapılabilen köprü restorasyonları, ya da kemik içine yerleştirilen implant uygulamaları ile telafi edilebilmektedir” dedi.

Yrd. Doç. Dr. Akın, yetkin bir diş hekimi veya bir kanal tedavi uzmanı tarafından uygulanan kanal tedavisinin, uygun bir dolgu veya kaplama ile korunduğunda ağızda uzun yıllar başarı ile görev yapabileceğine işaret ediyor. Diş çekimi işleminin çok kısa sürüp ağrıyı kesmiş olsa bile, kaybedilen dişle birlikte bir miktar kemik dokusununda kaybedileceğine dikkat çekti ve “Başarı ile yapılmış bir kanal tedavisi, hastanın kendi dişini uzun yıllar -çoğu zaman ömür boyu- kullanmasını sağlayacaktır” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Manisa CBÜ’den Filistin için haykıran Amerikalı öğrencilere destek İsrail’in Filistin’e karşı uyguladığı saldırılara tepki gösteren ABD’li öğrenci ve akademisyenlerin gözaltına alınmasını kınayan Manisa Celal Bayar Üniversitesi (MCBÜ) yönetimi, öğrenci ve akademisyenlere destek vermek amacıyla basın açıklaması düzenledi. Manisa CBÜ yönetimi, İsrail’in Filistin’e uyguladığı insanlık dışı saldırılara ve ABD’li akademisyen ve öğrencilerin İsrail’in saldırılarına karşı gösteri düzenlerken gözaltına alınmalarına tepki göstermek amacıyla basın açıklaması yaptı. Manisa Celal Bayar Üniversitesi Rektörlüğünce Şehit Prof. Dr. İlhan Varank Yerleşkesi-Rekreasyon Alanında gerçekleştirilen basın açıklaması saygı duruşunda bulunulması ardından İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Kur’an-ı Kerim tilavetinin okunduğu basın açıklamasına ellerinde Türk Bayrağı ve Filistin Bayrağı taşıyan bir çok öğrenci ve akademisyen katılarak destek verdi. “Bireysel tepkilerini gösteren kendi vatandaşlarına dahi tahammül edemiyorlar” Basın açıklamasında konuşan Manisa CBÜ Rektörü Prof. Dr. Rana Kibar, “Maalesef ki içinde yaşadığımız 21. Yüzyılında, inşa edilen ortak insani değerlere, ilkelere ve normlara rağmen tüm dünyanın gözü önünde yine bir insanlık dramının yaşandığına tanıklık ediyoruz. Ekim ayında başlayan ve 7 aydır devam eden İsrail saldırılarında 15 bini çocuk, 10 bini kadın olmak üzere 35 binden fazla sivil vatandaşın katledilmesi karşısında vicdan sahibi her insan gibi kahroluyoruz ve ah ediyoruz. Dünya devletlerinin İsrail’in zulmü karşısında sessiz kalmaları, dahası katliamları destekleyen politikalar benimsemeleri birer akıl tutulmasına dönüşmüştür. Şüphesiz batının bu iki yüzlü tutumu bizler için yeni değildir. Akan kan Müslüman kanı olduğunda Doğu Türkistan’da, Arakan’da, Hocalı’da, Bosna’da, Kıbrıs’ta sözde medeni batının bu iki yüzlülüğünü biz hep gördük hep yaşadık. Ancak İsrail’in saldırılarının sergilediği vahşet ve ortaya çıkan soykırım tablosu öyle ağır olmuştur ki; batı toplumlarında farklı din / dil / ırk a sahip olsa da benzer vicdana sahip her kesimden vatandaşın tepkisini çekmiştir. Kendi yönetimlerinden umudunu kesen batılılar, insan olmanın ve vicdan taşımanın gereğini yaparak hem İsrail’e hem kendi ülkelerine tepkilerini bireysel eylemlerle dile getirmeye başlamıştır. Yıllarca bize medeniyet nutukları atan batı ülkelerinin çıkarları için bir soykırım karşısında sessiz kalmaları yetmezmiş gibi bireysel tepkilerini gösteren kendi vatandaşlarına dahi tahammül edemedikleri de görülmüştür. Siyonizm odaklı vahşet karşısında tepki gösteren Amerikalı öğrencilere yönelik baskı ve şiddet de bu durumun tüm dünya halkları tarafından görülmesini sağlamıştır” dedi. Filistin’e destek gösterileri düzenleyen öğrencilere karşı ABD polisin üniversiteleri işgal ettiğini dile getiren Rektör Kibar, “ABD’de çok sayıda kampüs polisler tarafından işgal edilmeye başlamıştır. Son 3 haftadır yaşanan süreçte 2 binden fazla akademisyen ve öğrenci orantısız güç kullanılarak