SPOR - 29 Mayıs 2020 Cuma 15:53

Emre Belözoğlu: 'Hedefimiz kupayı kazanmak'

A
A
A
Emre Belözoğlu: 'Hedefimiz kupayı kazanmak'

Fenerbahçe Kaptanı Emre Belözoğlu, kulübün yayın organına konuştu. Hedeflerinin Türkiye Kupası'nı kazanarak sezonu kupayla kapatmak olduğunu söyleyen tecrübeli oyuncu, Marco Aurelio'nun teknik ekipte göreve başlamasının da çok doğru bir tercih olduğunu ifade etti.

Korona virüs nedeniyle alınan tedbirler kapsamında hazırlıklarını Riva Hasan Doğan Milli Takımlar Kamp ve Eğitim Tesisleri'nde sürdüren Fenerbahçe'de Kaptan Emre Belözoğlu, kulüp televizyonuna açıklamalarda bulundu.

Salgın ve çalışmaları değerlendirerek sözlerine başlayan Emre Belözoğlu, "Tüm dünya için, ülkemiz için, hepimiz için çok alışık olmadığımız, çok da insana nasip olmayacak tarihte bazı örnekleri olsa da bizim de yaşayacağımız varmış diyebileceğimiz bir süreç. Kolay bir süreç değil. Hem dünyamız için hem ülkemiz için hem de tüm meslek sahibi insanlar için olduğu gibi sporcular adına da zorlu bir süreç. Pandemi, Türkiye’de hissedilmeye başladıktan sonra federasyonumuzun ligleri iptal kararıyla beraber büyük bir belirsizlik vardı. Daha yeni yeni sezonun başlanıp başlanmayacağı konuşulurken hem toplumumuza örnek olmak adına hem de camiamızı doğru temsil etmek adına evde kalmamız yönünde telkinler verdiğimiz dönemde biz de oyuncu grubu olarak genelde bu süreci evimizde geçirdik. Evimizde geçirirken de kulübümüzün, hocalarımızın bize vermiş olduğu program dahilinde geçirmeye çalıştık. Bu süreç içinde evdeki çalışmalarımızda bize ciddi bir destek sağlayan firmalar oldu. Evimizde yaptığımız çalışmalar bitti ve biter bitmez de hemen bireysel çalışmalarımız sahada başladı. Fatih hocamızın bize vermiş olduğu programlar dahilinde sosyal mesafemizi koruyarak antrenmanlarımız devam etti. Önce bireysel daha sonra 2’şerli, 3’erli gruplar daha sonra 6’şarlı, 7’şerli gruplar ve 2 gündür burada takım halinde çalışmalarımıza başladık. Çok zorlu bir süreçti. Herkesin işinin ikinci planda olması gerektiğini hepimize yaşatan, sağlığın ve ailemizin her şeyden daha önemli olduğunu yaşamamıza vesile olan bir süreçti. Bu süreç inşallah bir an önce biter. Hayatın da devam etmesi gereken bir dönemi var önümüzde. Biz futbolcular bu anlamda baktığınızda en yakın temasın olduğu işi yapıyoruz" dedi.

"Herkes futbolu özledi"

