TEKNOLOJİ - 15 Mart 2021 Pazartesi 15:46

Dünyanın en büyük görev tabancası ailesi: Canik TP

A
A
A
Dünyanın en büyük görev tabancası ailesi: Canik TP

Samsun Yurt Savunma (SYS), Canik markasıyla dünyanın en kapsamlı görev tabancası ailesini üretiyor. Vatan savunmasından kişisel savunmaya, eğitimden spora her görevin altından başarıyla kalkan Canik TP9, Samsun Yurt Savunma’nın ihracatta da sürükleyici gücü oldu.

tHafif silahtaki üretim gücünü dünyaya ispat eden SYS, Canik markasıyla 1,2 dakikada bir silah üretiyor. Hafif silah kategorisinde dünyanın en büyük 7’inci üreticisi olan SYS, Samsun Organize Sanayi Bölgesi’ndeki tesislerinde ürettiği tabancaların yüzde 95’ini Amerika başta olmak üzere dünyanın 45 ülkesine ihraç ediyor. SYS’nin ihracatta amiral gemisi ise Canik’in TP9 ürün ailesi oldu. Dünyanın en kapsamlı görev tabancası ailesi olan TP9, güvenlik güçlerinden sivillere, müsabaka atıcılarından kişisel güvenliğini sağlamak isteyenlere kadar tüm kullanıcıların ihtiyaçlarını karşılayabilecek çözümler sunuyor.

Farklı aksesuarlara uyumlu

SYS, TP9 ürün ailesini; modülerliği, üzerine pek çok aksesuar takılabiliyor oluşu ve aile üyelerinin tamamının aynı kontrol ve ara yüzlere sahip olması yönüyle bir tabancanın ötesinde, “platform” olarak nitelendiriyor. TP ailesi; 9x19 mm ve 40 S&W gibi popüler kalibrelerdeki fişekleri kullanan, iğne ateşlemeli, yarı otomatik polimer gövdeli bir tabanca platformu. Bu özel platformu içinde farklı ihtiyaçlara yönelik olarak geliştirilen farklı ebatlarda, ağırlıkta ve kapasitelerde tabancalar bulunsa da, bu tabancaların hepsinde atıcının performansını artıracak pek çok özellik standart olarak bulunuyor.

Dünyanın en büyük görev tabancası ailesi: Canik TP

4 ana sınıf, 20’den fazla model

Parçaları birbirleri ile yüzde 80 uyumlu olan dünyanın en büyük görev tabancası ailesi olan TP ve METE serisi platformlarda 20’den fazla model bulunuyor. Farklı aksesuarlarla uyumlu olacak şekilde tasarlanan TP ve METE modellerinde patentli bir tetik mekanizması bulunuyor. Pazardaki gelişen ve değişen ihtiyaçlara göre her yıl TP ve METE ailelerine yeni modeller ekleniyor. Canik’te yer alan tüm tabancalar kullanım amacına göre dört ana sınıfa ayrılırken, kolluk ve askeri birimlerin kullanımı için tasarlanmış olan METE serisi en çok rağbet gören modellerin başında geliyor.

O, özgün bir yerli tabanca

Bugüne kadar ürettiği silahlar dünyanın önde gelen ordularının ve güvenlik güçlerinin envanterine giren ve dünyanın önde gelen hafif silah tedarikçilerinden biri olan SYS, Savunma Sanayi Başkanlığı (SSB) tarafından 2016’dan bu yana yürütülmekte olan ‘Özgün Yerli Tabanca Projesi’nin iki üreticisinden biri olarak seçilerek başarısını kanıtladı. Proje kapsamında METE serisini geliştiren ve bu model için seri üretim anlaşmasını Kasım 2018’te imzalayan ilk firma olan SYS’nin ürettiği tabancalar, Türkiye'deki Polis Özel Harekat, Jandarma Özel Harekat, Deniz Kuvvetleri Amfibi Komutanlığı gibi Türkiye'nin en kritik birimleri tarafından kullanılıyor. METE serisinin gördüğü yoğun ilginin ihracatta da karşılık bulması ile başta Amerika olmak üzere, dünyanın farklı ülkelerine de ihraç etmeye başladı. Canik METE serisi modellerin farklı boylardaki 5 versiyonundan oluşuyor. Namlu uzunlukları 91.5 ila 146 mm arasında değişen bu tabancaların toplam boyları ise 170 ila 225 mm aralığında. METE tabancalar, 12 ila 20 fişek aralığında değişen şarjör kapasitelerine sahipler.

Dünyanın en büyük görev tabancası ailesi: Canik TP

Eğitim TP’den sorulur

TP’nin muhabere şartlarını en iyi şekilde simüle eden eğitim tabancaları ise; temel nişancılık, taktik nişancılık, yakın muharebe eğitimi ya da mekanik eğitim gibi farklı eğitim ihtiyaçlarını karşılıyor. Bu ürün ailesi içerisinde; FX Simunition kitleri, talim tabancası, manevra tabancası ve kesit görünüşlü tabanca yer alıyor. Canik eğitim tabancalarının tamamını dönüşüm kiti (kapak, namlu ve irca yayı) ve komple tabanca (gövde, kapak, namlu, irca yayı ve şarjör) olarak kullanıcıların hizmetine sunuyor.

