POLİTİKA - 27 Ocak 2017 Cuma 12:29

Egemen Bağış: Ben diyorum ki referandum yüzde 56 ile çıkacak

A
A
A
Egemen Bağış: Ben diyorum ki referandum yüzde 56 ile çıkacak

Siirt Vakfı tarafından düzenlenen programda konuşan eski Avrupa Birliği Bakanı ve Stratejik Danışman Egemen Bağış, “Referandum konusunda Allah'ın izniyle evet çıkacak. Hatta bu mecliste görüşülürken ben diyordum ki referandum yüzde 56 ile çıkacak" dedi.

ABD Başkanı seçilen Trump ile ilgili değerlendirmede bulunan Bağış, "Başta o şarlatanın Türkiye'ye iadesi olmak üzere Trump bir çok konuda Obama'nın yanına bile yaklaşmayacağı konularda Türkiye'ye kulak verecektir. Şahsi egosu ve liderlik kapasitesi yüksek bir birey olarak bu tür ilişkiler de birebir ilişkiyi önemseyecektir” ifadelerini kullandı.

Siirt Vakfı tarafından düzenlenen “Türkiye ve Uluslararası İlişkiler” konulu programa eski Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış, Siirt Vakfı yetkilileri, konuşmacılar ve çok sayıda dinleyici katıldı. Siirt Vakfında düzenlenen programa konuşmacı olarak katılan eski Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış, “Türkiye'nin 'one minute' demesi birilerini rahatsız etti. Mayıs 2013'de Avrupa konseyi konsey başkanı ilk defa ülkemize resmi ziyarette bulundu. İMF'ye olan borcumuzun son taksiti ödendi ve İMF'ye borç vermek için müzakerelere başlanıldı. Bir reklam vardı eskiden bu Türkler'de çok oluyor diye işte biz onu Mayıs 2013'de yaşattık. Onlarda Mayıs ayının son Cuması düğmeye bastılar ve içimizde ki hain FETÖ mensuplarına tarihimizde görülmemiş bir şey yaptırıp çadır yaktırdılar. Bizim güvenlik güçlerimizin bazen muhabbette seviye şaşırması yaşaması olmuştur. Maalesef tarihimiz de işkence vardır, dayak vardır, elektrik verme vardır, joplama vardır ama bizim tarihimizde çadır yakma yoktur. O çadırların yakılması 'one minute' den sonra kurgulanan oyunun fitilinin ateşlenmesiydi. Gezi olaylarıyla başlayarak Türkiye'nin üzerinde bir takım oyunlar oynanmaya başlandı. Gezi olayları her ne kadar Mayıs 2013 tarihinde gerçekleşmiş olsa da hazırlıkları 2009 yılında başlamış. Gezi olaylarında taksim meydana giden vatandaşlarımızın yüzde 99'u iyi niyetliydi. Ama yüzde 1'i çok kötü niyetliydi. Onların asıl amacı Türkiye'de bir kargaşa yaratmak Türkiye'de bir hükümet buhranı yaratmaktı. Ama bu memleket enteresan bir memleket oyunları bozan bir memleket Tayyip Erdoğan çıktı bu faiz lobisinin işidir dedi. Millet de onun arkasında dimdik durdu. Türkiye'de hükümet o süreçten güçlenerek çıktı. Bunu hazmedemeyen o aşağılık akıl bu sefer 17-25 Aralık yargısal darbe girişimini piyasaya sürdü. Fetullahçı hain terör örgütünün Türkiye'de ki en büyük mağdurlarından biri olarak söylüyorum o da tamamen bir kumpastı. Çok acıdır bu ülkede boy abdesti almayı bilmeyen bazı muhaliflerimiz bizim imanımızı sorgulamayı kendilerinde hak gördüler ama bu millet onu da çok şükür bozdu. Montaj ve yargısal raporlar çıktı. Bize o iftiraları atanların hepsi şimdi ya hapiste ya da firar da. Çok şükür bizim alnımız ak başımız dik” şeklinde konuştu.

