EKONOMİ - 04 Şubat 2019 Pazartesi 13:06

Doğal afet ve makroekonomik gelişmeler Türkiye’deki kurumlar için en büyük risk

A
A
A
Doğal afet ve makroekonomik gelişmeler Türkiye’deki kurumlar için en büyük risk

İş dünyasındaki en büyük riskleri mercek altına alan Allianz 2019 Risk Barometresi’nde siber tehdit ilk kez, iş kesintisi ile birlikte birinci sırayı paylaştı. Siber tehditler, iş kesintisini tetikleyen nedenler arasında yangın ve doğal afetleri geçerek en korkulan risk oldu. Araştırmada Türkiye, doğal afetlerin en yüksek risk olarak gösterildiği beş ülke arasında yer alıyor.

Allianz Global Corporate & Specialty (AGCS) tarafından yapılan yıllık küresel iş dünyası riskleri anketi Allianz 2019 Risk Barometresi'nin sekizincisi yayınlandı. Araştırma bu yıl, aralarında CEO'lar, risk yöneticileri, brokerlar ve sigorta uzmanlarının da bulunduğu 86 ülkeden 2.415 uzmanın görüşleri ile rekor katılıma ulaştı. Araştırmaya göre siber risk küresel olarak, 2019 ve sonrası için iş dünyasının en büyük meselelerinden biri haline geldi. 2014 yılında dünya ekonomisine 445 milyar dolar zarar veren siber suçların neden olduğu zarar bugün 600 milyar dolara çıktı. Bu da, doğal felaketlerden kaynaklanan son on yıllık ortalama 208 milyar dolar ekonomik zararın üç katına denk geliyor.

AGCS CEO'su Chris Fischer Hirs, araştırma ile ilgili yaptığı değerlendirmede “Ağ bağlantısı ile birbirine bağlanmış günümüz toplumunda en büyük riski tam da bu anlamda yaşayan şirketler çok çeşitli yıkıcı senaryolar ve tetikleyicilere karşı planlar geliştirmeli” dedi.

Siber tehditlerle ilk sırayı yüzde 37 oranıyla paylaşan ve iş dünyasının gelecek yıllarda karşı karşıya kalacağı bir diğer büyük riskin ise iş kesintisi. İş kesintisi dünya genelinde üst üste yedi yıldır en büyük tehdit. Özellikle ABD, Kanada, Almanya, İspanya, İtalya ve Çin için en büyük risk bu alanda. Küresel olarak birbirine bağlanmış bir ekonomik sistemde olası iş kesintisi senaryolarının giderek daha çeşitli ve karmaşık hale geldiğinin belirtildiği raporda, bu senaryolar arasında, temel BT sistemlerinin çökmesi, ürün geri çağırma veya kalite sorunları, terörizm, siyasi ayaklanma ve çevre kirliliği gibi sorunların yer aldığı kaydediliyor.

Küresel olarak sıralamadaki en büyük yükseliş ise yanıtların yüzde 13'ünde yer alarak 8. sırada bulunan iklim değişikliği ile yanıtların yüzde 9'unda yer alan 10. sıradaki kalifiye işgücü yetersizliği risklerinde görüldü. Ankette şirketlerin Brexit, ticaret savaşları ve gümrük vergileri gibi etkiler oluşturan mevzuat ve düzenlemelerdeki değişiklikler konusunda daha endişeli olduğu belirlendi. Söz konusu risk yüzde 27 ile 4. sırada yer aldı.

Türkiye doğal afetlerde en çok risk görülen beş ülke arasında

2018 yılında dünyada fırtına, sel, deprem gibi doğal afetler sonucu yaklaşık 146 milyar dolarlık ekonomik zararın gerçekleştiğine de dikkat çekilen Allianz 2019 Risk Barometresi raporunda Türkiye, dünyada doğal afetler kategorisinde yüzde yüzde 52 ile en yüksek riskli beş ülke arasında bulunuyor. Arjantin, Şili, Endonezya ve Japonya da Türkiye ile birlikte ilk beş ülke sıralamasında yer alan ülkeler. 2018 yılı, doğal afetlerden kaynaklanan zararların zirve yaptığı 2017'ye kıyasla daha yumuşak geçse de toplam ekonomik kayıplar 150 milyar dolara yaklaşıyor.

