SAĞLIK - 14 Ağustos 2017 Pazartesi 11:56

El titremesi önemli hastalıkların habercisi olabilir

A
A
A
El titremesi önemli hastalıkların habercisi olabilir

Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Sevin Balkan, el titremesinin önemli hastalıkların habercisi olabileceğini belirterek, “günlük hayatın stresinden nörolojik rahatsızlıklara pek çok farklı sebeple ortaya çıkabilen el titremesi, yaşamı olumsuz etkiliyor. Stres, heyecan, aşırı kafein alımı, fiziksel yorgunluk veya kan şekeri düşüklüğü el titremesini artırırken, bazen ciddi hastalıklar da bu durumu tetikleyebiliyor” dedi.

Memorial Antalya Hastanesi Nöroloji Bölümü’nden Prof. Dr. Sevin Balkan, el titremesi ve tedavisi hakkında bilgi verdi.

"Duygusal durumlar en önemli etkenlerden biri"

“Ellerde istirahat halinde veya hareket esnasında istemsiz olarak ortaya çıkan ritmik hareketler, el titremesi yani el tremoru olarak tanımlanmaktadır diyen Balkan, “El titremesinin en çok görülen türü heyecan, öfke, korku gibi ruhsal durum değişimlerinde ortaya çıkmaktadır. Sakinleşince kaybolan tablo fizyolojik tremordur. Sık rastlanan bir başka türü ise esansiyel tremor (ET) denmektedir. Bu titreme tipi, aynı zamanda en sık görülen hareket bozukluğudur. Genellikle tek taraflı başlar ve ardından diğer ele geçer. Başlangıçta sadece duygusal durumlarda olurken, bu durum zamanla artabilir. Kişiler yalnızken daha rahat olmalarına rağmen başkalarının yanında titreme endişesiyle heyecanlandıklarında titreme daha da artar. Bu nedenle bazı hastalar, kendilerini toplumdan soyutlayabilmekte hatta mesleklerini bile terk edebilmektedir” dedi.

“Zamanla vücudun diğer kısımlarına yayılabiliyor”

Titremenin artarak bacaklar, baş, gövde, çene, dil, ses gibi vücudun diğer kısımlarına da yayılabildiğini ifade eden Prof. Dr. Balkan, “Eşlik eden başka bir nörolojik tanı olmadığı gibi, titreme bir hareket esnasında belirgin veya duruşa bağlı olabilmektedir. Kişide sıvı gıdaların içilmesinde ve yazı yazma gibi ince motor hareketlerde zorlanma görülebilir. Genellikle 40 yaş sonrasında karşılaşılsa da, hastalık gençlerde de ortaya çıkabilir. El titremesinde ailesel geçiş yüzde 50’dir. Ayrıca bu hastaların yüzde 20’sinde Parkinson hastalığı da görülebilmektedir.”

“Parkinson hastalığı da el titremesi yapabilir”

Parkinson hastalığının şikayetleri arasında, tek ya da iki taraflı el titremesinin yer aldığını belirten Balkan, “Sıklıkla 60 yaş üzerinde başlayan, ilerleyici türdeki bu hastalık nadiren daha genç grupta da görülebilir. Titreme; genellikle tek taraflı, istirahat halinde, baş ve işaret parmağının ritmik hareketi şeklinde olup, hastalarda ilk belirti olabilmektedir. Buna ek olarak hareket esnasında eklemlerde direnç, el yazısında küçülme, hareketlerde yavaşlama, adımlarda küçülme, yürüyüş bozuklukları, öne doğru eğilme gibi durumlara da rastlanabilir. Yıllar içinde titreme aynı taraftaki kol, bacak ile karşı taraftaki kol ve bacağa da yayılabilir. Hastalığın ileri dönemlerinde dudaklarda ve çenede de titreme görülebilir” diye konuştu.

