SPOR - 09 Nisan 2021 Cuma 11:49

Edgar le: 'Abdullah Avcı'nın gelişiyle savunma olarak toparlandık'

A
A
A
Edgar le: 'Abdullah Avcı'nın gelişiyle savunma olarak toparlandık'

Trabzonspor'un savunma oyuncusu Edgar le, Teknik Direktör Abdullah Avcı'nın takımın başına gelişinden sonra savunma olarak toparlandıklarını söyledi.

Trabzonspor'un en istikrarlı oyuncusu olan Edgar le, kulüp dergisinin 184s. sayısına röportaj verdi. Hayat hikayesinin Gine Bissau’da başladığını belirten Edgar le, "Ailemle birlikte Gine Bissau’dayken babam Avrupa’ya gitmiş ve çalışmaya başlamıştı. Daha sonra bizi de yanına aldı. İlk başlarda alışamamıştık, çok ağlamıştım. Yeni bir hayat, yeni bir yer ve her şey yeniden başlıyordu. Dolayısıyla kolay olmamıştı ilk zamanlar. Futbola ise çok küçük yaşlarda başladım.

Çocukken futbol en sevdiğim spordu dolayısıyla futbol oynamayı hep istemiştim. Portekiz’e gittiğimizde orada küçük bir turnuva düzenlenmişti. Ben de bu turnuvaya katılmak istedim. Turnuvada Sporting ve Benfica gibi takımların genç takımları da vardı. Ayrıca onların futbolcu izleyen ekipleri de turnuvayı takip ediyordu. İyi bir turnuva geçirdim, iyi bir performans ortaya koydum, iyi de sonuçlar aldık. O turnuvadan sonra Sporting benimle ilgilendi. Altyapıya aldılar ve futbol hikayem böylelikle başlamış oldu" dedi.

İlginç bir futbol hikayesine sahip olduğunu belirten başarılı savunma oyuncusu, "Turnuvada ben bir kanat oyuncusuydum. Futbola kanat oyuncusu olarak başladım, başka bir hoca beni bek olarak oynattı, daha sonra da şu an Süper Lig’de teknik direktör olarak görev yapan Ricardo Sa Pinto beni stoper olarak oynatmaya başladı. Stoperliğe direkt defans oyuncusu olarak başlamadım. Bahsettiğim turnuvadan sonra Sporting altyapısına gittim ve gerçekten çok farklı bir altyapıydı.

Çok iyi bir eğitim alıyorsunuz. Sporting’de oynadığımız maçların ve turnuvaların ardından Inter ve Barcelona’nın benimle ciddi olarak ilgilendiğini duydum. Ardından Barcelona’ya transferim gerçekleşti. Barcelona’ya gittikten sonra, oradan içeri girdiğinizde aslında futbolun ne kadar farklı olduğunu görüyorsunuz. Çünkü orası bambaşka bir yer. Oraya alışmanız gerekiyor ve bana da alışmam için gereken süreyi tanıdılar. Alışma sürecini de çabuk atlatarak Barcelona’ya da adapte olabildim" diye konuştu.

"Adanmışlık"

Kendi futbolunu 'adanmışlık' olarak tanımlayan Portekizli oyuncu, "Hangi takımda olursam olayım, ne yapıyor olursam olayım o işi adanmış bir şekilde yapmaya çalışıyorum. Tabii ki bunun gururunu da yaşıyorum. Yaptığınız işi bir adanmışlıkla yaparsanız eğer hem izleyen kişiler oynadığınız oyundan gurur duyacaklar hem de futbolunuzdan keyif alacaklardır. Dolayısıyla ben de kendi futbol tarzımı böyle tanımlayabilirim" ifadelerini kullandı.

