DÜNYA - 23 Eylül 2021 Perşembe 11:49

DSÖ, hava kirliliği kılavuzlarını 15 yılın ardından güncelledi

A
A
A
DSÖ, hava kirliliği kılavuzlarını 15 yılın ardından güncelledi

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), hava kalitesi yönergesini 15 yılın ardından güncelleyerek, “Yeni Küresel Hava Kalitesi Kılavuzları”nı (AQG) açıkladı. DSÖ, kılavuzlarda önerilen standartlar yakalandığı ve kriterlere uyulduğu takdirde her yıl milyonlarca hayatın kurtarılabileceğini belirtti.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), hava kalitesi standartları ve kriterlerini içeren “Yeni Küresel Hava Kalitesi Kılavuzları”nı (AQG) açıkladı. DSÖ, 15 yılın ardından güncellediği hava kirliliği kılavuzlarında önerilen standartlar yakalandığı ve kriterlere uyulduğu takdirde her yıl küresel olarak milyonlarca ölümün ve PM 2.5 olarak bilinen ince partiküllerle bağlantılı ölümlerin yaklaşık yüzde 80'inin önlenebileceğini belirtti. DSÖ hava kirliliği kılavuzlarıyla ilgili yaptığı açıklamada, 2005 yılında gerçekleştirdiği son küresel güncellemeden bu yana hava kirliliğinin sağlık durumunu nasıl etkilediğini gösteren bulgularda belirgin bir artış gözlendiğini ifade etti. Açıklamada ayrıca, hava kirliliğinin, iklim değişikliğinin yanı sıra insan sağlığına yönelik en büyük çevresel tehditlerden biri olduğuna dikkat çekildi. Kılavuzların hava kirliliğinin daha önce düşünülenden daha düşük seviyelerde bile insan sağlığına verdiği zararın kanıtlarını net bir şekilde sunduğu ve hava kalitesi için yeni seviyeler önerdiği aktarıldı. Hem bu nedenle hem de kanıtların sistematik bir incelemesinden sonra DSÖ’nün hava kalitesi kılavuzunun yeni değerlerinin aşılmasının sağlık için önemli risklerle ilişkili olduğu konusunda uyarıda bulunarak tüm kılavuz değerlerini daha düşük değerlerde olacak şekilde yeniden düzenlediği ifade edildi. Bu yeni değerlere bağlı kalmanın milyonlarca hayatı kurtarabileceği vurgulanarak, her yıl hava kirliliğine maruz kalmanın 7 milyon kişinin erken ölümüne ve milyonlarca sağlıklı yaşam yılının kaybedilmesine neden olduğu aktarılarak, çocuklarda da bu sorunun akciğer büyümesi ve akciğer işlevlerinde azalma, solunum yolu enfeksiyonları ve ağır astım şeklinde görüldüğü belirtildi.

Açıklamaya göre, yetişkinlerde dış mekan hava kirliliğinin neden olduğu en yaygın ölüm nedenleri iskemik kalp hastalığı ile inme olurken, kılavuzlar, hava kirliliği temelli diyabet ve beyindeki sinir hücrelerinin işlevini engelleyen çeşitli hastalık ve durumlar gibi diğer etkilere dair kanıtları da ortaya koydu. Bu durumun, hava kirliliğinin neden olduğu hastalık yükünü, sağlıksız beslenme ve tütün kullanımı gibi diğer önemli küresel sağlık riskleri ile aynı seviyeye getirdiği ifade edilen açıklamada, hava kirliliğinin iklim değişikliğinin yanı sıra insan sağlığına yönelik en büyük çevresel tehditlerden biri olduğu kaydedildi.

Açıklamada, DSÖ'nün yeni kılavuzlarının hava kalitesini iyileştirme, iklim değişikliğinin etkilerini azaltma çabalarına katkı sunduğu belirtilirken, emisyonları azaltmanın da hava kalitesini iyileştireceği vurgulandı. Ülkelerin, bu kılavuz değerlere ulaşmaya çalışarak hem sağlığı koruyabileceği hem de küresel iklim değişikliği konusunda destek olabileceği ifade edilirken, maruz kalmadan kaynaklanan sağlık etkileri konusunda en fazla kanıtın bulunduğu 6 kirletici için olması gereken hava kalitesi seviyelerini önerdiği aktarıldı. Klasik kirleticiler olarak adlandırılabilecek partikül madde (PM), ozon (O), nitrojen dioksit (NO), kükürt dioksit (SO) ve karbon monoksit (CO) kirleticilerine karşı alınan önlemlerin, diğer zararlı kirleticiler için de önemli olduğuna dikkat çekildi.

