ASAYİŞ - 18 Ekim 2018 Perşembe 02:59

Ekipler konsolosluktaki incelemelerini tamamladı

A
A
A
Ekipler konsolosluktaki incelemelerini tamamladı

Kayıp Gazeteci Cemal Kaşıkçı olayı için Suudi Arabistan İstanbul Başkonsolosluğu Konutu’na giren olay yeri inceleme ekipleri, yaklaşık 9 saat yaptıkları incelemelerin ardından konuttan ayrıldı. Konuttan ayrılan ekipler, Suudi Arabistan İstanbul Başkonsolosluğuna geçti. Konsoloslukta yaklaşık 5 saat çalışma yapıldı.

Kayıp Gazeteci Cemal Kaşıkçı ile ilgili inceleme yapmak üzere heyet Suudi Arabistan İstanbul Başkonsolosluğu Konutu’na saat 16.40’ta gelerek çalışmalarına başlamıştı. Aralarında olay yeri inceleme ekipleri, uzman ekipler ve adli tıp kurumu uzmanlarının da bulunduğu heyet gecenin ilerleyen saatlerine kadar çalışmalarını sürdürdü. Konutun bulunduğu bölgede drone uçurarak incelemelerini sürdüren ekip, konutun bahçesi ve çatısı olmak üzere her noktada incelemelerde bulundu. Çalışmalar sırasında ekiplerden bazıları 17.30 sıralarında konuttan ayrılırken, akşam saatlerinde hassas burunlu arama köpeği getirildi. Yapılan çalışmaların ardından ekip yaklaşık gece 01.48 itibariyle çalışmalarını tamamladı. Yaklaşık 9 saat süren çalışmaların ardından ekip konuttan ayrıldı.

Konutta çalışmalarını tamamlayan ekip, Konsolosluğa geldi

Kayıp Gazeteci Cemal Kaşıkçı olayı için Suudi Arabistan İstanbul Başkonsolosluğu Konutu'na giren olay yeri inceleme ekipleri, yaklaşık 9 saat yaptıkları incelemelerin ardından konuttan ayrılarak konsolosluğa geçti. 

Kayıp Gazeteci Cemal Kaşıkçı ile ilgili inceleme yapmak üzere heyet Suudi Arabistan İstanbul Başkonsolosluğu Konutu'na saat 16.40’ta gelerek çalışmalarına başlamış ve titiz bir çalışmanın ardından yaklaşık 9 saat sonra konuttan ayrılmıştı. Konuttan ayrılan ekipler, Suudi Arabistan İstanbul Başkonsolosluğuna geçti.

Çalışmalarını tamamlayan ekip, delillerle birlikte konsolosluktan ayrıldı

Kayıp Gazeteci Cemal Kaşıkçı olayı için Suudi Arabistan İstanbul Başkonsolosluğu Konutu'na girerek yaklaşık 9 saat çalışma yapan, ardından da konsolosluğa gelen ekip yaklaşık 5 saat sonra buradan ayrıldı. Elde edilen deliler özel kutularda taşındı. 

Kayıp Gazeteci Cemal Kaşıkçı ile ilgili inceleme yapmak üzere heyet Suudi Arabistan İstanbul Başkonsolosluğu Konutu'na saat 16.40’ta gelerek çalışmalarına başlamış ve titiz bir çalışmanın ardından yaklaşık 9 saat sonra konuttan ayrılmıştı. Konuttan ayrılan ekipler, Suudi Arabistan İstanbul Başkonsolosluğuna geçti. Konsoloslukta yaklaşık 5 saat çalışma yapıldı. Yapılan çalışmada birçok delil bulundu. Bulunan deliler özel kutulara konulara olay yeri inceleme araçlarına yükledi. Elde edilen deliler incelenmek üzere merkeze götürüldü. Yaklaşık 5 saat konsoloslukta kalan buradan ayrıldı. 

