SAĞLIK - 07 Ocak 2020 Salı 12:24

Ehliyet raporunda uyku testi zorunlu oluyor

A
A
A
Ehliyet raporunda uyku testi zorunlu oluyor

Tüm Uyku Tıbbı ve Araştırmaları Derneği (TUTDER) Başkanı Doç. Dr. Vural Fidan, devlet hastaneleri ve özel sağlık kuruluşlarında vücut kitle indeksi 33'ün üzerinde olan her kişiden ehliyet raporu için polisomnografi (uyku testi) istenmesi gerektiğini ifade etti.

Fidan, yeni yayımlanan Sağlık Raporları Usul ve Esasları Hakkında Yönerge'yle ehliyet alacak ya da yeniletecek kişilerin boy ve kilolarını beyan etmesi gerektiğini belirtti. Doç. Dr. Vural Fidan, "Devlet hastaneleri ve özel sağlık kuruluşlarında vücut kitle indeksi 33'ün üzerinde olan her kişiden ehliyet raporu için polisomnografi (uyku testi) istenmesi gerekmektedir" dedi.

Sürücü adayları ve sürücülerin ehliyetlerinin belli dönemlerde sağlık raporları da alınarak yenilenmesi gerektiğini belirten TUTDER Başkanı Fidan şunları şöyledi;

“Yönetmeliğin 1 Ocak 2016'da yürürlüğe girmesiyle bazı düzenlemelerin hayata geçirildiği, ehliyetlerin yenilenmesi için tanınan 5 yıllık sürede başladı. Bu düzenlemeler sırasında kişinin sürücü olup olamayacağını belirlemek için almış olduğu sağlık raporunda yeni bir olay vardı. Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde olduğu gibi ülkemizde de trafik kazalarını önleyebilmek için özellikle gündüz aşırı uyku hali olan, obezitesi olan ve trafik kazası yapma riski yüksek uyku apneli hastaların ehliyet almadan önce mutlaka tanılarının konup tedavilerinin yapılması planlanmıştı. Bunun için tanı koyma aşamasında uyku testinin kimlere yapmak gerektiği çok net olarak belirtilmişti.

1 Ocak 2016'dan itibaren sürücü belgeleri yenilenirken, vücut kitle indeksi 33'ün üzerinde olan obez kişilerde uyku apnesi riski yüksek olduğu için mutlaka önce polisomnografi yani uyku testi yaptırmaları, sonra ehliyet almaları öngörülmüştü. Sağlık raporlarının usul ve esasları belirlenirken beyan formunda kişinin boy ve kilosunu beyan etme zorunluluğu bulunmamaktaydı. Burada bir yasal boşluk olduğu için de bu 4 yıl içinde uyku apneli olduğunu düşündüğümüz halde polisomnografi yaptırmaya gelen kişi sayısı çok az oldu. 28 milyon civarında sürücümüz var ve ülkemizde erişkinlerde obezite oranı yüzde 20'ler civarında. Yani 5 milyon 600 bin civarında obez sürücü var. Bunlardan en iyi ihtimalle 5 milyon kişinin vücut kitle indeksinin 33'ün üzerinde olduğunu tahmin ediyoruz. Bu çerçevede ehliyet yenileme sürecinde her yıl 1 milyon kadar kişinin polisomnografi yaptırması gerekmektedir, fakat bu kadar rakam ortada yok. Uygulamadaki eksikliklerin önüne geçebilmek amacıyla Sağlık Bakanlığınca yaklaşık iki ay önce Sağlık Raporları Usul ve Esasları Hakkında Yönerge'nin yayımlandı. Kişiler artık herhangi bir nedenle sağlık raporu alacakları zaman sağlık kuruluşlarına müracaat ettiklerinde beyan ettikleri formların içinde boy ve kilolarını da beyan etmek zorundalar. Bunu beyan ettikleri anda vücut kitle indeksini hesaplamak her hekim için son derece kolay bir iştir. Vücut kitle indeksi 33'ün üzerinde olanların, ehliyet için müracaat ettiğinde önce uyku testi istenerek, kişide uyku apnesi tespit edilirse başlanacak tedaviye uyum gösterdiği ispat edildikten sonra sürücü belgelerini alabilecekler.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Başkan Çolakbayrakdar: "Türkiye’de ilk olan sistemle geri dönüşüme katkı sağlıyoruz" Kocasinan Belediye Başkanı Ahmet Çolakbayrakdar; 2020 yılında hizmete sunulan ve Türkiye’de ilk olan ikili toplama sistemli aracı ile bu zamana kadar 3 Milyon 200 bin kilo ambalaj atığı kaynağından ayrıştırılmış olarak toplayarak, geri dönüşüme büyük katkı sağladıklarını ifade etti. Sıfır Atık Projesi’ne yaptığı yatırımlarla dikkat çeken Başkan Çolakbayrakdar, Türkiye’de ilk defa Kayserililere hizmet veren araç ile hem çevreye hem de ekonomiye büyük katkı sağladıklarını vurguladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayelerinde, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yürütülen ‘Sıfır Atık Projesi’ çerçevesinde örnek olan çalışmalar yaptıklarının altını çizen Başkan Çolakbayrakdar, “Hatırlanacağı üzere 2020 yılının Mayıs ayında Türkiye’de ilk defa hizmete sunduğumuz ikili toplama aracı ile kaynağından ayrıştırılmış ambalaj atıkları ile evsel atıkları aynı anda toplayarak, geri dönüşüme büyük katkı sağlıyoruz. Türkiye’de ilk defa; Kayseri ve Kocasinan’ın yollarında hemşehrilerimize hizmet veren araç, kaynağından ayrılmış olan geri dönüşüm atıklarının ayrı ayrı toplanabilmesine olanak sağlamaktadır. Birden fazla haznesiyle ürünler ayrıştırılmış vaziyette toplanmaktadır. Bu araçta farklı olarak pil atıkları ve atık yağlarını kaynağından ayrıştırılmış olarak topluyoruz ve çevrenin korunmasına katkı sağlıyoruz. Ayrıca geçen yıl, yine Kayseri’de ilk olan geri dönüşüm aracını bünyemize kattık. Bu yeni araçla Kocasinan sakinlerimizin evlerinde toplanan ambalaj atıkları ile işyerlerinde toplanan ambalaj atıkları ayrıştırılmış şekilde topluyoruz. Bu aracın diğer araçlardan farklı özellikleri var. Özellikle malzemeleri ayrıştırabilen ve üzerinde tartı sistemi olan bu araç, Kayseri’de ilk defa Kocasinan sokaklarında hizmet vermeye başladı. Sıfır Atık Projesi kapsamında kaynağından ambalaj atıklarının ayrıştırılmış olarak toplanması ve bu şekilde çevreyi koruyarak ekonomiye daha fazla katkı sağlanması