Çapı 10 ve 2.5 mikron veya daha küçük partikül madde (PM10 ve PM 2.5) ile ilişkili sağlık risklerinin özellikle halk sağlığı açısından önemi vurgulanan açıklamada, PM’nin, başta ulaşım, enerji, ev, sanayi ve tarım dahil olmak üzere farklı sektörlerde kullanılan yakıtların yanması ile ortaya çıktığı belirtildi. Kılavuzların ayrıca, hava kalitesi kılavuz değerlerini belirlemek için yeterli nicel kanıt bulunmayan birtakım partikül madde türlerinin (siyah karbon/temel karbon, çok ince partiküller, kum ve toz fırtınalarından kaynaklanan partiküller gibi) yönetimine yönelik iyi uygulamaların da altını çizdiği ifade edildi. Kılavuzların, tüm durumları kapsadığı ve küresel anlamda hem dış hem de iç ortamlara uygulanabilir olduğu kaydedildi.

Açıklamaya göre, özellikle düşük ve orta gelirli ülkelerde büyük ölçüde fosil yakıtların yakılmasına dayanan büyük ölçekli kentleşme ve ekonomik kalkınma nedeniyle artan düzeyde hava kirliliği yaşanırken, hava kirliliğine maruz kalmadaki eşitsizlikler dünya genelinde arttı. Hava kirliliğine ilişkin küresel değerlendirmelerin, düşük ve orta gelirli ülkelerde görülen hava kirliliği ile en büyük derecede ilişkilendirilebilir hastalık yüküyle birlikte, yüz milyonlarca sağlıklı yaşam yılı kaybedildiğini gösterdiği ifade edildi. Hava kirliliğine maruz kalma ne kadar artarsa, hava kirliliğinin astım, akciğer ve kalp gibi kronik rahatsızlıkları olan bireylerin yanı sıra yaşlılar, çocuklar ve hamile kadınlar üzerindeki sağlık etkisinin de o kadar arttığı vurgulandı. Hava kalitesinde güçlü politika odaklı iyileştirmeler yapılan ülkelerde, hava kirliliğinde genellikle belirgin bir azalma görüldüğüne dikkat çekildi.

Eşit olmayan hastalık yükü

DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus yaptığı açıklamada, "Hava kirliliği tüm ülkelerde sağlığa yönelik bir tehdittir ancak en çok düşük ve orta gelirli ülkelerdeki insanları etkilemektedir. DSÖ'nün yeni Hava Kalitesi Kılavuzları, yaşamın bağlı olduğu hava kalitesini iyileştirmek için kanıta dayalı ve pratik bir araçtır. Tüm ülkeleri ve çevremizi korumak için savaş veren herkesi, kirliliğin yol açtığı acıları azaltmak ve hayat kurtarmak için bu kılavuzları kullanmaya çağırıyorum” ifadelerini kullandı.

DSÖ Avrupa Bölge Direktörü Dr Hans Henri P. Kluge ise kılavuzların politika belirleyicilere konu hakkında sağlam kanıt ve gerekli araçlar sağladığını belirterek, “DSÖ, milyonlarca ölümün, hava kirliliğinin etkilerinden, özellikle bulaşıcı olmayan hastalıklardan kaynaklandığını yıllık olarak hesaplıyor. Temiz hava, temel bir insan hakkı olmanın yanı sıra sağlıklı ve üretken toplumlar için gerekli bir koşul olmalı. Bununla birlikte, son 30 yılda hava kalitesinde yaşanan bazı gelişmelere rağmen, milyonlarca insan erken ölmeye devam ediyor ve bu durum çoğu zaman en kırılgan ve ötekileştirilmiş nüfusları etkiliyor. Sorunun büyüklüğünü ve bu sorunu nasıl çözeceğimizi biliyoruz. Güncellenmiş kılavuzlar, politika belirleyicilere bu uzun vadeli sağlık yükünün üstesinden gelmek için sağlam kanıtlar ve gerekli araçları sağlıyor” dedi.

Önerilen hava kalitesi kılavuz değerlerine ulaşmanın yolu

Kılavuzun amacının, tüm ülkelerin önerilen hava kalitesi seviyelerine ulaşabilmesi olduğu belirtilen açıklamada, DSÖ’nün hava kalitesinde kademeli iyileştirmeyi kolaylaştıracak kısa vadeli hedefler önerdiği ifade edildi. Mevcut hava kirliliği seviyeleri, güncellenen kılavuzda önerilen seviyelere düşürüldüğü takdirde dünya genelinde PM 2.5 olarak bilinen ince partiküllerle bağlantılı ölümlerin yaklaşık yüzde 80'inin önlenebilir hale geleceği belirtildi. Aynı zamanda, kısa vadeli hedeflere ulaşılmasının en büyük yararının, ince partiküllerin yüksek konsantrasyonlarda bulunduğu ve nüfusları yüksek olan ülkelerdeki hastalık yükünün azaltılması olacağı aktarıldı.
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.