KÜLTÜR SANAT - 18 Mayıs 2020 Pazartesi 13:00

Elen Ticaret Mektebi, raflarda

A
A
A
Elen Ticaret Mektebi, raflarda

Prof. Dr. Sabri Burak Arzova’nın ‘Elen Ticaret Mektebi’ adlı çalışması raflardaki yerini aldı.

Prof. Dr. Sabri Burak Arzova’nın Rum ticaret adamlarının katkıları ile Heybelieada’da kurulan Elen Ticaret Mektebi’ni anlattığı çalışması Expoze Kitap etiketiyle raflardaki yerini aldı. Prof. Dr. Arzova’nın bir dönemi aydınlatan çalışması, döneminde bu toprakların yüz akı olan, dönemin diğer okullarına yol göstermiş, ışık olmuş bir eğitim kurumu olan Elen Ticaret Mektebi’ni anlatıyor.

Arzova kitabın girişinde şu ifadelere yer verdi:
“Ben bir tarihçi değilim. Hiçbir zaman da böyle bir iddiam da olmadı. Ama tarihi çok seviyorum. Elinizde tuttuğunuz kitap, bir dönemi aydınlatıyor. Aslında bu kitaba ilham veren kişi rahmetli hocamız Prof. Dr. Oktay Güvemli’dir. Benden hep muhasebe tarihi çalışmamı istemişti. Türkiye’de muhasebe tarihine ilişkin araştırmaların azlığından bahsederdi hep. Elen Ticaret Mektebi’nin varlığından ilk onun sayesinde haberim olmuştu. Nur içinde yatsın. Bize her zaman kutup yıldızı oldu.

Türkiye’de “Ticaret Mektebi” denilince akla ilk Marmara Üniversitesi gelir. Mensubu olmaktan büyük onur duyduğum bu camia, bir dönem önce Osmanlı Devleti’ne sonrasında da Türkiye Cumhuriyeti’ne tüccar, ticaret insanı, muhasebeci yetiştirmiş. Her üniversitenin hatta o üniversite içerisindeki fakültelerin bir misyonu olduğuna inanırım.

16 Ocak 1883 tarihinde Hamidiye Ticaret Mekteb-i Âlisi ismi altında Ticaret ve Ziraat Orman ve Maadin Nezareti’ne bağlı olarak Cağaloğlu’nda İstanbul Kız Lisesi’nin arkasındaki bir evde eğitime başlamış olan Marmara Üniversitesi, 1959 yılında İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi haline dönüşmüş, 1982 yılında gerçekleştirilen düzenlemelerle de Marmara Üniversitesi adıyla ülkemizin en seçkin üniversiteleri arasında yerini almıştır.

Bu güzide üniversitenin en güzide fakültelerinden biri olan İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi zaman içerisinde üç seçkin fakülteye (İşletme - İktisat ve Siyasal Bilgiler Fakülteleri) bölünmüştür. Benim fakültem olan İşletme Fakültesi’nin misyonunun “İyi Tüccar” yetiştirmek olduğuna inandım ben hep.

Ülkemizde ticaret uzun zamandan beri yapılan bir iş. Özellikle Sanayi Devrimi sonrasında ticaretin artması, birçok ülke ve o ülkelerin limanlarını eskisinden daha hareketli hale getirdi. İstanbul Karaköy limanı o dönemlerde ve hatta daha eskilerde, dünyanın sayılı limanlarından biriydi. İstanbul’da yerleşik gayrimüslim vatandaşlarımızın çok dil bilmeleri, ailevi olarak ticarete yatkın olmaları, İstanbul’un yabancılar açısından da cazip bir liman olmasına sebebiyet verdi.

Sanayi Devrimi sonrası artan ticaret beraberinde “yetişmiş insan gücü” ne ihtiyacı da getirdi. İşte bu dönemde, Marmara Üniversitesi’nden önce bizim topraklarımızda, dünya ile rekabet edebilen, birçok farklı dersi bünyesinde barındıran, hatta dönemin diğer okullarına yol göstermiş, ışık olmuş bir “Ticaret Mektebi” vardı: Elen Ticaret Mektebi.

Türkiye’de ticaret eğitiminin hep “Hamidiye Ticaret Mekteb-i Âlisi” ile başladığı söylenir. Ancak bu doğru değildir. Elen Ticaret Mektebi, döneminde bu toprakların yüz akı olan bir eğitim kurumuydu. Ömrü çok kısa oldu. Hüzünlü bir hikâye ile de kapandı.

