TEKNOLOJİ - 22 Ekim 2021 Cuma 09:41

Dünyanın gözü insansız deniz aracı ULAQ-SİDA’da

A
A
A
Dünyanın gözü insansız deniz aracı ULAQ-SİDA’da

Türkiye’nin ilk muharip insansız deniz aracı ULAQ-SİDA, dost ve müttefik deniz kuvvetlerinin de ilgisini çekiyor.

İspanya, İtalya ve Yunanistan’dan Belçika, Romanya ve Pakistan, Almanya, Azerbaycan, Bangladeş, Irak, Kore Cumhuriyeti, Libya, Tanzanya, Umman, Bulgaristan ve Pakistan’dan subaylar, Nara Kalesi’nde Nusret 2021 Davet Tatbikatı bünyesinde hazırlanan silah ve savunma sistemleri sergisine katıldı.

Dünyanın gözü insansız deniz aracı ULAQ-SİDA’da

Hazırlanan sergide yerli ve millî imkanlar ile Ares Shipyard ve Meteksan Savunma tarafından ortaklaşa geliştirilen Türkiye’nin ilk muharip insansız deniz aracı ULAQ SİDA büyük ilgi gördü. 400 kilometre menzile sahip muharip silahlı insansız deniz aracı, deniz üzerinde 65 kilometre hıza çıkabiliyor. Ayrıca bu silahlı insansız deniz Aracı (SİDA) yerli ve millî mühimmatları da başarılı bir şekilde kullanabiliyor.

Dünyanın gözü insansız deniz aracı ULAQ-SİDA’da

Deniz Kuvvetleri bünyesinde birçok görevi yapabilecek donanıma sahip ULAQ SİDA hakkında bilgi veren Meteksan Savunma İş Geliştirme Yöneticisi Aykut Kertmen, “Bugün burada Nusret Davet Tatbikatı kapsamında ULAQ sistemimizi tanıtıyoruz. ULAQ sistemimizi Ares Tersanesi ile Meteksan Savunmanın iş ortaklığı kapsamında gerçekleştirdik. Ülkemizin ilk silahsız insansız deniz aracıdır. Hem sahilden, hem ana bir gemi üzerinden buradan kullanılabiliyor. 27 Mayıs 2021 tarihinde ilk defa Deniz Kurdu Tatbikatında ilk atışımızı yaptık. Roketsan’ın yerli olarak geliştirmiş olduğu lazer güdümlü L-Umtas mermisini attık ve tam isabet olarak vuruş gerçekleştirdik. Akabinde yine Roketsan’ın yerli olarak geliştirdiği Atmaca güdümlü mermisi atışında da hem saha kontrol görevini insansız olarak icra etti, hem de yakın mesafeden atışları canlı olarak üzerinde bulundurdu. Bizim firmamız tarafından geliştirilmiş olan C-Bant Veri Bağ sistemi ile gerçekleştirmiş oldu” dedi.
ULAQ SİDA’nın daha gelişmiş versiyonlarının da çalışmalarının devam ettiğini ifade eden Meteksan Savunma İş Geliştirme Yöneticisi Kertmen, “Savunma Sanayi Başkanlığı ile ULAQ’ın deniz kuvvetlerimize düşük miktardaki seri üretimine başlıyoruz. Bu kapsamda Kasım ayı içinde sözleşme görüşmelerimizi tamamlamayı umut ediyoruz. Akabinde de 1 yıl içinde Deniz Kuvvetlerimize bu sistemimizi teslim etmiş olacağız. Savunma Başkanlığı ile yapılacak bu sözleşme kapsamında Deniz Kuvvetlerimize ilk prototipin daha gelişmiş versiyonunu teslim etmeyi hedefliyoruz. Bu sistemimiz şu anki mevcut prototip ULAQ’a göre iki kat daha faydalı yük taşıyor olacak. Yine 2 kat daha seyir sahasına erişmiş olacağız. Sistemimiz bir yandan Türk Deniz Kuvvetlerinin ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde geliştirilirken, bir yandan da yabancı birçok bahriyelilerin görüşmelerimiz yoğun şekilde devam ediyor. Bu sistem dünya üzerinde de silahlı olarak ilk defa geliştirdiği için çok farklı dünya bahriyelilerinden de istekler, farklı talepler geliyor” dedi.

Dünyanın gözü insansız deniz aracı ULAQ-SİDA’da

SİDA’nın su üstü, hava savunma, mayın karşı tedbirleri ve deniz altı operasyonlarında kullanılabileceğini ifade eden Aykut Kertmen, “ULAQ deniz kuvvetlerimizin hali hazırda insanlı ve çok değerli su üstü platformlarının da gerçekleştireceği birçok göreve talip durumda. Bunlardan birkaçını saymak gerekirse su üstü harbi, hava savunma harbi, mayın karşı tedbirleri, deniz altı harbi kapsamında da birçok görevi gerçekleştirecek şekilde tasarlanmaktadır” diye konuştu.

