GÜNDEM - 02 Kasım 2020 Pazartesi 10:25

Duygu Delen iddianamesinde şok ifadeler

A
A
A
Duygu Delen iddianamesinde şok ifadeler

Gaziantep’te şüpheli bir şekilde balkondan aşağıya düşerek hayatını kaybeden Duygu Delen’in ölümüne ilişkin yürütülen soruşturma tamamlanarak iddianame hazırlandı. Mahkeme tarafından kabul edilen iddianamede, tutuklu sanık Mehmet K.'nın Duygu Delen'e şiddet uyguladığı yer alırken, Delen’in telefonunun da, "O kadar çok sıkıp kısıtlıyor ki yaşama sevinci kalmadı bende” yazılı not ortaya çıktı.

Gaziantep’te 17 yaşındaki Duygu Delen’in ölümüyle ilgili Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame, Gaziantep 10. Ağır Ceza Mahkemesine sunuldu. 5 katlı apartmanın 4’üncü katından düşerek hayatını kaybeden Duygu Delen’in ölümüne ilişkin yürütülen soruşturma tamamlandı. Dosyada tutuklu bulunan tek şüpheli Mehmet K. hakkında "çocuğun kasten öldürülmesi" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, "çocuğun nitelikli cinsel istismarı", "hakaret" ve "konutta yağma" suçlarından ise çeşitli oranlarda ceza talep edildi. Hazırlanan iddianame mahkeme heyeti tarafından kabul edilen iddianamede Mehmet K.'nın Duygu Delen’e olay öncesinde birçok kez şiddet uyguladığı yer alırken, Duygu Delen’in telefonundaki notlar kısmına “Mehmet Can o kadar çok sıkıp kısıtlıyor ki yaşama sevinci kalmadı bende” yazdığı öğrenildi.

Telefondaki fotoğraf tartışmayı başlattı

İddianamede, şüpheli Mehmet K.'nın emniyet ifadesine de yer verildi. Delen’le aralarında 3 yıl önce duygusal bir ilişki başladığını, aralarındaki ilişkinin Delen’in açık giyinmesinden dolayı bittiğini aktaran Mehmet K., “3 ay sonra tekrar görüşmek için sözleştik. Duygu’nun evine önüne gidip onu aldım. Bana ‘Müsait bir yere gidip konuşalım’ dedi. Bende ona bizimkilerin bağ evinde olduğundan bizim evin müsait olduğunu söyledim. O da kabul etti. O sırada küçük kardeşimde evdeydi. Oturma odasına geçip oturduk. Biz sohbet ederken küçük kardeşim evden çıktı. Bir müddet sonra Duygu’yla her ikimizin de gönül rızası olarak cinsel ilişkiye girdik. Sonra yatakta uzanırken bana bir kızdan mesaj geldi. O kıza cevap yazıp telefonumu kurcalarken bende onun telefonu alıp bakmaya başladım. Duygu’nun telefonunda bir erkeğin yarı çıplak resmini görünce sinirlendim. Kendimi kaybettim. Ona ‘Madem bunlarla görüşüyorsun niye benimle tekrar görüştün’ dedim. Sinir haliyle odada bulunan camlı dolabın camına vurdum. Elim kanadı. Ona ‘Bir daha benim yanıma gelme’ dedim. Elimi yıkayıp telefonu kurcalamaya devam ettim. Mesaj bölümünde erkeklerle konuştuğunu görünce daha da sinirlendim" dedi.

“Atlama anını görseydim mani olurdum”

O sırada sinirlenerek Duygu’ya iki defa tokat attığını belirten Mehmet K, “O gelip telefonunu almaya başladı. Aramızda itişme kalkışma yaşandı. Benim üzerime saldırdı. Telefonuna bakmama engel olmaya çalıştı. Su içip sakinleşmek için mutfağa yöneldiğim sıra bir ‘pat’ sesi duydum. Geri odaya bakmaya döndüm. Odalarda olmadığını görünce balkona yöneldim. Balkondan aşağıya baktığımda Duygu yerde kanlar içindeydi. Merdivenlerden koşarak inip Duygu’ya sarıldım. Şok yaşadım. Apartman görevlisi ambulansa haber etmişti. Birkaç dakika sonra ambulans geldi. Polislerde beni gözaltına aldı. Duygu’nun atlama anını görseydim kesinlikle ona mani olurdum. Böyle bir şeye imkan vermezdim. Olayın böyle olmasından dolayı pişmanım” ifadelerini kullandı.