“Trump, Obama'nın yanına bile yaklaşmayacağı konularda Türkiye'ye kulak verecektir”
Eski Bakan Bağış, “Obama ilk seçildiğinde dünyaya verdiği umuda maalesef tam tersi bir politika uyguladı. O Obama döneminde Afganistan'da çok büyük zulüm yaşandı. Irak'ta Suriye'de Pakistan'da çok ağır bedeller ödendi. Türkiye'nin de son dönemde başta PKK'nın yan kolu olan YPG'nin desteklenmesi olmak üzere FETÖ'nün desteklenmesi dahil, bizim çıkarlarımıza çok ters gelecek bazı eylemleri oldu. Bu da ister istemez ilişkileri çok engebeli bir noktaya getirdi. Trump Türkiye'nin İslam coğrafyasının dostudur demek için bir sebebimiz yok ama Trump bir iş adamı. Bir iş adamı neye bakar ne getirir ne götürüre bakar. Biz Trump ile bir takım pazarlıkları ticari ve ekonomik denklemde daha rahat yapabiliriz diye düşünüyorum. Bu süreçte Türkiye ile olan ilişkilerinde İsrail-Filistin denklemi açısından kolay bir süreç olmayacak. Ama diğer konularda başta o şarlatanın Türkiye'ye iadesi olmak üzere bir çok konuda Obama'nın yanına bile yaklaşmayacağı konularda Türkiye'ye kulak verecektir. 

Yaklaşım tarzı olarak Trump sayın Cumhurbaşkanımız gibi Rusya Devlet Başkanı Putin gibi, Sayın Merkel gibi şahsi egosu ve liderlik kapasitesi yüksek bir birey olarak bu tür ilişkiler de birebir ilişkiyi önemseyecektir. O konularda da sayın Cumhurbaşkanımızın Allah vergisi bir mahareti var. Benim bu güne kadar tanıdığım en iyi İngilizceyi en iyi konuşan Türklerden bir tanesi olan rahmetli Bülent Ecevitti. Ama sayın Cumhurbaşkanımızın İngilizcesi onun ki kadar iyi olmasa da ondan yüz kat daha iyi ilişki kurabiliyor. Bu ayrı bir maharet Allah vergisi bir durum. Berlisconi gibi bir adamı bile Türkiye'nin Avrupa'da ki en büyük savunucusu haline getiren sayın Cumhurbaşkanımızın o bireysel ilişki kurabilme kapasitesidir” diye konuştu.

“Ben diyordum ki referandum yüzde 56 ile çıkacak”
Referandumdan evet çıkacağını söyleyen eski Bakan Bağış, “Referandum konusunda Allah'ın izniyle evet çıkacak. Hatta bu mecliste görüşülürken ben diyordum ki referandum yüzde 56 ile çıkacak. Çünkü Siirt'e de o yakışır bize de o yakışır. Türkiye geneline de o yakışır diyordum. Ama şu an görüyorum ki rakamlar yer değişiyor 65'e doğru ilerliyor. Evet çıkması Türkiye'de istikrarın güvence altına alınması, başta ekonomi ve terörle mücadele olmak üzere bir çok konuda karar mekanizmalarının netleşmesi ve hızlı çözüm alınabilmesini sağlayacak. Evlere şenlik bir ana muhalefet liderimiz var. Adamcağız Somali'ye gidiyorum diyor Kenya'ya gidip geri geliyor. Ancak Somali'ye gittim zannediyor. Yürüyen merdivenlere tersten biniyor. Yaptığı her matematik hesabı yanlış çıkıyor. Üst üste defalarca seçim kaybediyor sonra da seçim kaybeden görevi bırakmalı diye başkalarına akıl öğretmeye kalkıyor. İstanbul'da Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday oluyor Kağıthane'ye Kağıttepe diyor. Fıki bir takım demeçler veriyor, Anayasa değişim paketi İslami değilmiş diye. Zannedersiniz ki kendisi büyük bir İslam alimi, hangi İlahiyat fakültesinde yıllarca profesörlük yapmış ama hani haddini bilmeyenin başka bildiklerinin bir anlamı olmuyor” dedi.