ULAQ SİDA için geliştirme çalışmalarının aralıksız devam ettiğini ifade eden Kertmen, “ULAQ’ın şu anki versiyonu 400 kilometre deniz sığasına sahip. Ama yeni versiyonda bunu 2 katına çıkarmayı hedefliyoruz. Mevcut seyir sığası ile de göreve göre değişmiş farklı konfigürasyonlarda ama çok uzun süre görev yapacak şekilde tasarlandı” şeklinde konuştu.

Emrah Elmas - Samet Doğru - Hakan Gönül
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Konya Nakipoğlu Mahallesi’ndeki evlerin restorasyonu tamamlanıyor Konya’nın merkez Karatay ilçesinin geçmişini yansıtan ve ilçenin çeşitli noktalarında bulunan 100 yılı aşkın tarihe sahip yapılar, Karatay Belediyesi’nin çalışmalarıyla bir bir yeniden ayağa kaldırılıyor. Söz konusu yapıların korunup geleceğe taşınması amacıyla Nakipoğlu Mahallesi’nde devam eden restore çalışmalarını yerinde inceleyen Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca; “Tarihimizi korumaya ve yaşatmaya devam ediyoruz” dedi. Konya’ya özgü mimari özellikleri yansıtan; kerpiç, ahşap ve taş kullanılarak inşa edilen tarihi yapılar, Karatay Belediyesi’nin yürüttüğü restorasyon çalışmalarıyla eski günlerine yeniden döndürülüyor. Bu çerçevede Nakipoğlu Mahallesi’nde 125 yıllık geçmişe sahip iki tarihi ev, Karatay Belediyesi ekipleri tarafından restore ediliyor. Söz konusu yapıların restorasyon çalışmalarında artık sona gelinirken; Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca, çalışmaları yerinde inceledi. “Konya’mızın tarihi değerlerine sahip çıkıyoruz” Konya ve Karatay’ın yüzlerce yıllık geçmişini yansıtan tarihi evleri gelecek kuşaklara aktarmak için yürüttükleri restorasyon çalışmalarının başarılı bir şekilde sürdüğünü söyleyen Başkan Kılca, “Konya’mızın tarihi mimari özelliklerini taşıyan ve zaman içinde tahribata uğrayan evlerimizi tek tek tespit ederek önce korumaya alıyoruz. Konya’mızın tarihi değerlerine sahip çıkıyoruz. Şu anda tarihi bir Konya evindeyiz. Bu tür evlerimizi kamulaştırarak, restore ediyoruz. Nakipoğlu Mahallemizde tarihi bir evimizin restoresini tamamlamak üzereyiz. Burada eski yüklüklerimiz, aynalıklarımız ve sahanlıklarımız var. Ahşaptan ve hepsi el emeği ürünler. Bunları gelecek nesillerimize taşımış oluyoruz. Eski evlerimizde kerpiç ve ahşap malzemeler ve hasır tavanlardan oluşan bu yapıyı gelecek kuşaklara aktarmamız önemli. Bu tür yapılara sahip çıkacağız. Evde detaylar çok etkileyici. 125 yıl öncesine ait bir aynalığımız var ve bunu koruma kurulunun da görüşünü alarak eski haline uygun restore ediyoruz. Karatay Belediyesi olarak bu tür projelerimize sahip çıkarak Konya’mızın ve Karatay’ımızın kadim geçmişini yüzyıllar ötesine aktarmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
Diyarbakır Uzmanlar, yaz ayalarının gelmesiyle göz sağlığını tehdit eden güneş gözlüğüne dikkat çekti Diyarbakır’da uzmanlar, yaz ayalarının gelmesiyle gözlük tercihi ve kullanımında dikkat edilmediğinde göz sağlığını tehdit eden sağlık sorunlarına dikkat çekti. Güneş gözlüğü, genellikle havaların ısınmasıyla birlikte yaz aylarında ağırlıklı olarak kullanımı tercih ediliyor. Uzmanlar ise, güneş gözlüğünün her mevsim göz sağlığı için önemli olduğuna dikkat çekerken, gözlük tercihinde standartlara uyulmadığı taktirde göz sağlığında ciddi sağlık sorunları ile karşılaşacağını vurguluyor. Diyarbakır’da Memorial Hastanesi’nde Op. Dr. Belgin Ekmekçiler, güneş gözlüklerinin çoğunlukla aksesuar amaçlı düşünüldüğünü ve bunun tam tam tersi bir şey olduğunu söyledi. Güneş gözlüklerini koruyucu bir tedavi olarak uyguladıklarını belirten Dr. Ekmekçiler, çünkü güneş