Allianz 2019 Risk Barometresi raporunda dünyada afetlerin yol açtığı ekonomik kayıplar artarken ve iklim değişikliğinin sürmesi ile ilgili endişeler büyürken, işletmelerin ve sigorta şirketlerinin doğal afet riskini etkin bir şekilde yönetebilmek için dünyadaki değişen riskleri çok iyi gözleyip takip etmelerinin gerektiği vurgulanıyor.

Türkiye için en büyük ikinci risk: Makroekonomik gelişmeler

Doğal afet dışında Türkiye için en fazla risk taşıyan unsur; tasarruf tedbirleri, emtia fiyatlarındaki artış, deflasyon ve enflasyon gibi Makroekonomik Gelişmeler olarak gösteriliyor. Söz konusu risk, Türkiye’ye İlişkin 10 Öncelikli Risk listesinde yüzde 48 ile ikinci sırada yer alıyor. Üçüncü risk yüzde 40 ile Mevzuat ve Yönetmeliklerdeki Değişiklikler olurken; savaş, terör, sivil karışıklık gibi Politik Riskler ve Şiddet yüzde 27 ile Türkiye için risk sırasında dördüncü gösteriliyor. Pazar Gelişmeleri yüzde 23 ile beşinci, Yangın, Patlama riski yüzde 19 ile altıncı sırada yer alıyor. Yedinci sırayı yüzde 15 ile İş Kesintisi riski ve Siber Tehditler paylaşırken yüzde 10 ile İklim Değişikliği/Havanın Değişkenliğindeki Artış ve yüzde 4 ile Kalifiye İşgücü Yetersizliği de Türkiye’deki ilk 10 risk listesinin son iki sırasında yerini alıyor.

Riskleri artıran ve azaltan faktörler

Raporda; Brexit sürecinin oluşturduğu belirsizlik, küresel ticaret savaşları ve gümrük vergilerinin mevzuat ve düzenlemelerdeki değişikliklerle ilgili kurumsal kaygıları körüklediği belirtiliyor. Bu yılın küresel sıralamasındaki en büyük yükselişin gerçekleştiği unsurlardan iklim değişikliği, yalnızca aşırı hava olayları ve doğal afetler nedeniyle artan kayıp ve aksaklıkların habercisi olmakla kalmıyor, aynı zamanda katı emisyon hedefleri ve birçok sektördeki yeni raporlama ve kamuyu aydınlatma gereklilikleri göz önünde bulundurulduğunda düzenlemeler ve yükümlülükler anlamında ciddi etkiler oluşturuyor.

İnsan sermayesi dijital ekonominin kıt kaynağı

Orta ve Doğu Avrupa'daki birçok ülke ile Birleşik Krallık, Kanada ve Avustralya'da görülen kalifiye işgücü yetersizliği ise bu yıl ilk kez küresel iş dünyası riskleri sıralamasında yer aldı. Bu risk, değişen nüfus yapısı, Brexit'in oluşturduğu belirsizlik ve dijital ekonomideki yetenek havuzunun sığlığı gibi faktörlerden kaynaklanıyor. Kalifiye işgücünün ve daha genel olarak insan sermayesinin, dijital ekonominin kıt kaynağı haline geldiğini belirten Allianz Yardımcı Baş Ekonomisti Ludovic Subran bu riske ilişkin şu değerlendirmede bulundu: “Yapay zeka, veri bilimi, siber risk ya da itibar riski yönetimi gibi 'öncül risk yönetimi' alanlarında yetkinliğe sahip yeni çalışanların işe alımı konusunda şirketler arası rekabet, söz konusu pozisyonların çoğu daha 10 yıl öncesine kadar var olmadığı için oldukça kızışmış durumda. İhtiyaç duyulan becerilere sahip aday havuzunun sınırlı oluşu nedeniyle cazip maaş teklifleri bile yetersiz kalırken, işe alım konusundaki aciliyet hizmet içi eğitime de imkan vermiyor."

