SAĞLIK - 19 Ağustos 2016 Cuma 14:07

Diş Hekimi A. Doğan Bircan, gülüş tasarımı ve botoks uygulamalarını anlattı

A
A
A
Diş Hekimi A. Doğan Bircan, gülüş tasarımı ve botoks uygulamalarını anlattı

Diş Hekimi A. Doğan Bircan, son zamanların en trend işlemlerinden biri olan gülüş tasarımı ve botoks uygulamaları hakkında merak edilenleri anlattı.

Günümüzde diş hekimliği ve diş tedavileri denince akla gelen ilk kelimelerden biri estetik. Estetik diş hekimliği içerisinde en büyük hacmi ise gülüş tasarımı tutmakta. Dudaklar, diş etleri ve dişler gibi kriterlerin ayrı ayrı ve birbirleri ile aralarında olan ilişkilerinin değerlendirildiği, bir takım estetik değer analizlerini kapsayan tedavi şekline gülüş tasarımı denilmekte. Gülüş tasarımına başlamadan önce ilk ve en önemli basamağın sağlık yönünden zarar görmüş ağız içi dokuların sağlıklarının yerine getirilmesi olduğunu dile getiren Diş Hekimi Doğan Bircan, ikinci aşamada ise hastanın yaşının, cinsiyetinin, yüz formu ve estetik beklentilerinin göz önünde bulundurularak tedavinin planlanması aşamasına geçildiğini belirtti. Tüm bu ön hazırlıklardan sonra gereken vakalarda dermal dolgu ve botoks kullanılarak dudaklarda mimik sırasında oluşan çizgiler yok edilerek dudak konturu ve istenen dudak hacmi elde edilir. Daha sonra yine gereken vakalarda minimum cerrahi travmalarla diş etindeki seviye farkları düzenlenir. Son olarak da dişlerdeki şekil, form, renk vs. bozuklukları giderme aşamasına geçilir.

Dişlerin görünümlerinin düzenlenmesinde kullanılan üç ana yöntemden bahseden Bircan, bunlardan ilkinin bonding olarak bilinen diş rengindeki kompozit dolgu uygulamaları olduğunu, bir diğerinin, dişlerin sadece dudaklara bakan yüzlerinden yapılan aşındırmalar sonrası uygulanan laminate kronlar olduğunu, sonuncusunun ise dişlerin tamamının hacmen küçültülerek uygulanan zirkonyum veya full porselen gibi materyallerden yapılan estetik full kronlar olduğunu belirtti.

Hastaların merak ettiği konulardan biri de gülüş tasarımın ne kadar süreceği. Bir diğeri ise uzun süren tedavilerde hastaların kesik dişlerle gezip gezmeyeceği hususudur. Gülüş tasarımı tedavilerinde; vakaya göre tedavi süreleri 1-10 gün arasında değişmektedir. Bircan, dişeti cerrahisi gereken durumlarda bu sürenin birkaç haftayı da bulabildiğini vurguladı. Fakat bu süreçte hasta hiçbir şekilde dişsiz kalmamaktadır. Geçici dişleri ile günlük sosyal hayatına devam edebilmektedir.

Botoks
Botoks, tıpta ve diş hekimliğinde kaslara giden sinirsel iletimi belirli bir süre bloke eden, tedavi ya da estetik düzenlemeler için kullanılan bakteri kaynaklı bir toksindir. Bu uygulamayı yapma hakkı sadece tıp doktorları ve diş hekimlerinindir. Tıp doktorları tüm vücut üzerinde çalışırken diş hekimlerinin çalışma alanı uzmanlık alanlarıyla sınırlıdır. Diş hekimlerinin çalışma alanı ağız, çene ve bunlarla bağlantılı olan çevre bölgelerdir. Çiğneme kasları, dudak kasları, boyun gibi bölgeler bu alana dahildir. Dolayısıyla diş hekiminin sorumluluğunda olan tüm bölgelerde botoks uygulaması da yasaldır. Bunun dışında her gün yaptıkları çoğu dental uygulamada enjeksiyon yapıyor olmalarından dolayı iğne tekniklerinin gelişmiş olması, ağız ve çevre dokularının anatomilerine hakim olmaları diş hekimlerini özellikle yüz bölgesindeki botoks uygulamaları için ideal kılmaktadır. Kanunen hiçbir engel olmasa da uygulamayı özellikle bu konunun eğitimini almış yetkin bir diş hekiminin yapması tercih edilmelidir.

