EĞİTİM - 08 Mayıs 2018 Salı 11:09

Dünyaca Ünlü Matematikçi Maarit Rossi: “Türkiye eğitimde Finlandiya’dan daha başarılı olabilir”

A
A
A
Dünyaca Ünlü  Matematikçi Maarit Rossi: “Türkiye eğitimde Finlandiya’dan daha başarılı olabilir”

Dünyanın en iyi 10 öğretmeninden biri olan Finlandiyalı matematik öğretmeni Maarit Rossi, Bahçeşehir Üniversitesi’nde (BAU) düzenlenen konferansta: “Finlandiya’da haftalık 3-4 saat matematik dersi yapılırken Türkiye’de 7-8 saat eğitim veriliyor. Bu konuda değişiklik yapılırsa Finlandiya’dan çok daha fazla fırsatınız olacaktır” dedi.

‘Küresel Öğretmen Ödülü’nde 2016 yılında ilk 10’a girmeyi başaran ve yıllardır matematiği öğrencilere sevdirmeye yönelik çalışmalar gerçekleştiren Matematik Öğretmeni Maarit Rossi, BAU Yenilikçi Eğitim Geliştirme Araştırma Merkezi (YEGAM) organizasyonu tarafından düzenlenen ‘21. Yüzyılda Matematik Eğitimi’ konferansına katıldı. Düzenlenen programa ayrıca; BAUSTEM Eğitim Direktörü Doç. Dr. M. Sencer Çorlu, Uğur Okulları Genel Müdürü Nevzat Kulaberoğlu, Bahçeşehir Koleji Genel Müdürü Özlem Dağ ve çok sayıda davetli katıldı. Etkinlikte matematik eğitiminin görselleştirilmesi, uygulamalı tekniklerin diğer bölümlere etkisi ve 21. yüzyılda matematik eğitiminin nasıl olması gerektiği  konuşuldu.

 “Matematik eşittir özgüven”

Öğrencilerin matematiği benimseyemediklerini belirten Maarit Rossi, “Öğrenciler, matematikten korkuyor. Eğer sizin kendinize olan güveniniz düşükse bunun sebebi matematiğe devam etmeyişinizdir. Finlandiya’da biz buna dikkat ediyoruz. Ama yine de matematiğe karşı tavır çok önemli. Ben lisedeki müdürlük kariyerimden ayrıldığımda 5. ve 6. sınıflar için öğretmenlik yapmak istedim. Çünkü öğrencilerin çoğunu bu yaşlarda kaybediyoruz. Gerçekten çok erken yaşlarda başlıyor bu süreç. Elbette ki sizler eğitim metodunu değiştirerek bunu da değiştirebilirsiniz. Matematik her zaman değişiyor ama matematiği öğretme biçimi değişmiyor işte bu ana problemlerden biri. Eğitimin yarısını teorik, yarısını aktif öğrenme biçimi yapmamız gerekiyor” dedi.

  “Yapay Zeka çocuklar için pozitif olabilir”

Matematik ve yapay zeka arasındaki ilişkiye değinen ve robotlorın öğrenciler için pozitif katkısı olabileceğinin altının çizen Rossi şunları ekledi:  “Yapay zeka, matematik eğitiminde neyi değiştirecek? Tipik olarak bizim öğretmek dışında görevimiz nedir? Robotların yapabileceklerini kişiselleştirmek. Yapay zeka öğrenciler için  pozitif olabilir. Öğrenciler, doğru yaptıkları zaman “aferin, devam et” diyebilir ve böylelikle öğrencinin seviyesine göre kişiselleştirilebilir. Yani sıkıcı bir süreci eğlenceli bir hale getirebilirler. Şöyle düşünüyorum, öncelikle problem çözme yöntemimiz çok matematiksel. Kritik düşünme son derece önemli, yaratıcılık bunlardan bir tanesi. Matematik derslerini nasıl daha yaratıcı bir hale getirebiliriz?”