En büyük 10 küresel iş dünyası riski

İş Kesintisi yüzde 37
Siber Tehditler yüzde 37
Doğal Afetler yüzde 28
Mevzuat ve Yönetmeliklerdeki Değişiklikler yüzde 27
Pazar Gelişmeleri yüzde 23
Yangın, Patlama yüzde 19
Yeni Teknolojiler yüzde 19
İklim Değişikliği / Hava Değişimlerindeki Artış yüzde 13
İtibar ya da Marka Değeri Kaybı yüzde 13
Kalifiye İşgücü Yetersizliği yüzde 9

Türkiye’de ilk 10 risk sıralaması

Doğal afetler (Fırtına, sel, deprem gibi) yüzde 52

Makroekonomik gelişmeler (Tasarruf tedbirleri, emtia fiyatlarında artış, deflasyon, enflasyon) yüzde 48

Mevzuat ve Yönetmeliklerdeki Değişiklikler (ticaret savaşları ve vergiler, ekonomik yaptırımlar, korumacılık,

Brexit, Euro-zone çözülmesi) yüzde 40

Politik riskler ve şiddet (Savaş, terör, sivil karışıklık) yüzde 27

Pazar gelişmeleri (e.g. kırılganlık, yoğunlaşan rekabet / yeni girişler, Satın alma ve birleşmeler (M&A) , pazar durgunluğu, pazar dalgalanması) yüzde 23

Yangın, patlama yüzde 19

İş kesintisi (tedarik zincirinin yıkılması dahil) yüzde 15

Siber tehditler (Siber suçlar, BT arıza ve kesintileri, veri sızıntıları, ceza ve müeyyideler) yüzde 15