"Stoper bölgesinde kendimi daha rahat his ediyorum"

Kanat oyuncusu olarak oynama döneminin geçmişte kaldığını belirten Edgar le, "Kanat oyuncusu olarak oynadım ama bu geçmişte kaldı. Biraz gençlik dönemlerimdeydi. Şu an kendimi en rahat hissettiğim pozisyon stoper pozisyonu. Fakat maç içinde, maçın gereğine göre, o anki ihtiyaca yönelik bek oynamam gerekirse tabii ki elimden geleni yapmaya çalışırım. Ancak mutlaka bir pozisyon soruyorsanız, kendini en çok nerede rahat hissediyorsun diye soracak olursanız 'en iyi hissettiğim yer stoper pozisyonu' diyebilirim" açıklamasında bulundu.

"Trabzonspor yetenekli oyunculara sahip"

Yetenekli oyunculara sahip olduklarını belirten 26 yaşındaki futbolcu, "Trabzonspor’a ilk geldiğim günden itibaren çok çalışkan ve yetenekli bir oyuncu grubumuzun olduğunu gördüm. Onların içlerine dahil olmak benim için çok zor olmadı. Beni hemen sahiplendiler ve hemen takıma dahil olmam için ellerinden geleni yaptılar. İlk günden itibaren sanki yıllardır buradaymışım gibi ve uzun zamandır birlikte antrenman yapıyormuşuz gibi hissettim. Ben topla oynamayı seven birisiyimdir, bu özelliğimle beni fark ettiler ve kısıtlamadılar. Bu da çok hoşuma giden bir özellik oldu. Takım arkadaşlarımın kalitesinden çok etkilendiğimi söyleyebilirim" şeklinde konuştu.

"Ligler arasında çok büyük farklılıklar yok"

Fransa, İspanya, Portekiz ve Hollanda liglerinde oynadığını Süper Lig ile aralarında çok büyük bir fark göremediğini söyleyen Edgar le, "Çok büyük bir fark göremiyorum çünkü benzer kalitede ve benzer yetenekte oyuncular oynuyor bu liglerde. Tabii ki büyük takımlar ve büyük oyuncular da var hem burada hem de bahsettiğiniz liglerde. Küçük farklılıklar, minimal farklılıklar elbette var ama bunun çok büyük bir fark olduğunu düşünmüyorum. Bu liglerin hepsi birbirine yakın ligler. Burası kesinlikle yarışmacı bir lig. Maçlar hep ortada geçiyor. Maç başlamadan önce bir tarafın kesinlikle kazanacağını düşündüğünüz maçlar pek olmuyor. Dolayısıyla birbirine yakın takımlar ve kalite ile yetenek olarak birbirine yakın oyuncuların yer aldığı bir lig. İzlemesi zevkli, bir yandan da yarışma seviyesi de yüksek bir lig olduğunu düşünüyorum" dedi.

"Anı yaşayan biriyim"

Geleceği çok fazla düşünen biri olmadığını belirten başarılı defans oyuncusu, "Gelecek hakkında düşünen biri de değilim. Anı yaşıyorum ve yaşadığım bu anı da yüzde yüzümle yaşamayı tercih eden biriyim. Şu anda Trabzonspor’da işler benim için iyi gidiyor. Burada oynuyorum ve oynadıkça da takımıma yardımcı oluyorum. Umarım bu böyle devam eder. Takımımızı daha da üstlere çıkartırsak zaten başarılı olmuş sayılırız. O yüzden bu anı yaşamak, en iyi şekilde yaşamak benim için daha önemli" diye konuştu.

"En büyük hayallerimden birisi milli takım"

"Bütün futbolcuların hayali milli takımda oynamaktır" diyen Portekizli futbolcu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dolayısıyla benim de en büyük hayallerimden biri milli takımda forma giymek. Ancak bu hayalim şu anda veya yarın gerçekleşecek diye kendimi zorlamıyorum. Ben takımım adına en iyisini yapmaya çalışıyorum, zaten takımımız iyi giderse ve birlikte başarılı olursak milli takımın kapıları da hem bana hem de doğru şekilde işini yapan tüm arkadaşlarımıza açılacaktır. O yüzden bunu çok fazla düşünmeye çalışmıyorum ama tabii ki en büyük hayallerimden bir tanesi olduğunu da söylemeliyim."