TFF Hasan Doğan Milli Takımlar Kamp ve Eğitim Merkezi’nde gerçekleştirilen kampla ilgili de konuşan Emre, "Sağlık Bakanlığımızın, devletimizin, federasyonumuzun bu anlamda önceliğinin sporcu, insan sağlığı olduğunu önemsediklerini düşünerek onların vermiş olduğu kurallar dairesinde idmanımızı, kamptaki hayatımızı sürdürmeye çalışıyoruz. Herkes futbolu özlemiş. Bir şeyler yapmaya, motive olmaya çalışıyor. Kamp süremiz 5-6 gündü. Hocalarımızla görüşeceğiz bunu 7-8 güne çekmeye çalışacağız. Bu anlamda federasyonumuza teşekkür etmemiz gerekiyor. Tesisimizdeki birkaç çalışmadan dolayı bir etabımızı burada devam ettirmeyi düşünüyorduk, belki o süre biraz uzayacak. Federasyonumuz burada bize çok güzel misavirperverlik yaptı. Onlara da teşekkür ediyorum. Sağlık Kurulu'nun vermiş olduğu izolasyon kuralları sporculara ve takımlara uygulanan her türlü kural burada da uygulanıyor. Tesis çalışanlarına her hafta rutin testler yapılıyor. Sporculara, kulüp çalışanlarına zaten yapılıyordu ama kamp alanında bizle beraber kim varsa testler yapılıyor. Bizi dinleyen herkesin cümlelerimi anlayacağını düşünüyorum. Futbol bizim hayatımızın merkezi, Fenerbahçe gönlümüzdeki en büyük takım. Böylesine büyük bir pandemiyle karşılaştığımız bir süreç de olmadı, kimsenin tecrübesi de yok. Önceliğimiz sağlıktı. Futbol ikinci planda kaldı ama yine de olabildiğince, evdeki çalışmalarımıza başladığımız andan itibaren yine işimize, kulübümüze konsantre olmaya devam ettik. Gerçekçi olmak gerekiyor ki herkesin önceliği, her insanın olması gerektiği gibi kendi sağlığımız ve ailemizin sağlığı üzerinden gitti. Hem kulübümüzün almış olduğu önlemlerle beraber vaka sayısının da olmaması, tesis çalışanlarının birkaçında oldu daha sonra çok şükür onların testleri negatif geldi. Sezonun ilk yapılan testinde bir oyuncumuzda pozitif bir vaka vardı sonra o da negatif oldu. Pandemi sürecinde yapılabilecek ne varsa kulübümüz bu anlamda bütün adımları attı. Burada Sağlık Bakanlığı’nın da hakkını vermemiz gerekiyor. Çok doğru adımlar attılar, bizi çok doğru yönlendirdiler. Hem bireysel olarak hem de kulübümüz adına teşekkür ediyorum. İl Sağlık Müdürlüğü bu anlamda bize çok ciddi bir destek verdi, onlara da teşekkür etmek lazım. Herkes elinden gelenin en iyisini yaptı" ifadelerini kullandı.

"Ciddi bir çalışma yapmamız gerekiyor"