“Soyu sopu belli olmayanlar benim imanımı sorgulamaya kalktılar”
Eski Bakan Egemen Bağış, Metehan Demir ile ilgili ortaya çıkan tapelerle ilgili soruya şöyle cevap verdi:
“Benim soyum belli sopum belli kimden nereden geldiğim belli. Ama soyu sopu belli olmayanlar benim imanımı sorgulamaya kalktılar. 17 Aralıkta yolsuzluk adı altında bize atılan iftiraların temelinin boş olduğunu gördüklerinde bir ses montajıyla bizim imanımız sorgulatmaya kalktılar. Benim internet siteme girerseniz orada farklı kurumların verdiği raporlar var hepsi bunun montaj olduğunu belgeliyor. Benim ağzıma yerleştirilen o kelimelerin maka ve ra hecelerinin frekansları bile farklıdır. Başka konuşmalardan alınıp birleştirildiklerini iki profesör ve bir doçentten oluşan bir kurul belgelemiş ve raporunu yazmış. Ben bunla da yetinmedim. Avrupa'nın en büyük ses laboratuvarı Londra'da onlara da gönderdim. Onlardan da bir montaj raporu aldım. Çok enteresandır bahsi geçen gazetecinin bu kumpasın içinde olup olmadığını ben bilmiyorum ama kendisiyle geçmişten olan muhabbetimden dolayı yurt dışına davet ettiğimde malum. FETÖ'cü gazetecilerin de ismini vererek onları da davet etmemi talep ederdi. En yakın arkadaşlarıydı. Seyahatlerde de Adem Yavuz Aslan ve Mustafa Ünal ile birlikte olmak istediğini hep vurgulardı. O ses kaydının çıkmasından sonra kendisi bir açıklama yaptı. O açıklamada da bir montaj olmasına rağmen adım böyle bir şeyle anıldığı için özür diliyorum diye bir açıklama yaptı. Bu FETÖ'cüler o özür dilediğine göre kabul etti Egemen Bey kabul etmiyor dediler. Ben ertesi gün dava açtım bu ses kaydı 18 Mart 2014 tarihinde internete kondu. Yani 30 Mart seçimlerine 12 gün kala ama çok enteresan o ismi geçen gazetecinin Hürriyet Gazetesinin Ankara Temsilciliği görevinden alındığı tarih ise 16 Aralık 2013 yani 17 Aralık darbe girişiminden bir gün önce alınıyor. Ondan üç ay sonra ses kaydı internete konuyor. Demek ki onu görevden alanlar ertesi gün bir darbe kalkışması olacağını biliyorlar ve bu isimle ilgili de darbecilerin bir malzeme piyasaya süreceğini önceden biliyorlardı. Bizim soyumuz belli sopumuz belli inancımız belli ben bu konuda açık, net söylüyorum beni eleştirenleri şirk yapmakla eşit bir statüde görüyorum. Benim imanımı sorgulamak hiç kimsenin haddi değildir. Hele hele Peygamber efendimizi kamyon kasalarına bindirmeye kalkan bunu senaryolaştıran onu rüyasında gördüğü yalanlarıyla insanlara hükümete hakaret eden tweetlerini ikiye katlamalarını söyleyen o zihniyetin haddi hiç değildir. Türkiye'nin ana muhalefet partisinin lideri olan şaklabanın hiç haddi değildir. Benim ne olduğum belli ben ilk günde söyledim alnım ak başım dik. Ben bugün buradayım bana o iftiraları atanlar o montajları yapanlar ya hapiste ya da yurt dışında firardalar. Çok acı bir şeydir benim kendi partimde dahi dava arkadaşı olduğunu zannettiğim bir çok arkadaşım bana bu soruyu senin kadar cesaretli sorma erkekliğini gösteremedi. Ama arkamdan dedikodu yaptılar günaha şirke girdiler. Haşa Allah yerine koyup beni cezalandırmaya kalktılar. Ama bana bu soruyu soran tek bir kişi oldu o da benim o günkü Başbakanım, bugünkü Cumhurbaşkanım Recep Tayyip Erdoğan oldu. Nedir bu işin aslı dedi bende anlattım kendisi de ben zaten bunu tahmin ettim dedi. Çünkü aynı iftiraya o da uğradı. Onun içinde Cuma'ya gitmiyor dediler. Hepiniz şahitsiniz bu adamın inancına herhalde Türkiye'de Müslümanlığından şüphe edilmeyecek bir kişi sayın desek büyük çoğunluk Recep Tayyip Erdoğan der. Ona bile iftira attılar.”
