POLİTİKA - 28 Kasım 2015 Cumartesi 11:05

Erdoğan: 'Bilgiye ulaşmanın kolaylaştığı, bir dönemdeyiz'

A
A
A
Erdoğan: 'Bilgiye ulaşmanın kolaylaştığı, bir dönemdeyiz'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bayburt Üniversitesi’nin Akademik yılı açılış programına katılarak, 'Bilgiye ulaşmanın kolaylaştığı, bilginin yaygınlaştığı bir dönemdeyiz' dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bayburt Üniversitesi’nin Akademik yılı açılış programına katılarak, “Unutmayın Bayburt Türkiye’dir” dedi.

Bayburt Üniversitesi Eğitim Öğretim Yılı Açılış Töreni’nde bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gençlerimizden, üzerlerindeki sorumluğun bilinciyle, çok büyük bir ülkenin, büyük bir milletin evlatları olmanın şuuruyla eğitim hayatlarını sürdürmelerini bekliyorum. Sizler, 78 milyonun dişinden, tırnağından artırarak kurduğu, içini donattığı üniversitelerde eğitim görürken, aynı zamanda bu aziz milletin emanetini de üzerinizde taşıyorsunuz. Son yaşadığımız hadiseler, sizlerin üzerinizdeki ağır yükü daha da artırmıştır” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yeni Külliye Konferans Salonu’nda Bayburt Üniversitesi Eğitim Öğretim Yılı Açılışında yaptığı konuşmada yeni akademik yılın Bayburt Üniversitesi hocaları ve öğrencileri için hayırlı olmasını diledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bayburt’ta olmanın bahtiyarlığını yaşadığını, Bayburt’a her gelişinde şehrin güzelleştiğini, 2023 hedefleri doğrultusunda her alanda kararlılıkla ilerlediğini gördüğünü, şehrin 2023 hedefleri kapsamındaki atılım hamlesinin en müşahhas örneğini ise Bayburt Üniversitesi’nin oluşturduğunu söyledi.

6 fakültesi, 7 araştırma merkezi ve 8 bin öğrencisiyle Bayburt Üniversitesi’nin hem şehrin hem de bölgenin önemli eğitim kurumlarından biri haline geldiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu başarıda emeği olan, katkısı, desteği olan herkesi tebrik ediyorum. Üniversitemizin, önümüzdeki dönemde de, bu başarı grafiğini devam ettireceğine inanıyorum” diye konuştu.

“BİLGİYE ULAŞMANIN KOLAYLAŞTIĞI, BİLGİNİN YAYGINLAŞTIĞI BİR DÖNEMDEYİZ”
Kadim medeniyetimizde toplumları tasnif etmenin ana ölçülerinden birinin bilgi ve ilim olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, yüzyıllar boyunca İslam âleminin, dünyanın bilinen en eski üniversitelerine ev sahipliği yaptığını; ilmin, irfanın, bilginin, araştırmanın, eğitimin merkezi olduğunu kaydetti. Bilgiyle ilgili tasnifin, bugün geçerliğini, çok daha güçlü bir şekilde muhafaza ettiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Bugün de, küreselleşme ile bilgi ve iletişim teknolojilerindeki yenilikler, ekonomik ve sosyal hayatın her alanını, toplumun tüm kesimlerini etkisi altına almış durumdadır. Bilgiye ulaşmanın kolaylaştığı, bilginin yaygınlaştığı bir dönemdeyiz. İnternet, televizyon, radyo, cep telefonları, uydu teknolojileri ve ‘online’ iletişim araçları, saniyeler içerisinde bir bilginin tüm dünyaya ulaşmasına imkan sağlıyor. Bu durumun aynı zamanda, ciddi bir bilgi kirliliğine ve malumatfuruşluğa yol açtığını da biliyoruz. Yalan-yanlış bilgiler, manipülatif haberler, eksik ve tarafgir değerlendirmeler, bir ‘tık’la herkese ulaşabiliyor.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gezi Olayları ve 17-25 Aralık darbe girişimi sürecinde tecrübe edilen bu imkânların, ihanet şebekelerinin elinde, siyaset mühendisliklerinin, vesayet girişimlerinin aracı haline geldiğini vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu sebeple bizlerin, bir taraftan gelişen teknolojik imkânlardan azami ölçüde istifade ederken, diğer taraftan toplumumuzu, aile fertlerimizi ve öğrencilerimizi koruyacak tedbirleri de alması şarttır. Evet, bilgiye ulaşmak önemlidir; ancak çok daha önemlisi o bilginin niçin üretildiği, nasıl, nerede ve ne amaçla kullanıldığıdır. Şayet, gençlerimiz 140 karaktere sığdırılmış bir ifade ile yetiniyor, ötesini araştırmıyor, ilmin membaı olan kitabı, kütüphaneyi, tedrisi, talimi önemsiz görüyorsa, burada ciddi sorun var demektir. ”

“İLETİŞİM ARAÇLARININ ESİRİ HALİNE DÖNÜŞMEYELİM”
Bu yeni iletişim araçlarının gençler tarafından etkin şekilde kullanmasının önemli olduğunu, kendisinin de zaman zaman güncel konulara dair paylaşılanları eğlenceli bulup tebessümle takip ettiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ancak, meseleyi bundan ibaret görür, asıl bilgi kaynaklarına yönelmezsek, iletişim araçlarının esiri haline dönüşürüz. Sadece bu araçlar üzerinden bir sosyal, kültürel ve eğitim hayatı inşa edilemez” şeklinde konuştu.
