POLİTİKA - 10 Kasım 2016 Perşembe 12:34

Erdoğan: 'Gazi’nin adını ağızlarına almayı hak etmiyorlar'

A
A
A
Erdoğan: 'Gazi’nin adını ağızlarına almayı hak etmiyorlar'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Yeni Türkiye’ kavramının ilk kez Atatürk tarafından kullanıldığını belirterek, “Gazi’nin emaneti olan Yeni Türkiye’yi karalamanın, itibarsız hale getirmenin, hedef haline getirmenin peşinde olanlar, onun adını ağızlarına almayı hak etmiyorlar” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Ebediyete İntikalinin 78. yıldönümü münasebetiyle Beştepe Kongre ve Kültür Merkezi’nde Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu tarafından düzenlenen anma töreninde konuşma yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Vefatının 78. yıldönümünde kurtuluş savaşımızın Başkomutanı, Cumhuriyetimizin banisi ilk Cumhurbaşkanımız Gazi Mustafa Kemal’i rahmetle yâd ediyorum. Gazi Mustafa Kemal ile birlikte ahrete irtihal etmiş tüm gazi ve şehitlerimize, şahsım ve milletim adına minnettarlığımı ifade ediyorum. 15 Temmuz’da ülkelerini ve özgürlüklerini korumak için canlarını feda eden şehitlerimize, bu uğurda yaralanan gazilerimize, ölümü göze alarak sokakları, caddeleri dolduran tüm kardeşlerimize şükranlarımızı sunuyorum” diyerek sözlerine başladı.

Çanakkale Savaşı ve Kurtuluş Savaşı ile Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde yıllardır yürütülen terörle mücadele ile 15 Temmuz darbe girişiminin hiçbir farkı olmadığını kaydeden Erdoğan, “Bunların hepsi de milletimizin yedi düvele karşı verdiği istiklal ve istikbal mücadeleleridir. Bugün Türkiye’nin, Suriye’de ve Irak’ta izlediği politikayı, Avrupa Birliği ve genel olarak batı karşısındaki duruşunu sorgulayanlar, milletimizin asırlık hürriyet mücadelesinin anlamını kavrayamamış olanlardır” diye konuştu.

“BİZİM TARİHİMİZDE SÖMÜRGECİLİK LEKESİNE, BÖYLE BİR UTANCA ASLA RASTLAYAMAZSINIZ”

Türkiye’nin kimsenin toprağında gözünün olmadığını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:

“Her şeyden önce bizim tarihimizde sömürgecilik lekesine, böyle bir utanca asla rastlayamazsınız. Bizim medeniyetimizde hangi kökenden, hangi inançtan olursa olsun, aynı vatan topraklarında yaşadığımız, aynı havayı soluduğumuz, ekmeğimizin bölüşüp yediğimiz herkes kardeşimizdir. Tüm devletlerini bu anlayış ile kurmuş bir milletin, başkalarının haklarını gasp etmesi söz konusu olamaz. Orta Avrupa’dan Afrika’nın derinliklerine uzanan geniş bir coğrafyada asırlarca güven ve huzur ortamını tesis etmeyi başarmış bir devlet geleneğine sahibiz. Böyle bir müktesebattan batı tarzı bir işgalcilik profili çıkarmaya çalışanlar beyhude uğraşıyorlar. Bugün gidin Suriye’ye, gidin Irak’a, gidin Kuzey Afrika’daki, Balkanlar’daki herhangi bir yere oralardaki insanlara Türkiye ile Türk milleti ile ilgili kanaatlerini sorun, hiçbir yerde sömürge, zulüm gibi, katliam gibi ifadeler duymazsınız. Bunların yerine sadece artık bir sembol haline gelen vefalı Türk geldiğine teşekkürünü işitirsiniz.”

“TÜRKİYE TÜRKİYE’DEN BÜYÜKTÜR”

