DÜNYA - 15 Mart 2024 Cuma 20:22 | Son Güncelleme : 15 Mart 2024 Cuma 21:16

Dışişleri Bakanı Fidan: “Çabalarımız İsrail'in Gazze'deki savaş suçlarını durdurmadı”

A
A
A

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Azerbaycan’da düzenlenen 11. Küresel Bakü Forumu’nda yaptığı konuşmada, “Filistin'de süregelen trajedi, artık iki devletli çözüm kapsamında çözülmeli, derhal ateşkes ilan edilmeli ve engelsiz olarak insani yardım sağlanmalı. Ancak yoğun diplomatik çabalarımız İsrail'in Gazze'deki savaş suçlarını durdurmadı” dedi.

Azerbaycan, Türkiye ve Gürcistan Dışişleri Bakanlarının 9. Toplantısı kapsamında Bakü’ye gelen Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Azerbaycan’daki temaslarına devam ediyor. Fidan, Bakü’deki temasları kapsamında, “Parçalanmış dünyayı düzeltmek” temalı 11. Küresel Bakü Forumu’na katıldı. Fidan, küresel sistemde köklü bir dönüşümünün eşiğinde olduğunu belirterek, “Bu nedenle kriz çatışmaları ve savaşlar eşi benzeri görülmemiş boyutlara ulaştı. Ne yazık ki bugün ne uluslararası sistem ne de onun arkasındaki büyük aktörler bir çözüm sunamıyor. Bunun yerine büyük güçler kendi gündemlerini sürdürüyorlar. Dahası, hiç kimsenin mevcut jeostratejik zorlukları bağımsız olarak ele alamayacağı açıktır. Bu nedenle bölgesel sahiplenmeye dayalı çözümler ileriye yönelik en geçerli yol olarak öne çıkıyor” dedi.

“Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Aliyev, vizyoner bir barış çağrısında bulundu”

Güney Kafkasya’da Azerbaycan’ın AGİT Minsk Grubu Karabağ’daki Ermeni işgaline son vermesi için onlarca yıl beklemek zorunda kaldığını vurgulayan Fidan, “AGİT Minsk Grubu işgali sona erdirmek yerine uzatma stratejisini tercih etti. İkinci Karabağ Savaşı ve terörle mücadele operasyonunun ardından alınan birçok BM Güvenlik Konseyi kararına rağmen nihayet adalet yerini buldu. 2020'deki İkinci Karabağ Savaşı’nın hemen ardından, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Aliyev, 6 ülkeden oluşan bölgesel bir mekanizma önererek son derece vizyoner bir barış çağrısında bulundu. Türkiye, Azerbaycan, Ermenistan, Rusya, İran ve Gürcistan” şeklinde konuştu.
Önerinin birlik, barış ve istikrarın bölgedeki ülkelerin sağlayabileceği varsayımı üzerine inşa edildiğini belirten Fidan, “Bugünkü adıyla 3+3 platformu hızla kuruldu ve şimdiden 2 toplantı yapıldı. Geçen sene Ekim ayında İslam İşbirliği Teşkilatı'ndaki meslektaşlarıma üye devletlerin konuyu ele alması gerektiğini söyledim” dedi.

“Filistin'de süregelen trajedi, artık iki devletli çözüm kapsamında çözülmeli”

Arap Birliği'nin olağanüstü zirvesiyle kurulan temas grubu, bölgeyi sahiplenme eylemi sergilediğini belirten Fidan, “Yedi ülke olarak bize Filistin’de devam eden trajediye müdahale etme için İslam dünyası adına hareket etme görevi verildi. Grubun çabaları ve uluslararası toplumun ezici üstünlüğü sayesinde Filistin'de süregelen trajedi, artık iki devletli çözüm kapsamında çözülmeli, derhal ateşkes ilan edilmeli ve engelsiz olarak insani yardım sağlanmalı. Ancak yoğun diplomatik çabalarımız İsrail'in Gazze'deki savaş suçlarını durdurmadı” ifadelerini kullandı.

Bugün itibariyle 31 binden fazla cenazenin olduğunu söyleyen Fidan, “Bunların çoğu kadın, çocuk ve yaşlı. Gazze artık yerle bir olmuş durumda ve yaşanmaz bir durumda. Bu nedenle Filistinlilerin katlanmak zorunda kaldığı fedakarlıkları ve anlatılamaz acıları söylemek bizim görevimizdir. 1967 öncesi sınırlara ve geçmişte tam teşekküllü Filistin devletine dayalı iki aşamalı çözümü hayata geçirene kadar bu mümkün olmayacak. İsrail'in iki devletli bölgeye yönelik taahhüt eksikliği nedeniyle nihai bir çözüme ulaşmak mümkün olmadı. Bu doğrultudaki önerimiz bölgesel ve uluslararası muhataplarımız tarafından olumlu karşılandı. Türkiye bu konuda bu sorumluluğu almaya hazır olacaktır” diye konuştu.