İklim değişikliği /hava değişimindeki artış yüzde 10

Kalifiye işgücü yetersizliği yüzde 4  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Trendyol Süper Lig: Fenerbahçe: 2 - Beşiktaş: 1 (Maç sonucu) Trendyol Süper Lig’in 34. haftasında Fenerbahçe, sahasında karşılaştığı Beşiktaş’ı 2-1 mağlup etti. Maçtan dakikalar (İkinci yarı) 48. dakikada Ghezzal’ın sol taraftan kullandığı köşe vuruşunda altıpas içinde iyi yükselen Muleka’nın kafa vuruşunda kaleci Livakovic topu çeldi. Pozisyonun devamında Necip’in gelişine vuruşunda Szymanski’ye çarpan top oyun alanına döndü. 69. dakikada Szymanski’nin pasında topla buluşan İrfan Can Kahveci’nin ceza sahası içi sağ çaprazdan vuruşunda meşin yuvarlak uzak köşeden ağlara gitti. 2-0 82. dakikada Muleka’nın pasında topla buluşan Cenk Tosun’un ceza sahası çizgisinden sert vuruşunda meşin yuvarlak yakın köşeden ağlarla buluştu. 2-1 Hakemler: Volkan Bayarslan, Serkan Ok, Serkan Olguncan Fenerbahçe: Livakovic, Osayi Samuel, Becao (Çağlar Söyüncü dk. 19), Djiku, Ferdi Kadıoğlu, İsmail Yüksek (Krunic dk. 19), Fred, İrfan Can Kahveci, Szymanski (Mert Hakan Yandaş dk. 88), Tadic, Batshuayi (Dzeko dk. 74) Yedekler: İrfan Can Eğribayat, King, Mert Müldür, Cengiz Ünder, Serdar Dursun, Efekan Karayazı Teknik Direktör: İsmail Kartal Beşiktaş: Mert Günok, Necip Uysal, Worrall, Colley, Masuaku, Al Musrati, Gedson, Rashica (Ghezzal dk. 46), Muçi (Chamberlain dk. 62), Muleka, Semih Kılıçsoy (Cenk Tosun dk. 78) Yedekler: Ersin Destanoğlu, Onur Bulut, Tayyip Talha Sanuç, Salih Uçan, Aboubakar, Amartey, Umut Meraş Teknik Sorumlu: Serdar Topraktepe Goller: Michy Batshuayi (dk. 30), İrfan Can Kahveci (dk. 69) (Fenerbahçe) Cenk Tosun (dk. 82) (Beşiktaş) Kırmızı kart: Al Musrati (dk. 25) (Beşiktaş) Sarı kartlar: Necip Uysal, Rachid Ghezzal, Omar Colley (Beşiktaş) Osayi Samuel (Fenerbahçe)
İstanbul Markus Gisdol: “Ligde kalacağımıza inanıyorum” Samsunspor Teknik Direktörü Markus Gisdol, Kasımpaşa maçının ardından, Süper Lig’de kalacaklarına inandığını ve bu doğrultuda çalışacaklarını söyledi. Trendyol Süper Lig’in 34. haftasında Samsunspor, deplasmanda karşılaştığı Kasımpaşa’ya 1-0 mağlup oldu. Müsabakanın ardından değerlendirmelerde bulunan Samsunspor Teknik Direktörü Markus Gisdol, zor bir maç olacağını bildiklerini söyledi. Karşılaşmanın başında yedikleri basit bir golle geriye düştüklerini aktaran Alman çalıştırıcı, “Rakibimize karşı burada oynamanın zor olduğunu biliyorduk. Buradan puan veya puanlar almanın zor olduğunu biliyorduk. Kötü bir başlangıç oldu bizim adımıza ve çok basit bir gol yedik. Özellikle maçın başlarında da göstermiş olduğunuz performans iyi değildi, yeterli değildi. 30 dakikadan sonra çok iyi pozisyonlar yakaladık, oyuna müdahil olmaya başladık ve daha iyi oynamaya başladık. Son dokunuşlar iyiydi diyemem. Odaklanmayı ve gol atmayı unuttuk. O kadar pozisyona girdikten sonra eğer bunları değerlendirmiyorsanız, son dokunuşları iyi yapamıyorsanız tabii ki de kaybetmeniz çok normal” diye konuştu. “Başarılı olacağımızı düşünüyorum” Kötü bir oyun ortaya koymadıklarının altını çizen Gisdol, “Bu maçtan önce üç maç boyunca biz kaybetmedik. Belki bu tarafıyla bakacak olursak biraz daha pozitif olabiliriz. Oynamış olduğumuz maçlarda da kötü oynamadık açıkçası. Bu maçta sonuçta Kasımpaşa gibi bir rakibe karşı oynuyorsunuz ve zorlu bir rakip. Performans anlamında da biz kötü oynamıyoruz. Kötü değildik, sadece gol eksikti. Eğer çalışmalarımızı aynı ciddiyet, aynı istek ve arzuyla devam ettirsek başarılı olacağımızı düşünüyorum” açıklamasını yaptı. “Ligde kalacağımıza inanıyorum” Kalan maçlardan en iyi sonuçları alarak ligde kalmak istediklerini belirten Markus Gisdol, “Ben buraya geldiğimde birçok insan Samsunspor kesinlikle ligi düşecek olan ilk takım diye bakıyordu. Ben geldikten sonra takıma güvendiğimi gösterdim ve adım adım hep birlikte iyi sonuçlar almaya başladık. Zor maçlar da oynadık tabii ki bu dönemde. Ben şunu net bir şekilde belirtmek istiyorum takımıma kesinlikle güveniyorum ve güvencemin sonucunda da bu takımla birlikte ligde kalacağımıza inanıyorum” ifadelerini kullandı.