Botoks uygulamalarını uygulama alanına göre; medikal botoks, kozmetik botoks ve dental botoks olarak sınıflandırmak mümkündür. Dental botoks; özellikle çiğneme kaslarının aşırı kasılmasına bağlı çene-yüz ağrıları, çene eklemi bozuklukları; bruksizm (diş sıkma, diş gıcırdatma), mimik kaslarının kozmetik olarak düzeltilmesi, gummy smile (gülümserken diş etlerinin fazla görünmesi) görünümlerinin düzeltilmesi, yüz asimetrilerinin ve kırışıklıklarının düzeltilmesinde uygulanmaktadır. Dental botoks uygulamaları ağrılı yöntemler değildir. Genelde insülin enjektörleri ile uygulama yapılmaktadır. Etkisi 3-4. günlerde görülmeye başlar 14. günde maksimuma ulaşır. İlk olarak ağız ve diş sağlığının korunması için altı ayda bir düzenli diş hekimi kontrollerimizi ihmal etmemeliyiz.

Diş çürümelerinin önlenmesinde sularda yeterli flor olması, düzenli olarak dişlerin fırçalanması, diş ipi kullanılması, aşırı tatlı ve şekerli yiyeceklerden olabildiğince kaçınma, bunlar yendiğinde mutlaka dişlerin fırçalanması, diş hekimi kontrollerine gidilmesi temel uygulamalardır. Diş eti hastalıklarının önlenmesinde de diş fırçalama ve düzenli diş hekimi kontrolleri önemlidir. Aşırı asitli ve şekerli yiyecekler mikroorganizmaların etkisini artırır. Dişler sert cisimlerle karıştırılmamalı, fındık, ceviz vb. kabuklu yiyecekler dişlerle kırılmamalıdır. Bunlar diş minesinin çatlamasına ve bakterilerin etkisinin artmasına neden olur. Diş minesinin koruyucu etkisi ortadan kalkar.

Üç boyutlu simülasyon sistemlerinde son dönemde yaşanan yeniliklerden sonra ,artık hastadan alacağımız fotoğraf ve modeller ile birlikte tedavi sonrası halini hastaya önceden gösterebilmemiz mümkün.

Diş Hekimi A. Doğan Bircan
1985 yılı Ankara doğumlu, Ankara Gazi Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nden mezun olan ve 8 yıldır diş hekimliği kariyerini devam ettiren Bircan, 3 yıldan bu yana da Fenerbahçe’de bulunan ağız ve diş sağlığı kliniğinde diş hekimi olarak hizmet vermeye devam etmekte. Aynı zamanda özel bir kanalda sağlık programı sunuculu da yapıyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İstismarcı sucu hakkında ara karar: Sanığın tutukluğunun devamına karar verildi Bağcılar’da 2019 ve 2023 yılları arasında 4 çocuğa cinsel istismarda bulunan Metin Şenay’ın 331 yıl 6 aya kadar hapis cezası talebiyle yargılandığı davada ara karar açıklandı. Duruşmada mütalaasını açıklayan cumhuriyet savcısı sanığın cezalandırılmasını talep ederken, mahkeme heyeti Şenay’ın tutukluluk halinin devamına hükmetti. Bağcılar’da 2019 ve 2023 yılları arasında 4 çocuğa cinsel istismarda bulunan Metin Şenay’ın 331 yıl 6 aya kadar hapis cezası talebiyle yargılandığı davada ara karar açıklandı. Bakırköy 24. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşma, mahkeme heyetinin kararı ile kapalı olarak görüldü. Duruşmaya izleyici ve basın mensupları alınmazken, bazı avukatlar da duruşma salonuna alınmadığı için tutanak düzenledi. Duruşmaya güvenlik nedeniyle nakledildiği Diyarbakır’daki cezaevinden SEGBİS sistemi ile bağlanan tutuklu sanık Metin Şenay’ın savunması esnasında kızları cinsel istismara uğrayan müşteki anne sinir krizi geçirdi. Anne, sakinleşmesinin ardından yeniden duruşma salonuna alındı. Duruşmada savunma yapan sanık Şenay suçlamaları kabul ederek, soğukkanlı bir şekilde savunma yaptı. Cinsel istismara uğrayan bir mağdurun Adli Gözlem Odası’nda dinlenmesinin ardından cumhuriyet savcısı mütalaasını açıkladı. Cumhuriyet savcısı, mütalaasında sanık Şenay’ın cezalandırılmasını talep etti. Mütalaanın açıklanmasının ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Duruşma sanığın mütalaaya karşı savunma yapması için ertelendi. İddianameden Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, suç tarihi 2023 yılı öncesi olarak belirtilirken, 4 mağdur ile 5 müşteki yer aldı. İddianamede sanık Metin Şenay‘ın Bağcılar’da bir su dükkanının bulunduğu ve uzun yıllardır aynı semt ve mahallede su dağıtımı yaptığı belirtildi. 24 Mayıs 2023 günü mağdurlardan M.Y.’nin okuldan çıktığı ve evine dönmemesi üzerine ailesi tarafından polis ekiplerine başvuruda bulunulduğu iddianamede kaydedildi. Polis ekiplerinin önce okul kamera kayıtları ve çevredeki kameraları araştırdığı, mağdurun okul bahçesinden çıktıktan sonra bir minibüse bindiğinin tespit edildiği iddianamede belirtildi. Mağdurun ailesi tarafından kamera kayıtlarının aynı gün izlendiği, aracın daha önce evlerine su siparişi getiren ‘Metin Su’ isimli iş yerine ait olduğu iddianamede aktarıldı. Ailenin aracı kullanan kişinin Metin Şenay isimli kişi olduğunu beyan etmeleri üzerine çocuğun Metin Şenay‘ın iş yerinde olabileceği değerlendirilerek çevre araştırması yapıldığı iddianamede kaydedildi. Sanığın gece saat 03.00 sıralarında iş yerinden çıkarak tedirgin davranışlar sergilediğinin görülmesi üzerine duruma kolluk ekiplerince müdahale edildiği, sanığın iş yerinin içerisine doğru kaçtığı iddianamede açıklandı. Gizli odadaki notlar: “Ben ne dersem yap, sözümü dinlemezsen çok acı veririm ve çok döverim, gerekirse öldürürüm” Polis ekiplerinin Metin Şenay‘ın arkasından giderek çocuk ile ilgili sorular sormaya başladığı, sanığın hiçbir soruya cevap vermediği, bu sırada iş yerinin arkasından çocuk çığlık sesi duyulması üzerine ‘yatak odası’ olarak tarif edilen alana geçildiği iddianamede açıklandı. Hazırlanan iddianamede gizli bir odada mağdur kız çocuğunun kilit altında ve ağlar vaziyette olduğunun görüldüğü, gizli bölümde ve mağdurun üstünde kan lekelerinin görülmesi üzerine cinsel istismara maruz kaldığının anlaşıldığı belirtildi. Öte yandan iddianamede gizli odada duvara yapıştırılmış şekilde “Söz dinlemesi kesinlikle yapılacak, kesinlikle bağırma, konuşurken fısıltı ile konuş, sağa sola zarar verme, dükkana biri gelirse kesinlikle konuşma, ben ne dersem yap, sözümü dinlemezsen çok acı veririm ve çok döverim, gerekirse öldürürüm. Bence en iyisi sözümü dinle ve dediklerimi yap ben sana en iyi şekilde bakayım” şeklinde bir yazının görüldüğü de aktarıldı. “Eğer bağırırsan seni öldürürüm” Mağdur M.Y., Çocuk İzlem Merkezi’nde alınan ifadesinde ikametlerine 10 senedir su getiren Metin’in kendisini çağırdığını, ‘Seni eve götüreyim’ dediğini, Metin’in daha önce de kendisini eve götürdüğünü, daha önce kendisine hiçbir şey yapmadığını, o gün yolda giderken eve gitmediklerini fark etmediğini belirtti. Mağdur, iş yerine gelince