“Azerbaycan, Kafkaslarda kilit rol oynuyor”

Türkiye’nin Libya'da da istikrar, toprak bütünlüğü ve birlik temelinde, özgür, adil ve mutabakata dayalı güvenilir seçim sürecinin ilerletilmesi desteklediğini belirten Bakan Fidan, “Bu anlamda Türkiye'nin bölgeyi sahiplenme politikası enerji ve bağlantı projelerini de kapsıyor. TANAP, TAP, Trans-Hazar, Doğu-Batı Orta Koridoru ve Irak Kalkınma Yolu projesi gibi girişimleri destekliyoruz. Son yıllarda Azerbaycan, Kafkaslarda kilit rol oynuyor. Çok pozitif bir rolü var ve bölgesel diplomasi, bölgeyi sahiplenme ve bölgesel projeler için bir merkez haline geliyor” dedi.

Türkiye’nin pek çok konuda onlarla birlikte çalıştığını ifade eden Fidan, “Bilirsiniz, demiryolu projeleri, enerji projeleri ve ekonomik projeler gibi. Geçen sene sırf Ekonomik İşbirliği Teşkilatı'nın toplantısı için Şuşa’ya gelmiştim. Azerbaycan, Avrupa'nın enerji güvenliğinde de çok önemli bir rol oynuyor” şeklinde konuştu.

“PKK ve YPG’ye bazı NATO ülkeleri tarafından yardım edildi”

Türkiye’nin sınırlarının diğer tarafında büyük bir tehditle karşı karşıya olduğunu belirten Bakan Fidan, “Biliyorsunuz Irak'taki PKK, YPG. PKK, Irak’taki uzantısı, YPG'de Suriye'deki uzantısıdır. Bazı NATO ülkeleri tarafından yardım edildi, güçlendirildi ve görevlendirildiler. Biliyorsunuz Amerika bunu açıkça yapıyor ve birkaç NATO ülkesi de Amerika'ya yardım ediyor” ifadelerini kullandı. Türkiye’nin NATO ülkesi olduğunu vurgulayan Fidan, “Onlar da NATO ülkesi ve bazı NATO ülkeleri NATO dışı, devlet dışı bir unsur olan terör örgütüyle bir sorunu çözmek için bir araya geliyor. Buna da terörle mücadele sorunu diyorlar. Ama aynı zamanda ulusal güvenlik sorununa karşı da büyük bir tehdit oluşturuyor. Bu birinci konu. İkinci konu, biz NATO üyesiyiz ve üye devletiz ve NATO'yu oluşturmanın asıl amacı üye ülkeleri daha güvenli hale getirmek ve güçlü bir dayanışma içinde olabilecekleri bir ortam ve platform oluşturmaktır” dedi.

Türkiye’nin savunma sanayi alanında bazı NATO ülkelerinin kısıtlamalarına maruz kaldığını aktaran Fidan, “Dolayısıyla bu konuyu da tartışmaya açıyoruz. Bir yanda Türkiye'nin PKK, YPG'den başlayan terörle mücadele kaygıları, diğer yanda Türkiye'ye yönelik savunma sanayi kısıtlamaları. Bu konular etrafında çok güzel ve sağlıklı tartışmalar yaptığımızı düşünüyorum” diye konuştu.

“Cumhurbaşkanı Erdoğan, gıda güvenliği konusunda çok hassastı”