ışınlarında göze zarar ultraviyole dedikleri gözle görülmeyen ışıkların olduğunu kaydetti. Bu ışıkların gözün birçok yapısına hasar verdiğinin altını çizen Dr. Ekmekçiler, şöyle konuştu: "Ciltten başlayıp retinaya kadar. Örneğin cildimizde kırışıklıkları artırıyor, et büyümesi yaparak görmemizi etkiliyor. Yine lensimiz dediğimiz gözümüzün merceğinde proteinleri de denature ederek katarak oluşmasını hızlandırıyor. Ve en önemlisi de gözümüzün arkasındaki fotoğraf filmi dediğimiz retinada sarı nokta oluşmasına sebep olarak da geri dönüşümü olmayan ciddi görme kayıplarına sebep oluyor. Biz de bu sebepten dolayı hastalarımızı ışıklardan korumak için güneş gözlükleri öneriyoruz." Güneş gözlüklerinin birçok yerde aksesuar olarak alınabildiğine dikkat çeken Dr. Ekmekçiler, “Ama güneş gözlüğünün asıl özelliği ultraviyole blokajının olması gerekiyor. Bu blokaj olmadan sadece renkli olmasında hiçbir anlamı olmuyor. Hatta siyah camlar göz bebeğimizi büyüterek gözümüze ultraviyole ışınlarının daha çok girmesine sebep olarak hasarı daha da katlayarak artırabiliyor. Bu sebepten güneş gözlüğü alacağımızda bunun aksesuardan çok koruyucu bir tedavi olduğunu bilmemiz gerekiyor. Ve aldığımızın camları hangi özellikte olduğunu, daha iyi bilmemizi gerektiriyor dedi. "Bizim açımızdan çerçeve önemli değil, camın üstünde olan ultraviyole blokajları" “Bizim açımızdan çerçeve önemli değil, camın üstünde olan ultraviyole blokajları” diyen Dr. Ekmekçiler, “Bunu da ancak nasıl anlayabiliriz? Gözle anlayabileceğimiz bir özellik değil. Ancak aldığımız gözlüklerin garanti belgelerinde ultraviyole yüzde 100 koruma şeklinde yazar. Ya da güneş gözlüklerinin CE belgesi dediğimiz denetlenmiş, kurumlar tarafından verilen özellikleri vardır. Bunun mutlaka olması gerektiğini kontrol etmemiz gerekiyor ki gözümüzü bu yüksek doz ultraviyoleden koruyabilelim” şeklinde konuştu. 21. Bölge Güneydoğu Optisyenler Gözlükçüler Odası Yönetim Kurulu Başkanı Abdurrahim Erdoğan ise, güneş gözlüğü mevsimsel olarak kullanılabilecek bir gözlük olmadığını, ultraviyole denilen olayın her ne kadar yaz aylarında özelikle bölge itibariyle güneş ışınlarının dik geldiği dönemlerde daha çok gözde ve ciltte hasara sebebiyet verse de, yılın geri kalan periyodlarında da ultraviyole yoğunluğu olduğu dönemler olduğunu söyledi. Güneş ışınların en dik geldiği baharın sonları ve yaz aylarının başlangıcına denk gelen mevsimde ultraviyole özellikli güneş gözlüğü takılması göz ve görme sağlığı adına ciddi bir önem arz ettiğini kaydeden Erdoğan, “Tüketicilerimizin dikkat etmesi gereken en önemli hususlardan biri her koyu renkli gözlük korucuyu bir güneş gözlüğü değildir. Bunu kesinlikle bilmemiz lazım. Hatta güneş gözlüğü camları ultraviyoleden değil de, boyadan elde edildiği takdirde daha koyu bir hal alır. Bu koyu cam rengi gözbebeğinin olağandan daha çok büyümesi, dolayısı ile ultraviyole dediğimiz sarı nokta görme alanlarına daha çok gelmesi, daha çok zarar vermesine sebebiyet verir. Bir güneş gözlüğü muhakkak suretle Sağlık Bakanlığının denetimi altında olan optisyenlik müesseselerinden temin edilmesi gerekir. Çünkü rutin olarak bakanlık ve sağlık müdürlüğü denetimi altında. Buna bağlı olarak ultraviyoleden elde edilen Avrupa standartlarına uyumlu güneş gözlükleri satışı mevcut” ifadelerine yer verdi. Müşterilerden Çağrı Eren, yaz aylarında genelde Diyarbakır çok sıcak olduğu için maalesef takmak zorunda olduklarını söyleyerek, “Gözlerimizi de güneş ışınlarından korumamız gerekiyor. O yüzden gözlüğümü tamire getirmiştim ve yenisini de almayı düşünüyorum” dedi.