TİKA görevlilerinin Makedonya’da dağ köylerinden birinde yaşadığı anıyı aktaran Erdoğan, “Makedonya’nın dağ köylerinden birine uzun uğraşlar sonunda ve çok zor şartlarda ulaşan TİKA ekibinin yanına elindeki bastonuna yaslanarak yaşı ilerlemiş bir ihtiyar yaklaşır. Aracın kapısının üzerindeki Türk bayrağını görünce bastonun ucuyla TİKA görevlisini dürterek niye bu kadar geç kaldınız diye sorar. Görevli şaşırır. Programın birkaç gün gerisinde kaldıklarını sanarak durumu izah etmeye çalışırken ihtiyar sözünü kesip devam eder: ‘100 yıldır sizi bekliyoruz.’ Biz o coğrafyalardan ayrılalı bir asır oldu ama oradaki insanların bekleyişi hiç bitmedi. Dün devlet olarak oradaydık, bugün yardım kurumlarımızla, eğitim kurumlarımızla, sağlık kurumlarımızla, kalkınma projelerimizle oradayız. Hani diyorum ya, Dünya beşten büyüktür. Türkiye Türkiye’den büyüktür. Bunu böyle bilin. Yani biz 780 bin kilometrekareye hapis olamayız. Çünkü bizim fiziki sınırlarımız başkadır, gönül sınırlarımız bambaşkadır. Musul’daki, Kerkük’teki, Haseki’teki, Üsküp’teki, Kırım’daki kardeşlerimiz fiziki sınırlarımız dışında olabilir ama hepsi gönül sınırlarımızın içindedir” dedi.

“GAZİ MUSTAFA KEMAL ASLINDA BİR OSMANLI ZABİTİDİR”

Türkiye Cumhuriyeti’nin gökten zembille inmiş bir devlet olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu devletin kurucusu Gazi Mustafa Kemal’de nevzuhur bir asker ve devlet adamı değildir. Siz, 19 Mayıs 1919’u, 23 Nisan 1920’yi, 29 Ekim 1923’ü mesela 1071 Malazgirt Zaferinden, 1299 Osmanlı’nın kuruluşundan, 1453 İstanbul’un fethinden ayrı görürseniz yanlışa düşersiniz. Bunların hepside birbirinin devamıdır. Anadolu Selçuklu’nun bıraktığı yerden bayrağı nasıl Osmanlı devir almışsa, Osmanlı’nın bıraktığı yerden de Cumhuriyet devir almıştır. Gazi Mustafa Kemal aslında bir Osmanlı zabitidir. Anadolu’ya da Osmanlı ordusunun resmi görevlisi olarak geçmiştir. Bunun için diyorum ki, tarihimize bütünüyle sahip çıkacağız. Böylece Gazi’nin deyimiyle, ‘Milletimiz de ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.’ Bunu böyle anlamamız lazım.”

YENİ TÜRKİYE KAVRAMININ İLK KEZ GAZİ TARAFINDAN ZİKREDİLDİĞİNİ HATIRLATMAK İSTERİM

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Yeni Türkiye’ kavramının ilk kez Gazi Mustafa Kemal tarafından zikredildiğini de kaydederek, “Yeni Türkiye kavramının ilk kez Gazi tarafından Nutuk’ta defalarca zikredildiğini paylaşmak, hatırlatmak isterim. Kurtuluş Savaşımızın Başkomutanı’nı kalkan yaparak bu kavram üzerinden bizi yıpratmaya çalışanların aslında cumhuriyet ruhuna ne kadar yabancı oldukları ortadadır” dedi.

“ADINI AĞIZLARINA ALMAYI HAK ETMİYORLAR”