 “ Çocuklarınıza ben de matematiği anlamazdım demeyin!’

Anne ve babaların çocuklarına ‘ben de matematiği anlamazdım’ ya da matematiği yapamıyorsun seni anlıyorum’ gibi cümleler kurmamaları gerektiğini söyleyen Maarit Rossi, “Bunu söylerseniz çocuğunuzun zihninde bu süreci kapatmış olursunuz. İlginin alakanın ve inancın oluşturulması gerekiyor. Finlandiya’da haftalık 3-4 saat matematik dersi yapılıyor ve Türkiye’de bunun 7-8 saat olduğunu duydum. Eğer bu konuda değişiklik yaparsanız çok büyük değişimler elde edeceğinizi söyleyebilirim. Finlandiya’dan çok daha fazla fırsatınız olacaktır. Öğrencileri düşünün, 8 yıl boyunca sınıfta oturmak zorundalar haftada 7 saat matematik dersi yapılıyor ve hiç konuşmuyorlarsa derse bazen sadece cevap vermeye fırsatı varsa o zaman matematik dilini ve konseptini oluşturma şansını elde edemeyecektir. Bunu geliştirmeliyiz onlara beraber çalışabilmeleri için fırsatlar vermeliyiz” ifadelerini kullandı.

BAUSTEM Eğitim Direktörü Doç. Dr. Mehmet Sencer Çorlu, Matematiğin uygulamayı dışlayan ve sadece belirli bir zümrenin yapabileceği bir bölüm olarak görülmemesi gerektiğini belirtti. Çorlu, “Bugün kuram ispatlayan algoritmalar, yapay zekalar var. Biyolojiden hukuka, sosyolojiden mühendisliğin her alanına hesaplamalı bilimler ve yöntemleri nüfus ediyor. Okul matematiği ise öğrenilmesi zevkli ve gerekli olan bir çok farklı bilgi ve beceriyi içerir. Bazı öğrencilerimiz için matematik yapmak sanata eşdeğerdir. Bu öğrencilerimiz üniversitelerimizin matematik bölümlerine matematikçi olarak yetişmeleri için desteklenmeli ve takdir edilmelidirler. Çünkü ülkemizin daha çok matematikçiye ihtiyacı bulunmaktadır” ifadelerini kullandı.

 “Matematik, üst zümrenin ulaşabileceği bir alan olarak görülüyor”

Bahçeşehir Koleji Genel Müdürü Özlem Dağ ise, “21. yüzyılda bilim ve teknolojideki değişimler her gün uyandığımızda baş döndürücü bir hızla önümüze seriliyor. Ancak bizim ülkemizde matematik eğitiminde ve matematik öğrenmenin önünde çok önemli bariyerler var. Matematik eğitimi bizim ülkemizde birçok yanlış uygulama, yöntem ve oluşturulan korku nedeniyle çok küçük bir azınlığın matematik öğrenme yeteneğine, becerisine sahip veya bu üst düzey eğitim ihtiyacının çok küçük bir azınlığın ulaşabildiği bir alan olarak görülüyor. Bu nedenle de eğitim sürecindeki içerikler ve yöntemler, bunlara yapılacak katkılar çok çok kıymetli” açıklamasını yaptı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay 5 milyon euroluk Avrupa Birliği projesi deprem bölgesinde tanıtıldı Deprem bölgesinde ekonomik kalkınmanın öncüsü olan Doğu Akdeniz Kalkınma Ajansı (DOĞAKA), Sosyal Girişimcilik Güçlendirme ve Uyum Projesi çerçevesinde; Hatay, Kahramanmaraş ve Osmaniye’de hızlandırma hibe programını tanıttı. Asrın felaketinde hasara uğrayan deprem bölgesinin yeniden ayağa kalkması için yürütülen çalışmalar devam ediyor. Deprem bölgesinde en büyük hasarı alan illerden olan; Hatay, Osmaniye ve Kahramanmaraş’ın ekonomik anlamda değer kazanmasına öncülük eden Doğu Akdeniz Kalkınma Ajansı (DOĞAKA) bölgedeki faaliyetlerini sürdürüyor. Sosyal Girişimcilik Güçlendirme ve Uyum (SEECO) Projesi; kapsamında DOĞAKA öncülüğünde Kahramanmaraş, Osmaniye ve Hatay’da hızlandırma hibe programı tanıtıldı. SEECO Projesi kapsamında ilan edilen Hızlandırma Hibe Programı’nın açılış ve tanıtım toplantısı potansiyel faydalanıcılar ve kamu kurumlarının temsilcileri ile Hatay, Kahramanmaraş ve Osmaniye illerinde gerçekleştirildi. Toplantıda katılımcılar, SEECO projesi hakkında bilgilendirildi. SEECO projesi; Avrupa Birliği’nin FRIT (Türkiye’deki Mülteciler için AB Mali Yardım Aracı) Programı kapsamında, Dünya Bankası ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü koordinasyonunda yürütülmekte olan bir çalışma. SEECO Projesinin amacı, sosyal girişimcilik yoluyla kadınların ve gençlerin sosyal ve ekonomik yönden güçlendirilmesine ve toplumsal uyumunun sağlanmasına katkıda bulunarak, kadınlar ve gençler için yeni istihdam alanları oluşturulması. Toplam bütçesi 5 milyon euro olan hibe programı kapsamında, Hatay, Kahramanmaraş ve Osmaniye illerinde KOBİ’lere yönelik ve en az 1 yıl önce kurulmuş şahıs işletmelerine, şirketlere ve kooperatif işletmelerine, KDV hariç 3 bin ile 25 bin Avro arasında hibe desteği sağlanması amaçlanıyor. SEECO projesi çerçevesinde başlayacak olan ‘Hızlandırma Hibe Programı’ için son başvuru tarihi 17 Mayıs 2024 olarak açıklandı.
Manisa Özgür Özel’den milliyetçilik vurgusu Manisa’nın Kula ilçesinde halka seslenen CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Ben yakamdaki parti rozetindeki 6 okun altısına da aşığım. Bu altı oktan milliyetçilik okunu hiç kimseye bırakamayız. Onun için birileri kendini milli kendinden olmayanları gayri milli, kendisini makbul geri kalanları hain ilan etmeye kalkıyordu. Bu oyuna gelmeyiz. Ne milliyetçiliği ne milli olmayı ne de vatan severliği asla ve asla size bırakmayız. Bunun üzerinden algı operasyonlarına teslim olmayız" dedi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, memleketi Manisa’daki ziyaretlerinin üçüncü ve son durağı olan Kula ilçesinde vatandaşların sevgi gösterileriyle