Karadeniz’de giderek artan gerginliği azaltmak için artan militarizmi önlemek gerektiğini belirten Dışişleri Bakanı Fidan, "Karadeniz, savaştan önce uzun bir süre sessizliğin, mal ve diğer hizmetlerin taşımacılığının tadını çıkarıyordu. Bu çok önemliydi. Savaştan sonra Karadeniz’deki militarizm bizim için büyük sorunlara yol açtı. Öncelikle bildiğiniz gibi Ukrayna'dan tahıl sevkiyatının kesintiye uğraması tüm dünya için, özellikle de küresel güney için bir felaketti. Bazı Afrika ülkelerinde ve genel olarak gıda pazarında fiyatlar arttı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, özellikle tüm dünyanın gıda güvenliği konusunda çok hassastı” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Ukraynalılar ile Ruslar arasında bir tahıl anlaşmasının sağlanması için çok çalıştığını söyleyen Fidan, “Bunu başardık ama belli bir süre devam etti, bu süre içinde sanırım toplam 33 milyon ton tahıl dünyanın geri kalanına sevk edildi. Bugün ortak ülkelerle birlikte benzer bir düzenleme üzerinde çalışıyoruz. Gerçekten bir anlaşmaya varmamızı umuyor ve dua ediyorum. Bu sefer belki tahıl anlaşması adlandırılmayacak, belki de başka bir şey olacak. Ama eninde sonunda en önemli şey tahılı Karadeniz’den çıkarmak olacak. Sadece tahıl değil, Karadeniz’in tüm bölgeye ticari amaçlarla hizmet vermesini sağlamak için çıkan diğer mallara da” şeklinde konuştu.

“Libya’dan yakın gelecekte iyi haberler alabileceğimizi umuyorum”

Libya’nın Türkiye’nin gündemindeki bir diğer önemli konu olduğunu belirten Fidan, “Doğu ve Batı, onların sonsuza kadar bölünmüş kalmasına izin veremeyiz. Libya'ya olumlu bir ruh hali oluşması için savaşa gitmelerine, aktörlerden birinin lehine tek taraflı birleşmelerine izin veremeyiz. Çünkü Libya'nın doğusundaki dostlarımız Mısır, BAE ve diğer bazı aktörlerle yakınlıkları ve bağlantıları var. Artık masanın etrafında, şu anda söylediğimiz gibi bu üç, dört ülke bir araya gelebilir” dedi.
Libya'nın bağımsızlığına ve egemenliğine gerçekten katkıda bulunma rollerinin ne olacağı konusunda çok kaliteli tartışmalar yürüttüklerini vurgulayan Fidan, “Elbette çok sayıda farklılık var, ancak ben iyimserim ve yakın gelecekte iyi haberler alabileceğimizi umuyorum, ancak en iyi haber her zaman bir çatışmasının yaşanmamasıdır” ifadelerini kullandı.