arabadan indiklerinde sanığın “Sen geç bilgisayarda oyna” dediğini, içeri girdiğini ve burada büyük bir oda olduğunu, bilgisayar olduğunu, biraz bilgisayar oynadıktan sonra Metin’in “Sana bir yer göstereceğim” diyerek kendisini küçük bir odaya götürdüğünü anlattı. Mağdur M.Y., odanın süngerlerle kaplı olduğunu, pencere, cam ve eşya olmadığını, Metin’in bir kap bırakarak “Tuvaletin gelirse bu kaba yaparsın” dediğini, oraya kustuğunu, Metin’in kendisini istismar ettiğini, “Eğer bağırırsan seni öldürürüm” dediğini, eline bıçak alıp korkuttuğunu, akşama doğru kendisini mutfağa götürüp “Yemek ye” dediğini, yemek yemediğini ve kustuğunu, üşüdüğünü ve karnının ağrıdığını anlattı. “Çocuk esirgeme yurdunda on sene kalırsın” Mağdur çocuk, sanık Metin Şenay’ın kendisine çocuk esirgeme yurdunda dövülen çocukların videolarını izlettiğini ve “seni böyle dövecekler anneni göremeyeceksin sen bağırırsan bizi burada duyarlar, bizi görürler, ben cezaevinde on sene yatarım, sen de çocuk esirgeme yurdunda on sene kalırsın” dediğini açıkladı. Mağdur, kendisi uyurken polislerin geldiğini de beyan etti. Mağdur M.Y.’nin yapılan muayenesinde de Metin Şenay’a ait olduğu anlaşılan DNA profillerinin bulunduğu kaydedildi. Öte yandan mağdur M.Y., Çocuk İzlem Merkezi’nde yeniden alınan ifadesinde Metin Şenay’ın kendisini istismar ederken video çektiğini gördüğünü de beyan etti. “Yanağından öptüm sonra cinsel istismarda bulundum” Metin Şenay’ın mağdur M.Y. yönünden avukatı eşliğinde alınan savunmasında üzerine atılı suçlamayı kabul ettiği kaydedildi. Sanık Şenay savunmasında, “İş yerinin kapısını kilitledikten sonra yalıtımlı odaya götürdüm. Üzerine battaniye örttüm. İlk olarak yanağından öptüm, sonra cinsel istismarda bulundum. Başka bir çocuğa cinsel istismarda bulunmadım” dedi. İstismarda bulunduğu çocukların fotoğraflarını saklamış Öte yandan sanığın iş yerinde ele geçirilen dijital materyallere ilişkin bilirkişi incelemesi sonucu bir rapor hazırlandı. Hazırlanan raporda çocuk pornografisi olduğu değerlendirilen internet aramaları, videoları ve fotoğrafları tespit edildi. Raporda sanığın istismarda bulunduğu değerlendirilen ve yine dijital olarak saklanan müstehcen çocuk fotoğraflarının tespit edildiği de belirtildi. Bazı fotoğraflarda sanık Şenay’ın net olarak görüldüğü de söz konusu raporda açıklandı. İddianamede fotoğraflardan tespit edilen, istismara maruz kaldığı değerlendirilen çocukların iş yerinde vakit geçirdikleri sırada isimlerini yazdıkları belirtildi. İddianamede iş yerinde ismi yazılı çocuklardan E.N.Ö. ve M.Ö.’nün sanığın eşinin akrabası olduğu belirtildi. Mağdurların sosyal medyada paylaştığı geçmiş yıllara ait fotoğraflar ile dijital incelemeler neticesinde elde edilen müstehcen çocuk fotoğraflarının benzerlik içerisinde olduğunun anlaşılmasıyla mağdur kardeşlerin sanık tarafından istismar edildiğinin değerlendirildiği hazırlanan iddianamede aktarıldı. Yine yapılan araştırmalarda mağdur R.Ş.’nin de iş yerinde isminin yazılı olması nedeniyle istismar edildiği iddianamede değerlendirildi. “İlk önce senin kafana sıkarım, sonra kendi kafama sıkarım gideriz bu hayattan” Mağdur R.Ş. beyanında, “Ben Metin Şenay‘ın gazetedeki çıkan olaylarını öğrenince kendimi eve kapattım. 