İstanbul Sami Uğurlu: "Avrupa kupalarına gitmek istiyoruz" Kasımpaşa Teknik Direktörü Sami Uğurlu, Samsunspor galibiyetinin ardından yaptığı açıklamada, "5’te 5 yapıp Avrupa kupalarına gitmek istiyoruz. Birini kazandık. Olur, olmaz bilemeyiz ama tamamıyla bunun için mücadele edeceğiz, bunun için savaşacağız" dedi. Kasımpaşa, Trendyol Süper Lig’in 34. haftasında konuk ettiği Samsunspor’u 1-0 yendi. Karşılaşmanın ardından düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulunan Kasımpaşa Teknik Direktörü Sami Uğurlu, Samsunspor’a karşı zorlu bir maç oynadıklarını ifade etti. Takım olarak Avrupa kupalarına katılma hedefi koyduklarının altını çizen Uğurlu, "Ligin son maçları, her takımın bir hedefi var. O hedef doğrultusunda da olabildiğince mücadele etmek zorunda, ayakta kalmak zorunda. Son maçlara baktığımızda da burada aslında biraz bizi sarsan iki maç oynadık. Biri Konyaspor ile sahamızda, sonra da Gaziantep maçı. Bunlar da çok istediğimiz oyunu ortaya koyamadık. Düşmemeye oynayan takımlar çok fazla agresif, mücadele eden, daha çok isteyen takımlar haline geliyor. Son dört haftada da bunun dozu biraz daha artacaktır diye düşünüyorum. Samsunspor da bunlardan biriydi. Her ne kadar biraz daha yukarıda gözükse de yine düşme hattından tamamen rahatladığını söyleyemeyiz. Tabii ki de bu ligin ne olacağı belli olmaz. Bugün de zor bir maç oldu. Ancak bundan önceki iki maça oranla çok daha fazla mücadele ettik, çok daha fazla istedik. Ligin sonuna kadar kazanmak için oynayacağız. Kendimize yeni bir hedef koyduk. 5’te 5 yapıp Avrupa kupalarına gitmek istiyoruz. Birini kazandık. Olur, olmaz bilemeyiz ama tamamıyla bunun için mücadele edeceğiz, bunun için savaşacağız. Çok zor maçlarımız var. Arka arkaya oynayacağımız rakiplerimiz bizle birlikte Avrupa Kupası’na gitmek isteyen dört takım. Eğer orayı yakalamak istiyorsak, orada olmak istiyorsak zaten bu maçları kazanmak zorundayız" dedi. "Hedeflerimi yakalamak en büyük beklentim" Bireysel hedefleri ile ilgili de konuşan Sami Uğurlu, "Gerçekten hedefi olan, bir yerlere çıkmak isteyen, yukarıya kendini taşımak isteyen ve bu anlamda da olabildiğince kendini geliştirmek isteyen bir antrenörüm. Bunun için çalışıyorum. Buradaki yaptığımız mücadele, oyuncularımın yaptığı mücadele, kazanmış olduğu bir maç, galibiyet, üç puan benim için zaten en büyük hediye oluyor. Kendi hedeflerim var bu hedeflerim doğrultusunda sonuna kadar gitmek istiyorum. O yüzden maddi konularda şu an için hiçbir beklentim yok. Sadece hedeflerimi yakalamak en büyük beklentim" ifadelerini kullandı. "Aytaç ve Hajradinovic’in antrenmanlarda çok fazla çalıştığını söyleyebilirim" 46 yaşındaki çalıştırıcı, performansları ile dikkatleri çeken Aytaç Kara ve Haris Hajradinovic ile ilgili yöneltilen soruya da, "Bu iki oyuncunun performansları kesinlikle bir defa tesadüf değil. Bir defa oyun formatı, kurgusu onlara çok uyuyor. Benim oynattığım oyun sisteminde iki 8 numara aslında gole en yakın olan oyuncular. Aytaç ve Hajradinovic’in antrenmanlarda çok fazla çalıştığını söyleyebilirim. Antrenmanın en çok koşan oyuncularına bakıyorsunuz Haris, Aytaç, Yasin. Orada istiyorlar, çalışıyorlar, emek veriyorlar, kurguya, plana harfiyen uyumaya çalışıyorlar. Bence bunun karşılığında alıyorlar. Antrenmana çıkmadıklarını hiç hatırlamıyorum. Bu onların emeklinin emeklerinin karşılığı olduğunu düşünüyorum" diye cevap verdi.