Psikiyatrist/Psikoterapist Yrd. Doç. Dr. Emre Tan, “Genel toplumdaki sıklığa baktığımızda her 20 kişiden birinin o sırada Depresyonda olduğunu söyleyebiliriz. Toplumsal yaşanan travmalar, ekonomik problemler ve sosyal hayattaki sorunlar bu sıklığı daha da arttırabilir” dedi.
Depresyonun, kişinin ruhsal halini derinden etkileyen, sosyal ve mesleki alanlarda büyük sıkıntılar oluşturan en yaygın psikiyatrik hastalıklardan biri olduğunu ifade eden Yrd.Doç.Dr. Tan, “Depresyondaki birey, çökkün, mutsuz, ağlamaklı veya kederli ruh halindedir. Bazı bireylerde bu durum kendini aşırı sinirlilik, kızgınlık veya çabuk öfkelenme şeklinde de gösterebilir. Kişide daha önceden yapmaktan zevk aldığı durumlara karşı (hobiler, sohbet etme, eğlenceli ortamlarda bulunma, cinsellik vs.) genel bir isteksizlik hali vardır. Bu durumla paralel olarak kendini yorgun, halsiz ve bitkin hisseder, tüm enerjisi alınmış gibidir. Vücudun çeşitli bölgelerinde (baş, boyun, kollar vs.) ağrılar, yanmalar, uyuşmalar görülebilir. Özel bir diyet uygulanmamasına rağmen kilo kaybı veya aşırı kilo almalar yaşanabilir. Depresyondaki bireyin uyku düzeni de bozulmuştur; uykusuzluk, uykuya geç dalma ya da sık sık uyanmalar görülebilir. Kişi düşünce ve konsantrasyonunu toparlamakta zorlanır; söyleyeceği lafları, yapması gereken işleri ve eşyaların yerini hatırlamakta güçlük çeker. Kişide genel bir huzursuzluk ve sıkıntı hali mevcuttur, kendini değersiz, işe yaramaz hissetmekle birlikte kendisine veya çevreye karşı suçluluk fikirleri yoğundur. Tüm bu düşünceler kişiyi intihara kadar sürükleyen ölüm veya yaşamak istememe düşüncelerine neden olabilir” açıklamalarında bulundu.
Her 20 kişiden birinin depresyonda olduğunu söyleyen Dr. Tan, “Bu kadar sık depresyonda olunmasının bireysel, sosyal ve ekonomik nedenleri olduğu gibi bazı hastalıklarda kullanılan ilaçların da depresyonu tetiklediğini söyleyebiliriz. Bu ilaçlar, kullanıldıkları hastalıkla ilgili olumlu sonuçlar yaratırken, bazı beyin kimyasallarını bozmaktadır. Bu durum psikiyatrik rahatsızlıkların ortaya çıkabilmesine ve en çok da depresyon belirtileri görülmesine neden olmaktadır” ifadelerini kullandı.
Psikiyatrist/Psikoterapist Yrd. Doç. Dr. Emre Tan, depresyona en çok neden olan ilaçları şöyle sıraladı:
“1. Hipertansiyon ilaçları
2. Doğum kontrol hapları
3. Steroid İlaçları
4. Kanser tedavisinde kullanılan ilaçlar”.
Hemen hemen her hastalığın stres oluşturarak, kişide moral bozukluğu, keyifsizlik yapabildiğini kaydeden Dr. Tan, “Fakat öncesinde ruhsal bir sıkıntısı olmayan kişilerin, hipertansiyon tedavisine veya doğum kontrol haplarına başladıktan sonra, isteksizlik, duygusal dalgalanma, sinirlilik, mutsuzluk gibi belirtiler gösterebileceğini ve bu durumun depresyon açısından değerlendirilmesi gerektiğini söyleyebiliriz. Aksi takdirde kişinin hastalığına ek olarak psikiyatrik hastalıklarda eklenirse hem yakınmalarını arttıracak hem de tedaviyi daha güç hale getirecektir” şeklinde konuştu.
Son zamanlarda moda olan ilaç karşıtlığına da değinen Psikiyatrist Dr. Emre Tan “Tıbbi tedavilerde kullanılan bazı ilaçların birtakım yan etkileri olabilir, fakat bu durum genellikle kabul edilebilir düzeydedir. İlaç tedavilerini toptan kötülemek yanlıştır ve hatta kişiyi tedaviden uzaklaştırdığı içinde tehlikelidir. Bu nedenle hastaların mevcut tedavilerine devam etmelerini, fakat ilgili uzmanın hastayı depresyon açısından yakın takipte tutmasını ve depresif belirtilerin olması halinde psikiyatri hekimiyle birlikte tedavinin gözden geçirilmesinin uygun olacağını söyleyebiliriz” dedi.
