DÜNYA - 28 Kasım 2023 Salı 21:20 | Son Güncelleme : 28 Kasım 2023 Salı 21:22

Dışişleri Bakanı Fidan, Norveçli ve İsveçli mevkidaşları ile görüştü

A
A
A

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Belçika’da düzenlenen NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı kapsamında Norveç Dışişleri Bakanı Espen Barth Eide ve İsveç Dışişleri Bakanı Tobias Billström ile ayrı ayrı görüşmeler gerçekleştirdi.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Belçika’nın Başkenti Brüksel’de temaslarına devam ediyor. Bakan Fidan, NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı kapsamında Norveç Dışişleri Bakanı Espen Barth Eide ve İsveç Dışişleri Bakanı Tobias Billström ile ayrı ayrı görüşmeler gerçekleştirdi.
Türkiye’nin NATO Daimi Temsilciliğinde gerçekleşen her iki görüşmede de, ikili ilişkiler, Gazze Şeridi’ndeki son durum ve İsveç’in NATO’ya üyelik süreci ele alındı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Nemrut Krater Gölü’nde turizm sezonu açıldı Bitlis İl Özel İdaresi ekipleri tarafından geçtiğimiz günlerde kardan yolu açılan Nemrut Dağı ile Krater Gölü’nde turizm sezonu açıldı. Avrupalı Seçkin Destinasyonlar Projesi çerçevesinde ’mükemmeliyet ödülü’ alan bölge, her mevsim farklı güzellikler sunuyor. Mevsimin ilk ziyaretçilerini ağırlamaya başlayan Nemrut Krater Gölü, doğal güzelliğiyle yerli ve yabancı turistlerin uğrak yeri haline geldi. Sıcak ve soğuk gölleri, buz mağarası, buhar bacası, kuş türleri, boz ayıları ve biyoçeşitliliğiyle ilgi çeken Nemrut Kalderası, yılın her döneminde doğaseverler ve fotoğraf tutkunlarının yanı sıra kampçılara ev sahipliği yapıyor. Kış sezonun bitmesine rağmen coğrafi şartları nedeniyle geçtiğimiz günlerde yolu kardan açılan Nemrut Krater Gölü’ne her geçen gün ziyaretler artarak devam ediyor. Van ve Ahlat’a çeşitli ziyaretler gerçekleştiren İngilizce öğretmeni Rahmi Günindi, “İlk olarak Van’daki Akdamar Kilisesi’ni ziyaret ettim. Çok merak ettiğim, çok da hoşuma giden bir yerdi. Tarih bakımından buralar çok değerli yerler. Daha sonra Muradiye Şelalesi ve Ahlat’taki Selçuklu Mezarlığını ziyaret ettim. Bugün de Nemrut Krater Gölü’nü ziyaret ediyoruz. Mesleğim icabı Avrupa’da 25-26 ülke gezdim, yine de Türkiye diyorum. Özellikle tarihi ve kültürel zenginliği bakımından bu bölge gerçekten çok zengin bir bölge” dedi. İsviçreli turist Jımmy Buelir ise Nemrut Krater Gölü’nü ve doğasını çok sevdiğini ve burada kamp yaptığını söyledi.
İstanbul Arnavutköy’de kaybolan 13 koyunu polis ekipleri bularak sahibine teslim etti Arnavutköy’de kala koyunlarını otlatmak için dışarıya çıkartan Metin Güzgün isimli çobanın 13 koyunu kayboldu. Gece yarısına kadar koyunlarını arayan adam çareyi polise gitmekle buldu. Ekipler koyunların kaybolduğu noktadan itibaren yaptığı araştırmalar sonucunda koyunları bularak sahibine teslim etti. Arnavutköy Hacımaşlı Mahallesi’nde hayvancılık yapan Metin Güzgün isimli çoban bir yıldır yetiştirip, Kurban Bayramı’na hazırladığı 13 koyununu dün akşam saatlerinde otlatmak için ahırdan çıkardıktan sonra kaybetti. Hayvanları gece yarısına kadar arayan şahıs bir neticeye ulaşamayınca polis ekiplerine giderek ihbarda bulundu. Arnavutköy İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Devriye Ekipler Büro Amirliği’ne bağlı polis ekipleri hayvanların kaybolduğu noktadan itibaren çalışma yapmaya başladı. Bir yıldır yetiştirdiği hayvanların kaybolmasından dolayı üzgün olan çobanın hayvanlarını bulmak için tüm ihbarları değerlendiren ekipler hayvanların Sazlıbosna Mahallesi’nde bir ahırda olduğunu öğrendi. Ahırda yapılan incelemeler doğrultusunda sokakta başıboş dolaşan koyunları gören yine hayvancı