General Dynamics OTS tarafından, TP9 ve METE serisi tabancalar için özel olarak üretilen FX Simunition kitleri, tabancaların boyalı FX mühimmatını güvenli şekilde ateşlemesini mümkün kılıyor. Bu sayede kullanıcı, taktik eğitimler sırasında kendi tabancasını en güvenli ve en gerçekçi şekilde kullanırken, tabancanın tüm aksesuarlarından da yararlanabiliyor.

Öğrenciler de aktörler de kullanıyor

Canik’in eğitim tabancaları, METE serisi tabancalar ile boyut, ağırlık ve hareketli parçalar açısından birebir benzeşmesine rağmen gerçek fişek ateşlemeleri mümkün değil. Bu nedenle göğüs göğüse muharebe, yakın dövüş eğitimleri, askeri okul ve polis okullarındaki öğrencilerin günlük hayatta silah taşıma disiplinine sahip olmalarında ve güvenli kuru tetik çalışmalarına imkan sağlıyor. Sadece manevra fişeği (9X19 blank fişek) ateşlemek üzere tasarlanan TP9 manevra tabancası ise güvenlik güçlerinin yanı sıra aksiyon filmleri çeken yapımcılar tarafından tercih edilirken, serinin tüm tabanca modelleri için üretilebilen kesit görünüşlü tabancalar ise tabancaların iç çalışma mekanizmalarını açık bir şekilde ortaya koyuyor. Bu özellikleri ile silahçı eğitimi alan bakımcılar için ideal bir platform olarak öne çıkıyorlar.

Hedefi 12’den vuruyor

Canik TP9’un müsabaka ve spor atıcılığa yönelik tabancaları da büyük ilgi görüyor. Kutusundan çıktığı gibi hiçbir özel eklenti yapmadan müsabakaya girebilecek şekilde tasarlanan bu tabancalar, sporcunun ihtiyaçları doğrultusunda modifiye edilebiliyor. Parçaları birbirine rahatlıkla takılabilen TP9 spor tabancaları, kullanıcılarına efektif maliyet yönetimi sağladığı için de çok tercih ediliyor. TP9’un diğer modellerine göre daha uzun namlu ve geliştirilmiş tetik sistemi bulunan bu ürün ailesinde SFL, SFx ve SFx Mod.2 modelleri yer alıyor. Canik’in müsabaka takımının kaptanı Nils Jonasson’ın, çeşitli yarışmalarda TP9 SFx ile elde ettiği başarılar ve 2019 ve 2020 yılında dünyanın en iyi üçüncü atıcısı olarak seçilmesi, Canik’in müsabaka modellerinin performansının en iyi göstergesi.

Kişisel ihtiyaçlara yanıt veriyor

Kişisel savunmada değişen ihtiyaçlara Canik, kişisel savunma tabancaları ile cevap veriyor. Çok sayıda alt modeli bulunan bu tabancalar, kişisel savunma için ideal kalibre olan 9x19 mm’lik mermi ateşleyecek ve düşük geri tepmeye sahip olacak şekilde tasarlanmış durumda. Üzerlerine takılabilen farklı aksesuarlar ile kişiselleştirilmeyi bir adım daha ileri götüren bu modeller, ergonomik bir tasarıma ve yüksek şarjör kapasitesine sahipken, yarı aydınlık koşullarda nişan almaya uygun nişangâhlar ile birlikte kullanıcıların beğenisine sunuluyor.

Samsun Yurt Savunma Sanayi ve Ticaret A.Ş.,(SYS), devlet öncülüğünde başlatılan Doğu Karadeniz Silah Projesi’nin Samsun ayağının temsilcisi olarak 1998 yılında kuruldu. Aradan geçen 23 yılda SYS; Canik markasıyla silah, silah aksesuarları, silah sistem tasarımı ve üretimi konusunda Türk savunma sanayinin önemli kuruluşlarından biri haline geldi. Merkezi İstanbul’da bulunan SYS, Samsun Organize Sanayi Bölgesi’ndeki toplam 40 bin metrekare kapalı alan üzerine kurulu üç tesisinde 750 çalışanı ile üretimini sürdürüyor. Kayseri ve Elazığ’da birçok sanayi yatırımına imza atan Aral ailesi tarafından yönetilen SYS, hafif silah pazarında Canik markasıyla adını dünyaya duyurdu. Yıllık 350 bin adet silah üreten SYS; 1.2 dakikada 1 silah üretiyor. Üretiminin yüzde 95’ini 45 ülkeye ihraç eden firmanın yıllık ihracatı 120 milyon doları buluyor. 2010 yılından beri ABD’deki faaliyetlerini, Century Arms ile ortak olarak kurduğu CANIKUSA firması üzerinden yürüten SYS; 2020 yılında Amerika’ya en çok tabanca ihraç eden dördüncü firma oldu. Özgün Yerli Tabanca’dan milli uçaksavar üretimine kadar birçok yerli ve milli savunma sanayi projesinin partneri olan SYS, dünya çapında bir savunma sanayi şirketi olmak için çalışmalarını sürdürüyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.