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay 5 milyon euroluk Avrupa Birliği projesi deprem bölgesinde tanıtıldı Deprem bölgesinde ekonomik kalkınmanın öncüsü olan Doğu Akdeniz Kalkınma Ajansı (DOĞAKA), Sosyal Girişimcilik Güçlendirme ve Uyum Projesi çerçevesinde; Hatay, Kahramanmaraş ve Osmaniye’de hızlandırma hibe programını tanıttı. Asrın felaketinde hasara uğrayan deprem bölgesinin yeniden ayağa kalkması için yürütülen çalışmalar devam ediyor. Deprem bölgesinde en büyük hasarı alan illerden olan; Hatay, Osmaniye ve Kahramanmaraş’ın ekonomik anlamda değer kazanmasına öncülük eden Doğu Akdeniz Kalkınma Ajansı (DOĞAKA) bölgedeki faaliyetlerini sürdürüyor. Sosyal Girişimcilik Güçlendirme ve Uyum (SEECO) Projesi; kapsamında DOĞAKA öncülüğünde Kahramanmaraş, Osmaniye ve Hatay’da hızlandırma hibe programı tanıtıldı. SEECO Projesi kapsamında ilan edilen Hızlandırma Hibe Programı’nın açılış ve tanıtım toplantısı potansiyel faydalanıcılar ve kamu kurumlarının temsilcileri ile Hatay, Kahramanmaraş ve Osmaniye illerinde gerçekleştirildi. Toplantıda katılımcılar, SEECO projesi hakkında bilgilendirildi. SEECO projesi; Avrupa Birliği’nin FRIT (Türkiye’deki Mülteciler için AB Mali Yardım Aracı) Programı kapsamında, Dünya Bankası ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü koordinasyonunda yürütülmekte olan bir çalışma. SEECO Projesinin amacı, sosyal girişimcilik yoluyla kadınların ve gençlerin sosyal ve ekonomik yönden güçlendirilmesine ve toplumsal uyumunun sağlanmasına katkıda bulunarak, kadınlar ve gençler için yeni istihdam alanları oluşturulması. Toplam bütçesi 5 milyon euro olan hibe programı kapsamında, Hatay, Kahramanmaraş ve Osmaniye illerinde KOBİ’lere yönelik ve en az 1 yıl önce kurulmuş şahıs işletmelerine, şirketlere ve kooperatif işletmelerine, KDV hariç 3 bin ile 25 bin Avro arasında hibe desteği sağlanması amaçlanıyor. SEECO projesi çerçevesinde başlayacak olan ‘Hızlandırma Hibe Programı’ için son başvuru tarihi 17 Mayıs 2024 olarak açıklandı.
Manisa Özgür Özel’den milliyetçilik vurgusu Manisa’nın Kula ilçesinde halka seslenen CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Ben yakamdaki parti rozetindeki 6 okun altısına da aşığım. Bu altı oktan milliyetçilik okunu hiç kimseye bırakamayız. Onun için birileri kendini milli kendinden olmayanları gayri milli, kendisini makbul geri kalanları hain ilan etmeye kalkıyordu. Bu oyuna gelmeyiz. Ne milliyetçiliği ne milli olmayı ne de vatan severliği asla ve asla size bırakmayız. Bunun üzerinden algı operasyonlarına teslim olmayız" dedi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, memleketi Manisa’daki ziyaretlerinin üçüncü ve son durağı olan Kula ilçesinde vatandaşların sevgi gösterileriyle karşılandı. Özel, partisinin Kula ilçe başkanlığını ve Kula Belediye Başkanı Hikmet Dönmez’i ziyaret ettikten sonra Kula Yunus Emre ve Şehit Ömer Halisdemir Kent Meydanında otobüs üzerinden halka hitap etti. "Atatürk’ün iki emanetine gözümüz gibi bakacağız" Kula Yunus Emre ve Şehit Ömer Halisdemir Kent Meydanında halka seslenen Özel, “Cumhuriyet tarihinde ilk kez Manisa’da hem büyükşehiri hem merkez ilçeleri hem 15 ilçeyi kazanıp