Vicdanları ve idrakleri terbiye etmeden, sadece bireye bilgi yükleyen bir anlayışın, sağlıklı nesiller yerine, marazlı fertler yetiştireceğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bilgiyi, irfan ve hikmetle birlikte geliştirmek mecburiyetindeyiz. Medeniyetimizden ve tarihimizden aldığımız ilhamla, Yeni Türkiye hedefini gerçekleştirmek için elbirliğiyle çalışmalıyız. Fikir çilesi çekmeden, altın teri dökmeden, sonsuz bir tecessüsle ilim tahsil etmeden, kütüphanelerde kitap deryasına dalmadan bunu başaramayız” sözlerine yer verdi.

“ELEŞTİRİ KIRIP DÖKME DEĞİL İMAR ETME, TAMİR ETMEDİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, üniversitelerde daima farklı görüşlerin ve düşüncelerin olmasının doğal olduğuna işaret etti ve şu değerlendirmelerde bulundu: “Ama farklılık adına toplumun ve ülkenin gerçeklerinden de kopulmaması, sağduyunun muhafaza edilmesi, milletin değerlerine saygı duyulması son derece önemlidir. Ülkesine ve milletine yabancı, kopuk, ideolojik şartlanmışlıkla gözü bağlı, hakareti, tahkir etmeyi eleştiri olarak gören bir anlayışın üniversitelerimizi ve ülkemizi götüreceği hiçbir yer yoktur. Zira, eleştiri ayrıdır; cehalet, hakaret, tahkir etme ayrıdır. Eleştiri kırıp dökme değil, imar etme, tamir etmedir. Çünkü hiçbir insan, değer verdiği, kıymetli bulduğu şeyi kırmaya çalışmaz. Kişinin mensubu olduğu kültürü, toplumu eleştirmesi ile aşağılaması arasında farkı, artık birilerinin çok iyi anlaması gerekiyor. Kendi ülkesine, kendi milletine, o milletin tarihine, kültürüne, inancına hakaret edenler, bu bünyeye tamamen yabancılaşmış demektir.”
 

UNUTMAYIN BAYBURT TÜRKİYE’DİR
Yoğun bir şekilde de akademisyenlerin sayısını arttırılmasının gerektiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çünkü bu noktada da üniversitelerimizde ciddi bir sorun, ciddi bir sıkıntı olduğu vakıadır. Şimdi Bayburt’ta şunu gördük. Mesela Bayburt Üniversitemizde altı tane profesör olduğunu öğrendim. Tabi ki niçin Bayburt üniversitemizde altı profesör olsun. Bunların sayısını daha da arttırabilmemiz lazım. Ben buradan tabi değerli profesörlerimize, hocalarımıza sesleniyorum. Unutmayın “Bayburt Türkiye’dir.” Profesörlerimiz, doçentlerimiz, yarımcı doçentlerimiz hep birlikte buralarda yer almamız lazım. Çünkü yarınlarda en büyük gurur abidemiz bu gençler olacaktır ve bu gençler, bu nesil sizlerin eseri olacaktır. Unutmayalım ki eser müessiriyle değerlidir. O müessir sizsiniz. Bunu başarmamız lazım.” dedi.
