SPOR - 22 Kasım 2017 Çarşamba 11:09

Doğuş Balbay: '2010 ve 2001'deki gibi madalyalara uzanmak istiyoruz'

A
A
A
Doğuş Balbay: '2010 ve 2001'deki gibi madalyalara uzanmak istiyoruz'

A Milli Erkek Basketbol Takımı'nın başarılı oyuncusu Doğuş Balbay, önümüzdeki yıllarda yine 2010 veya 2001’deki gibi madalyalara uzanmak istediklerini söyledi.

A Milli Erkek Basketbol Takımı'nın tecrübeli oyuncusu Doğuş Balbay, İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirinin sorularını cevapladı. Dünya Kupası Eleme maçında Letonya ile oynayacaklarını karşılaşmayı değerlendiren Balbay, "Burada 3-4 gün beraber olup, Letonya maçına, 1 gün arayla da Ukrayna maçına çıkacağız. Hazırlanma sürecimiz uzun olmadığı için setleri tekrarlayıp, bir arada oynamaya alışabilirsek bizim için o kadar iyi. Birbirimizi aşağı, yukarı tanıyoruz. Aramıza yeni katılan arkadaşlarımız da var. Güzel bir kaynaşma ortamıyla beraber kendi seyircimiz önünde ilk maçımıza çıkacağız. Umarım Letonya maçında galip gelir, Ukrayna’ya öyle gideriz" diye konuştu.

"Seçim yapma zorunluluğunda kaldık"

Balbay, milli takım maçlarının ve Euroleague müsabakalarının aynı anda olmasıyla alakalı soruya, "Özellikle bizler için zor bir durum. Takımlarımız bu hafta maçlara çıkacak. Biz onların yanında olamayacağız. Takımımız da zor durumda kalıyor. Öyle bir takvim içerisine soktular ki seçim yapmak zorunda kaldık. Anadolu Efes bu konuda bize olumlu yaklaştı. Milli takım forması giymemizde bize engel koymadı. Bu takvim FIBA’nın ve Euroleague’nin karmaşasından dolayı böyle bir durum oldu. En azından anlaşma olsaydı maçlar aynı ana denk gelmezdi. Bizler de oyuncu olarak mağdur olmazdık. Kulübümüzü de mağdur duruma sokmazdık. Böyle bir ortam oluştu. Bizim de konsantre olmamız gereken yer milli takım. Kalbimizin bir ucu da kulüp takımlarımızda. Benim takımım Anadolu Efes ama Fenerbahçe’nin de başarılı olmasını isterim. Sonuçta onları yalnız bıraktık. Takvim bu şekilde. Letonya maçına konsantre olduk" şeklinde cevapladı.

"Önemli olan bu altyapıyı iyi yapmak"

Takımda güzel bir hava yakaladıklarını anlatan Balbay, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hem seyircimizin desteği, hem de basketbolseverlerin desteğiyle birlikte Avrupa Şampiyonası ile birlikte güzel bir hava yakaladık. Ufak bir değişim oluyor. Yeni bir jenerasyon geliyor. Bizim bu 12 Dev Adam ruhunu yaşatabilmemiz gerekiyor. Kabuk değişimiyle birlikte daha mücadeleci, göze hoş gelen basketbol oynamak istiyoruz. Tecrübesizlikten kaybedilen maçlar olacaktır ama önemli olan bu altyapıyı iyi yapmak. Biz de tecrübelerimizi genç arkadaşlarımıza aktarıyoruz. Önümüzdeki senelerde yine 2010 veya 2001’deki gibi madalyalara uzanmak istiyoruz."

"Eğitimsiz ve kötü bir açıklamayı kınıyorum"

Bir televizyon kanalında Rasim Ozan Kütahyalı'nın Boşnaklarla ilgili söylediği sözlerin sorulması üzerine Balbay, "Gerçekten çok talihsiz bir açıklama. Böyle eğitimsiz ve kötü bir açıklamayı kınıyorum. Gerekli tepkiyi kamuoyu da verdi. Spor yorumcularına yakışmayacak bir yorum" diye cevap verdi.

Ahmet Faruk Çabuk - Samet Doğru
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.