GÜNDEM - 26 Şubat 2022 Cumartesi 07:44

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu: 'Ukrayna’daki vatandaşlarımızın tahliyesi başladı'

A
A
A
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu: 'Ukrayna’daki vatandaşlarımızın tahliyesi başladı'

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Ukrayna’daki vatandaşlarımızın tahliyesi başladı” dedi.

Katıldığı bir televizyon programında Ukrayna’da yaşayan Türk vatandaşlarını tahliyesi ve Ukrayna Rusya Savaşı’nın son gelişmeleri hakkında konuşan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Tahliyeler başladı. 1

2 Şubattan itibaren vatandaşlarımıza yaptığımız uyarılar çerçevesinde zaten 5 bin civarında vatandaşımız ülkemize dönmüştü, özellikle 12 ve 22 Şubatta yaptığımız uyarılardan sonra şuanda kalan vatandaşlarımızın ülkemize getirilmesi konusunda biraz ortamı görmek istedik. Çünkü birçok şehirde çatışma vardı. Dolayısıyla bugün karayolu ile vatandaşlarımızı taşıma kararı aldık. Hazırlıklarımız zaten yapılmıştı. 16 bin Aynı zamanda da vatandaşlarımıza tek tek telefonla ulaşıyoruz. Toplamda 20 bin civarında vatandaşımız vardı. Ahıska Türkleri Gagavuz Türkleri ve Kırım tatarlarının liderleri sürekli temas halindeyiz. Gerek halinde o kardeşlerimizin tahliyesi için de gerekli hazırlıkları beraber yapıyoruz. Türk Hava Yolları ve diğer hava yolları ile de temas halindeydik. Geniş çapta özel uçuşları da başlatmıştık. Artık bu saldırıdan sonra da hava sahası kapalı olduğu için havadan tahliye yapamıyoruz. Aynı şekilde denizden de tahliye yapamıyoruz. O yüzden otobüslerle karadan tahliye başlattık ve Liviv’de yaşayan 70 vatandaşımız Polonya’ya doğru geldiler. Polonya Moldova ve Romanya’daki konsolosluklarımızı ve büyükelçilerimizi hareketlendirdik. Buradan kendileri yola çıkan vatandaşlarımıza şunu da söylemek isterim. Hangi kapıların aktif olduğunu duyuruyoruz. Vatandaşlarımız bizim duyurularımızı takip etsinler şeklinde konuştu.

“Bu akşam 270 civarında vatandaşımızı otobüslerle Odessa’dan Köstence’ye gönderiyoruz”

Yarın sabah Kharkiv’den 110 Türk vatandaşının ilk otobüsle şehirden ayrılacağını dile getiren Çavuşoğlu, “Bu akşam 270 civarında vatandaşımızı otobüslerle Odessa’dan Köstence’ye gönderiyoruz. Biraz önce 90 civarındaki vatandaşımızı otobüs ile Kiev’den alıp yine Romanya üzerinden ülkemize gönderilecek. 90 kişi Kiev’den hareket etti. Odessa’dan 270 kişi bu akşam hareket ediyor. Liev’den 70 vatandaşımız aynı şekilde Polonya sınırına hareket etti. Yine yarın sabah Kharkiv’den 110 vatandaşımız ilk otobüsle hareket edecek. Yarından itibaren tahliyelere hız vereceğiz. Biz Türk firmalarıyla konuşmuştuk. Şu an problem otobüs bulmakta değil şoför bulmakta. Evet hava sahası açılırsa havadan da tahliye edeceğiz. Diğer yoldan deniz yoluyla tahliye mümkün olursa vatandaşımızı limanlara getirip oradan deniz yoluyla da tahliye edeceğiz. Ama bunu yapmanın ne zaman mümkün olduğu bilmediğimiz için kara yoluyla tahliyelerimizi hızlandırarak yarından itibaren devam ettireceğiz. Sadece Zaporijya diye şehir var. Orada çatışmalar yoğun olduğu için biraz risk var. O şehirdeki vatandaşlarımızın tahliyelerini de yarında inşallah sürdüreceğiz. Bu akşam üstü tahliyeleri başlattık” dedi.