Samet Uyanık’ın hayvanların telef olmaması için kendi ahırında farklı bir noktaya aldığı ve muhtara bildirdiği öğrenildi. Mahalle muhtarı ile polis ekiplerin benzer ihbarları değerlendirmesi üzerine hayvancı Uyanık’ın, Metin Güzgün’e ait hayvanları bulduğu tespit edildi. Yapılan çalışmalar doğrultusunda hayvanlar doğrulandıktan sonra sahibine polis ekiplerinin tuttuğu tutanaklarla teslim edildi. Kurban Bayramı’na sayılı günler kala hayvanlarını kaybettiği için üzgün olan çoban Güzgün, polis ekiplerine teşekkür etti. “Ben otlamaya çıkartmıştım hayvanlarımı yarım saat içerisinde kayboldular” Hayvanlarını nasıl kaybettiğini anlatan çoban Metin Güzgün, “Ben otlamaya çıkartmıştım hayvanlarımı yarım saat içerisinde kayboldular gece yarısına kadar aradım ve bulamadım. Sabah karakola gittim polis arkadaşlar çok ilgilendiler ve buldular Allah Razı Olsun. Duyarlı vatandaşlarımızında olması çok güzel almış ve bakmış yemini ve suyunu bakmış. Hayvancılık çok zor iş ben bakmıştım hayvanlarıma çok üzülmüştüm” şeklinde konuştu. “Kendi sürüme karıştırmadım emanet olarak baktım” Hayvanları tesadüfen fark eden ve ahırına koyan Samet Uyanık, “Ben kahveye çıkarken fark ettim başında kimse olmadığını gördüm sağa, sola sordum kimse sahibini bilmiyor. Ben aldım getirdim kendi ahırıma koydum ve polisi aradım ihbar vardı diye, o esnada bir ihbar yoktu. Ben burada besliyorum herkese haber saldım bugünde polis arkadaşlar bana ulaştı ve kayıp olduğunu söylediler. Bugün buraya geldiler ve biz polisle birlikte keşif yaptık. Kendi sürüme karıştırmadım emanet olarak baktım bugün sahiplerine teslim ediyorum şimdi. Ben bir yerden çalındı ve polisi görünce salındığını sandım kurban üstü bu tarz şeyler olabilir. Arkadaşımızın da çiftliğinden kaçmışlar normalde ben kırpıp kendi sürüme karıştırabilirdim Allah yedirmesin böyle bir şey. Kolluk kuvvetlerimizden de Allah razı olsun” ifadelerini kullandı. Yapılan çalışmalar sonucunda polis eşliğinde hayvanlar sahiplerine teslim edildi.
Bitlis Hizan’ın taş evlerden oluşan köylerine gezgin ve fotoğrafçılardan yoğun ilgi Bitlis’in Hizan ilçesinde taş evlerden oluşan köyler, fotoğrafçılar ve gezginler tarafından büyük ilgi görüyor. Hizan ilçesine bağlı Uzuntaş köyünde yaklaşık 300 yıl önce yapılan taş evler, doğal yapılarıyla birlikte eşsiz görüntüler sunuyor. Tarihi dokusunu koruyan ve yüzyılın yorgunluğuna rağmen ayakta kalan, çoğu derin vadiler ki yamaçlara kurulu ve üst üste dizili tarihi taş evler, görüntüsüyle kartpostallık manzaralar oluşturuyor. Her yıl yüzlerce vatandaşın ziyaret edip fotoğrafladığı Uzuntaş köyü; taşlı dar yolları, ahşap kapıları, ağaçları, bağları ve bahçeleriyle görenleri kendine hayran bırakıyor. Türkiye’nin farklı illerinden gelen gezgin ve fotoğrafçılar üst üste yapılı eski taş evlerin bütünleşmesi sonucu ortaya çıkan güzel manzaraları hem izleme hem de fotoğraflama şansı yakalıyor. Taş evlerin oluşturduğu manzara havadan drone ile de görüntülendi. Van’ın Erciş ilçesinden gelen doğa ve gezi fotoğrafçısı Sinan Güngör, “Doğa ve gezi fotoğrafçısıyım. Van’ın Erciş ilçesinde yaşıyoruz. Bugün Hizan ilçesinin Uzuntaş köyüne geldik. El emeği göz nuru otantik köy evlerini fotoğraflamaya geldik. Güzel görüntüler yakaladık. Burayı gezip görmek isteyenlere kesinlikle tavsiye ediyorum” dedi. Erciş Halk Eğitimi Merkezi Müdürlüğü Fotoğrafçılık Kursu kursiyerinden Hilal Çaça da, taş evlerden oluşan köyleri çok merak ettiklerini belirterek; “Arkadaşlarımızla bugün Uzuntaş köyüne geldik. Gezdik dolaştık, çok güzel bir yer, çok sevdik. Evler bayağı eski yapılar. Çok güzeldi, biz çok keyif aldık. İnsanları çok sıcakkanlıydı, çok severek gezdik” diye konuştu.
