GÜNDEM - 23 Mayıs 2020 Cumartesi 19:38

Dışişleri Sözcüsü Aksoy: 'Sınırlarımızda bir oldubittiye hiçbir şekilde müsamaha gösterilmeyecektir'

A
A
A
Dışişleri Sözcüsü Aksoy: 'Sınırlarımızda bir oldubittiye hiçbir şekilde müsamaha gösterilmeyecektir'

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, “Uyarılarımıza ve işbirliği önerilerimize rağmen Yunanistan 13 Mayıs 2020 tarihinde arazi tesviye çalışmalarına başlamış ve ahdi kara hududumuzu ihlal etmiştir. Bu ihlal ilgili makamlarımız tarafından gerekli tedbirler alınarak anında önlenmiştir” dedi.

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, Yunanistan’ın Türkiye-Yunanistan hududuna ilişkin iddiaları hakkındaki soruya cevap verdi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, “Yunanistan 15 Nisan 2020 tarihinde Bakanlığımıza Türkiye-Yunanistan kara hududunun Ferre Kupürü bölgesinde tel çit inşa edeceğini duyurmuştur.

Bakanlığımız ilgili kurumlarımızla gerekli koordinasyonu yaptıktan sonra 11 Mayıs 2020 tarihinde Yunanistan'a bir Nota vererek, kara hududumuzu ihlal etmemesini, bunun için inşaat alanının koordinatlarını paylaşmasını ve sınır komisyonunun toplanmasını talep etmiştir. Yunanistan'a aynı zamanda ahdi hududumuzu teşkil eden Meriç Nehri yatağının, hududun belirlendiği tarih olan 1926'dan beri doğal ve yapay nedenlerle önemli ölçüde değiştiği, hududun bu bölgesinde iki ülke arasında mutabık kalınmış hassas koordinatların mevcut olmadığı, bu nedenle iki ülke heyetleri arasında teknik koordinasyon yapılmadan çalışmalara başlanmaması gerektiği bildirilmiştir” ifadelerini kullandı.

“Sınırlarımızda bir oldubittiye hiçbir şekilde müsamaha gösterilmeyecektir”

Aksoy, açıklamalarını şöyle sürdürdü:

“Bu uyarılarımıza ve işbirliği önerilerimize rağmen Yunanistan 13 Mayıs 2020 tarihinde arazi tesviye çalışmalarına başlamış ve ahdi kara hududumuzu ihlal etmiştir. Bu ihlal ilgili makamlarımız tarafından gerekli tedbirler alınarak anında önlenmiştir. İki ülkenin teknik heyetleri arasında yapılmasını teklif ettiğimiz görüşmeler gerçekleştirildiği takdirde sorun aşılabilecektir. Sınırlarımızda bir oldubittiye hiçbir şekilde müsamaha gösterilmeyecektir.”

Cevdet Fırat Aydoğmuş
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Filistin Dayanışma Platformu, İsrail’in Refah’ta başlattığı saldırıyı Ankara’da protesto etti Ankara’da bulunan Filistin Dayanışma Platformu, "Refah’ta Katliama Hayır" sloganıyla İsrail’in başlattığı saldırıyı protesto etmek için Amerikan Büyükelçiliği önünde toplandı. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının ardından 1 buçuk milyona yakın Gazzeli, Refah kentine sığınmıştı. İsrail’in Refah kentine yönelik başlattığı hava saldırısının ardından Filistin Dayanışma Platformu, "Refah’ta Katliama Hayır" sloganıyla saldırıyı kınamak için Ankara’da bulunan Amerikan Büyükelçiliği önünde çeşitli sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte İsrail’i protesto etti. Elçilik binası önünde toplanan kalabalık, İsrail’i protesto etmek için "İnsanlık onuru siyonizmi yenecek" ve "Susma haykır soykırıma hayır" sloganları attı. Öte yandan kalabalık, İsrail askerleri tarafından Kudüs’te öldürülen Hasan Saklanan’ı ise rahmetle anmayı unutmadı. Grup adına basın açıklamasında bulunan Zeynel Abidin Özkan, İsrail’in Gazze’ye yönelik düzenlediği saldırıların ardından Refah sınır kapısına sığınan yaklaşık bir buçuk milyona yakın Gazzeli’nin 214 gündür açlıkla boğuştuğuna dikkati çekti. "Soykırımın ortakları ahirete kalmadan dünyada da inşallah gereken cezayı bulacaklar" Refah’a başlatılan saldırılarla birlikte bölgede can güvenliği sorununun da başladığının altını çizen Özkan, “214 gündür dünyanın gözü önünde Filistin’de kardeşlerimiz İsrail soykırımına maruz bırakılıyor. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde devam eden yargılamalara; İsrail, lobi faaliyetleriyle tüm ülkelere müdahale ettirmeye ve İsrail yetkililerinin ceza almaması için bir çaba içerisine girdi. Hepimiz gördük ki aslında adalet İsrail için varmış ve tüm ülkeler de İsrail’in soykırımını desteklemek için çalışıyormuş. Bugün ortaya çıkan belgelerde görüldü ki Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde İsrail’in soykırımına ortak olan yöneticilerinin ceza almamasına yönelik baskı içeren mektuplar mahkemeyi köşeye sıkıştırmak adına kullanılıyor. Biz inanıyoruz ki hem mahkemede görülen davada hem de Güney Afrika’da devam eden davada soykırımın ortakları ahirete kalmadan dünyada da inşallah gereken cezayı bulacaklar” ifadelerini kullandı.