Konuşmasında; geçen 13 yıl içinde, ilköğretimden üniversiteye, eğitim alanında Türkiye’de gerçekleştirilen hizmetlere ve yapılanlara değinen ve buna ilişkin sayısal veriler sunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün Türkiye’deki üniversitelerin artık, ülke sınırlarını aşarak uluslararası birer eğitim kurumuna dönüştüklerini söyledi. Bugün dünyanın 160 farklı ülkesinden 75 bin öğrencinin Türkiye’deki üniversitelerde öğrenim gördüğüne dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, halen YÖK kanalıyla 6 bin 165, Milli Eğitim Bakanlığı kanalıyla da 2 bin 646 öğrencinin yurtdışındaki üniversitelerde lisansüstü eğitim görüp araştırma yürüttüğünü aktardı.
Eğitime verdikleri önemi ve önceliği, önümüzdeki yıllarda da, artan şekilde devam ettireceklerini açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının sonunda salonda bulunan üniversite öğrencilerine şu tavsiyelerde bulundu: “Ben gençlerimizden, üzerlerindeki sorumluğun bilinciyle, çok büyük bir ülkenin, büyük bir milletin evlatları olmanın şuuruyla eğitim hayatlarını sürdürmelerini bekliyorum. Sizler, 78 milyonun dişinden, tırnağından artırarak kurduğu, içini donattığı üniversitelerde eğitim görürken, aynı zamanda bu aziz milletin emanetini de üzerinizde taşıyorsunuz. Son yaşadığımız hadiseler, sizlerin üzerinizdeki ağır yükü daha da artırmıştır. Bu ülkenin, bu milletin istiklali, istikbali ve haysiyeti sizlerin emanetindedir. Bu millet, binlerce yıl boyunca karşısına çıkan her sıkıntıyı geride bırakmayı başardı; inşallah bugünkü sorunlarımızı da, sizlerin gayretiyle aşacaktır.” 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa ANASİAD Genel Başkanı Hakan Birkan: "Hep birlikte ekonomiye odaklanmalıyız" Anadolu Sanayici ve İş İnsanları Derneği (ANASİAD) Genel Başkanı Hakan Birkan, Türkiye’nin bir süredir yüksek enflasyon, yüksek faiz ve döviz fiyatlarındaki uyumsuzlukla mücadele ettiğini, bu yüzden tüm kesimlerden siyasi çekişmeleri geride bırakarak sadece ekonomiye odaklanması gerektiğini söyledi. TÜİK’e göre, Tüketici Fiyat Endeksinin nisanda aylık bazda 3,18, Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksinin de yüzde 3,60 artış gösterdiğini, yıllık enflasyonun tüketici fiyatlarında yüzde 69,80, yurt içi üretici fiyatlarında yüzde 55,66 olarak gerçekleştiğine dikkat çeken ANASİAD Genel Başkanı Hakan Birkan, iş dünyası için en büyük sorunun enflasyon olduğunu, bunun yanı sıra yüksek faiz nedeniyle paraya ulaşmanın zorlaştığını bunun da yatırım ve üretimin önündeki engeller olduğunu belirterek, “Ülkemizdeki tüm kesimlerin kısır çekişmeleri bir kenara bırakarak biran önce gerçek gündem olan ekonomiye odaklanmasını gerekiyor. Merkez Bankası, yılsonu enflasyon beklentisini yüzde 36 olarak açıkladı. Ancak iş dünyası olarak bu yılı yüzde 43-44 bandında tamamlanmasını bekliyoruz. Bununla birlikte ihracatın sıkıntıya girmemesi ve ithalatın cazip hale gelmemesi için kur ile enflasyon arasındaki dengenin de kopmaması lazım. Kuru baskılayarak enflasyonu tutmanın kısa vadeli birtakım faydaları olabilir ama bu ithalatı artıran, ihracatı baskılayan unsurdur. Bu da kapatmak için büyük bir mücadele içinde olduğumuz dış ticaret açığımızı olumsuz yönde etkileyecektir" dedi. Yüksek faiz politikası sebebiyle banka kredisi maliyetlerinin çok yüksek olduğunu belirten Hakan Birkan, enflasyonun yüksek olduğu bir ortamda, kredi maliyetlerinin enflasyon üzerinde konumlanmasının piyasanın bir gerçeği olduğunu kabul ettiklerini ama ticari faaliyetleri devam ettirmek için de kredi kullanımının zorunlu olduğunu vurguladı. Beklentilerinin enflasyonun makul seviyeye inmesi, buna bağlı olarak da faizlerin ve kredi maliyetlerinin daha uygun bir noktaya gelmesi