bugün sizin karşınıza büyükşehir belediye başkanlarımızla, ilçe belediye başkanlarımızla büyük bir onur ve gururla çıktık. Hepinize yürekten teşekkür ediyorum. Hiç şüphe yok bu başarı sadece CHP’ye ait değildir. Öyle yaparsak büyük bir haksızlık yapmış oluruz. Bu başarı Kula ittifakının başarısıdır. Herkesin katkısının farkındayız. Bundan sonra iş bu büyük birlikteliği bir arada tutmak. Hikmet Başkanımız belediyenin kapılarını ardına kadar açtı. Onun hedefi Kula’ya en iyi hizmeti yapmak. Biz de Kula’ya destek için ne gerekiyorsa Mansur Yavaş’sa Mansur Yavaş’tan, Ekrem İmamoğlu ise Ekrem İmamoğlu’ndan her türlü destek. Biz bu seçimlerde bir zafer kazanmadık. Biz bu seçimlerde bir görev aldık. CHP olarak bu büyük ittifakı büyütmenin, korumanın, önümüzdeki seçimlere taşımanın ve dolayısıyla cumhuriyetin ikinci yüzyılının ilk genel seçimlerinde partimizi birinci parti yapmanın, Atatürk’ün partisini iktidar yapma görevi aldık. BU görev partizanca bir görev değildi. CHP herhangi bir parti değildir. BU parti Cumhuriyeti kim kurduysa, bu memleketi kimler kurtardıysa onların kurduğu bir partidir. BU parti baba ocağıdır. Hepimiz baba ocağına doğarız, orada büyürüz. Kimi ırakta oturur, kimi yakında oturur ama herkes bilir ki baba ocağı oradadır, bacası tütmekte, çorbası kaynamaktadır. O bacayı tüttürenler CHP’lilerdir. BU baba ocağı sadece CHP’lilerin değildir. Burası hepimizin. Burası dedemizin, babamızın partisidir. Biliriz ki başımız sıkınca gideceğimiz yer baba evidir. Zorda kalırsak, başımız sıkışırsak gideceğimiz yer baba evidir. Kimse size şimdiye kadar neredeydiniz demez. Kim Atatürk’ü seviyor, kim bayrağını, ülkesini seviyorsa biz de onu seviyoruz. Kim ki İstiklal Marşı çalarken ağlayan filenin sultanlarıyla ağlıyor, kim ki milli takım gol attığında havalara sıçtırıyorsa onlarla birlikteyiz. Biz kibre, güç zehirlenmesine kapılmayacağız. Aksine sorumluluğumuzun farındayız. Bu ülkede yoksulluk, işsizlik var. Çifti, esnaf perişan, emekliler açlığa terk edildi. 10 bin lira ile. Kira versin aç kalırsın, karnını doyursan sokakta kalırsın. Böyle bir ülke oluşturdular. Onun için mücadele verip halkın iktidarı kurmak, tekrar Atatürk’ün cumhuriyet, kimsesizlerin kimsesidir sözünü hatırlamak, uygulamak, işsizliği, yoksulluğu bitirmek, emeklinin yüzünü güldürmek, çiftçiyi milletin efendisi yapmak için hep birlikte çalışacağız. Birileri kavga etmemizi istiyor. Asla ve asla suni gündemlerin peşine takılmayacağız, kimlik siyaseti oyunlarına gelmeyeceğiz. Biz bu ülkenin gerçek sorunlarını konuşup onu dile getirip çözmek için mücadele edeceğiz. Diyorlar ki ‘Gel benimle kavga et’ ben kavga edeceksem, çiftçinin, emeklinin, yoksulun kavgasını edeceğiz. Millet bizden kavga istemiyor. Millet, oturun, çalışın ve derdime çare olun diyor. Yeniden seçimler olup iktidar olana kadar ana muhalefet partisiyiz. Bu ülkenin çıkarları için sonun kadar mücadele edeceğiz. Atatürk’ün iki emaneti olan hem Türkiye Cumhuriyeti’ne hem de partimize gözümüz gibi bakacağız" dedi. "Milliyetçilik oyununa gelmeyiz" "Ben yakamdaki parti rozetindeki 6 okun altısına da aşığım" şeklinde konuşmasına devam eden Özel, "Bu altı oktan milliyetçilik okunu hiç