Kan şekeri düşüklüğü de nedenler arasında

Kanda şeker düşmesinin ataklarında da el titremesine rastlandığını belirten Balkan, “Tipik olarak yemekten 2-3 saat sonra bu tablo ortaya çıkar. İnsülin direncinde görülen el titremesine genç erişkinlerde daha sık rastlanır. Beraberinde ortaya çıkan enerji düşüklüğü, halsizlik, baş dönmesi belirtileri ise yaşam kalitesini düşürür. Bu tür hastaların mutlaka bir endokrinoloji uzmanına başvurması gerekmektedir. Ayrıca fazla alkol kullanımı, hipertiroidi yani zehirli guatr, epilepsi, multipl skleroz yani MS hastalığı, beyincik hastalıkları, beyin damar hastalığı, bazı ilaçların kullanılması, B12 vitamini yetmezliği, vücuttaki istemsiz kasılmalara neden olan distoni, vücuttaki sinirlerin işlevlerini kaybettiği polinöropati gibi durumlarda el titremesi ortaya çıkabilmektedir” dedi.

“Tedavi yöntemi hastanın durumuna göre belirleniyor”

Prof. Dr. Sevin Balkan şöyle devam etti:

“Bir hastalıktan çok, bir belirti olan el titremesinin tedavisinde amaç sadece bu durumu geçirmek değildir. Varsa, uyaran ve bu tabloya yol açan nedeni de ortadan kaldırmak ya da bir hastalık söz konusuysa buna yönelik tetkikler yaparak tedavi uygulamak da öne çıkmaktadır. Ağızdan ilaç tedavisi, botoks ya da cerrahi uygulanmaktadır. Cerrahi genellikle, ileri dönemde titremenin ilaçlarla kontrol edilememesi durumunda, daha çok esansiyel tremor ve parkinson hastalarında düşünülür. Ameliyat kararı alırken; ilaçlara rağmen su içmek, yemek yemek, yazı yazmak gibi fonksiyonların aksaması ile günlük ve mesleki işleri yapmada belirgin zorlanma kriterleri öne çıkmaktadır.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Sibergöz operasyonlarında 48 gözaltı daha İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Antalya merkezli 13 ilde icra edilen ‘Sibergöz-35’ operasyonları çerçevesinde 48 şüphelinin yakalandığını bildirdi. Sosyal medya hesabından açıklamalarda bulunan Bakan Yerlikaya, “Kaş Cumhuriyet Başsavcılığı, Jandarma Genel Komutanlığı Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı koordinesinde; Antalya İl Jandarma Komutanlığı Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce yapılan çalışmalar sonucu Antalya merkezli Adana, Balıkesir, Batman, Hatay, İstanbul, Kocaeli, Manisa, Mardin, Mersin, Samsun, Şanlıurfa ve Tekirdağ’da ‘Sibergöz-35’ operasyonu düzenlendi. 48 şüpheli yakalandı Bilişim sistemlerini kullanarak nitelikli dolandırıcılık suçunu işleyen şüphelilerin; hazırladıkları sahte site ve sosyal medya hesaplarında, güven sağlamak amacıyla sahte ‘TURSAB’ belgesi kullandıkları, Kaş, Kalkan, Finike, Patara, Adrasan, Çıralı ve Olimpos bölgelerinde yer alan villalara yönelik detaylı keşif yaptıkları, villalarının sahibiymiş gibi bu villaları kiralamak isteyen 110 vatandaşımızı sahte sosyal medya hesapları açarak dolandırdıkları ve bu siteler üzerinden Havale/EFT yöntemiyle ödeme aldıkları tespit edildi. Şüphelilerin banka hesaplarında 500 milyon lira para hareketliliği olduğu belirlendi. Operasyonlar sonucu, çok sayıda dijital materyale el konuldu” ifadelerine yer verdi. (ALİ-