Duygunun annesinden özür dilemiş

İddianamede belirtilen telefon inceleme raporlarında şüpheli Mehmet K.'nın bir arkadaşına, “Ama sinir hastalığımın 18 yıl boyunca önüne geçemedim. Sadece belli bir yere kadar kesebiliyorum. Bunu da bilerek daha çok zarar vermek istemiyorum Duygu’ya” dediği aktarıldı. Telefon notları bölümünde yapılan incelemede maktule yazıldığı değerlendirilen mesajlarda ayrılık konusuna dair şüphelinin üzüntü ve pişmanlık duyduğu vurgulandı. Şüpheli’nin olaydan çok önceki tarihlerde Duygu’nun annesine “Dün yaptıklarımın bir açıklaması yok. Kendimi rezil ettim. Ailenizden özür dilerim” ile “Duygunun benden uzak durmasını sağlayın. Mesele Duygu olunca kendimi tutamıyorum” yazılı mesajlar attığı iddianamede yer aldı.

“Yaşama sevinci kalmadı bende”

Duygu Delen’in telefon kayıtlarında yapılan incelemede ise notlar kısmında şüpheliye yazdığı değerlendirilen 2 not tespit edildiği iddianame belirtilerek, notların bir kısmında “Kendimi koca kadınlar gibi hissetmeye başladım. Bunun sebebi de, şunu yapınca Mehmet Can laf edicek, şunu diyince şöyle olucak bunu yapınca da böyle olur düşüncesinden, acaba bana kızacak mısın diye diken üstündeyim. Gerçekten seni ölecek kadar seviyorum. Ama sadece sevmek her şeyi çözmüyormuş. Mehmet Can o kadar çok sıkıp kısıtlıyor ki yaşama sevinci kalmadı bende” şeklindeki ifadeler de iddianamede aktarıldı.

Olay esnasında apartmanın bir dairesinde temizlik görevlisi olarak çalışan D.K.'nın ifadesinde, alt daireden erkek bağırma sesleri geldiğini aktararak, “Bir erkeğin bağırma sesi geliyordu. Ama ne dediği anlaşılmıyordu” demesi de iddianameye eklendi.

“Başımı aracın kaputuna vurdu”

Delen’in yakında arkadaşı olan E.N.A.'nın ifadesine göre, şüphelinin maktule zaman zaman kötü davrandığı iddianamede belirtildi. E.N.A.’nın, “Bir ara Duygu’nun burun kısmı morarmıştı. Ne olduğunu sorduğumda bana başta banyodan kayıp düştüğü söyledi. Ancak ben inanmayıp ısrarla sorduğumda bana, ‘Mehmet’le buluştuğumuzda kafamı aracın kaputuna vurdu. Mehmet ve annesi beni hastaneye götürdü’ demişti. Mehmet K. sinirliydi. Olay günü Duygu bana Mehmet’le buluşacağını söylemişti. Bende neden diye sordum ona o da bana anladığım kadarıyla Mehmet’in kendisini bir daha rahatsız etmemesi görüşeceğini söyledi. Çünkü Mehmet sürekli Duygu’yu rahatsız ediyordu. Daha önce evinin önüne bile gitmişti. Bir keresinde Duygu Mehmet’in Erdem’i silahla tehdit ettiğini araya Mehmet’in ailesinin girip Erdem’in ailesinden özür dilediğini söylemişti. Duygu’yu tanıdığım kadarıyla intihar etmesi mümkün değildir. Ancak Mehmet’in psikolojik durumu gereği Duygu’ya zarar verme ihtimali var” şeklindeki ifadesi iddianameye eklendi.