"Abdullah Avcı ile çalışmaktan mutluyum"

Teknik Direktör Abdullah Avcı'nın çok tecrübeli bir antrenör olduğunu söyleyen Edgar le, "Geldiği ilk andan itibaren savunma üzerine pek çok çalışma yaptı. Bizler de savunma oyuncuları olarak elimizden geleni yaptık ve takımımızın savunma olarak toparladığını görebiliyoruz. Geldiği anda takımızın savunma anlayışının doğru olmadığını, nasıl yapmamız gerektiğini ve nerelerde durmamız gerektiğini bize çok net bir biçimde ifade etti. Zaten oyuncularla iletişimi çok iyi olan bir antrenör. Yaptıklarıyla, söyledikleriyle ve düşüncesiyle ne kadar tecrübeli biri olduğunu görebiliyorsunuz. Kendisinin iletişimi ve bize olan yaklaşımından dolayı çok memnunum ve kendisiyle çalışmaktan çok mutluyum. Çalıştığım teknik adamlar içinde Abdullah Avcı'yı kesinlikle kendisini üst sıralara koyabilirim çünkü geldiği andan itibaren bize hep yardımcı olmaya çalıştı. Bana ve takımımızın geneline yardımcı olmaya çalıştı. Bu bizim için çok önemli bir durum" açıklamasında bulundu.

"Hugo ile bir birimizi çok iyi anlıyoruz"

Takım arkadaşı Vıtor Hugo ile iyi bir uyum içinde olduklarını açıklayan Edgar le, "Futbolda iletişim çok önemli. Futbolda karşınızdaki kişiyle konuşabilmek ne istediğini bilmek ve ne düşündüğünü anlamak çok önemli. Biz de zaten hem aynı dili konuşuyoruz Hugo’yla hem de birlikte zaman geçirdikten sonra artık ne düşündüğümüzü daha iyi anlayabiliyoruz. Artık nerede olmamız gerektiğini, nerede durmamız gerektiğini konuşmadan da anlayabiliyoruz. Özel bir şey yapmadık belki ama zaman içinde oturan ve şimdi daha da sağlamlaşan bir ilişkimiz oldu" ifadelerini kullandı.

"Mücadeleyi sonuna kadar vermek istiyoruz"

Pandemi dolaysıyla taraftarların eksikliğini çok hissettiklerini belirten 26 yaşındaki defans oyuncusu, "Taraftarlarımızın eksikliğini çok hissediyoruz. Bu pek alışılabilecek bir durum değil. Çünkü futbolun bir numaralı etkeni taraftar ve taraftarsız maçlara alışabilmek çok kolay değil. Hep kendime şunu söylüyorum; burada dolu stadyumda taraftarlarımızın önünde oynamak harika bir duygu olurdu. Umuyorum ki en kısa sürede, bu pandeminin bitişiyle birlikte, taraftarlarımız dönünce yine harika bir ortam olacak stadyumda. Taraftarlarımızın olduğu bir maç oynamayı ben de tüm takım arkadaşlarım da çok istiyoruz. Gerçekten bizlere inanılmaz bir destek veriyorlar. Lütfen bu desteğe devam etsinler çünkü bu takım savaşmaya devam edecek. Bir mücadelenin içindeyiz ve bu mücadeleyi sonuna kadar vermek istiyoruz. Taraftarlarımızın desteği olmadan bunu başarabilmemiz mümkün değil. Hep birlikteyiz ve birlikte daha güçlüyüz, o yüzden bizi desteklemeye devam etsinler" diyerek sözlerini tamamladı.

Gökmen Şahin

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.