Evde geçirilen sürecin herkes için zor olduğunu söyleyen Emre Belözoğlu, "Belki insanlar pandemi süreci biraz rahatladığında, gevşediğinde hemen bizim sahaya çıkıp rahat rahat maç yapabileceğimizi düşünüyor ama bizim tatillerimiz bile sezon sonunda. 3-4 hafta tatil yapıyoruz. Bu ilk defa 6-7 haftalara çıktı. Sporcu için de sahaya dönme kolay organizasyon değildir. Ciddi bir çalışma gerekir, ciddi bir yapılanma gerektirir. Biraz önümüzde kısa saha çalışmaları olacak gibi gözüküyor. Bunun sıkıntılarını inşallah kimse yaşamaz. Sahaya dönmek, maçlara dönmek kolay olmayacak. Herkes bilsin ki elimizden geldiğince sahaya dönmek adına maksimumuzu yapmaya çalışıyoruz. Ciddi bir planlama vardı. Hocalarımız sabah 9’dan akşam 6’ya kadar tesiste kalıp grupları çalıştırdılar. Oyuncular bu anlamda özveri gösterdiler. Psikolojik ve fiziksel anlamda takımı hazır tutmak adına herkes kulübümüzde elinden geleni fazlasıyla yaptı. Gerçekçi olmak lazım. Tabii ki bu bir sezon başı planlaması gibi olmayacaktır. Tüm sporcuların da benim gibi düşündüğünü hissediyorum. Bu ciddi psikolojik de bir süreç. Herkes olayın fiziksel boyutuna bakıyor ama bu işin psikolojik gerçekleri de var. Sosyal yaşantı devam edecek, takımlar seyahat edecekler, deplasman süreci olacak, statlarda çalışanlar olacak. Yani ciddi bir izolasyon isteyen bu olayın bir de oyuncuları ilgilendiren psikolojik boyutu var. Çocukluğumuzdan beri hayalini kurduğumuz meslek bu. Sahaya çıkınca her şey unutulur. Sahaya çıkınca çocuklar gibi şen olursunuz. Sahaya çıkınca bir problem olacağını düşünmüyorum. Her oyuncu için bu böyledir. Sadece maçımız bitince, gerçeklerle baş başa kalınca bunun sıkıntısını psikolojik olarak yaşayacaktır oyuncu. Bu da normaldir. Futbolu yönetenlerden de sporcuların bazen yapmış olduğu açıklamaları yanlış anlamamalarını rica edeyim ligdeki en tecrübeli oyunculardan biri olarak. Herkesin sağlığını düşünerek bazı ifadelerde bulunması normaldir. Birçok oyuncunun ailesinin en yakın bireylerini kaybettiği anlarda dahi ertesi gün maça çıkmışlığı vardır. Pandemi bundan daha önemli değildir. İşin tabii bir sosyal boyutu da var. Onu da es geçemeyiz. Biz zorlanıyormuş gibi hissetmiyoruz, biz işimizi yapmak istiyoruz. Sadece doğru zamanda doğru alanda olduğunda herkes bunun için, futbol oynamak için heveslidir. Kolay bir süreç olmayacak. Ülkemizin birer vatandaşı olarak gerek devletimizin gerek Sağlık Bakanlığımızın vermiş olduğu her kararın arkasında olduğumuzu bir kez daha belirtmek istiyorum. Bu anlamda hayatın devam etmesi adına birçok kısıtlamalar olduğunda çalışan insanlar da var. Onları da es geçmemek gerekiyor. Biz de o insanlardan kendimizi farklı görmüyoruz. Hayatın devam etmesi gerekiyorsa sporcular da bunu böyle hissetmeli diye düşünüyorum bireysel olarak. Doğru alan, doğru zaman oluşturulduğunda kulüpler ve oyuncular için çok daha olumlu bir süreç olacaktır. Mesela Mevlüt arkadaşımızın eşi küçük bir rahatsızlık geçirdi. Normalde kendisi kampta bizimle beraberdi ama hastaneye gidip 1 gün hastanede kalması gerektiği için kendisini burada değil Samandıra’da ağırlıyoruz. Samandıra’da bir hocamız onunla birebir çalışmalara devam ediyor. Eşine de geçmiş olsun diyorum. Bu konulara hassasiyet gösteriyoruz. Birçok takım bu hassasiyeti gösteriyordur. Böyle bir süreç normalde hiçbir takımda olmaz. Eşi hastalandığı için hastaneye gittiğinden dolayı hiçbir oyuncu takımdan ayrı antrenman yapmaz. Süreç bunu gerektirdiği için örneklemek istedim" diye konuştu.

"Evde iyi çalıştık ama sahada olmak başka"