“Şu ana kadar bize tahliye için başvuran vatandaş sayısı 2 bin 500 civarında”

Çatışmadan etkilenen insanlara da yardım ulaştırmak için hazırlıklarnı yaptıklarına değinen Çavuşoğlu, “ Şu ana kadar bize tahliye için başvuran vatandaş sayısı 2 bin 500 civarında. Bazıları kendi imkanları ve araçlarıyla sınır kapılarına gittiler. Bu vatandaşlarımızı ilave tahliye ihtiyacı olursa en kısa zamanda bu ülkeden tahliye edeceğiz .Ayrıca yolda vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını karşılamak için Kızılay ve AFAD’la görüştük. İçişleri Bakanımızı Süleyman Bey ile de görüştük. İnsani yardıma ihtiyaç duyan vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını karşılamak için tırlarla bölgeye gerekli malzemeyi de gönderdik. Yine Ukrayna’da kalan herkes için ayrım yapmaksızın insani yardımları ulaştırmak için hem Rusya hem Ukrayna nezdinde girişmelerde bulunduk. İnsani koridorların açılması için Uluslaraası topluma yine çağrıda bulunuyoruz. Ukrayna’ya yönelik bu çatışmadan etkilenen insanlara da yardım ulaştırmak için hazırlıklarımızı yaptık. Birkaç TIR da gönderdik. Göndermeye de devam edeceğiz. En kısa zamanda ülkemize dönmek isteyen vatandaşlarımızın tamamını getirmek içn hazırlıklarımız var. Yarından itibaren süreci hızlandıracağız. Harkov bölgesinde 500 vatandaşımız var. Bunlardan büyük bölümü öğrenci kardeşimiz. Odesssa bölgesinde yaklaşık 500 civarında. Toplamda Donekts, Luhansk ve Dombas bölgesinde 250 civarında vatandaşımız vardı. Ülkede toplamda 20 bin vatandaşımız vardı. Yaklaşık 5 bin vatandaşımız ülkemize dönmüştü. Kalan vatandaşlarımızın tahliyesine de başlandı” şeklinde konuştu.

“Biz her zaman olduğu gibi Montrö Anlaşması’nı uygulayacağız”

Türkiye’nin her zaman uluslararası hukuktan yana olduğunu belirten Çavuşoğlu, “Türkiye her zaman uluslararası hukuktan yana olmuştur. Taraf olduğu anlaşmalara da her zaman uymuştur. Elbette anlaşmalar ve sözleşmeler tartışılabilir. Ama biz Avrupalılar gibi Güney Rum Kesimi’nin Londra ve Zürih Anlaşmalarına rağmen Avrupa Birliği’ne üye olmasını eleştirdiğimiz zaman biz hukuki değil siyasi karar almış demişti. Bu tür çifte standartlara düşmeden biz her zaman Montrö Anlaşması’nı her zaman tam anlamıyla uygulamış bir ülkeyiz. Tabi Montrö Anlaşması’nın hükümleri de gayet açık ve net. Türkiye bir savaşın içindeyse geçişler tamamen Türkiye’nin kontrolünde oluyor. Eğer Türkiye bir savaşın tarafı değilse ve savaşan taraflar varsa gayet açık bir şekilde söylüyor. Savaşan gemilerin boğazdan geçişi kapatma yetkisi veriyor Türkiye’ye. Ama 19. Madde bir istisna tanıyor. Rusya için değil tüm kıyıdaş ülkeler için geçerli. Eğer bir gemi kendi üstüne dönmek için bir talepte bulunuyorsa 19. Madde bir istisna tanıyor. Tabi bu geminin kendi üssüne dönmüş olması gerekiyor. Boğaz’dan geçip başka bir üsse Montrö Sözleşmesi’nin 19. Maddesinde bu düzenleme var. İstisna nerede tanınıyor? Bu durum açıkça maddede söylemiş. Biz her zaman olduğu gibi Montrö Anlaşması’nı uygulayacağız. Tabi burada önemli bir konu var. Savaş var mı? Yok mu? Hukuken bunun tanımının yapılması gerekiyor. Şu an da Birleşmiş Milletler ve NATO belgelerinde savaş tabiri kullanılmış değil” dedi.