karşılandı. Özel, partisinin Kula ilçe başkanlığını ve Kula Belediye Başkanı Hikmet Dönmez’i ziyaret ettikten sonra Kula Yunus Emre ve Şehit Ömer Halisdemir Kent Meydanında otobüs üzerinden halka hitap etti. "Atatürk’ün iki emanetine gözümüz gibi bakacağız" Kula Yunus Emre ve Şehit Ömer Halisdemir Kent Meydanında halka seslenen Özel, “Cumhuriyet tarihinde ilk kez Manisa’da hem büyükşehiri hem merkez ilçeleri hem 15 ilçeyi kazanıp bugün sizin karşınıza büyükşehir belediye başkanlarımızla, ilçe belediye başkanlarımızla büyük bir onur ve gururla çıktık. Hepinize yürekten teşekkür ediyorum. Hiç şüphe yok bu başarı sadece CHP’ye ait değildir. Öyle yaparsak büyük bir haksızlık yapmış oluruz. Bu başarı Kula ittifakının başarısıdır. Herkesin katkısının farkındayız. Bundan sonra iş bu büyük birlikteliği bir arada tutmak. Hikmet Başkanımız belediyenin kapılarını ardına kadar açtı. Onun hedefi Kula’ya en iyi hizmeti yapmak. Biz de Kula’ya destek için ne gerekiyorsa Mansur Yavaş’sa Mansur Yavaş’tan, Ekrem İmamoğlu ise Ekrem İmamoğlu’ndan her türlü destek. Biz bu seçimlerde bir zafer kazanmadık. Biz bu seçimlerde bir görev aldık. CHP olarak bu büyük ittifakı büyütmenin, korumanın, önümüzdeki seçimlere taşımanın ve dolayısıyla cumhuriyetin ikinci yüzyılının ilk genel seçimlerinde partimizi birinci parti yapmanın, Atatürk’ün partisini iktidar yapma görevi aldık. BU görev partizanca bir görev değildi. CHP herhangi bir parti değildir. BU parti Cumhuriyeti kim kurduysa, bu memleketi kimler kurtardıysa onların kurduğu bir partidir. BU parti baba ocağıdır. Hepimiz baba ocağına doğarız, orada büyürüz. Kimi ırakta oturur, kimi yakında oturur ama herkes bilir ki baba ocağı oradadır, bacası tütmekte, çorbası kaynamaktadır. O bacayı tüttürenler CHP’lilerdir. BU baba ocağı sadece CHP’lilerin değildir. Burası hepimizin. Burası dedemizin, babamızın partisidir. Biliriz ki başımız sıkınca gideceğimiz yer baba evidir. Zorda kalırsak, başımız sıkışırsak gideceğimiz yer baba evidir. Kimse size şimdiye kadar neredeydiniz demez. Kim Atatürk’ü seviyor, kim bayrağını, ülkesini seviyorsa biz de onu seviyoruz. Kim ki İstiklal Marşı çalarken ağlayan filenin sultanlarıyla ağlıyor, kim ki milli takım gol attığında havalara sıçtırıyorsa onlarla birlikteyiz. Biz kibre, güç zehirlenmesine kapılmayacağız. Aksine sorumluluğumuzun farındayız. Bu ülkede yoksulluk, işsizlik var. Çifti, esnaf perişan, emekliler açlığa terk edildi. 10 bin lira ile. Kira versin aç kalırsın, karnını doyursan sokakta kalırsın. Böyle bir ülke oluşturdular. Onun için mücadele verip halkın iktidarı kurmak, tekrar Atatürk’ün cumhuriyet, kimsesizlerin kimsesidir sözünü hatırlamak, uygulamak, işsizliği, yoksulluğu bitirmek, emeklinin yüzünü güldürmek, çiftçiyi milletin efendisi yapmak için hep birlikte çalışacağız. Birileri kavga etmemizi istiyor. Asla ve asla suni gündemlerin peşine takılmayacağız, kimlik siyaseti oyunlarına gelmeyeceğiz. Biz bu ülkenin gerçek sorunlarını konuşup onu dile getirip çözmek için mücadele edeceğiz. Diyorlar ki ‘Gel benimle kavga et’ ben kavga edeceksem, çiftçinin, emeklinin, yoksulun kavgasını edeceğiz. Millet bizden kavga istemiyor. Millet, oturun, çalışın ve derdime çare olun diyor. Yeniden seçimler olup iktidar olana kadar ana muhalefet partisiyiz. Bu ülkenin çıkarları için sonun kadar mücadele edeceğiz. Atatürk’ün iki emaneti olan hem Türkiye Cumhuriyeti’ne