kimseye bırakamayız. Onun için birileri kendini milli kendinden olmayanları gayri milli, kendisini makbul geri kalanları hain ilan etmeye kalkıyordu. Bu oyuna gelmeyiz. Ne milliyetçiliği ne milli olmayı ne de vatan severliği asla ve asla size bırakmayız. Bunun üzerinden algı operasyonlarına teslim olmayız. Yaşasın cumhuriyet. Yaşasın Cumhuriyet Halk Partisi. Bu ülkeyi Atatürk’ün emanet ettiği gibi çiftçisine de, işsizine de sahip çıkana kadar, emekliler hakkını alana kadar önce muhalefet mücadele edeceğiz sonra iktidarda hepsinin yüzünü güldüreceğiz. Bize oy verenleri pişman etmeyeceğiz, oy vermeyenlerin de gönlünü kazanacağız. ‘Keşke ben de verseydim’ dedirteceğiz. İlk seçim gelsin oy atacağım dedirteceğiz. Bu partiyi nasıl yüzde onların altında Kula’da yüzde 50’nin üzerine getirdiysek, neredeyse Türkiye şampiyonu yaptıysak hep birlikte bu partiyi çok çalışarak iktidar yapacağız. Bunun için başta şunu ifade edeyim. Hikmet Başkan kazandı Kula kazandı, Ferdi Başkan kazandı Manisa Kazandı. Türkiye İttifakı kazandı, Türkiye kazandı. Ben partimizin genel başkanı olarak Hikmet Başkana şunu söylüyorum, sen çalış biz arkandayım. Örgütümüz bana emanet, örgütümüze Hikmet Başkanı emanet ediyorum, Hikmet Başkana Kula’yı emanet ediyorum sizleri de Allah’a emanet ediyorum" diyerek konuşmasını tamamladı.
Hakkari Engelli çift, inşaatını bitiremedikleri evleri için destek bekliyor Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde yaşayan Çiğdem ve Orhan Dağdeviren çifti, temelini geçen sene attıkları evlerini tamamlamak için yetkililerden ve duyarlı vatandaşlardan destek bekliyor. Yüksekova’ya bağlı Çevreli Küme Evleri’nde yaşayan Çiğdem ve Orhan Dağdeviren çifti, 2022 yılında dünya evine girdi. Bedensel engelli olan ve tekerlekli sandalyeye mahkum bir hayat süren çift, kendilerine bir ev inşa etmek istedi. Geçen sene arsalarının üzerine temel atan çift, maddi imkansızlıklar yüzünden evlerini tamamlayamadı. En büyük hayallerinin evlerine yerleşmek olduğunu kaydeden Dağdeviren çifti, yetkililerden ve duyarlı vatandaşlardan destek bekliyor. Evlendikten sonra Yüksekova’da kaldıklarını kaydeden Çiğdem Dağdeviren, “Kaldığımız dairede hem kiramız arttı hem de giriş çıkışları bizim için sıkıntılıydı. Köye geldik, kaynımın evinde kalıyoruz. Onların evinin giriş çıkışı da bizim için rahatsız edici. Biz geldik bir temel attık. Malzemelerin bir kısmını borçla aldık, bir kısmı için de hayırseverler yardımcı oldu. Temeli attık ama geçen seneden beri bu temel böyle. İkimizin de engelli maaşı çok düşük. Valimiz olsun, vatandaşlar olsun, destek bekliyoruz kendilerinden. Biz de evimize girmek istiyoruz. Rahat etmek istiyoruz” şeklinde konuştu. Attıkları temelin ikinci yıla gireceğini ve temelde kullandığı inşaat malzemelerinin büyük kısmını borçla aldığını söyleyen Orhan Dağdeviren ise, “Zor durumdayız, sıkıntıdayız. İmkanlarımız yok. Tek gelirimiz engelli maaşımız. Onunla da bir şey yapılmıyor. Geçen seneden beri abimin evindeyiz. İçeri girmek, dışarı çıkmak bizim için çok sıkıntılı. Gelip gidemiyoruz. Kendimize göre ev yapmak için temel attık ama tamamlayamadık. Milletimiz bize destek olursa çok seviniriz” şeklinde konuştu.