Antrenman temposuyla ilgili de konuşan tecrübeli oyuncu, "Herkes sosyal medyada evdeki çalışmalarını paylaşıyor, sporculardan bağımsız insanlar da kendi hareketlerini paylaşıyorlar, eşim de takip ettiği için biliyorum. Evde çok iyi çalıştık ama onun karşılığı sahada olmuyormuş bunu hep beraber gördük. Sahada olmak çok başka. Profesyonel bir sporcunun mesleğini icra ettiği yerde çalışması çok başka. Sahaya çıkalı 2 haftayı buldu, gerçekten zorlanıyoruz. Takımla çalışmaya başlayınca biraz daha farklı zorlanıyoruz. Sağlık Kurulu bu işin evrelerini belirlediği için üçüncü evreye geçildiği andan itibaren şu an oyuncular fiziksel anlamda sezon başı kampında en zorlandığı süreci yaşıyor gibi. Herkesin her yerinde ağrılar var. Ciddi bir zorlanma süreci. Fatih hocamız da sağ olsun ciddi ağır idmanlar yaptırıyor. Herkes keyifli, herkes mutlu. Herkes işine konsantre. Sezonun kalanının sosyal yaşamdan farklı olacağını düşünmüyorum. Kontrollü bir yaşama, tedbirli bir yaşama gitmemiz gerekiyor. Saha içinde olabildiğince federasyonumuzun, Sağlık Kurulu’nun vermiş olduğu kurallar dairesinde elimizden geleni yapacağız. Zor bir süreç, alışık olmadığımız bir süreç. Geçen gün Almanya’da futbolcuya tükürdü diye hakem uyarıyor. Yazın sıcağında koşarken ister istemez bu hadiseler olacak, temaslar olacak. Sporun saha içinde kontrol edilebilir gerçeği yok ama olabildiğince kontrol edilebilir gerçeği var. İzleyenlerin de oynayanların da bunu kabul etmesi gerekiyor. Kendi adımıza söyleyebileceğimiz saha içinde ya da antrenmanda pandemi sıkıntısını yaşamayacağız sadece sosyal yaşamda herkes kadar biz de sıkıntısını yaşayabiliriz. Kontrollü, tedbirli olmak zorundayız" açıklamasını yaptı.

"Aurelio kararı çok isabetli"

Sarı-lacivertli ekibin eski oyuncularından Aurelio'nun teknik ekipte görev almasıyla ilgili de konuşan Emre, "Marco, formamız altında sayısız kupa kazanmış bir futbolcu. Benim de bireysel olarak tanıdığım ve çok sevdiğim bir karakter. Marco, Türkiye futbol tarihinde başka ülkede doğmuş, anne-babası başka pasaporta sahip olan, ilk defa A Milli Takım seviyesinde oynamış bir futbolcu diye biliyorum. Bu anlamda da kendini Türk hisseden, bu değerlere sahip, hala Türkiye’de yaşamaya devam eden önemli bir spor adamı. Kulübümüzün kararını çok isabetli buluyorum. İnşallah bu sene ve önümüzdeki senenin yapılanması için mutlaka bir görevi olacaktır. Doğru bir hamle. Yabancı dili var. Takımımızın için Brezilyalı ve İspanyol oyuncu çok fazla olduğu için bu anlamda da kulübümüze vereceklerinin çok önemli olduğunu düşünüyorum" ifadelerini kullandı.

"Takımımız en iyi şekilde çalışacak ve bu 8 haftayı çok iyi bir şekilde bitirecek"

