GÜNDEM - 17 Nisan 2021 Cumartesi 11:39

Ekmek teknelerini 30 yıl sonra karşılarında gördüler, gözyaşlarını tutamadılar

A
A
A
Ekmek teknelerini 30 yıl sonra karşılarında gördüler, gözyaşlarını tutamadılar

Kars’ın Sarıkamış ilçesi Çamyazı köyünde uzun yıllar minibüs hattı işleten Yavuz-Davut Karslı kardeşler, 1993 yılında İzmir’e göç ederken ekmek teknelerini satmak zorunda kaldı. Yavuz Karslı’nın çocukları ise minibüsün aynı modelini satın alarak rengine ve üzerindeki yazıya varana kadar birebir benzetti. Yavuz-Davut Karslı kardeşler, yıllar sonra minibüslerine tıpa tıp benzeyen aracı görünce duygu dolu anlar yaşadı.

İzmir’in Buca ilçesinde yaşayan 73 yaşındaki Yavuz Karslı ve 69 yaşındaki Davut Karslı, 1982-1993 yılları arasında Kars’ın Sarıkamış ilçesi Çamyazı köyünde minibüsçülük yaptı. 1993 yılında Karslı kardeşler, aileleri ile birlikte İzmir’e göç etme kararı aldı ve çok sevdikleri minibüslerini satmak zorunda kaldı. Aradan yıllar geçti; Yavuz Karslı’nın oğulları Tarık, Ensar ve Mehmet Karslı, baba ve amcalarına güzel bir sürpriz hazırlamak istedi.

Uzun uğraşlar sonucunda Fiat 50NC model aracı bulan kardeşler, renginden üzerindeki yazıya kadar minibüsün birebir aynısını yaptırdı. Yavuz ve Davut Karslı, yıllar önce satmak zorunda kaldıkları araçlarını bir anda karşılarında görünce büyük bir şaşkınlık yaşadı. Zamanda yolculuk yaptıklarını hisseden Karslı kardeşler, duygu dolu anlar yaşadı. O sırada cep telefonu kamerası ile çekilen görüntülerde, bazı aile bireylerinin ağladığı da görüldü.

“Herkesin bu minibüsle bir anısı var”

Baba ve amcalarına yaptıkları sürprizi anlatan Yavuz Karslı’nın oğlu Tarık Karslı, “Babam ve amcamın aldığı araç köydeki ilk arabalardan biriydi. 1993 yılında Kars’tan İzmir’e göç ederken minibüsü satmıştık. Aklımızda hep minibüsün aynısından almak vardı ancak bir türlü aynı modeli bulamıyorduk. Sonra bir şekilde aracın aynısından bulduk. Babam ve amcamın 3 ay memlekette kaldığı bir sırada eski fotoğraflara bakıp minibüsün tıpa tıp aynısını yaptık. Sonra aracı birden bire onların karşısına çıkardık. Güzel bir sürpriz yaptık. Çok duygulandılar. Bu minibüsle Kars’a da gittik. Köyde aracı gören herkes çok şaşırdı. Köydeki insanlar, ‘babamın cenazesi bu araçla götürüldü’, ‘benim annemin düğün arabası bu araçla oldu’, ‘bu araçla maçlara giderdik’ dedi. Herkes minibüsle ilgili bir anısını anlattı” dedi.

Eski fotoğraflar, minibüsün içerisine asıldı

Minibüsün aynı modelini bulmak için tüm Türkiye’yi aradıklarını söyleyen Tarık Karslı, “En sonunda kırmızı renkte olanını Kemalpaşa ilçesinde bulduk. Hatta aracı satın aldığımız kişi, bu araç ilk arabası olduğu için rengini değiştirmeme şartını koştu. Noter satışını yaptıktan sonra rengini değiştirmek istediğimizi anlayıp ‘siz ellemeyin, hangi renk istiyorsanız ben yaptıracağım’ dedi. Arabanın fotoğraflarına bakarak rengini değiştirdik, üstüne Çamyazı köyünün ismini yazdırdık, plakasını değiştirdik, içerisine de eski fotoğrafları astık” diye konuştu.

“Rüya gördüğümü sandım”

Amca Davut Karslı da, “Ağabeyimle geçen yıl memlekete gitmiştik. Kurban Bayramı'na bir gün kala İzmir’e döndük. Çocuklar bize kurban keserken sürprizleri olduğunu söyledi. Sonra bir baktık ki Tarık, korna çala çala 30 yıl önceki aracımızla geliyor. Aracı en son 1993 yılında görmüştük. O an rüya gördüğümü sandım. Hepimiz başına toplandık, duygulandık. Minibüsü uzun yıllar ağabeyimle birlikte işlettik. Bu araçla çok kar-kış gördük, çok meşakkat yaşadık. Aracı sattığımızda çok üzülmüştük” sözlerine yer verdi.

“Çok duygulandım”

Baba Yavuz Karslı ise “Ben duygusal biriyim. Minibüsü görünce kendimi tutamadım. Bu araçta düğünler, dernekler yapıldı, doğum yapanlar oldu, maalesef ölenler de oldu. O günlere döndüm. Bir gün bir kadını doğuma götürmek için araca bindik. Doğum bir türlü olmamıştı. Arabada ebeler de vardı. Bu minibüsle yola koyulduk. Beni yolda birkaç kez doğum olacak diye durdurdular ama doğum hala olmamıştı. En sonunda bir kez daha durduk ve o sırada bir kız çocuğu doğdu. O anda soğuğu da unuttuk, büyük bir sevinç yaşadık. Yıllar sonra yeğenime kız isteneceğini duyduk. İşte bizim minibüste doğan o kız çocuğu şu an bizim gelinimiz. O gün bu aracı görünce bu sebeplerle çok duygulandım. Şimdi bu aracı kaybedersek bizde büyük boşluk olur. Çünkü kendi aracımızın birebir aynısı olmuş” ifadelerini kullandı.

Yavuz Karslı’nın oğlu Ensar Karslı da, minibüsün maketi üzerine çalıştığını, bittiği zaman babası ve amcasına hediye edeceğini belirtti.

Ceren Atmaca - Hakan Polat - Halil Karahan

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.