6-7 ay önce bu olayı öğrendim, annem de bana durumu anlatmıştı. Annem bana ‘Metin’in sana karşı bir eylemi var mı?’ diye sormuştu. Ben de korkumdan söyleyemedim. Metin Şenay, bizim mahallede sucu dükkanı açmıştı, ben evde yalnız kalıyordum. Ablam okula gidiyordu, anne ve babam evde olmuyordu, abim de dışarlarda geziyordu. Metin Şenay bana ‘Ben seni korurum sana bir şey olmaz’ diyordu. Benim yanına gitmemi isterdi. Gitmezsem bana sinirlenir, bana tuhaf tuhaf hareketler yapardı. Beni tehdit ediyordu. ‘Birine söylersen yurda verilirsin, ben de hapse girerim’ diyordu. ‘Hayatına bir erkek giremez’ diyordu. Bana ‘İlk önce senin kafana sıkarım, sonra kendi kafama sıkarım gideriz bu hayattan’ dedi. Metin Şenay‘ın yaşını tam olarak bilmiyorum. Bana ‘Hiç kızım yok, benim iki tane oğlum var, onlar beceriksiz’ diyerek sürekli yanına çağırıyordu. Ailemin sıkıntılarından dolayı ben hep tek kalıyordum. İlk defa 5 yaşımda bana cinsel istismarda bulundu. Son olayı dokuzuncu sınıfta yaşamıştım. Dükkanın içinde masası, bilgisayarı, bir koltuk vardı. İlk olayda ‘Gözünü kapat korkma’ dedi. Dükkanda kaplama filmler vardı. Dışardan gözükmüyordu. Bu ilk olayda kendisinden korktuğum için yanına gidiyordum” dedi. “Cinsel istismarda bulunduğu zaman video kaydı yapıyordu” Mağdur, Metin Şenay tarafından farklı zaman dilimlerinde pek çok kez cinsel istismarına maruz kaldığını da iddianamede yer verilen beyanında belirtti. Mağdur yaşanan olaylardan dolayı Metin Şenay’dan şikayetçi olduğunu da söyleyerek, “Ben bu olayları bana inanmayacak diye düşündüğümden anneme anlatmadım. Tehdit içerikli sözleri bana sürekli söylüyordu. Beni tembihliyordu. Metin’in dükkanında silah vardı. Arka odanın küçük bir odası daha vardı. Bana ‘Seni kim arıyor, senin hayatına kimse giremez, yoksa senin kafana sıkarım’ diyordu. Bana ‘Benden başka kimseyle ilişki yaşayamazsın’ diyordu. Yatak odasında laptopun üzerine takılı bir kamerası vardı. Yatak odasının dışında da bir kamera vardı. Hem içerdeki hem dışarıdaki kamerayla video çektiğini söylüyordu. İçeride de cinsel istismarda bulunduğu zaman video kaydı yapıyordu. Bana bir tane videomu izletti. Ben ‘Videoyu izlemek istemiyorum’ dememe rağmen videoyu izletiyordu. Ben izlemek istemiyorum deyince ‘Bunlar senin videoların, izle bir şey olmaz’ diyordu. Son olay felçten önce olmuştu. Tam tarih olarak hatırlamıyorum. Dokuzuncu sınıfta 15 yaşında olduğumu hatırlıyorum. Hastaneye yattığım yıl 2021 yılıydı. Ben hastaneye yattıktan sonra Metin’in bana dokunması olmadı. Son bir yıldır beni araması da olmadı” dedi. “Metin Şenay‘ın yaptıkları bana göre işkencedir” Bir diğer mağdur E.N.Ö. ise Çocuk İzlem Merkezi’nde alınan ifadesinde, “Metin Şenay benim akrabam olur. Eskiden bizim alt dairemizde oturuyordu. İlk olay ben dördüncü sınıfa giderken oldu. Biz onu seviyorduk. Metin Şenay‘ın yanına 2-3 sene kadar gittik. Olaylar hep Metin’in su sattığı dükkanda oldu. Kendisi sucuydu. Su getirip götürüyordu, biz dükkanda yalnız kalıyorduk, bize bilgisayardan film açıyordu. Bana cinsel istismarda bulundu. İkinci gün M. isimli kardeşim ile birlikte gittik. İlk olayda M.’de benim yanımdaydı. İkinci