Rusya’ya karşı NATO’dan tek ses çıkmasının anlamlı olduğunu aktaran Çavuşoğlu, “ 7 ülkeden de vatandaşlarını tahliye etmemiz ve tahliyelere katkı sağlamamamız için talep geldi. İmkanlarımız çerçevesinde gerekli desteği vereceğimizi söylemek isteriz. Türkiye olarak ikili üçlü düzeyde çok taraflı düzeyde girişimlerimizi sürdürüyoruz. Rusya nezdinde sayın Cumhurbaşkanımız, Putin ile Ukrayna nezdinde Zelenski ile sık sık telefonla görüşme gerçekleştirdi. Buradaki amacımız çatışmaları bir an önce durdurmak. Bunun için temasları sürdürürken bir yandan da uluslararası platformlarda düşüncelerimizi söylüyoruz. Buradan çeşitli kararlar çıkıyor. Bugünkü NATO’nun açıklaması son derece net. Ve özellikle müttefikler arasına görüş birliğinin olması ve NATO’dan tek ses çıkması da anlamlıdır. Ancak tek ses çıkması yeterli değil. NATO biliyorsunuz mukavele planlarını da aktif hale getirdi. Bugün çıkan ortak açıklama da aynı şekilde tüm NATO üyesi ülkelerin düşüncelerini yansıtan bir açıklama. Diğer taraftan Avrupa Konseyi Rusya’nın yetki belgesini askıya aldı. Hem bakanlar komitesinde hem de Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nde. Batının ya da uluslararası toplumun iyi bir sınav vermediği ortada. Yani bu saldırı engellenebilseydi iyi bir sınav verilmiş olurdu. Elbette bu gelişmeler ve süreçten de alınacak dersler var. Sadece yaptırımlarla sorunların çözülemeyeceğinin anlamamız gerekiyor. Ve uluslararası sistemin bu tür çatışmaları önleyecek kapasiteye ulaşması gerekiyor. Biz başından beri söylüyoruz. Uluslararası sistem bugün beklentileri de karşılamıyor, sorunları da çözemiyor, çatışmaları da engelleyemiyor” değerlendirmesinde bulundu.

Putin’in Ukrayna ordusundaki askerlere darbe çağrısını eleştiren Çavuşoğlu, “ Putin askere darbe yapma çağırısında bulundu. Bu durum kabul edebileceğimiz bir şey değildir. Biz seçilmiş hükümetlerin demokratik olmayan yöntemlerle görevlerinde uzaklaştırılmasına karşıyız. Bu çağrı kabul edilemez bir çağrıdır. Doğru değil. Ukrayna’nın kimin tarafından yönetileceğine Ukrayna’nın karar vermesi gerekiyor” açıklamasında bulundu.