“Bana silah çekti”

Şüpheli, maktulden ayrıldığı esnada Duygu’yla bir süre görüşen F.E.B.’nin, “Duygu’dan ayrıldıktan sonra Mehmet beni aradı. Telefonda Duygu’dan uzak durmam gerektiğini bana söyledi. Bende ona ayrıldığımızı görüşmediğimizi söyledim. Ancak Mehmet K., sözlerime inanmamış ola ki ilerleyen zamanlarda sürekli beni yine aradı. Hatta bir defasında bu konuyu görüşmek için bir araya geldiğimizde boğazımı sıkarak bana silah çekti. Bu durumu aileme anlattım. Ardından aile büyükleri araya girip meseleyi kapattı” şeklindeki ifadelerine de iddianamede yer verildi.

“Mehmet’in psikolojisi bozuktu”

Şüphelinin annesi H.Ç. ise geçtiğimiz yılın ramazan ayı içerisinde Delen’in annesini arayarak, “Çocuklar birbirini seviyor. Gelip evin önünde araçla drift yapıyor. Ne yapıyorsa kızı sevdiğinden yapıyor. Gelin bunları evlendirelim. Siz de kurtulun ben de kurtulayım” dediğini belirtti. Delen’in annesinin ise kendisi gençlerin yaşının daha küçük olduğu cevabını verdiğini belirten H.Ç, “Mehmet geçen yıl yaşadığı trafik kazasından dolayı psikolojisi çok bozuktu. Kendisini zarar veriyordu ancak kesinlikle Duygu’ya zarar verebilecek onu öldürebilecek biri değildir. Duygu’da hayat dolu birisidir. Onunda nasıl intihar ettiğini düşünemiyorum” dedi.

“Kızım psikolojik bunalım yaşıyordu”

Delen’in annesi Ş.D. ise ifadesinde kızının daha önce darp edilip edilmediğini bilmediğini söyledi. Kızının kendisine böyle bir şey anlatmadığını aktaran Ş.D., “Ancak bir gün burnunda bir morluk oluşmuştu. Onu sorduğumda bana banyodan düştüğünü söylemişti. Hatta hastaneye götürmüştüm. Zaman zaman vücudunun belli yerlerinde morluk ve tırnak izleri olurdu. Bana şakalaşma sonucu oluştuğunu derdi. Kızım neşe dolu bir insandı. Mehmet ile olan ilişkisinden dolayı psikolojik bunalım yaşıyordu. Bu nedenle kızımın intihar etmiş olabileceğini düşünmüyorum” ifadelerini kullandı.

Bilirkişi raporu iddianamede

İddianamede Prof. Dr. Hakan Kar’ın hazırladığı bilirkişi raporuna da yer verildi. Kişinin düşme anında bilincinin kapalı ancak canlı halde olduğunun yapılan inceleme sonucunda kabul edilmesi gerektiğinin aktarıldığı raporda, “Maktulün bilincinin kapalı olmasının darp edilme sonucu meydana gelmiş olabileceği, maktulün darp edildikten sonra kendisini aşağıya atmak suretiyle intihar etmiş olabileceği gibi, darp sonrası şüpheli tarafından da aşağıya atılmış olabileceği, ancak maktulün düşme sırasında bilincinin kapalı olması ve bir kişinin yüksekten atlama şeklinde intihar eyleminde aşağıda bulunan bisikletli çocuğun üzerine düşecek şekilde atlamasının mümkün, ancak beklenmeyen bir durum olması gibi bulguların maktulün şüpheli tarafından atılmış olma ihtimalini kuvvetlendiren bulgulardır” denildi.

"Şüpheli, maktulü öldürme kastıyla hareket etti"