Taraftarlara da seslenen Belözoğlu, "Biz pandemi öncesinde performans olarak taraftarlarımızın çok da istemediği bir grafikteydik. Onları üzdüğümüz bir süreçti. Fenerbahçe formasına öyle sevdalı insanlar var ki ne kadar kötü bir süreç olursa olsun insanlar bu formaya ve armaya öyle bağlılar ki bizi özlediklerini dile getirebiliyorlar. Aslında kişilerden bağımsız Fenerbahçe’ye ne kadar büyük bir sevda olduğunu hep beraber yaşıyoruz. Bu, biz oyuncular için çok değerli, bunun kıymetini bilmemiz gerekiyor. İnanıyorum bu önümüzdeki süre zarfında takımımız en iyi şekilde çalışacak ve bu 8 haftayı çok iyi bir şekilde bitirecek. İnşallah önümüzde Türkiye Kupası hedefimiz var. Bunu kazanmak için sonuna kadar mücadelemiz devam edecek. Bu sene ya da önümüzdeki seneyle alakalı yönetimimiz, bizler elimizden geldiğince Fenerbahçe camiasını doğru bir şekilde temsil etmeye çalışıyoruz. Pandemi sürecinden dolayı birçok konuyla alakalı herkesin ismi gündeme geliyor. Fenerbahçe’yi kendi içinde ayırmak isteyen, bizi üzmek isteyen insanlara bu fırsatı vermeyelim. Bir olmamız gereken bir zaman. Hem bu sene hem önümüzdeki sene için Başkanımız önderliğinde yönetimimiz ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorlar, planlı bir şekilde hareket ediyorlar. Fenerbahçe bu ülkenin en büyük gerçeğidir. Fenerbahçe bizim kalbimizde en büyük takım olmakla beraber kulübümüzü ya da gönül vermiş insanları zafiyete uğratacak söylemlerde bulunan insanlara karşı beraber hareket etmemiz gerekiyor. Kimseyi kırmak ya da üzmek istemiyorum ama bir şekilde gündeme geldiğinde bunu önemsememiz gerektiğinde daha resmi anlamda yapılan açıklamaları değerli bulmalı Fenerbahçe taraftarı ve camiamız. Bunu bir dip not olarak söylemek gereği duydum. Lütfen taraftarlarımız beni yanlış anlamasın. Beraber hareket etmemiz gereken bir süreç. Bazı spekülasyonlar olduğunda konuşmuyorsak bizi yanlış anlamasınlar. Futboldan daha önemli bir pandemi süreci yaşadığımız için konuşmuyoruz. Herkese cevap verebiliriz ama ülkemizde daha önemli bir gündem var. Lütfen resmi olmadığı sürece, kulübümüzün yetkilileri tarafından bir açıklama yapılmadığı sürece konuşulanlara itibar etmemeleri gerektiğini düşünüyorum" şeklinde konuştu.

"Hedefimiz kupayı kazanmak"