Tunceli Tunceli’de Urartu mağaralarının bilinmeyenlerini halk hafızası yaşatıyor Tunceli’nin Çemişgezek ilçesinde bulunan Urartu mağaraları resmi olarak bilinenlerin dışında, resmi olmayan bilgilerle sözlü tarih olarak halk hafızasında yaşatılıyor. Resmi kayıtlarda Derviş Hücreleri, yöre halkı tarafından İn Delikleri olarak adlandırılan tarihi mağaralar, halk hafızasında dilden dile söylenen rivayetlerle ihtişamını arttırıyor. Çemişgezek ilçe merkezinin batısında Tağar Çayı Vadisinde kaya üzerine konut amaçlı oyulmuş 20 civarında oda bulunuyor. Urartular dönemine ait olduğu bilinen mağaralar, üç kat halinde sıralı odalar ve bu odaları aydınlatan büyük pencereler ile uzun koridorlardan oluşuyor. ’’Tağar Çayının İn Deliklerinin önünden geçtiği anlatılıyor’’ Derviş Hücrelerini anlatan Araştırmacı Yazar Kağan Gökalp, tarihi mağaralar hakkındaki bilgi verdi. Kendisi de Çemişgezekli olan Gökalp, "İn Delikleri yani Derviş Hücreleri hakkında tarihi bilgiler var. Bunun yanı sıra bir de halk hafızasında olan sözlü kültür geleneğiyle günümüze ulaşan bilgiler var. Kaybolmaması adına bunlardan sizlere bahsetmek istiyorum. İn Delikleri resmi kayıtlarda bilindiği gibi Urartular döneminde yapılmış tarihi yapıdır. Fakat tarihin çok eski dönemlerinde İn Deliklerinin önünden Tağar Çayının daha yüksekte yani vadi yatağının İn Deliklerinin önünden geçtiği anlatılmaktadır. Hatta İn Deliklerindeki yaşayan insanların o dönem itibariyle oradan iplere bağlı kovalarla Tağar Çayından su aldıkları anlatılmaktadır. Tabi burası çöküntü bir alan olduğu için zamanla suyun aşındırması ve jeolojik olaylarla birlikte, şimdi Tağar Çayının kotu İn Deliklerinin seviyesinden aşağıya düşmüş durumdadır. Bu anlatılan halk hafızasında canlılığını koruyan bir anlatım şeklidir. Ayrıca ilçemizin Kale Mahallesi’nde kaya mezarları var. Oranın da İn Delikleri ile ilişkili olduğu biliniyor’’ dedi. Mağaraların kullanılış amacı ile ilgili bilgi veren Gökalp, konuşmasına şöyle devam etti: ’’Dönemin Genel Kurmay Başkanı Fevzi Çakmak Paşa Tunceli’yi ziyaretinde Çemişgezek ilçemizi de ziyaret etmiştir. Bu ziyaret esnasında tarihi kayıtlardan veya sözlü kültürden edindiği bilgiye, düşünceye istinaden, Kale Mahallesi’nden İn Deliklerine, Tağar Vadisinin altından bir geçit olduğu bilgisiyle orayı araştırıp bulmak istediği söylenmektedir. İlçemizin Kale Mahallesi’nde kaya mezarı olarak bilinen Nergiz kaya olarak tanımlanan kayaların olduğu bölgede bu geçidi bulma çalışmalarına Fevzi Çakmak Paşa bizzat katıldığı söylenmektedir. Bu da halk hafızasında yer alan, büyüklerimizden, dedelerimizden dinlediğimiz bir bilgi notu olarak zihinlerde kalsın istiyoruz. Hatta az ilerisinde Kara Mağara olarak bilinen yerin İn Deliklerinin askeri anlamda ileriyi gözetleme güvenlik noktası olarak, askeri öncü grupların beklediği bir yer olduğu anlatılmaktadır. Yani orası da Derviş Hücrelerinin bir parçasıdır. Asurlular savaşçı bir toplum olarak tarihte bilinir. Tarihi kayıtlar da bu şekilde geçer. Çemişgezek bölgesinin ele geçirilmesi sürecinde Urartular sağlam bir direniş göstermişler Asurlulara karşı ve İn Deliklerini bir türlü ele geçirememişlerdir. Nihayetinde Mırnahi diye tabir ettiğimiz İn Deliklerinin bulunduğu kayanın üstündeki düz araziden sepetlerin içerisinde okçuları İn Deliklerine salmak suretiyle, İn Deliklerini ele geçirme faaliyetini gerçekleştirmişlerdir. Bunu da rahmetli Erhan Saraçoğlu hocamızdan dinlemiştim. O da daha büyüklerden, yaşlılardan bu şekilde dinlediğini bizlere nakletmişti." (SA-YRT-