son derece önemli ve değerlidir" ifadelerine yer verdi. Başkan Çolakbayrakdar, geri dönüşümle hem ülke ekonomisine büyük kazanç sağladıklarını hem de gelecek nesillere daha yaşanabilir bir çevre hazırladıklarını sözlerine ekledi. Öte yandan Sıfır Atık Projesi çerçevesinde geri dönüşüme büyük katkı sağlayan son teknolojik donanıma sahip araç, ikili toplama sistemi ve fonksiyonel özellikleriyle dikkat çekiyor. Özellikle kaynağından ayrıştırılmış olan evsel yağ atıkları, pil atıkları, ambalaj ve evsel atıklar olmak üzere geri dönüşüm atıklarının ayrı ayrı donatılarıyla toplama imkanı sunan araç ile dönüştürülebilir atıkların geri kazanımı, doğal kaynakların korunması ve gelecek nesillere aktarılması hedefleniyor. ‘Güzel bir gelecek geri dönüşümle gelecek’ mesajıyla ve farklı tasarımıyla göz dolduran araç, zamandan ve maliyetten de tasarruf sağlıyor.
Gaziantep Yaz aylarının gelmesiyle bacak estetiğine ilgi arttı Gaziantep’te özel bir hastanede görev yapan Kalp ve Damar Cerrahisi Uzman Dr. Hayati Deniz, yaz aylarının gelmesiyle bacak estetiğine ilginin arttığını söyledi. Bacak estetiği, günümüzde özellikle kadınlar arasında büyük bir ilgi görmektedir. Yaz aylarının gelmesiyle etek giymek isteyen kadınlar için şeffaf çoraptan kurtulma isteği oldukça yaygınlaştı. Bu alanda yapılan estetik işlemler ile ilgili bilgi veren Dr. Deniz, “Bacakların görünümünü iyileştirmeyi amaçlar. Özellikle bacak eğrilikleri, sarkmalar ve selülit gibi görüntü bozukluklarına yönelik nd yag lazer ve ıp yag lazer uygulamaları, bacakları ilk günkü gibi taze ve canlı hale getirebilir” dedi. “Bu işlem çok kolay bir şekilde yapılabiliyor” Bacak estetiğiyle ilgili bilgi veren Kalp ve Damar Cerrahisi Uzman Dr. Hayati Deniz, “Bacak bildiğimiz üzere motor fonksiyonları yani yürüme hareket fonksiyonu olan bir organdır. Bacak aynı zamanda dış görüntüsü olan çok önemli bir organımız. Özellikle kadınların çok önemsediği bacak estetiği günümüzde çok araştırılmakta. Bu konuyla ilgili bacak eğrilikleri, bir takım sarkmalar bunlara yönelik germe işlemleri ve dolgu işlemleri çok yapılmaktadır. Ancak bacak üzerindeki kılcal damarların ya da selulitlerin görüntü bozukluğu genellikle çok kolay yok edilmemektedir. Bunlarla ilgili en gelişmiş nd yag lazer ve ıp yag lazer uygulamalarıyla bacaklarınız ilk gün ki gibi yani yeni doğmuş gibi olur. Bu işlem çok kolay bir şekilde yapılabiliyor” ifadelerini kullandı. “Bacak estetiğine çok yoğun ilgi var” Bacak estetiğine yoğun ilgi olduğunu söyleyen Dr. Deniz, “Bacak estetiğine çok yoğun ilgi var. Malum yaz aylarındayız ve kadınlar etek giyinmek istiyor. En büyük sorunlardan bir tanesi şeffaf çoraptan kurtulma isteğidir. Bu alan çok yeni bir alan. Kalp damar cerrahlarımızın birçoğu kalp ameliyatları, diğer damar açma ameliyatları çok yoğunlaştığımızdan varislere çok fazla yönelemiyoruz. Bu estetikte kalp ameliyatı kadar önemlidir. Bacak estetiği çok önemlidir. Çünkü tüm düşüncemiz ve beynimiz o ciltteki görünen bir damar oluyor. Bunlardan saniyeler içerisinde kurtulmak mümkün. İğnesiz, acısız bir işlem. Çorap giymediğimiz için bacaklarımız daha rahat nefes alıyor. Özgüvenli yürüyebiliyoruz. Cildimiz daha canlı bir görüntü oluşturuyor. Biz işlem öncesinde sorun ne onu buluyoruz. O sorunu da tedavi ediyoruz” şeklinde konuştu. “3 gün içerisinde güneşe rahatça çıkılabilir” İşlem sürecinin oldukça kısa olduğunu belirten Dr. Deniz, “İşlem bittikten sonra 3 gün içerisinde güneşe rahatça çıkılabilir. Burada önemli olan hastanın ten rengidir. Hastanın ten rengine göre cihazlar ayarlanıyor. Daha sonrasında ise tüm tedaviler yapılıyor. Hasta seçimi yapılmıyor. Vücutta rahatsız olunan tüm lekeleri yapma olanağımızda mümkündür” diye konuştu.