ASAYİŞ - 23 Nisan 2019 Salı 22:45

Emniyet Genel Müdürü Uzunkaya: 'Cezaevlerinde 30 bin 427 FETÖ tutuklusu bulunmaktadır'

A
A
A
Emniyet Genel Müdürü Uzunkaya: 'Cezaevlerinde 30 bin 427 FETÖ tutuklusu bulunmaktadır'

Emniyet Genel Müdürü Celal Uzunkaya, bugün itibariyle cezaevlerinde 30 bin 427 FETÖ tutuklusu olduğunu belirterek, “Bulunduğumuz coğrafya zor bir coğrafya. Ülkemizi huzur içerisinde bırakmamak için gece gündüz planlar hesaplar yapan şer güçlerin bunları istemediği çok açık. Türk milleti olarak, tüm kurumlarımızla gücümüzü kararlılığımızı, ülkeyi savunma noktasındaki duruşumuzu bir istiklal mücadelesi ruhu ile hayata geçirmemiz gerekiyor” dedi.

Emniyet Genel Müdürü Celal Uzunkaya beraberinde Genel Müdür Yardımcısı Adem Çakıcı ve İnşaat Emlak Daire Başkanı Arif Güney Gültekin ile bir dizi ziyaretlerde bulunmak üzere Karabük’e geldi. İl Jandarma Komutanlığı, İl Emniyet Müdürlüğü, Karabük Valiliği ve POMEM’i ziyaretinin ardından Eskipazar ilçesinde bulunan yapımı tamamlanan yeni İlçe Emniyet Amirliği binasının açılışına katılan Uzunkaya yaptığı konuşmada, 2017 yılında Türkiye genelinde meydana gelen asayiş olaylarının 2018 yılında yüzde 10 civarında hem aydınlatma oranında iyileşme olduğunu belirtti. Uzunkaya “Hem de önemli olayların, başta mala karşı işlenen suçlar olmak üzere kişilere karşı işlenen suçlarda yüzde 10’un üzerinde, yüzde 18’lere varan, hatta hırsızlık olaylarında yüzde 35’lere aşan oranda iyileşme sağlandığını da büyük bir memnuniyetle sizlere ifade etmek isterim. 2017 yılında polis teşkilatımız, Türkiye genelinde şahsa karşı işlenen suçlar kategorisindeki tüm suçların aydınlatmasını yüzde 94.5 oranında yerine getirirken bu rakam 2018 yılında yüzde 95.6’lara ulaşmış, yine 2017 yılında mala karşı işlenen suçlardaki yüzde 38 civarında olan aydınlatma oranının ki bu rakam düşük bir yüzde gibi görülse de dünya polis teşkilatları açısında da aldığımızda oldukça hatırı sayılır bir başarı oranıdır. 2017’de yüzde 38 civarındaki aydınlatma oranı, mala karşı işlenen suçlarda 2018 yılında yüzde 43.5’lara ulaşmıştır. 2019 yılı olarak hedefimiz tüm Türkiye genelinde öncelikle suçların işlenmesini önlemek, bunun içinde sahayı basarak her alanda, başta terörle mücadele olmak üzere, asayiş suçları, trafik olayları, uyuşturucu suçları olmak üzere, bunların hareket alanını, faaliyet alanını, kademeli olarak daraltmak suretiyle, belli yüzdelerle önümüzdeki birkaç yıl içerisinde en düşük seviyeye indirmek temel hedefimiz. Asayiş suçlarında da 2019 yılı için önümüze koyduğumuz hedef, şahsa karşı işlenen suçları aydınlatma oranı yüzde 96, mala karşı işlenen suçlarda da yüzde 46 seviyesinin altına düşürmemektir” ifadelerini kullandı.

“35 yıllık mücadele sonunda PKK’lı terörist sayısı 700’lü rakamlara indirilmiştir” 

Diğer yandan PKK terör örgütü ile de mücadele ettiklerini ifade eden Uzunkaya “Ülkemizin 35 yıllık 1984 yılından beri devam eden bir amansız mücadele alanı, beka sorunu. Bu sorunun arkasında sadece adı PKK olan bir örgüt değil, bunu yıllardan beri besleyen, büyüten, destekleyen ve son tahlilde de hepimizin gördüğü gibi yurtdışında binlerle ifade edilen tırlarla silahı, topu tüfeği aktaran devletlerin olduğunu biliyoruz. 35 yıldır PKK ile yürütülen bu amansız mücadele ve beraberinde yine ülkemizi rahat bırakmama adına, ayağa kalkmamızı engelleme adına, büyümemizi güçlenmemizi istememe adına dünyada ve bölgemizde söz sahibi olmamak için nefesimizi kesme, ağzımızı kapatma adına yürütülen bunca emperyal faaliyetlere karşı ülkemiz, en tepeden Cumhurbaşkanı’ndan, sokaktaki tüm birimlerine vatandaşlarına kadar dik ve kararlı bir duruşu sergilemiş, hamdolsun 35 yıllık mücadele sonunda daha birkaç yıl öncesine kadar sayısı 8-10 binlerle ifade edilen PKK’lı terörist sayısı bugün ülkemiz sınırları içerisinde 700’lü rakamlara indirilmiştir. Düne kadar pek çok konuda taşeron örgüt olarak eylemler yapan başta DHKP-C olmak üzere türevi, yandaşı, akrabası olan pek çok terör örgütü bugün ülkemizde barınacak alan bulamayıp, yurtdışında başka ülkelere kaçma yollarını aramış ve kaçmış” diye konuştu.