Kamil Nadirli - Rafıg Macidov

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara İstanbul ilk 3 ayda 3 milyon 766 bin 718 yabancı ziyaretçi ağırladı İstanbul, yılın ilk 3 ayında 3 milyon 766 bin 718 yabancı ziyaretçi ağırladı. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın verilerine göre mart ayında geçtiğimiz yılın aynı ayına göre yüzde 8,49 artışla 1 milyon 309 bin 200 yabancı ziyaretçi ağırlayan İstanbul, Türkiye turizminin de lokomotifi oldu. İstanbul’a mart ayında giriş yapan en çok ziyaretçiyi 163 bin 548 kişi ile Rusya Federasyonu oluştururken, 121 bin 194 kişi ile İran ikinci, 115 bin 563 kişi ile Almanya üçüncü, 57 bin 97 kişi ile İngiltere (Birleşik Krallık) dördüncü oldu. İngiltere’yi sırasıyla 55 bin 940 kişi ile Amerika Birleşik Devletleri, 40 bin 828 kişi ile Fransa ve 35 bin 446 kişi ile İtalya izledi. Mart ayında Arap ülkelerinden İstanbul’a gelen ziyaretçi sıralamasında ise Cezayir birinci, Irak ikinci, Fas üçüncü, Suudi Arabistan dördüncü sırada yer aldı. Suudi Arabistan’ı Lübnan, Libya, Mısır, Ürdün ve Tunus takip etti. Ayrıca 2024’ün ilk 3 ayında İstanbul, 3 milyon 766 bin 718 yabancı ziyaretçi ağırladı. “En çok yolcu İstanbul Havalimanı aracılığıyla geldi” İstanbul’a mart ayında gelen yabancı ziyaretçiler en çok İstanbul Havalimanı aracılığıyla şehre giriş yaptı. İstanbul Havalimanı, mart ayında 918 bin 36 yabancı ziyaretçi tarafından tercih edildi. Mart ayında İstanbul’a havayoluyla gelen toplam yabancı ziyaretçi sayısı içerisinde İstanbul Havalimanı’nın payı yüzde 70,55 oldu. Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan da yine mart ayında 382 bin 96 yabancı ziyaretçi giriş yaptı. Sabiha Gökçen Havalimanı en çok yabancı ziyaretçinin giriş yaptığı ikinci sınır kapısı olurken, havayoluyla İstanbul’a giriş yapan yabancıların yüzde 29,37’sini oluşturdu. Mart ayında havayoluyla İstanbul’a gelen yabancı ziyaretçi sayısı da 2023 yılının aynı ayına göre yüzde 8,83 artarak 1 milyon 301 bin 194 oldu. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın en son yayımladığı konaklama istatistiklerine göre Bakanlık belgeli tesislere geliş sayısı bu yılın şubat ayında toplam 1 milyon 3 bin 842 oldu. Bu tesislerde toplam 2 milyon 205 bin 835 geceleme yapılırken, ortalama kalış süresi 2,20 gün oldu. İstanbul’daki konaklama tesislerinin şubat ayı doluluk oranı ise yüzde 45,67 olarak gerçekleşti.
Bingöl Bingöl Valisi Usta: "Jeotermal kaynaklar açısından son derece zengin bir coğrafyaya sahibiz" Bingöl Jeotermal Kaynaklarının Değerlendirilmesi Toplantısı’nda konuşan Vali Ahmet Hamdi Usta, "Jeotermal kaynaklar açısından son derece zengin bir coğrafyaya sahibiz. İlimizin jeotermal potansiyelinin güçlü projelerle etkin bir şekilde kullanılması, turizm ve ekonomi açısından daha aktif ve katma değer sağlayan birer parametreye dönüştürülmesi gerekiyor" dedi. ‘Bingöl Jeotermal Kaynaklarının Değerlendirilmesi’ bilgilendirme toplantısı, Vali Ahmet Hamdi Usta başkanlığında gerçekleştirildi. Bingöl jeotermal kaynaklarının etraflıca ele alınıp değerlendirildiği toplantıda, Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü uzmanları ile Prof. Dr. Alper Baba birer sunum yaptı. Bingöl’ün jeotermal kaynakları konusunda bilgi paylaşımında bulunan Prof. Baba, Bingöl’ün jeotermal kuyu bakımında zengin bir konumda olduğunu belirterek, Bingöl bölgesinde seracılık, termal turizm, ısıtma ve soğutma yapılabileceğini ifade etti. "Veriler ve öneriler doğrultusunda çalışacağız" Toplantıda açıklamalarda bulunan Vali Ahmet Hamdi Usta, bölgedeki kaynakların ekonomiye kazandırılması için detaylı bilgiler aldıklarını söyledi. Vali Usta, "Jeotermal kaynaklar açısından son derece zengin bir coğrafyaya sahibiz. İlimizin jeotermal potansiyelinin güçlü projelerle etkin bir şekilde kullanılması, turizm ve ekonomi açısından daha aktif ve katma değer sağlayan birer parametreye dönüştürülmesi gerekiyor. Bu amaçla Balçova-İzmir jeotermalde birlikte çalıştığımız bu konuların uzmanı İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Alper Baba ve MTA Genel Müdürlüğü Enerji Hammadde Etüt ve Arama Daire Başkanı Ejder Yapıcı, MTA Jeotermal Enerji ve Hidrojeoloji Koordinatörü Lütfi Taşkıran’ı Bingöl’e davet ettim. Değerlendirme toplantısına katkıları için değerli hocamız Prof. Dr. Alper Baba’ya ve uzman arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Vali yardımcılarımız, Belediye Başkanımız, Rektör Yardımcımız, Ticaret ve Sanayi Odası Başkanımız ile paydaş kamu kurum ve kuruluş yetkililerinin de katıldığı toplantıda Bingöl’deki jeotermal kaynakların potansiyeli, değerlendirilmesi gereken alanlar ile bu kaynakların ekonomiye kazandırılması konusunda Hocamız ve MTA yetkililerinden detaylı bilgiler aldık. Kendilerine teşekkür ediyorum. Veriler ve öneriler doğrultusunda çalışacağız. Bugün temiz enerji kaynaklarının dünya literatüründeki yeri herkesçe malum. Herkesin hassasiyet gösterdiği şey temiz enerji kaynaklarıdır. Bizler de Bingöl olarak, bölgede kaynaklarımızı en verimli şekilde kullanmayı planlıyoruz. Bu konuda kamu, özel sektör ve Sivil Toplum Kuruluşları el birliği ile bu yönde durmaksızın çalışmaya devam edeceğiz" dedi. Valilikte gerçekleşen toplantıya; Bingöl Belediye Başkanı Erdal Arıkan, Bingöl Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Çiftçi ve İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Alper Baba, Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü uzmanlarının yanı sıra paydaş kurum ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı.