EKONOMİ - 15 Ekim 2014 Çarşamba 12:37

Diyarbakır'daki olaylar otelleri vurdu

A
A
A
Diyarbakır'daki olaylar otelleri vurdu

Diyarbakır’da 6 Ekim’de başlayarak 4 gün süren Kobani olayları yüzünden binlerce otel rezervasyonunun da iptal edildiği öğrenildi.

The Green Park Hotel Genel Müdürü Ecevit Tuaç, rezervasyonlarının yüzde 70’inin iptal edildiğini belirtirken, Prestige Hotel Halkla İlişkiler Müdürü Zeki Atasoy ise konaklamalarda ciddi düşüşlerin yaşandığını söyledi.

Diyarbakır’da 6 Ekim’de, gece saatlerinde başlayan ve 10 Ekim’e kadar şiddetini artırarak süren Kobani olaylarında sadece kamu binaları, bankalar, iş yerleri ve araçlar değil, yatırımlar ve turizm de büyük darbe aldı. 50’ye yakın yatırım projesinin ertelendiğinin belirtildiği kente, hem ticaret hem de seyahat amacıyla gelmeyi planlayan binlerce kişinin konaklamak için yaptırdıkları rezervasyonları iptal ettiği öğrenildi.

"YÜZDE 70 ORANINDA İPTAL"

Konuya ilişkin İHA muhabirine açıklamalarda bulunan The Green Park Hotel Genel Müdürü Ecevit Tuaç, Kobani olaylarının başlamasıyla birlikte rezervasyonlarda ciddi iptallerin söz konusu olduğuna dikkat çekerek, sadece kendi otellerinde bu oranın yüzde 70’e ulaştığını vurguladı. Olayların olumsuz etkilerini önümüzdeki günlerde yaşayacaklarını kaygısını taşıdıklarını aktaran Tuaç, "Kasım ayı sonuna kadar yaklaşık 2 bin rezervasyonumuz iptal edildi. Bunun bize doğrudan maddi olarak yansıması yaklaşık 250-300 lira. Ancak bu yüzde 70’in getireceği yüzde 70-80’de bu yüzden gelmeyecek. Bu nedenle zarar büyük" dedi.

"SÜREÇ, DİYARBAKIR’IN ÖZLEMİYDİ"

Sadece kendilerinin değil, bölgede yaşayan milyonlarca insanın da son yaşananlar yüzünden kaygı taşıdığını anlatan Tuaç, şunları kaydetti:

"15 Ekim ve sonrasında iki tarafın da olumlu, ılımlı açıklamalar yapması durumunda bunların önüne geçilebileceğini, aynı zamanda iptallerin de bir kısmının geri alınacağını düşünüyorum. Herkes elini taşın altına sokmalı. Çünkü ‘çözüm süreci’ Diyarbakır’ın yıllardan beri beklediği bir özlemdi. Süreçle birlikte Diyarbakır’a gelmek isteyen ancak gelemeyen bir sürü yurttaşımız buraya gelip, tarihi yerleri gezdiler. Yerel yemekleri tadıp, insanları tanımak istediler. Bu da kente büyük bir avantaj sağladı. İnsanlar süreçten önce buraya gelmek istiyorlardı ve süreçle birlikte ciddi bir oranda buraya gelenler oldu. Ayrıca buraya gelenler, kentlerine döndüklerinde Diyarbakır’ın televizyonda gösterildiği gibi olmadığını anlatıyordu. Bu da hem bize hem kente artı bir değer katıyordu. Süreçle Diyarbakır’ın marka değerini yükseltti. Diyarbakır, 90’lı yıllarda sadece güvenlik sorunlarıyla gündeme gelirken, artık tarihi dokusuyla yemekleriyle ve insanlığıyla gündeme gelmeye başladı. Bu da çok önemliydi. Umarım bu süreç bu şekilde devam eder, atılacak adımlar bizi yeniden pozitif bir noktaya taşır."

"SÜREÇ DEVAM EDERSE DÜZELİR"

Prestige Hotel Halkla İlişkiler Müdürü Zeki Atasoy da olaylarla birlikte sektörel anlamda ciddi sıkıntıların yaşandığına işaret etti. Turların ve rezervasyonların iptal edildiğini ve konaklamalarda ciddi bir düşüş yaşandığını anlatan Atasoy, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İnsanlar tedirgin oldular. İleriki dönemlerde bu yüzden ciddi olumsuzluklar yaşayacağız. Şu anda İstanbul ve Ankara’dan düzenlenecek olan 6 turumuzun iptal edildiği kesinleşti. Bu da beraberinde 120-130 rezervasyonun iptal edilmesine neden oldu. Sürecin olaylardan önceki gibi devam etmesi durumunda 6-7 ay sonra turizm anlamında yeniden toparlanma olur. Süreç devam ederse turizm yeniden ivme kazanır." 