“30 bin 427 FETÖ tutuklusu bulunmakta”

“15 Temmuz 2016 hain darbe girişimi ile ülkemizi bölmek, parçalamak ve son Türk devletini tarih sahnesinden silmek isteyen bu örgütün hain planları hamdolsun ters tepmiştir” diyen Uzunkaya şunları söyledi:
“Ülkeyi parçalamak isteyenler farkına varmadan veya gayri ihtiyari ülkenin birleşmesine, bütünleşmesine, kenetlenmesine vesile olmuştur. Neticede bu örgütle de emniyet teşkilatımız başta olmak üzere yargısından silahlı birimlerine devletin her kademesine kadar amansız bir mücadele içerisine girilmiştir. 15 Temmuz 2016’dan günümüze kadar Türkiye’de bugün itibariyle 240 bini aşkın FETÖ terör örgütüyle irtibatlı, iltisaklı kişi hakkında adli işlem yapılmış ve bugün itibariyle bu örgütün cezaevlerinde 30 bin 427 tutuklu, hükümlü veya hüküm özlü mensubu bulunmaktadır. Bulunduğumuz coğrafya zor bir coğrafya. Ülkemizi huzur içerisinde bırakmamak için gece gündüz planlar hesaplar yapan şer güçlerin bunları istemediği çok açık. Dolayısı ile bizler Türk milleti olarak, tüm kurumlarımızla gücümüzü kararlılığımızı, ülkeyi savunma noktasındaki duruşumuzu bir istiklal mücadelesi ruhu ile hayata geçirmemiz gerekiyor.”

“2018 yılında uyuşturucuya bağlı ölüm rakamları 600’lü seviyelere indi” 

Uyuşturucunun da ülkemizin belası olan değişmeyen kangren sorunlarından biri olduğunu kaydeden Uzunkaya, “Geçtiğimiz 2017 yılında Türkiye’de 950’ye yakın insan uyuşturucu sonucu hayatını kaybetti. Bunun ile ilgili gerek bakanlığımızın gerek diğer pek çok bakanlığın el birliği ile yürütülen kararlı mücadele sonucunda 2018 yılında uyuşturucuya bağlı ölüm rakamları 600’lü seviyelere indi. Yani 950 civarında insanımızın hayatını kaybettiği bir önceki yıl 2018 yılında 600’lü rakamlara çekilmiş. Bu küçümsenmeyecek son derece önemli bir tablodur. Bu kararlı duruşumuzu her birey toplumsal sorumluluk anlayış çerçevesinde sürekli duyarlılık gösterirse inanıyoruz ki uyuşturucuya bağlı ölümler ve uyuşturucu bağlı suçlar asgariye inmiş olur. Uyuşturucu sadece ölümlerle değil geleceğimiz olan ve bu ülkenin hakkını, hukukunu değerlerini gelecekte savunup koruyacak olan bu gençlerimize aynı iradeyi, şuuru, basireti ve gayreti göstermelerini diliyorum. Dolayısı ile bu gençlerimizi beyinlerini ve bedenlerini çürütmeyi hedefleyen uluslararası proje olarak görmek lazım. Uyuşturucu sadece ölüm rakamı olarak, sadece meşru olmayan bir gelir rakamı olarak almamak lazım. PKK terör örgütünün sadece uyuşturucudan sadece 1 yılda 3 milyar dolar gelir elde ettiğini ve elde ettiği bu geliri ülkemize karşı top, tüfek, silah, saldırı, kan ve gözyaşına dönüştürmek için kullandığını lütfen unutmayalım. Dolayısı ile uyuşturucu ile mücadele konusunda aynı terör örgütleri ile olduğu gibi amansız bir şekilde devlet kararlılığımız sürdürülüyor. Bugün Türkiye Cumhuriyeti cezaevlerinde uyuşturucu suçları ile ilgilenen satıcı pazarlayıcı baron bozuntusu kişiler dahil olmak üzere 57 bin insan yatıyor. Buküçümsenmeyecek son derece önemli rakamlardır” ifadelerine yer verdi. 