Fenerbahçe'nin her zaman kupa kazanmak için oynadığını sözlerine ekleyen Emre, "Bu, Fenerbahçe’nin gerçeğidir. Fenerbahçe’nin genlerinde mevcut. Şu an gerçekçi olmak gerekirse hedefimiz Türkiye Kupası’nı kazanmak. Ligi de en üst noktada bitirmek adına mücadele etmek. Bu da bizim olmazsa olmazımız" dedi. Herkese sağlık dilediğini de ifade eden Emre, "Kolay bir süreç değil. Lütfen olabildiğince Sağlık Bakanlığımızın ve devletimizin uyarılarını dikkate alalım. Çalışmak zorunda olan çok insanımız var. Onlara da Allah kolaylıklar versin. Kendilerine sağlıklı, huzurlu günler diliyorum" diyerek sözlerini tamamladı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Mevsimlik tarım işçilerinin çalışma koşullarının iyileştirilmesine yönelik yeni düzenlemeler Resmi Gazete’de Çalışmak için bulundukları ilden başka illere giden mevsimlik tarım işçileri ve ailelerinin yaşadıkları sorunların giderilmesine yönelik yapılacak çalışmalar ile ilgili Cumhurbaşkanlığı Genelgesi Resmi Gazete’de yayımlandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından imzalanarak Resmi Gazete’de yayımlanan ’Mevsimlik Tarım İşçileri ile İlgili 2024/5 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi’ ile mevsimlik tarım işçilerinin çalışma koşullarının iyileştirilmesine yönelik yeni düzenlemeler getirildi. Genelge kapsamında, mevsimlik tarım işçileri ve aileleri için geçici yerleşim alanları oluşturulacak ve bu alanlarda eğitim, sağlık, ulaşım ve sosyal hizmetler sunulacak. Genelgeye göre, valilikler tarafından mevsimlik tarım işçilerinin yoğun olarak çalıştığı yerlerde iklim şartlarına uygun, emniyetli ve estetik prefabrik yapılar kullanılarak geçici yerleşim alanları kurulacak. Bu alanlar sel, su baskını gibi doğal afetlere karşı güvenli lokasyonlarda planlanacak ve yerleşim yerlerine elektrik, su ve kanalizasyon hizmetleri sağlanacak. Valiliklerce hazırlanan eylem planlarında belirlenen alanlara ilişkin tahsis veya protokol belgesi Mevsimlik Tarım İşçileri Bilgi Sistemi’ne (e-METİP) aktarılacak. Sağlık hizmetleri Genelgede sağlık hizmetleri kapsamında, il sağlık müdürlükleri tarafından mevsimlik tarım işçileri ve ailelerine yönelik aşılama, kronik hastalık taramaları ve mobil sağlık ekipleri ile sağlık hizmetleri sunulacak. İl sağlık müdürlüklerince mevsimlik tarım işçiliğinin yoğun olduğu bölgelerde yeterli sayıda personelinin istihdamının sağlacağı belirtilen genelgede, ”İl sağlık müdürlüklerince mevsimlik tarım işçiliğinin yoğun olduğu bölgelerde yeterli sayıda sağlık personelinin istihdamı sağlanacak ve hizmet ihtiyacına göre personelin çalışma saatleri düzenlenecektir. Çalışan sağlığının korunması ve geliştirilmesi kapsamında il sağlık müdürlüklerince gerekli bilgilendirme faaliyetleri yapılacaktır” ifadelerine yer verildi. Eğitim hizmetleri Genelgeye göre çocukların eğitimi için geçici yerleşim alanlarında eğitim merkezleri oluşturulacak ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından eğitim hizmetleri koordine edilecek. İl milli Eğitim Müdürlüklerince; geçici yerleşim alanlarında eğitim ve sosyal faaliyetler için oluşturulan merkezin, öncelikle çocuklar için etkin bir eğitim merkezi olarak kullanılmasının sağlanacağına dikkati çekilen genelgede şu ifadelere yer verildi: "Çocukların eğitimi için geçici yerleşim alanlarında eğitim merkezleri oluşturulacak ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından eğitim hizmetleri koordine edilecek. Mevsimlik tarım işçilerinin zorunlu eğitim çağındaki çocuklarının eğitimlerini devam ettirmek üzere konu hakkında Milli Eğitim Bakanlığının ilgili yönerge/genelge hükümleri uygulanacaktır. Bu hususta şartlı nakit transferi gibi özendirici tedbirler etkin şekilde uygulanacak, çocukların okul kıyafetleri ve malzemeleri valiliklerce sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları aracılığıyla temin edilecektir. İl milli eğitim müdürlüklerince; mevsimlik tarım işçilerinin çocuklarının daimi ikametgahlarındaki okullarına döndüklerinde öğrenme kayıplarına yönelik telafi/yetiştirme eğitimleri yapılacaktır. Mevsimlik tarım işçileri, daimi ikamet ettikleri illere geri döndüklerinde çalışma ve iş kurumu il müdürlükleri, halk eğitimi merkezleri ve mesleki eğitim merkezlerince; işçiler arasında yaygın eğitim ihtiyacı olanlar tespit edilerek eğitim ihtiyaçları karşılanacak, yetişkinlere okuma-yazma ve/veya meslek edindirme kursları, iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri ile sosyal-kültürel