Bu kitabı yazarken tek amacım, bu önemli kurumun tozlu tarihinin aralanması ve okutulan dersleri tanıtmaktı. Kitabın ilerleyen bölümlerinde Batı’da ticaret eğitimin nasıl başladığını da okuyuculara anlatmaya çalıştım.
Kitabı yazarken, bazı metinleri çözmek için Yunanca öğrenmeye başladım. Bazı ders içerikleri Fransızca olduğu için zorlanmadan tercüme ettim. Umarım tarihe bir iz bırakabilmişimdir”.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Türk iş insanı Ferhat Süleyman Çınar’ın başarı öyküsü Dünyada birçok ülke ile güçlü bağlantıları bulunan, NATO ve Birleşmiş Milletler Diplomatlığı gibi görevler yapan 46 yaşındaki iş insanı Ferhat Süleyman Çınar, başarı öyküsünü anlattı. Birleşmiş Milletler ve NATO’da önemli görevler üstlenen, Türkiye ve Birleşmiş Milletler arasındaki ilişkide önemli bir konuma sahip Ferhat Süleyman Çınar, 1978 yılında Ankara’da, üç çocuklu memur bir ailenin en küçük çocuğu olarak dünyaya geldi. Çocukluğu, dönemin zorlu şartları altında geçti ve Ankara’da memur bir ailenin ferdi olarak yaşamak ona mücadeleci bir ruh kazandırdı. Çınar, henüz ortaokul çağlarındayken, ailesinin beklentileri ve kendi davranışları arasında bir denge kurmaya çalıştı. Ailesi, onun abisi ve ablası gibi iyi bir eğitim alıp üniversiteye gitmesini ve kendileri gibi memur olmasını istiyordu. Ancak, Çınar, kendi geleceğini belirleme konusunda oldukça kararlıydı ve daha farklı bir yol izlemeye karar verdi. 80’ler ve 90’lar, Türkiye’nin ve dünyanın önemli dönüşümler yaşadığı yıllardı. Bu dönemde, Çınar, çevresindeki değişimleri yakından gözlemledi ve bu değişimlerin etkilerini bizzat deneyimledi. Soğuk Savaş’ın sona ermesi ve küresel sistemin dönüşümü gibi büyük olaylar, onun dünya görüşünü şekillendiren önemli faktörler oldu. “13 yaşında geleceğini şekillendirecek önemli kararlar almaya başladı” Çınar, sadece 13 yaşında olmasına rağmen, geleceğini şekillendirecek önemli kararlar almaya başladı. Geleneksel eğitim sistemi yerine gerçek okul olarak iş hayatını gördüğü için daha genç yaşlarda iş dünyasının içine adım attı. İş dünyasında içindeki erken deneyimleri, ona farklı bir bakış açısı kazandırdı. Matbaa sektöründe çalışmaları, ona sadece bir iş kolunun ötesinde, büyük bir resim olduğuna inanıyor ve küresel pazarın önemli bir parçası olarak görüyordu. Matbaacılığı, sadece basılı malzemelerin üretimi olarak görmek yerine, toplumun derinliklerine etki eden bir araç olarak değerlendiriyordu. Bu süreçte Ankara da Türk Siyasetinin kalbinde tanıştığı ve ortaklık kurduğu önemli kişiler başta Süleyman Demirel olmak üzere Ali Çetin Şener, Şahbettin Çimen, Cavit Çağlar gibi isimlerde onun Türk ve Dünya siyasi yapısını okumasında büyük önem taşıdı. “Sahip olduğu işleri bölgesel çaptan küresel bir boyuta taşıdı” Zamanla sahip olduğu işleri bölgesel çaptan küresel bir boyuta taşıyan Ferhat Süleyman Çınar, bu süreçte, uluslararası alanda geniş bir ağ oluşturdu ve işlerini küresel bir perspektifle genişletti. Ferhat Süleyman Çınar, insanlığı bir bütün olarak ele aldı ve küresel işbirliğinin, içinde bulunduğumuz sorunların tek çözümü olduğuna inandı. Ona göre insanlar kalıplarını devletler ise sınırlarını aşmalıydı, bu kaçınılmaz bir sondu ve elbet ki olacaktı. Bu gün bu amaca ulaşmak için Birleşmiş Milletler ve çeşitli STK’larda önemli misyonlar üstlenen Ferhat Süleyman Çınar bunun yanı sıra Orta Doğu’daki küresel işbirliğini geliştirmeye ve bölgede barış ve istikrarı sağlamak amacıyla Bölgedeki önemli Kraliyet Ailelerine danışmanlık yapmakta. ’’Ülkemiz ve dünya adına çok çalışıyoruz” Türkiye ve Dünya adına çok çalıştıklarını söyleyen Ferhat Süleyman Çınar ’’Ülkemiz Ekonomik, sosyal, kültürel ve insani nitelikteki uluslararası sorunları çözme düsturuyla, ırk, cinsiyet, dil veya din ayrımı gözetmeksizin herkesin insan haklarına ve temel özgürlüklerine saygının geliştirilip güçlendirilmesinde uluslararası işbirlikleri ile gelişmekte olan ülkelerin desteklenmesi ilkeler ile yola çıktık. Türk İş İnsanlarının Dünya’da temsili için güçlü lobilerde aktif rol alıyoruz. Birleşmiş Milletler misyonun gerçekleşmesi ve Türkiye’nin Misyon içerisindeki rolünün daha aktif olması için buradayız. Her zaman dediğimiz gibi bizler Türkiye ile Dünya arasında bir köprü görevi görüyoruz’’ ifadelerine yer verdi.