gün de cinsel istismarda bulundu. Benim sıram bittikten sonra M. ile başlıyordu. Bu olaylar aynı gün oluyordu. Hatırladığım ikinci olayda o, ben ve kardeşim var. Biz oraya kıyafet getiriyorduk. Toplam 2-3 yıl kadar Metin Şenay‘ın dükkanına gittik. Ben 12-13 yaşımdayken ailem Metin Şenay ile ilişkimizi kesmeye başladı. Haberlerdeki çocukta yaptığı gibi bizi de tehdit etti. ‘Konuşan ölsün’ diyordu, tıp oynuyorduk, ‘sus dediklerimi yapmazsan öldürürüm’ diyordu. Biz de korkuyorduk. Dükkanda üç bölüm var. Oturma odasında televizyon, kamera var, arka tarafta oda yaptırmış ne olduğunu anlamadım. Tahtalık gibi bir yerler var, bölme yaptırmış. Bunu bizi dışardan insanlar görmesin diye yaptırmış. Buranın önden ve arkadan iki kapısı bulunmaktaydı. Bu dükkanda bilgisayarı vardı, evde canım sıkılıyordu, bilgisayarla oynamak için su dükkanına gidiyorduk. Daha sonra annem bize izin vermemeye başladı, gitmemizi istemedi. Taciz yaptığını bile bile bilgisayar oynamak için yanına gidiyorduk, anne babama karşı geliyorduk. İlerleyen zamanlarda yanlış yaptığımızı anladım ve ortaya çıkacak diye çok korktum. Metin ‘Siz de gizlemeye çalışın, anne babanıza bir şey belli etmeyin’ diyordu. Sonra polislerin onu aldığını duyduk. Haberlerde başka bir çocuğa yaptığını duyduk, kardeşim ile bize yaptıklarını da söyleyip söylememeyi düşündük. Bilgisayarında bizim görüntülerimiz videolarımız vardı, bunlar da çıkar mı diye düşündük. Bu kadarını düşünür, videoları siler diye düşündük ama silmemiş. Metin Şenay bize bu eylemlerini yaparken sürekli videoya çekiyordu. Bilgisayarında klasörün içerisinde bu videoları yedekliyordu. Bu bilgisayar su dükkanında bulunuyordu. Bana bu olayları yaptığı için Metin Şenay’dan şikayetçiyim. Bize ‘bu olayı herkes öğrenirse yemin olsun herkesi vururum’ demişti, ‘alt komşularım duyarsa sizi vururum’ dedi. Bize yaptığı işkenceyi o küçük kıza da yapmış. Metin Şenay‘ın yaptıkları bana göre işkencedir” şeklinde konuştu. “Bu olay ortaya çıkmasın yoksa kendimi öldürürüm” Mağdur E.N.Ö.’nün kardeşi M.Ö. ise Çocuk İzlem Merkezi’nde alınan ifadesinde, “Ben dördüncü sınıfa giderken biz dükkanına gidiyorduk. Metin ailemizin yanında iyi davranıyordu, yalnız kaldığımızdaysa ‘Erkeklerle görüşmeyin, görüşürseniz beddua ederim’ diyordu. ‘Beddualarım kabul olur’ diyordu. ‘Bu olay ortaya çıkmasın, yoksa kendimi öldürürüm’ diyordu. Buraya geliş sebebim olarak bir olay hatırlıyorum, başka olay hatırlamıyorum. Ben, ablam ve Metin Şenay dükkanda birlikte kalıyorduk. Bize cinsel istismarda bulundu ve videoya çekti. İlerleyen zamanlarda bizi tehdit etti, ‘Erkeklerle sakın görüşmeyin, görüşürseniz sizi gebertirim’ dedi. Bir gün beni gece kaldırdı, o gün gece bana istismarda bulundu. Ben uykusuz kaldım, o gün eve dönecektik. Sonra biz eve gittik ve bir daha dükkana gitmedik. Yaz tatilinde çok kalıyorduk. 2-3 hafta kadar aralıksız kalıyorduk. Kış tatilinde az kalıyorduk. Çekilen videoları siyah kutu gibi bir şeyde saklıyordu. Bize bu videoları izlettiriyordu. Videoları sil dedik, o da ‘Silmeyeceğim, sizi özlediğim zaman izliyorum” dedi. Mağdurlardan M.Ö. ve E.N.