Şüpheli ifadesi, tanık ve bilgi sahibi olan kişilerden alınan beyanları, adli tıp kurumu ve bilirkişi raporu, dijital delillerin de değerlendiren savcılık iddianamesinde, "Şüphelinin maktulü bilincini kaybedecek kadar darp ettiği, almış olduğu uyuşturucu ve alkolün etkisiyle maktulü öldürme kastıyla hareket ettiği, maktulü odanın balkonundan aşağıya atıp intihar süsü vermeyi düşündüğü, balkon kapısını ve perdesini kanayan sağ eli ile açtığı, binanın iç giriş kısmına bakan balkon korkuluğuna kan akan eliyle dokunduğu, bu kısımdaki korkuluklarda şüphelinin DNA’sına uyumlu kan lekesinin bulunduğu, bu kısımdan aşağıya baktığında bina görevlisini aşağıda görerek vazgeçtiği, bunun yerine bina bahçe girişine bakan korkuluklardan atmayı planladığı, bu düşünceyle bilinci kapalı olan maktulü koltuk altından kavrayarak balkona sürüklediği, yerde oluşan kanın sürüklemeden dolayı balkona kadar geldiği, maktulün kollarını aşağıya bakacak şekilde aşağıya doğru sarkıttığı, maktulü ayaklarından kaldırarak aşağıya doğru ittiği, düşme esnasında maktulün balkon hizasından çok ileriyle gidememiş olması nedeniyle, bir alt katta bulunan çamaşır tellerine takıldığı ancak düşme hızından dolayı tellerin koptuğu, tellerin kopması nedeniyle maktulün düşme pozisyonunun değişmediği böylelikle şüphelinin üzerine atılı çocuğu kasten öldürme suçunu işlediği” ifadelerine yer verildi.
Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığının sanık Mehmet K. hakkında farklı olaylardan "trafik güvenliğini tehlikeye sokma", "silahla tehdit" ve "uyuşturucu madde kullanma" suçlarından yürüttüğü soruşturmaların sürdüğü öğrenildi.