şiddete maruz kalmış ve ağır ceza suçluları gibi ters kelepçe ile göz altına alınmıştır. Manisa CBÜ ailesi olarak yaşanan bu süreci kabul edemiyor, tüm inancımızla reddediyor ve ABD ile İsrail yönetimlerine sesleniyoruz; “Sadece Gazze’deki masum sivilleri değil, aynı zamanda insanlık vicdanını, onurunu, evrensel hukuku, insan haklarını, medeniyet değerlerini ve normlarını da katlettiğinizi görün ve bu zulmü durdurun artık! ‘Haksızlık Karşısında Susan Dilsiz Şeytan’dır’ şiarını benimseyerek tüm gücümüz ve kararlılığımızla ABD ve İsrail Yönetimleri tarafından sürdürülen bu zulmün karşısında olduğumuzu çok net bir şekilde bir kez daha haykırıyoruz” diye konuştu. Manisa Valisi Enver Ünlü ise yaptığı açıklamada, “Filistin yarım asırdan fazla bir süredir vahşetin en şiddetlisini yaşandığı bir yer haline geldi. Biz bu coğrafyadan çekildikten sonra bu başladı. O tarihten beri de gözyaşı dinmedi. Siyonist İsrail ve gözü dönmüş eli kanlı cani Netanyahu Refah kentine de saldırıların da çok yakında başlayacağını açıkladı. Dünyanın gözü önünde çok büyük bir katliam çok büyük bir acı yaşanıyor. Bütün dünya buna sessiz. Ancak başta Amerikalı öğrenciler Avrupa’da sivil toplum kuruluşları çok büyük bir mücadele veriyorlar. 2 bin 500 Amerikalı öğrenicinin gözaltına alındığını baskıya ve zulme uğratıldığını, çok sayıda akademisyenin görevden el çektirildiğini üzüntüyle öğrendik. İnsanoğlunun hayal gücünü zorlayan, merhamet duvarlarını tarumar eden bu vahşet karşısında, maalesef, dünya kamuoyu görmez, duymaz, konuşmaz olmuştur. Gazze’de yaşananlar başta olmak üzere, bu insanlık dramına gerek yurtiçinde gerek yurtdışında en şiddetli tepkiyi veren yine aziz milletimiz ve devletimiz olmuştur. Dini farklılıklar sebebiyle zulme maruz kalan ve en çok da savunmasız kadınların ve çocukların hayatını kaybettiği bu vahim hadiseler, insan olma şuuruna erişmiş her vicdanı derinden yaralamıştır” dedi. Basın açıklamasına Manisa Valisi Enver Ünlü ve eşi Sema Ünlü, Manisa Celal Bayar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Rana Kibar, Manisa Vali Yardımcısı Erhan Günay, Manisa İl Milli Eğitim Müdürü Mehmet Uğurelli, protokol üyeleri, akademisyenler, öğrenciler katıldı.
Gaziantep Hareket halindeki polis otosundan atlayan şahıs hayatını kaybetti Gaziantep’te şüpheli hareketleri nedeniyle gözaltına alınan ve psikolojik sorunları olduğu öğrenilen genç, seyir halindeki polis otosundan atladı. Olayda ağır yaralanan genç tedavi gördüğü hastanedeki 12 günlük yaşam savaşını kaybederken, acılı aile ihmal iddiasında bulundu. Olay, 24 Nisan günü Şahinbey ilçesi Yeditepe Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, psikolojik sorunları bulunan 27 yaşındaki Onur Toy, çevredeki vatandaşlar tarafından şüpheli hareketlerde bulunduğu gerekçesiyle ihbar edildi. Olay yerine gelen polis ekipleri, Onur Toy’u kelepçeleyerek ekip otosuna bindirdi. Toy, hareket halindeki ekip otosunun kapısını tekmeleyerek açtıktan sonra kendisini dışarı attı. Kafasını yere çarpan Toy, ağır yaralandı. Toy, bölgeye gelen sağlık ekiplerince yapılan ilk müdahalenin ardından ambulansla Gaziantep Üniversitesi Şahinbey Uygulama ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Hastanede 12 gündür tedavi gören Onur Toy, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Cenazeyi teslim alan aileden ihmal iddiası Hayatını kaybeden şahsın cenazesi, Gaziantep Adli Tıp Kurumu’nda tamamlanan işlemlerinin ardından yakınlarına teslim edildi. Cenazeyi teslim alan acılı aile, çocuklarının hiçbir suç kaydının bulunmadığını ve olayla ilgili ihmal olduğu iddiasında bulunarak, sorumlular hakkında gerekli yasal işlemleri başlatacaklarını söyledi. Olayla ilgili soruşturmanın sürdüğü bildirildi.