Ö’nün ifadelerinde sucu dükkanı diye tabir edilen yerde uzunca gün ve haftalar boyunca kalmalarının mağdurları istismara açık hale getirdiği değerlendirildiğinden soruşturmanın devamı boyunca yaşlarına uygun bir yurda yerleştirmelerine karar verildiği de iddianamede açıklandı. Metin Şenay’ın daha önce başka bir kız çocuğuna cinsel istismarda bulunduğu gerekçesiyle 2009-2011 tarihleri arasında tutuklu kalarak yargılanıp ceza aldığı ancak Yargıtay bozma kararı üzerine beraatine karar verildiği de iddianamede belirtildi. Metin Şenay’ın hazırlanan iddianame kapsamında 4 mağdura karşı ‘zincirleme olarak cebir, tehdit veya hile kullanarak çocuğu cinsel amaçla hürriyetinden yoksun kılma’, ‘zincirleme olarak 12 yaşını tamamlamamış çocuğun nitelikli cinsel istismarı’, ‘müstehcen yayınların üretiminde çocukları kullanmak’ ve ‘cebir, tehdit veya hile kullanarak silahla ve cinsel amaçla çocuğu hürriyetinden yoksun kılma’ suçlarından her mağdur için ayrı ayrı olmak üzere toplamda 128 yıl 9 aydan 331 yıl 6 aya kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.
Ankara Türkiye ile Kuveyt arasında 6 anlaşma Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Kuveyt Emiri Meşal el-Ahmed el-Cabir es-Sabah’ın huzurunda iki ülke arasında farklı alanlarda işbirliklerini kapsayan 6 anlaşma imzalandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Kuveyt Emiri Meşal el-Ahmed el-Cabir es-Sabah, gerçekleştirdikleri ikili e heyetlerarası görüşmelerin ardından Devlet Nişanı Tevcih ve Anlaşmaları İmza Törenine katıldı. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki törende Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarafından Es Sabah’a devlet nişanı tevcih edildi. Tören sonrası iki ülke arasında çeşitli alanlarda önemli iş birliklerini içeren anlaşmaların imza törenine geçildi. Erdoğan ve es-Sabah’ın huzurunda iki ülke arasında 6 anlaşma imzalandı. İmza altına alınan anlaşmalar şu şekilde; " "Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ve Kuveyt Yatırım Kurumu Arasında Yatırım Tanıtım Faaliyetlerinde İşbirliği Konusunda Mutabakat Zaptı" "Ticaret Bakanlığı Serbest Bölgeler Genel Müdürlüğü Tarafından Temsil Edilen Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuveyt Doğrudan Yatırım Teşvik Otoritesi Tarafından Temsil Edilen Kuveyt Devleti Hükümeti Arasında Serbest Bölgeler Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı" "Türkiye Cumhuriyeti Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Kuveyt Devleti Konut İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanlığı Arasında Konut Refahı ve Altyapısı Alanında Mutabakat Zaptı" "Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı ile Kuveyt Devleti İçişleri Bakanlığı Sivil Savunma Genel Müdürlüğü Arasında Afet Ve Acil Durum Yönetimi Alanında Mutabakat Zaptı" "Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından temsil edilen Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuveyt Devleti Savunma Bakanlığı (KSB) Tarafından Temsil Edilen Kuveyt Devleti Hükümeti Arasında Devletten Devlete Savunma Sanayii Tedarik Sözleşmelerine İlişkin Uygulama Protokolü" "Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı ve Kuveyt Devleti Dışişleri Bakanlığı Arasında Ortak Stratejik Diyalog Kurulmasına Dair Mutabakat Zaptı"