Muhammet Abdulkadir Esen
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan EBYÜ’de “Klinik Nütrisyon Sempozyumu” düzenlendi Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi (EBYÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü ev sahipliğinde “Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3-Multidisiplinler Bakış Açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu” düzenlendi. Prof. Dr. Erdoğan Büyükkasap Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleşen sempozyuma Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Akın Levent, İl Sağlık Müdürü Dr. Cihan Tekin, Türkiye Diyestisyenler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Ayhan Dağ, Klinik Enteral Parenteral Nütrisyon Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mutlu Doğanay, Rektör Yardımcıları A. Ercan Ekinci, Prof. Dr. Adem Başıbüyük, Prof. Dr. Çağrı Çırak, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nadiye Özer, Erzincan Mengücek Gazi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Ufuk Kuyrukluyıldız, sağlık çalışanları, akademik ve idari personel, öğrenciler ve çok sayıda davetli katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından başlayan sempozyum programı, açılış konuşmaları ile devam etti. İlk olarak konuşma yapan EBYÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nadiye Özer, Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3- Multidisiplinler bakış açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu’na ev sahipliği yapmanın mutluluğunu ifade etti. Beslenmenin bir yaşam aktivitesi olduğunu ve hastalık durumunda bu aktivitenin sürdürülmesinin multidisipliner bir yaklaşım gerektirdiğini belirten Prof. Dr. Özer, Klinik Enteral Parenteral Nütrisyon Derneği’nin bu konuda en güzel örneklerden biri olduğunu söyledi. Programa Erzurum, Sivas, Bayburt, Gümüşhane, Malatya, Van, Bingöl, Trabzon, Tokat ve Samsun gibi illerden gelen öğrenci, mezun hekim, hemşire, diyetisyen ve eczacılardan oluşan 750 katılımcıyı ağırlamaktan mutluluk duyduklarını ifade eden Prof. Dr. Özer, sempozyumun hayata geçirilmesinde katkıda bulunan herkese teşekkürlerini sundu. Daha sonra konuşmalarını yapmak için kürsüye gelen Prof. Dr. Mutlu Doğanay, organizasyon için teşekkürlerini ileterek bu sempozyumun bilgileri güncellemek adına önemli bir fırsat olduğunu belirtti. Türkiye Diyetisyenler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Ayhan Dağ ise sempozyumun gerçekleşmesindeki çabalar için üniversite ve diyetetik bölümüne teşekkürlerini iletti. Son olarak nütrisyon tedavisinin önemine vurgu yapan Dağ, sempozyumun başarılı geçmesi temennisinde bulundu. Erzincan İl Sağlık Müdürü Dr. Cihan Tekin, beslenme ve diyetetiğin önemine vurgu yaparak bu tür bilimsel sempozyumların sağlık alanlarına önemli katkılar sağlayacağını belirtti. Sağlık alanında yapılan bilimsel etkinliklerin, sağlık hizmetlerinin gelişimine ve toplumun bilinçlenmesine büyük faydalar sağladığına değinen Dr. Tekin, Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3 - Multidisipliner bakış açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu’nun bu anlamda önemli bir platform olduğunu ekledi. Rektör Prof. Dr. Akın Levent ise konuşmasında nütrisyonun, malnütrisyonun tedavisi yani yetersiz beslenme tedavisi olduğuna değinerek kötü beslenmenin hayatı olumsuz etkilediğini ve bilinçlenme adına bu tür programların düzenlendiğini söyledi. Günümüzde beslenmenin sağlık üzerindeki etkileri giderek daha fazla önem kazandığına değinen Rektör Levent, son zamanlarda özellikle hanımların beslenmeye özen göstermelerine dikkat çekti. Son olarak Rektör Levent, Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3 - Multidisipliner bakış açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu’nun katılımcılara çok yönlü bir perspektif sunarak değerli bilgiler aktaracağını belirtti. Protokol konuşmalarının ardından Türkiye Diyetisyenler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Ayhan Dağ, Klinik Enteral Parenteral Nütrisyon Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mutlu Doğanay’ a katkılarından dolayı Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nadiye özer tarafından plaket takdimi yapıldı. Sempozyum programında Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Müzik Eğitimi Anabilim Dalı öğretim üyelerinden Dr. Öğr. Üyesi Taner Uluçay önderliğinde öğrenciler tarafından Erzincan yöresine ait türkülerden oluşan müzik dinletisi gerçekleştirildi. Program dört oturum şeklinde devam etti ve panelistlere program sonunda teşekkür belgeleri takdim edildi.