Ekipler konsolosluktaki incelemelerini tamamladı

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Prof. Dr. Palabıyık akademisyenlere seslendi: “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” Bitlis Eren Üniversitesi’nde (BEÜ) görevli Akademisyen Prof. Dr. Adem Palabıyık, ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde akademisyenlerin desteği ile devam eden İsrail protestolarına karşı Türkiye’deki akademisyenlerin seslerinin kısık kaldığını belirterek, “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” dedi. ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde süren Gazze eylemlerine ilişkin açıklama yapan Prof. Dr. Palabıyık, “Ülkemizdeki akademisyenlerden hala güçlü bir ses duyamadık. Tüm dünya akademisyenleri ayaktayken ülkemizdeki akademisyenlerin ayağa kalkmaması beni üzüyor. Sessiz kalmak ahlaki ve insani vefasızlıktır akademik utançtır” dedi. “PKK’ya terör demeyenler İsrail’e sustu” “7 Ekim’den itibaren başlayan kıyıma karşı sesimizi hep yüksek tuttuk ve bunu ekranda da dile getirdik” diyen Palabıyık, “Cübbemi ve kefiyemi giyerek erkândan çağrı da yaptım. Elbette akademisyenlerin bütünü için ifadelerim geçerli değil, lakin Boğaziçi’nde dikilen akademisyenlerin, sadece dikilişi kadar bir gündem oluşturmak neden mümkün olamıyor anlamış değilim. Barış Beyannamesi denilen ve devletimizi neredeyse katliam yapmakla suçlayan akademisyenler, İsrail’e karşı neden sessiz? Bu nasıl ikiyüzlülüktür? Binlerce bebeği kundakta katleden PKK terör örgütü için sözde Barış Beyannamesi imzalayanlar, İsrail karşısında neden sus pus oldu?” “Akademisyenler artık konforlarını bozsunlar” Akademisyenlerin en büyük korkusunun konfor alanlarının bozulması olduğunu belirten Palabıyık, sözlerine şöyle devam etti: “Çünkü akademisyenler, sahip olduğu şartların aleyhlerine dönme ihtimalinden çok korkarlar. Bu sadece maddi güç değil, aynı zamanda Bourdieu’nün bahsettiği ’fildişi kulelerini’ de kaybetme korkusudur. Çünkü akademisyen ancak üniversitedeki ofisi ile ontolojisini koruyabilir, dışarıda asosyal olduğu için bir hiçtir. Kulesinden bakan akademisyen, olayları da ancak yukarıdan gördüğü gibi yorumlar, sahanın bir parçası olamaz. Daha doğrusu toplumu bir parya modeli olarak görür. Odası, yani kulesi, onu yalıtan en büyük etkendir. Artık bu konfor Gazze için bozulmalıdır.” “28 Şubat’tan hala korkuyorlar” Palabıyık, “Akademisyenler hala 28 Şubat’ın hayaletinden korkuyorlar ve bu hayaletin hala ortalıkta dolaştığını iddia ediyorlar. Bir yandan fişlenme, öte yandan değişebilecek iktidar gibi olgular onlara inanılmaz bir korku aşılıyor. Akademik cübbe üzerine Filistin kefiyesi giymek ve bu halde çekilebilecek bir fotoğraf karesinin gelecekte önlerine çıkma ihtimali hala onlar için çok güçlü bir hayali varsayımdır. Bu kâbus üzerinden inşa ettikleri gündelik hayata dair korku, onların sonraki yıllarda yaşayabileceği olumsuzlukların önüne geçmek için kullanılan bir araçsal cihazlara dönüşmüş durumdadır. Maalesef, bu korku kendini muhafazakâr ve Müslüman olarak tanımlayan akademisyenlerde daha fazla görülüyor. Buna ahlaki ihanet veya muhafazakâr vefasızlık demek yanlış olmayacaktır” diye konuştu. “Feminist akademisyenler çürük kokuyor“ Gazze için hiçbir öğrenciye söz hakkının tanınmadığını ifade eden Palabıyık, “Lümpen burjuva denilecek bu kesimin özellikle Gezi ve feminist söylemlerle hareket ettiğini de unutmadık. Feminizmi LGBT’ye sürükleyen aklı evvellerin kendi derslerini Gezi Parkı’nda devam ettirmek için öğrencilerini üniversiteden çıkardıkları ve Gezi eylemlerine katılmalarını tavsiye ettikleri de gün gibi biliniyor. Lakin konu Gazze olunca tek bir öğrenciye söz hakkı tanınmıyor. Çünkü Gazze, Müslümanların yüzakı olduğu için, onların direnişinin ahlaki yönü engellenmek isteniyor. Bu nasıl bir akademik buhrandır? Bunlar insanlıklarını kaybetmiş” dedi.