Osmaniye Doğum gününde kazada ölen hemşirenin ailesi isyan etti Osmaniye’de doğum gününde trafik kazasında hayatını kaybeden 23 yaşındaki hemşire Tuğçe Nur Akıncı’nın ailesi, sürücünün adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasına isyan etti. Osmaniye’de 29 Nisan tarihinde Güney Çevre Yolunda meydana gelen kazada; özel bir sağlık kabininde hemşire olarak görev yapan Tuğçe Nur Akıncı, elektrikli bisikletiyle trafik ışıklarında beklediği sırada arkadan gelen otomobil çarpmıştı. Çarpmanın etkisiyle metrelerce sürüklenen Akıncı, kaldırıldığı hastanede kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Kazanın ardından polis ekipleri tarafından gözaltına alınarak adliyeye sevk edilen otomobil sürücü H.K. ise çıkarıldığı mahkemece adli kontrol şartı serbest bırakıldı. "Kızım metrelerce yerde sürüklenmiş benim içim yanıyor, ciğerim yanıyor" Evladının acısıyla içinin yandığını söyleyen baba Sinan Akıncı, "Benim kızım metrelerce yerde sürüklenmiş benim içim yanıyor, ciğerim yanıyor. Ben kafamı bile içeri koyamıyorum dışarı çıkıyorum acaba kızım geri gelir mi diye kapıya bakıyorum. Mezarlığa gidiyorum gece gidiyorum diye çocuklar beni içeriye kilitliyor. Ben bu sıkıntıyı, bu eziyeti, ben hep çocuklarım için çektim. Şanlıurfa’da 7 sülalemi terk ettim çocuklarım için burada kaldım. Ben anlamadım hakimin biri bırakıyor ikinci niye bırakıyor. Bunun bir açıklaması var mı, kendi çocuğu olsa ne der, kendi ne yapar. 13-14 gündür içim yanıyor, bu adam serbest bırakıldı ben bu adamın tutuklanmasını rica ediyorum" dedi. "Benim çocuğumun suçu, günahı yok çocuğum sabah kalktı işe gitti ölüm haberi geldi" Kızlarının ölümüne sebep olan sürücünün serbest bırakılmasını kabul etmediklerini söyleyen anne Tevhide Akıncı ise, "Benim çocuğumun suçu, günahı yok çocuğum sabah kalktı işe gitti ölüm haberi geldi. Ben bu adamın tutuklamasını istiyorum. Ben davamdan vazgeçmiyorum. Ben çocuğumu toprağa vermişim, kendi geziyor. Bana da yazık kendinin kızı olsa ne der, kendinin çocuğu olsa ne yapar. Serbest bırakıyorsa, kendi kabul ediyorsa ben de kabul ediyorum. Kendi kabul etmiyorsa ben de kabul etmiyorum. Başka çare yok yazık günah bize de yazık. Gecemi gündüze döndürdüm, gündüzümü geceye döndürdüm ağlıyorum, sızlıyorum, çarem yok. Allah rızası için çocuğum için ben bu adamın tutuklamasını istiyorum" diye konuştu. "Somut olayda yaklaşık 110 kilometreye yakın bir hızdan bahsediyoruz, ışık ihlalinden bahsediyoruz" Sürücünün serbest kalmasının ailenin ve toplumun vicdanını yaraladığını söyleyen ailenin avukatı Taner Kanarığ ise, "Dosyadaki bu mevcut kaza aslında bir kaza değil, burada biz muhtemel kastla adam öldürme olduğunu düşünüyoruz. Yine bunun devamında muhtemel kast değerlendirmeyecekse bile bilinçli taksirle bir şekilde değerlendirme yapması gerektiğini düşünüyoruz. Görüntüleri izleyen her vatandaş burada bunun bir kaza olmadığını açık bir şekilde görebilecektir. Hal böyleyken bilinçli taksirle, muhtemel kastla adam öldürmek mevcutken, normal şartlarda çok rahat bir şekilde tutulabilecek bir insanın bugün dışarıda olmasını kamu vicdanı kabul etmemekte, yargılama camiası olarak biz de bu meseleyi kabul edememekteyiz. Somut olayda yaklaşık 110 kilometreye yakın bir hızdan bahsediyoruz, ışık ihlalinden bahsediyoruz. Tüm bunlar mevcutken bu insanın adli kontrol şartıyla serbest kalması ailenin vicdanı nasıl yaralıyorsa toplumun vicdanını da aynı şekilde yaralamakta. Asli tüm kusurları bünyesinde barındırdığı bir dosyada geçici bir süreliğe de olsa cezaevine alınmasıydı. Biz bundan sonraki süreçte hem yargılama sürecinin takipçisi olacağız, ailenin yanında olacağız, ne gerekiyorsa bununla alakalı yaparız. Rahmetli Tuğçe’ye hiçbir şekilde kusur izafe edilmemiş vuran kişiye izafe edilen kusurlar, Karayolları Trafik Kanunu’nun genel hükümlerini ihlal şeklinde 3 ağır kusurla beraber kendisinin asli ve tam kusurlu olduğu raporlarda geçiyor" dedi.