olduğunu ifade eden Birkan, “Elbette kredi maliyetlerinin aşağıya çekilmesi, enflasyonun aşağıya çekilmesiyle uyumlu bir halde olacaktır. Bu yüzde de el birliği ederek önce enflasyonla topyekûn mücadele etmeliyiz. Türkiye 2 yıldır seçim atmosferinde. Uygulanan seçim ekonomisi bütün dengeleri bozdu. Diğer yandan uzun bir pandemi sürecinin ardından Rusya Ukrayna arasında çıkan savaş dünyada ekonomileri alt üst etti. Geçen yıl yaşadığımız deprem felaketi ise ekonomimize büyük bir darbe vurdu. Şimdi el birliği ile bu durumu terse çevirecek hamleler yapmak zorundayız. Başta siyasetçiler olmak üzere toplumun tüm kesimlerinden normalleşme adımları atmasını bekliyoruz” şeklinde konuştu. Hakan Birkan önceki gün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Özgür Özel arasında gerçekleşen görüşmenin ve görüşme sonrasında da iade-i ziyaret yapılacağının açıklanmasının ülkede siyasi tansiyonun düşmesinde olumlu bir adım olarak gördüklerini de söyledi. Birkan, “İş dünyası olarak, sadece üretime odaklanmak istiyoruz. Ülkemizin ilerlemesi, halkımızın refah ve mutluluğu için birlik ve beraberlik içinde olmamız çok önemli. Ekonomideki olumsuzluklara, dünyada devam eden savaşlara rağmen gelecekten umutluyuz” dedi.
Bursa BUYSAD Başkanı Coşkun Dönmez, tekrar YESİDEF yönetiminde BUYSAD Başkanı Coşkun Dönmez, YESİDEF yönetimine yeniden seçildi. Dönmez, endüstriyel yemek sektörünün üst kuruluşu olan YESİDEF’in sektörün gelişmesi için çok önemli çalışmalar yaptığını söyledi. Yemek Sanayicileri Federasyonunun (YESİDEF) olağan genel kurulu kısa süre önce İstanbul’da yapıldı. Federasyon Başkanı Hüseyin Bozdağ’ın güven tazelediği kongrede Bursa Yemek Sanayicileri Derneği (BUYSAD) Başkanı Coşkun Dönmez de bir kez daha Yönetim Kurulu üyesi seçildi. Stratejik öneme sahip olan endüstriyel yemek sektörünün ciddi büyüklüğe ulaştığını söyleyen Coşkun Dönmez, ülke genelinde 6 bin dolayında firmada yaklaşık 400 bin kişiye istihdam sağladıklarına dikkat çekti. Günümüzde gıdaya ulaşmanın zorlaştığını ve bu nedenle gıda güvenliğinin daha da önemli hale geldiğini ifade eden Dönmez, “Her sektörde olduğu gibi endüstriyel yemek sektörünün de kendine has zorluları ve sorunları var. Sektörün gelişimini, öncelikle sorunlarımızı çözerek başlamamız doğru olur. Tıpkı yerelde BUYSAD ile yaptığımız gibi, YESİDEF çatısı altında da sorunlarımızı temelden ortadan kaldıracak çözümler üretmek istiyoruz” dedi. Coşkun Dönmez yapmak istedikleri çalışmalar hakkında da bilgi verdi. Sektörde çoğu işletmenin geleneksel yöntemlerle yemek pişirmeye devam ettiğini fakat enerji verimliliği açısından tüm işletmeleri buharlı pişirme sistemlerine geçmesi gerektiğini söyleyen Dönmez, “Çünkü başta elektrik ve doğalgaz olmak üzere enerji maliyetleri gerçekten can yakıyor. Yemekleri maksimum gıda güvenliği, sıfır tolerans, sıfır risk anlayışı ile tercihen pastörize ederek son tüketim noktalara ulaştırmamak gerekiyor. Temel ihtiyaç olan gıda sektöründeki firmalara yatırım teşvikleri verilmeli. Kaldı ki bizim sektörümüzde her şeyi yerli teknoloji ile yapabiliyoruz. Yani hazır yemek sektörüne verilecek katkı aynı zamanda yerli üreticinin desteklenmesi anlamına geliyor” diye konuştu. Başkan Dönmez, şehirlerin sanayi bölgelerine yakın konumdaki yerlerinde gıda ihtisas alanları oluşturulması, bu alanlar teşvik çerçevesine alınıp gıdaların daha sağlıklı ortamlarda üretilmesinin yolunu açmak gerektiğini de söyledi. Bu alanlarda devletin denetim faaliyetlerinin de daha kontrollü olacağını kaydeden Dönmez, “Her ne kadar işini layıkıyla yapan işletmelerimizde kendilerine ait arıtma sistemleri olsa da, kapsamlı arıtma sistemleri de yapılarak altyapı sorunlarımız giderilebilir” diye konuştu.