Hidayet Türkyılmaz
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kars Sarıkamış şehitleri için eksi 10 derecede saygı nöbeti Sarıkamış Harekatı’nın 111’inci anma etkinlikleri kapsamında Allahuekber Dağları’nda donarak şehit olan binlerce Mehmetçiğin anısına öğrenciler sıfırın altında 10 derece soğukta temsili saygı nöbeti tuttu. Etkinlik, Kafkas Üniversitesi Sarıkamış Meslek Yüksek Okulu önünde başladı. Okul önünde toplanan öğrenciler ve protokol üyeleri, ellerinde Türk bayraklarıyla yaklaşık 4 kilometre yürüyerek Alisofu Şehitlik Anıtı’na geldi. Buradaki program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. O dönemde yaşanılan zorlukları hissetmek adına asker kıyafeti giyen öğrenciler, değişimli olarak Alisofu Şehitlik Anıtı’nda temsili saygı nöbeti tutarak nöbet değişimi gerçekleştirdi. Kuran-ı Kerim tilaveti ve duaların ardından program sona erdi. Programın ardından gazetecilere açıklamalarda bulunan Kars Valisi Ziya Polat, "Ecdadın, atalarımızın izinde, onların iman dolu yüreklerine vatan, millet sevdasıyla Allahuekber Dağları’nda şahadet şerbeti içmesinin 111’inci yılındayız. Öncelikle tüm şehitlerimizi, bütün ecdadımızı rahmetle, minnetle anıyoruz. Kardan kefen giyen atalarımızı, büyüklerimizi bu imanı, inancı gençlerimize aktarmak için bugün 22 Aralık’ta genç kardeşlerimiz, hemşehrilerimiz, STK’larımız, kurum kuruluşlarımız, saygı nöbeti yürüyüşümüzü devraldık. Genç kardeşlerimizle saygı nöbetine başladık. Tabii bu dağlar, Allahuekber Dağları on binlerce yiğidin iman dolu, inanç dolu, devlet, millet için düşmandan çok soğukla mücadelesinin hüzün hikayesinin yazıldığı topraklar. Bu devlet, bu millet için şehit olan şehadet şerbeti içmek için yola çıkan tüm şehitlerimize rahmet, minnet, saygılar diliyoruz" dedi. Polat, "Bugün nöbeti devralan genç kardeşlerimiz aynı kalple, aynı akılla bu iman, bu inançla yürüdüler ve yürüyecekler. Bu devlete hizmet etmek, bu millete hizmet etmek için gerektiğinde de canımızı seve seve feda etmek için yürüyoruz. Nöbeti tutuyoruz, nöbeti devralıyoruz. Sarıkamış şehitlerimizi anma programı 3-4 Ocak’ta bu topraklarda olacak. Tüm hemşehrilerimizi anma töreni programımıza davet ediyoruz. Birlikte dağlarda aynı soğuğu hissediyoruz. Belki aynı soğuk olmayabilir ama bu imanla, bu inançla, bu düşünceyle bu yollarla şehitlerimizin izinde yürümek için tüm hemşehrilerimizi, tüm insanlarımızı, Türk milletimizi buraya davet ediyoruz" diye konuştu. Yapılan konuşmaların ardından program sona erdi. Programa, Vali Ziya Polat, Kars Belediye Başkanı Prof. Dr. Ötüken Senger, Sarıkamış Kaymakamı Enis Aslantatar, Sarıkamış Belediye Başkanı Serdar Kılıç, AK Parti Kars İl Başkanı Muammer Sancar, Milliyetçi Hareket Partisi İl Başkanı Tolga Adıgüzel, Kızılay Kars Şube Başkanı Kübra Hüryurt, daire amirleri, STK temsilcileri ile çok sayıda öğrenci katıldı.
Ankara AK Parti Milletvekili Ensarioğlu: "Söz konusu açıklamalarım, Dışişleri Bakanının özelde şahsına yönelik değildi" Çevre Komisyonu Başkanı ve AK Parti Diyarbakır Milletvekili Mehmet Galip Ensarioğlu, "Benim düşünce ve açıklamalarım açık ve nettir. Söz konusu açıklamalarım, parti politikalarımızda sayın Cumhurbaşkanımızın iradesi dışında, kimsenin çelişkili irade ortaya koyamayacağı ve AK Parti’de böyle bir şeyin mümkün olmayacağını kesin cümlelerle hatırlatmak adınaydı. Sayın Dışişleri Bakanının özelde şahsına yönelik değildi" dedi. Ensarioğlu, bir yabancı yayın kuruluşuna verdiği röportajla ilgili yazılı açıklama yaptı. Ensarioğlu şunları kaydetti: "Yabancı bir yayın kuruluşuna Terörsüz Türkiye süreci ve Meclis Komisyon çalışmalarıyla alakalı verdiğim bir mülakatta, sürece dair yaptığım değerlendirme sonunda, sunucunun ısrarlı Suriye politikası konusunda, sayın Cumhurbaşkanımız ve Dışişleri Bakanı sayın Hakan Fidan’ın politikalarında çelişkiler olduğuna dair verdiğim cevapta, böyle bir şeyin olmayacağını söyledim. Sözlerimin sonunda partimizin ve hükümetimizin politikalarını belirleyen iradenin sayın Cumhurbaşkanımızın iradesi olduğunu, buna karşı bir irade ortaya koyanın ya görevi bırakması gerekir, ya da görevden alınır şeklindeki ifademin amacı ve maksadı gayet net olduğu halde üç gündür, bağlamı ve maksadı dışında, bazı art niyetli çevrelerin çeşitli sosyal medya mecralarında çarpıtarak yorumladıklarını üzüntüyle müşahede ettim. Benim düşünce ve açıklamalarım açık ve nettir. Söz konusu açıklamalarım, parti politikalarımızda sayın Cumhurbaşkanımızın iradesi dışında, kimsenin çelişkili irade ortaya koyamayacağı ve AK Parti’de böyle bir şeyin mümkün olmayacağını kesin cümlelerle hatırlatmak adınaydı. Sayın Dışişleri Bakanının özelde şahsına yönelik değildi."