Erzincan Jandarmadan üniversitede fidan dikimi etkinliği Jandarma Genel Komutanlığının kuruluşunun 185’inci yıl dönümü kutlamaları kapsamında Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesinde fidan dikimi etkinliği gerçekleştirildi. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Yalnızbağ Yerleşkesi’nde düzenlenen etkinliğe Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Akın Levent, Erzincan Vali Yardımcısı Mehmet Emre Canpolat, Erzincan Jandarma İl Komutanı Veysel Yanık, çok sayıda akademisyen ve öğrenci katıldı. Saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı ile başlayan programa ilişkin günün anlam ve önemini belirten konuşma Jandarma Üsteğmen Buğra Kocaş tarafından yapıldı. Kocaş, ağaçlandırmanın ve fidan dikmenin önemine değindiği konuşmasında, “İklim değişikliği ve erozyonu önlemek gibi fidan dikmenin birçok önemi var. Burada yetişecek her bir fidan bizlere en büyük miras olacaktır. Yeşil görmeyen gözler zevkten mahrumdur. Erzincan Jandarma İl Komutanlığı olarak şehrimizin yeşiline katkı sunmaktan gurur duyuyoruz” dedi. Konuşmanın ardından Erzincan İl Jandarma Komutanlığına bağlı eğitim köpekleri ile bomba arama gösterisi ve itaat eğitimi gösterileri yapıldı. Jandarma Asayiş Komando Bölük Komutanlığı tarafından hazırlanan tüfekli hareketler gösterisi katılımcılardan büyük beğeni topladı. Gösterinin ardından konuşmasını icra eden Erzincan Jandarma İl Komutanı Veysel Yanık, “Kültürümüz, tüm bitkiler ve hayvanlar dâhil canlıların tamamına karşı sevgi ve şefkatle yaklaşmamızı öğütler. Atalarımızdan, babalarımızdan devraldığımız ağaç, çevre, yeşil sevgisini yeni nesillere aktarmak en başta gelen görevlerimizden biridir. Orman varlığımızın arttırılması hususunda dün olduğu gibi bugün de, yarın da Jandarma Teşkilatı olarak daima yerimizi alacağız” dedi. Jandarma Genel Komutanlığının kuruluşunun 185. yılı münasebetiyle üniversitemizde düzenlenen törende konuşan Rektör Prof. Dr. Akın Levent, “Bu etkinliğin Jandarma tarafından okulumuzda düzenlenmesinden mutluluk duyduk. Jandarma Genel Komutanlığının kuruluşunun 185. yıl dönümünü kutluyorum. Bu vesile ile başta Cumhuriyetimizin Banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere şehitlerimize rahmet, gazilerimizi de hayırlı uzun ömür diliyorum” ifadelerini kullandı. Fidan dikimi etkinliğinde konuşan Vali Yardımcısı Mehmet Emre Canpolat, “Jandarma Genel Komutanlığının 185. yıl dönümü kutlamaları kapsamında düzenlenen fidan dikimi etkinliği, kurumumuzun köklü tarihine ve doğaya olan saygısını simgelemektedir. Bugün dikilecek fidanlarla hem geçmişimizi onurlandıracak hem de geleceğe sağlam bir miras bırakmış olacağız” dedi. Etkinliklerin icra edilmesinin ardından fidan dikim faaliyeti gerçekleştirildi. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Yalnızbağ Yerleşkesi, Erzincan İl Jandarma Komutanlığı tarafından mavi ladin, Avrupa ladin, dişbudak; akağaç, akasya, yapraklı ve ibreli türlerinden fidanlarla ağaçlandırıldı. Rektör Prof. Dr. Akın Levent, ağaç dikim alanında öğrencilerle sohbet edip fotoğraf çektirdi. Ağaç dikim alanından sonra Rektör Levent Erzincan İl Jandarma Komutanlığı tarafından düzenlenen sergiyi Jandarma Alay Komutanı Veysel Yanık ve öğrenciler eşliğinde gezdi.
Erzincan Çayırlı’da küçükbaş hayvanlarda aşılama kampanyası Çayırlı İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü’ne bağlı teknik ekipler, mesai mefhumu gözetmeden, küçükbaş hayvanlara yönelik bakanlık tarafından programlı olarak yürütülen aşılama kampanyasını sürdürüyor. Aşılama esnasında yeni doğan kuzulara küpeleme çalışması da yapılıyor. Hayvan sağlığı ve refahı için görev başında olan ekipler, çiftçilere ve Erzincan’a katma değer sağlamak, küçükbaş hayvancılık sektörünün gelişmesine katkıda bulunmak amacıyla yayla yayla, mera mera gezerek ağıllarda küpeleme ve aşılama çalışmalarını sürdürüyor. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından programlı bir şekilde yürütülen çalışmalarda küçükbaş hayvanlara çiçek, veba ve brucella hastalığına karşı aşılanıyor. Küçükbaş hayvancılık sektörünü daha ileri seviyelere çıkarmak için Erzincan genelinde çalışmalarını sürdüren tarım teşkilatı, Çayırlı’nın Gelinpınar Köyü’nde bir yandan programlı aşılama kampanyasını sürdürürken diğer yandan yeni doğan kuzularda küpeleme çalışmalarını sürdürüyor. Küçükbaş hayvancılık sektörüne büyük zarar veren çiçek, veba ve brucella hastalığına karşı tetikte olan tarım teşkilatı mera ve ağıllarda sabahın erken saatlerinde çalışmaya başlıyor. Aşılama kampanyası hakkında bilgi veren Çayırlı İlçe Tarım ve Orman Müdürü Emrah Demir, “Hayvan sağlığı ve hayvan refahının korunmasının yanı sıra, hastalıkların önlenerek halk sağlığının korunması amacıyla, il genelinde hazırlanan plan, program ve projeleri uygulayarak, hayvan hastalık ve zararlılarına karşı koruyucu hizmetler yürütmeye devam ediyoruz. Bakanlığımız tarafından programlanan aşılama kampanyasında dahilinde İl Müdürlüğümüzün talimatlarına uygun olarak ilçemiz genelinde küçükbaş hayvanlarda aşılama ve küpeleme çalışmalarımız aralıksız sürdürülüyor. Ayrıca küpeleme çalışmaları ile yeni doğan hayvanlar kayıt altına alınarak kimliklendirilirken, çiftçilerin de devlet desteklerinden faydalanması için bilgilendirme yapıyoruz. İlçe Müdürlüğü olarak büyükbaş ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliği başta olmak üzere yetiştiricilerimizin, çiftçilerimizin her zaman yanındayız. Hem sahada hem kurumda her türlü ihtiyaçlarına ve beklentilerine cevap verebilmek için çalışıyoruz. Üreticilerimizin ürünü bol kazancı bereketli olsun” diye konuştu.