MEHMET PİŞKİN - BURAK EMEK

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Manisa CBÜ en iyi 20 üniversite arasına girdi Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından yayımlanan 2025 Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu’nda elde ettiği göstergelerle dikkat çekici bir başarıya imza atarak ilk 20 üniversite arasında yer aldı. Rapora göre Manisa Celal Bayar Üniversitesi, olumlu sonuçlanan patent oranı en yüksek üniversiteler arasında Türkiye genelinde 3. sırada konumlandı. TEKNOFEST, TÜBİTAK, TÜBA ve benzeri kurumlar tarafından düzenlenen yarışmalara katılımda gösterdiği performansla da öne çıkan Manisa Celal Bayar Üniversitesi, en yüksek takım sayısına ulaşan üniversiteler arasında 11. sırada yer aldı. Erişilebilirlik envanter sayısı açısından öne çıkan üniversiteler arasında da yer alan Manisa Celal Bayar Üniversitesi, bu alanda 16. sıraya yükselerek kapsayıcı ve erişilebilir üniversite hedefi doğrultusunda yürüttüğü çalışmaların somut ve ölçülebilir bir karşılığını elde etti. Bu sonuç, erişilebilirlik çalışmalarının yalnızca belirli merkezlerle sınırlı kalmadığını; ülke genelinde yaygınlaşan bir farkındalık ve uygulama alanı bulduğunu ortaya koyarken, üniversitenin bu alandaki yatırımlarının eğitimde fırsat eşitliğini güçlendirdiğini ve toplumsal kapsayıcılık hedeflerine doğrudan katkı sağladığını gösterdi. Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan Rektör Prof. Dr. Rana Kibar, elde edilen başarının üniversitenin ortak emeğinin bir sonucu olduğunu vurgulayarak, "YÖK 2025 İzleme ve Değerlendirme Raporu’nda üç ayrı göstergede ilk 20 üniversite arasında yer almak, Manisa Celal Bayar Üniversitesi olarak doğru bir akademik ve kurumsal strateji izlediğimizin önemli bir göstergesidir. Eğitim-öğretimden araştırma ve projelere, sürdürülebilirlikten öğrenci odaklı çalışmalara kadar geniş bir yelpazede ortaya koyduğumuz bu başarıda, akademik ve idari personelimizin özverili çalışmaları ile öğrencilerimizin dinamizmi büyük rol oynamıştır. Üniversitemizi daha ileriye taşıyacak nitelikli çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürmeye devam edeceğiz" şeklinde konuştu. Elde edilen bu sonuçlarla Manisa Celal Bayar Üniversitesi, ulusal ölçekteki konumunu güçlendirirken; bilimsel üretim, proje geliştirme ve erişilebilirlik alanlarında hedeflediği vizyonu kararlılıkla sürdürdüğünü bir kez daha ortaya koydu.
Erzurum Doğu Ekspresi Erzurum’da mola verdi Son yıllarda oldukça fazla ilgi gören ve biletleri aylar öncesinden tükenen Turistik Doğu Ekspresi, bu yılki ilk kış seferinin Erzurum durağında dört saatlik mola verdi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı TCDD Taşımacılık AŞ Genel Müdürlüğü Turistik Doğu Ekspresi, 2025-2026 dönemi ilk seferine başladı. Ankara Tren Garı’ndan bu sezonun ilk seferine başlayan Turistik Doğu Ekspresi, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun katıldığı törenle uğurlanmıştı. Turistik Doğu Ekspresi bölge turizmine ve ekonomisine önemli katkılar sağlıyor ve geçen yıllarda olduğu gibi bu yıl da Turistik Doğu Ekspresi’ne katılımın yoğun olduğu belirtiliyor. Erzurum’da dört saatlik mola Her yıl yerli ve yabancı turistler tarafından yoğun ilgi gören Turistik Doğu Ekspresi, 2025-2026 sezonunda da yolcularına Doğu Anadolu’nun doğal ve kültürel zenginliklerini keşfetme imkanı sunması hedefleniyor. Turistik Doğu Ekspresi kapsamında tren; Erzincan, Erzurum, Sivas ve Kars gibi önemli duraklarda planlı molalar veriliyor. Yaklaşık 1.360 kilometrelik güzergahta, duraklamalar dâhil yaklaşık 33 saat süren bu özel yolculuk boyunca misafirler; karla kaplı dağlar, derin vadiler ve tarihi yapılar eşliğinde unutulmaz manzaralara tanıklık ediyor. Bu yılın ilk seferi olması nedeniyle Erzurum Garı’nda bir karşılama programı yapıldı. Trenden inen yolculara karanfil verildi, Erzurum Halk Oyunları ekibi gösteri yaptı, yolculara ayran aşı çorbası, kadayıf dolması, kahve ve çay ikramı yapıldı. Tren Erzurum Garı molasının ardından seferini tamamlamak üzere son durağı olan Kars yönüne doğru hareket etti. Erzurum