faaliyetler düzenlenecektir. Özel eğitim ihtiyacı bulunan çocuklar rehberlik araştırma merkezi müdürlükleri tarafından eğitim imkanlarından faydalandırılacaktır. Mevsimlik tarım işçisi ailelerin çocuklarının eğitime erişimlerinin sağlanması amacıyla il/ilçe milli eğitim müdürlükleri bünyesinde kurulan ekiplerin görevleri süresince ulaşım ihtiyaçlarının giderilmesi için gerekli tedbirler Valiliklerce alınacaktır." Genelgeye göre, İçişleri Bakanlığı, mevsimlik tarım işçilerinin güvenli bir şekilde seyahat etmeleri için gerekli trafik denetimlerini artıracak ve gece saatlerinde yolculuk yapmamaları sağlanacak. Geçici yerleşim alanlarının korunması ve asayişin sağlanması için kolluk kuvvetleri tarafından düzenli devriyeler yapılacak. Sosyal hizmetler Aile ve sosyal hizmetler il müdürlüklerince sosyal hizmetler kapsamında, mevsimlik tarım işçileri ve ailelerinin bilgilendirilmesi sağlanacağı kaydedilen genelgede kadın, çocuk, engelli ve yaşlıların sunulan hizmetlerden yararlanacağı vurgulandı. Okul çağına gelmemiş çocuklar için ise aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlükleri ve İl Milli Eğitim Müdürlükleri tarafından geçici yerleşim alanlarında eğitim ve bakım hizmetleri için personel görevlendirilebilecek. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından sunulan gezici kütüphane, gezici müze ve benzeri hizmetlerin geçici yerleşim alanlarında faaliyet göstermesi amacıyla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile koordineli çalışmalar yürütüleceği aktarılan genelgede şunlar yer aldı: "Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından mevsimlik tarım işçisi ailelerin çocuklarına yönelik sosyal ve sportif faaliyetler yürütülecektir. İl Müftülüklerince mevsimlik tarım işçilerinin ve ailelerinin inanç ve ibadet ihtiyaçlarının karşılanması için gerekli tüm tedbirler alınacak; çocuk işçiliğinin önlenmesine ve çocukların zorunlu eğitime devam etmelerinin sağlanmasına ilişkin olarak ailelerin bilgilendirilmesine yönelik çalışmalara destek verilecektir." Mevsimlik Tarım İşçileri Bilgi Sistemi (e-METİP) Mevsimlik tarım işçisi olarak daimi ikametgahı dışında bir başka ilde çalışmak amacıyla geçici olarak yer değiştirenlerin ve ailelerinin kimlik bildirimleri, bu kişilerin yaşadıkları geçici yerleşim alanlarındaki kolluk kuvvetlerince alınacağı vurgulanan genelge şu şekilde devam etti: "Bu bildirimler Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile elektronik ortamda paylaşılacaktır. Bu bilgilerin e-METİP’e sürekli ve eksiksiz şekilde aktarılması için teknik altyapıya yönelik gerekli her türlü düzenleme Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı tarafından yapılacaktır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı; Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığına e-METİP’e kayıtlı olan mevsimlik tarım işçilerinin ve aile bireylerinin kimlik numaralarını bildirecektir. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kullanılmakta olan Milli Eğitim Bakanlığı e-Okul Yönetim Bilgi Sistemi’nde yer alan mevsimlik tarım işçilerinin çocuklarına ilişkin kayıtlar e-METİP’e aktarılacaktır. Bu bilgilerin e-METİP’e sürekli ve eksiksiz şekilde aktarılması için altyapıya yönelik gerekli her türlü düzenleme Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılacaktır. Mevsimlik tarım işçilerinin ve ailelerinin kimlik numaraları her sağlık hizmeti sunumunda alınarak, sunulan hizmetlere ilişkin bilgiler kişisel verileri içermeyecek şekilde e-METİP’e aktarılacaktır. Bu bilgilerin e-METİP’e sürekli ve eksiksiz şekilde aktarılması için altyapıya yönelik gerekli her türlü düzenleme Sağlık Bakanlığı tarafından yapılacaktır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı gerekli gördüğü takdirde e-METİP’in etkinliğinin artırılması amacıyla diğer kamu kurum ve kuruluşlarından protokole gerek duymadan kişisel verileri içermeyecek şekilde veri talebinde bulunabilecektir. Tarım alanlarının geniş bölgelere yayılması nedeniyle mevsimlik tarım işçilerinin kayıt altına alınması sürecinde kolluk kuvvetlerine kolaylık sağlamak amacıyla Tarım ve Orman Bakanlığı taşra teşkilatı başta olmak üzere ilgili kamu kurum ve kuruluşları, muhtarlar ile ziraat odaları birlikleri ve mevsimlik tarım işçisi çalıştıran tarla veya bahçe sahipleri/işleticileri ve işverenler tespit ettikleri/çalıştırdıkları mevsimlik tarım işçilerini kolluk kuvvetlerine bildirecektir.
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.