Uzunkaya, emniyet teşkilatının mücadele ettiği en önemli alanlardan birisinin de trafik olduğunu hatırlatarak şu ifadeleri kullandı:

“Belki bu bölgelerde o denli yoğun yaşanmıyor olabilir. Ölümlü trafik kazalarının rakamlarına baktığımda 2017-18 ölümleri Karabük bölgesinde 10’lu civarlarda gözüküyor. Tabi biz temenni ederiz ki hiç olmasın. Ama oldukça düşük sayı olması bu yönüyle memnuniyet verici. Ülke geneline baktığımızda 2017 yılında 7 bin 350 vatandaşımız trafik kazalarında hayatını kaybetmiş. Bu tabloyu durdurmak adına Cumhurbaşkanımızın deklare ettiği bir açıklama ile 2020 yılına kadar Türkiye’deki ölümlü kazaları yüzde 50 oranında eksiltme adına yürütülen bir proje kapsamında 10-12 bakanlığın sorumluluk aldığı ve bu konuda da İçişleri Bakanlığımızın, Emniyet Genel Müdürlüğümüzün ve Jandarma Genel Komutanlığımızın çok büyük sorumluluğu görevi ve işlevi olduğu alanda çok yoğun mücadeleler verildi.”

“Her yıl 7 bin 500’lük bir ilçeyi topyekün yok ediyoruz” 

İçişleri Bakanlığı tarafından çocuklar üzerinden bir takım projeler hayata geçirdiklerini ifade eden Uzunkaya, “Türkiye genelinde kırmızı düdük kampanyasından trafikte öncelikli hayatın yayalara üzerine kurgulandığı, yaya geçitleri üzerinde eğitimlerin bilgilendirmelerin yapıldığı, çocuk trafik dedektiflerinin hayata geçirildiği pek çok çalışmayı yürütmeye gayret ettik. Her yıl 31 Aralık gecesi kum saatini kuruyoruz ülke olarak ve ondan sonra geriye dönük hasar tablosunu yapıyoruz. Ne görüyoruz biliyor musunuz? Eskipazar’da bugün yeni doğmuş bebekler de dahil Ovacık’tan getirdiklerimiz dahil her yıl 7 bin 500’lük bir ilçeyi topyekün yok ediyoruz. 2017 yılında 7 bin 500 kişi ölürken 2018’de 6 bin 600 kişi öldü diye neredeyse sevinecek duruma geldik. Bunu olumlu bir süreç olarak görüyoruz. Aynı duyarlılığı topyekün bütün millet olarak hayata geçirirsek geçen sene 6 bin 600’e düştü. İnşallah 2019’da 6 binlerin aşağısına düşer. Bir sonraki sene 5 bin rakamlara çekilir. Daha birkaç yıl öncesine kadar Türkiye sınırları içerisinde 7-8 binle ifade edilen terörist sayısı nasıl ki 700’lü rakamlara indiyse inşallah bu toplumun tüm bireylerinin aynı hassasiyet ve toplumsal her soruna karşı gönüllü bir müfettiş anlayışı ile duyarlılık gösterirsek çok önemli hayırlı işler yapmış oluruz” dedi. 

Konuşmaların ardından Karabük İl Müftüsü İlyas Yılmaztürk’ün yaptığı dua ile Eskipazar İlçe Emniyet Amirliği’nin açılışı gerçekleştirildi. Emniyet Genel Müdürü ve beraberindeki heyet ile birlikte Emniyet Amirliğini gezdi. Bu sıra da emniyetin girişinde bulunan 'Güven Masası'nı da ziyaret eden Uzunkaya, bayan polis memuruna duvarda asılı bulunan davranış ilkelerini okutarak uymalarını istedi. 

Genel Müdür Celal Uzunkaya, emniyet merkezlerinde oluşturulan 'Güven Masası'nda bayan polis memurların görev yapacağını da kaydederek, " Sıkıntılı durumda olan insanlar çatacak yer ararlar. Birine gideyim de bağırayım çağırayım da deşarj olayım der. Genelde en kaba insanımız bile karşısına bayan bir devlet memuru çıktığında bir yada iki vites küçültüyor, adamlığına bağlı. Bizde onu kibarlaştırmak, normalleştirmek adına karakola geldiğinde karşısına bir bayan memur çıktığında sakinleşecek bir ortam olsun ve adı üzerinde bu masa vatandaşımıza güven versin diye tüm Türkiye genelinde bin 269 polis merkezi amirliğine bu masaları planladık. İlk etapta 700 merkeze gönderdik” dedi.

Törene, Karabük Valisi Fuat Gürel, İl Emniyet Müdürü Sırrı Tuğ, İl Jandarma Komutanı Ali Sefa Yılmaz, Safranbolu Kaymakamı Dr. Fatih Ürkmezer, İl Genel Meclisi Başkanı Hasan Yıldırım ile kurum müdürleri ve vatandaşlar katıldı.  

Rıdvan Bostancı - Yasin Erdem

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.