Ankara Ankara’da işletmelere yönelik vergi denetimi yapıldı Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı, 2 bine yakın işletmeye yönelik Katma Değer Vergisi (KDV) denetimi yaptı. Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı, restoran, pastane, fırın, kafe ve eczane gibi işletmelerde KDV denetimi gerçekleştirdi. Denetimler 250’ye gelir uzmanı ile yapıldı. Denetimlerde; KDV oranlarına ilişkin tespitler, ödeme kaydedici cihazlar ve pos cihazı kontrolünün yanı sıra, iş yerinin kira olup olmadığı, iş yeri kiralarının bankalar vasıtasıyla ödenip ödenmediği, kayıt dışı işçi çalıştırılıp çalıştırılmadığı kontrol edildi. Denetimlere Ankara Vergi Dairesi Başkanı Yüksel Duman da katıldı. Duman, yaptığı konuşmada, denetimlerin kesintisiz devam edeceğini belirterek, şu konuların kontrol edileceğini aktardı: "Ankara genelinde 250 gelir uzmanımız ile kafe, restoran, pastane, fırın ve eczane işletmeleri nezdinde denetim faaliyetlerini gerçekleştireceğiz. Bu vergi denetimi kapsamında; kayıt dışı faaliyet gösteren işletmelerin bulunup bulunmadığı, yeni nesil ödeme kaydedici cihaz kullanılıp kullanılmadığı, bir başka ifade ile yeni nesil ÖKC ile bağlantısı olmayan pos cihazların bulunup bulunmadığı." İşletmeye ait olmayan pos cihazının kullanılıp kullanılmadığının da kontrol edileceğini vurgulayan Duman, şöyle konuştu: "Banka hesapları (IBAN) aracılığıyla yapılan tahsilatlara karşılık fatura düzenlenip düzenlenmediği ile başkasına ait banka hesapları üzerinden tahsilat yapılıp yapılmadığı, İşletmede hesap takibinde kullanılan entegrasyon (ROP) sistemi ile ödeme kaydedici cihaz arasında bağlantının kurulup kurulmadığı, işletmede belge düzenine uyulup uyulmadığı, belge düzenlenirken doğru KDV oranının uygulanıp uygulanmadığı, kayıt dışı işçi çalıştırılıp çalıştırılmadığı, iş yeri kiralık ise kira bedelinin banka kanlıyla ödenip ödenmediği konularında çalışmalar yürütülecektir." Kayıt dışı ekonomi ile mücadele kapsamında yapılan çalışmalar artarak devam edeceğine dikkati çeken Duman, "Vergi Dairesi Başkanlığımızca yapılan çalışmaların yanında vatandaşlarımızdan ricamız, satın aldıkları ürün veya hizmete ait ödeme kaydedici cihaz fişi veya faturaları talep etmeleri ve verilen bu belgeler üzerinde KDV oranlarının doğru olup olmadığını kontrol etmeleridir" ifadesini kullandı. Ankara Vergi Dairesi Başkanı Yüksel Duman, belge düzenlemeyen veya yanlış düzenleyen firmalar için vatandaşların doğrudan başkanlıklarına ya da CİMER üzerinden şikayet oluşturarak ulaşılabileceğini de kaydetti. Duman bu konuda hassasiyet ile çalışacaklarını da aktardı.