Uzman Diyetisyen Serkan Tutar, kırmızı etin, ülkemizin beslenme alışkanlıkları düşünüldüğünde her zaman ilk sıralarda yer aldığını belirterek Kurban bayramını sağlıklı geçirmek için 12 öneride bulundu. Dünyada en yaygın olan kronik hastalıkların diyabet, tansiyon ve kalp hastalıkları olduğunu kaydeden Tutar, şöyle konuştu: “Bu hastalıklardan bir veya birkaçı birlikte bulunan kişiler kesinlikle beslenme düzenlerine dikkat etmelidir. Özellikle kurban bayramı kalp ve tansiyon hastaları açısından yüksek risk taşıyan bir dönemdir. Fazla miktarda tüketilen kırmızı et kalp hastalarında damarlarda plakların oluşmasına, tansiyon hastalarında tansiyonun kontrol edilemeyecek kadar yükselmesine neden olabilmektedir. Kırmızı etlerin kolesterol içeriği yüksek olması nedeni ile fazla tüketildiğinde kan yağlarını doğrudan yükseltmekte ve kalp sağlığınızı tehdit edebilmektedir. Fazla et tüketiminin yanında bu dönemde fazla miktarda tuz tüketilmesi de tansiyonunuzun yükselmesine neden olabilmektedir. Şeker hastaları kan şekerinin dengeli olması açısından yiyecek seçimine, porsiyon miktarına ve gün içerisinde her zamanki gibi 5-6 öğün beslenmeye özen göstermelidir.”
KOLON KANSERİNE YAKALANMA RİSKİ
Tutar’ın 12 altın önerisi şöyle: “Gün içerisinde fazla miktarda kırmızı et tüketileceği düşünüldüğünde, sabah kahvaltısı biraz daha hafif geçirilmelidir. Özellikle kahvaltıda domates, salatalık ve yeşillik fazla miktarda tüketilmeli. İlk olarak hijyen açısından, etlerin kesim yerlerine ve uygulamalarına özen gösterilmelidir. Sağlıksız ortamlar ve koşullarda et kesimi yapılmamalıdır. Etlerin saklanması da dikkat edilmesi gereken diğer bir husustur. Kesilen kurbanlığın eti hemen tüketilmemeli, sindiriminin kolay olması ve kolay pişmesi açısından et buzdolabında 1 gün bekletilmelidir. Bu süre zarfında et suyunu çeker ve pişirilmeye hazır bir hale gelir. Kesilmiş fakat fazla olan etlerinizi buzdolabında 3-5 gün, derin dondurucuda 3 ay süre ile saklamanız mümkündür. Özellikle ülkemizdeki en büyük hatalardan biri de, damak zevkimize önem verip sağlığı ikinci plana atmamız. Bilerek veya bilmeyerek yanlış pişirme teknikleri sürekli olarak kullanılmaktadır. Kırmızı eti, kavurma ve kızartma yerine haşlama, buğulama, fırınlama veya ızgara şeklinde tüketmelisiniz. Unutmayın ki, sağlıksız şekilde pişirilen kırmızı et mide ve kolon kanserine yakalanma riskini artırmaktadır.”
Gidilen her ziyarette uzatılan şekerli ve çikolatalı besinleri tüketmek zorunda olmadığımızı anlatan Tutar, sözlerini şöyle sürdürdü: "Size gelen misafirlere çikolata yerine meyve tabağı hazırlamanız onların daha sağlıklı olmasına yardımcı olmanız anlamına gelir. Kronik karaciğer veya siroz hastası iseniz et tüketiminin miktarına çok daha fazla özen göstermelisiniz. Böbrek hastaları için fazla miktarda protein alımı risk teşkil etmektedir. Çünkü fazla alınan protein böbreklere yük yapar ve üremi gelişme riski artar. Kısacası herhangi bir kronik hastalığı nedeniyle özel diyet uygulaması gerekenler bayram süresince de diyetlerinin dışına çıkmamalıdır. Hamur ve şerbetli tatlıları mümkün olduğunca az, sütlü tatlıları ise daha fazla tercih etmelisiniz.”
“SPOR YAPIN”
Suyun faydalarından uzun uzun bahsetmeye gerek olmadığını belirten
Tutar, sözlerini şöyle tamamladı: "Kesinlikle günde 1,5-2 litre su tüketmelisiniz. Et bir posa kaynağı değildir ve fazla miktarda tüketilmesi nedeni ile bayram döneminde kabızlık problemleri yaşayabilirsiniz. Bunu engellemenin en iyi yolu, posa kaynağı olan çavdar ve yulaf ekmeğini daha fazla tercih etmek, özellikle etli sebze veya etli kuru baklagil yemekleri yapmak veya etin yanına özenle hazırlanmış bir salata hazırlamaktır. Meyve tüketimini bu dönemde biraz daha artırmanız da fayda var. Özellikle kabuklu yenilebilen meyveleri kabukları ile yemelisiniz. Tatili boşa harcamak yerine, kalkıp spor yapmak için fırsat bilin.”