İl Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Yer, Turistik Doğu Ekspresi yolcularını Erzurum’da en iyi şekilde misafir etmek için çaba harcadıklarını söyledi. Gençlere çekilişle Doğu Ekspresi turu 8 adet konforlu yataklı vagondan ve 1 adet yemek vagonundan oluşan Turistik Doğu Ekspresi, tren başına 160 yolcu kapasitesiyle hizmet sunuyor. Böylece yeni sezonda 10 bin 800 seyahat tutkununa, Anadolu’nun büyüsünü yaşatma imkanı sağlanacak. Doğu Ekspresi; Ankara-Kars yönünde Erzincan’da 2 saat 30 dakika, Erzurum’da 4 saat; Kars - Ankara yönünde ise İliç’te 3 saat, Divriği’de 2 saat 30 dakika ve Sivas’ta 3 saat duruşlarla, yolcularına şehirlerin tarihini, kültürünü ve lezzetlerini tanıma fırsatı veriyor. Ayrıca, popülerliği giderek artan Turistik Doğu Ekspresi’ni gençlerin deneyimlemesine imkân sağlamak üzere U-FEST kapsamında çekilişler gerçekleştiriliyor, Türkiye’nin dört bir yanındaki üniversitelerde öğrenim gören öğrenciler de bu eşsiz yolculuğu ücretsiz olarak hediye ediliyor.
Ordu HAK-İŞ Genel Başkanı Arslan: "Terörsüz Türkiye süreci yeni ve çok daha avantajlı bir süreç" Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (HAK-İŞ) ve HİZMET-İŞ Sendikası Genel Başkanı Mahmut Arslan, ‘Terörsüz Türkiye’ projesini desteklediklerini belirterek, sürecin geçmişe kıyasla daha avantajlı olduğunu söyledi. Arslan, özellikle Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) süreçte üstlendiği rolün, Türkiye açısından son derece kıymetli olduğunu vurguladı. Genel Başkan Mahmut Arslan, Ordu’da bir otelde düzenlenen programda, ‘Terörsüz Türkiye’ projesine dair açıklamalarda bulundu. Terörsüz Türkiye projesinin ülke gündeminin önemli başlıklarından biri olduğunu ifade eden Arslan, "Bu süreç hepimizi hem heyecanlandıran hem de zaman zaman endişeye ve tereddüde düşüren bir süreçtir. Ancak mevcut tabloya baktığımızda, bu sürecin geçmişe göre çok daha avantajlı olduğunu görüyoruz" dedi. "Çözüm süreci provokasyonlarla yarım kaldı" HAK-İŞ’in 2013 yılında başlatılan çözüm sürecinde aktif rol aldığını hatırlatan Arslan, "Sayın Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle elimizi değil, gövdemizi taşın altına koyarak yola çıkılan çözüm süreci maalesef provokasyonlar nedeniyle yarım kaldı. Amerika ve Batı’nın müdahaleleri, PKK ve uzantılarının bu oyunlara gelmesi süreci akamete uğrattı" diye konuştu. "Bölge halkı terörden en çok zarar gören kesim" Çözüm sürecinde ‘akil insanlar’ heyeti kapsamında Doğu Anadolu Bölgesi’nde görev aldıklarını dile getiren Arslan, "Üç ay boyunca bölge halkıyla birebir çalıştık. O dönem de gördük ki Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yaşayan vatandaşlarımız terörden en çok zarar gören kesim oldu. Terör örgütünün baskısı nedeniyle insanlar özgürce yaşayamadı, bu da ülkemize büyük kayıplar yaşattı" ifadelerini kullandı. "MHP’nin bugünkü rolü sürecin başarısı açısından kıymetli" Mevcut sürecin en önemli avantajlarından birinin siyasi tablo olduğunu belirten Arslan, "Özellikle geçmişte çözüm sürecine itiraz eden ve bugün bu sürecin başlatıcıları arasında yer alan Milliyetçi Hareket Partisi’nin rolünün farklı bir noktada olması, Türkiye açısından son derece kıymetlidir. Bu durum sürecin başarıya ulaşması için önemli bir fırsattır" dedi. "TBMM’nin inisiyatif alması önemli bir kazanım" Arslan, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) süreçte aktif rol üstlenmesini de önemli bir avantaj olarak değerlendirerek, "O günlerde en çok yapılan eleştiri, Meclis’in devre dışı bırakılmasıydı. Bugün ise TBMM’nin terörsüz Türkiye konusunda inisiyatif alması çok önemli bir kazanımdır. Neredeyse bir siyasi parti hariç, tüm partilerin komisyonda yer alması son derece değerlidir" şeklinde konuştu. "Bu fırsatı kaçırmamalıyız" Komisyona katılmayan siyasi partilerin endişelerinin de saygıyla karşılanması gerektiğini belirten Arslan, "Katılmayan partilerin Türkiye için endişe duyması ve görüşlerini dile getirmesi de kıymetlidir. Esas olan, komisyondaki yapının büyük çoğunluğunun bu süreci desteklemesidir. Bence buradan bu fırsatı kaçırmamamız gerekiyor" diyerek sözlerini tamamladı.