hem de partimize gözümüz gibi bakacağız" dedi. "Milliyetçilik oyununa gelmeyiz" "Ben yakamdaki parti rozetindeki 6 okun altısına da aşığım" şeklinde konuşmasına devam eden Özel, "Bu altı oktan milliyetçilik okunu hiç kimseye bırakamayız. Onun için birileri kendini milli kendinden olmayanları gayri milli, kendisini makbul geri kalanları hain ilan etmeye kalkıyordu. Bu oyuna gelmeyiz. Ne milliyetçiliği ne milli olmayı ne de vatan severliği asla ve asla size bırakmayız. Bunun üzerinden algı operasyonlarına teslim olmayız. Yaşasın cumhuriyet. Yaşasın Cumhuriyet Halk Partisi. Bu ülkeyi Atatürk’ün emanet ettiği gibi çiftçisine de, işsizine de sahip çıkana kadar, emekliler hakkını alana kadar önce muhalefet mücadele edeceğiz sonra iktidarda hepsinin yüzünü güldüreceğiz. Bize oy verenleri pişman etmeyeceğiz, oy vermeyenlerin de gönlünü kazanacağız. ‘Keşke ben de verseydim’ dedirteceğiz. İlk seçim gelsin oy atacağım dedirteceğiz. Bu partiyi nasıl yüzde onların altında Kula’da yüzde 50’nin üzerine getirdiysek, neredeyse Türkiye şampiyonu yaptıysak hep birlikte bu partiyi çok çalışarak iktidar yapacağız. Bunun için başta şunu ifade edeyim. Hikmet Başkan kazandı Kula kazandı, Ferdi Başkan kazandı Manisa Kazandı. Türkiye İttifakı kazandı, Türkiye kazandı. Ben partimizin genel başkanı olarak Hikmet Başkana şunu söylüyorum, sen çalış biz arkandayım. Örgütümüz bana emanet, örgütümüze Hikmet Başkanı emanet ediyorum, Hikmet Başkana Kula’yı emanet ediyorum sizleri de Allah’a emanet ediyorum" diyerek konuşmasını tamamladı.
Hakkari Engelli çift, inşaatını bitiremedikleri evleri için destek bekliyor Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde yaşayan Çiğdem ve Orhan Dağdeviren çifti, temelini geçen sene attıkları evlerini tamamlamak için yetkililerden ve duyarlı vatandaşlardan destek bekliyor. Yüksekova’ya bağlı Çevreli Küme Evleri’nde yaşayan Çiğdem ve Orhan Dağdeviren çifti, 2022 yılında dünya evine girdi. Bedensel engelli olan ve tekerlekli sandalyeye mahkum bir hayat süren çift, kendilerine bir ev inşa etmek istedi. Geçen sene arsalarının üzerine temel atan çift, maddi imkansızlıklar yüzünden evlerini tamamlayamadı. En büyük hayallerinin evlerine yerleşmek olduğunu kaydeden Dağdeviren çifti, yetkililerden ve duyarlı vatandaşlardan destek bekliyor. Evlendikten sonra Yüksekova’da kaldıklarını kaydeden Çiğdem Dağdeviren, “Kaldığımız dairede hem kiramız arttı hem de giriş çıkışları bizim için sıkıntılıydı. Köye geldik, kaynımın evinde kalıyoruz. Onların evinin giriş çıkışı da bizim için rahatsız edici. Biz geldik bir temel attık. Malzemelerin bir kısmını borçla aldık, bir kısmı için de hayırseverler yardımcı oldu. Temeli attık ama geçen seneden beri bu temel böyle. İkimizin de engelli maaşı çok düşük. Valimiz olsun, vatandaşlar olsun, destek bekliyoruz kendilerinden. Biz de evimize girmek istiyoruz. Rahat etmek istiyoruz” şeklinde konuştu. Attıkları temelin ikinci yıla gireceğini ve temelde kullandığı inşaat malzemelerinin büyük kısmını borçla aldığını söyleyen Orhan Dağdeviren ise, “Zor durumdayız, sıkıntıdayız. İmkanlarımız yok. Tek gelirimiz engelli maaşımız. Onunla da bir şey yapılmıyor. Geçen seneden beri abimin evindeyiz. İçeri girmek, dışarı çıkmak bizim için çok sıkıntılı. Gelip gidemiyoruz. Kendimize göre ev yapmak için temel attık ama tamamlayamadık. Milletimiz bize destek olursa çok seviniriz” şeklinde konuştu.