Cumhurbaşkanı, Yeni Türkiye’yi karalamaya çalışanların, Atatürk’ün adını ağızlarına alma hakkı olmadığını da ifade ederek, “Samsun’a çıktığı andan itibaren mücadelesini sadece milletine güvenerek yürüttüğünü söyleyen Gazi’nin mesajlarını hala anlayamayanlar olduğunu üzüntüyle takip ediyorum ve görüyorum. Üstelik bunların başında da bizzat kurucusu olduğu partinin mirasyedileri geliyor. Kendi küçük siyasi çıkarları uğruna ülkelerini, milletlerini, devletlerini Gazi’nin emaneti olan Yeni Türkiye’yi karalamanın, itibarsız hale getirmenin, hedef haline getirmenin peşinde olanlar onun adını ağızlarına almayı hak etmiyorlar” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sinop Sinop’ta 850 adet avcı böcek doğaya salındı Türkiye’nin önemli kestane üretim yerlerinden olan Sinop’ta gal arısıyla mücadele çalışmaları kapsamında biyolojik mücadele laboratuvarında üretilen 850 adet ‘Torymus Sinensis’ isimli avcı böcek, Erfelek ilçesine bağlı Kirazlık köyünde doğaya salındı. Programda konuşan Sinop Valisi Mustafa Özarslan, “Sinop’ta kurduğumuz laboratuvarda 2022 ve 2023 yılları içerisinde Ayancık, Erfelek ve Türkeli ilçelerine toplamda 5 bin 746 adet avcı böcek üretilmiş ve doğaya salınmıştır. 2022 ve 2023 yıllarında toplam 268,98 hektarlık alanda avcı böcek salımı yaptık. 2024 yılı içinde avcı böcek üretimimiz yaklaşık 5 bin adet olacak. Bu konuda çalışmalarımız devam etmektedir. Gal arısı ile mücadele kapsamında büyük emek gösteren Orman Bölge Müdürlüğümüze, İl Tarım Müdürlüğümüze, Biyolojik Mücadele Laboratuvarlarımızda çalışan uzmanlarımıza teşekkür ediyorum” dedi. Vali Özarslan’ın konuşmasının ardından 850 adet avcı böcek kestane ormanlarına salındı. Programa Gerze Kaymakamı ve Erfelek Kaymakam Vekili Mehmet Deniz Arabacı, Erfelek Belediye Başkanı Mehmet Uzun, İl Genel Meclis Üyesi Ziya Dilsiz, Sinop Orman Bölge Müdürü Celal Kanbur, İl Tarım ve Orman Müdürü Fatih Önlem, Erfelek Ziraat Odası Başkanı Ali Koca, Kirazlık Köyü Muhtarı Bülent Koca, Orman Bölge Müdürlüğü görevlileri ve üreticiler katıldı.
İstanbul Dolandırıcı zabıt katibinin yargılanmasına devam edildi Bakırköy Adliyesi’nde zabıt katibi olarak görev yaparken yüksek kar getirisi vaadiyle 8 vatandaşı milyonlarca lira dolandıran zabıt katibi ve diğer 14 sanığın yargılandığı davanın görülmesine mahkemenin verdiği aranın ardından devam edildi. Duruşmanın devamında savunma yapan sanık Süleyman Demirel’in kız kardeşi. “Ağabeyim özünde çok iyidir, çok zekidir. Yaşamayı severdi Süleyman” dedi. Bakırköy Adliyesi’nde zabıt katibi olarak görev yaparken yüksek kar getirisi vaadiyle 8 vatandaşı milyonlarca lira dolandıran zabıt katibi Süleyman Demirel ve diğer 14 sanığın yargılandığı davanın görülmesine mahkemenin verdiği aranın ardından devam edildi. “Yaşamayı severdi Süleyman” Duruşmada savunma yapan sanık Süleyman Demirel’in kız kardeşi sanık Dilek Demirel. “Kişilerin hiçbirini tanımıyorum. Ağabeyim bana icralık olduğunu ve hesabının bloke olduğunu söyledi. Bu nedenle bana para gönderiliyordu. Ağabeyim özünde çok iyidir, çok zekidir. Olayın içeriğindeki birçok şeyi yeni öğreniyorum. Benim çocuğum ile kendime ait bir hayatım var. Süleyman’ın özel hayatına vakıf değilim. Normal sjs kardeşin edebileceği muhabbetler oldu aramızda. Yaşamayı severdi Süleyman. Bana o kadar para gelmesi garip geldi. Sordum ‘Seni ilgilendirmez’ dedi. Ne yaptığını sorguladım bana ‘Benim hayatım’ dedi. Ben istemiyordum hesabıma para atmasını” ifadelerini kullandı. “Ben 33 yıl adalete hizmet etmiş zabıt katibiyim” Sanık Süleyman Demirel’in annesi sanık Hamiyet Çoban ise, “Ben 33 yıl adalete hizmet etmiş zabıt katibiyim. Bugüne kadar hiç usulsüz sorgulama yapmış biri değilim. Oğlumu vuran kişilere zaman zaman sorgulama yaptım. Dosya detaylarını da görme imkanım yoktur. Ben bu kişilerin kişisel verilerini sorgulama amacıyla bir işlem yapmış değilim” şeklinde konuştu. Müşteki Rukiye Kumral ise, “Sanık Büşra Çatak eski arkadaşımdı. Bana liseden bir arkadaşı olan Süleyman’ın yurt dışından para transferi yaparak kazanç sağladığını söyledi. Bana ‘Kendisi adliye çalışanıdır, ailesi de adliye çalışanıdır’ dedi. Büşra beni sürekli arayarak ‘Düşünüyor musun sende?’ gibi sorular sordu. Beni bu şekilde işe soktu. Bana kesinlikle bir ticaret olduğunu söyledi, parayı kendi hesabına attırdı. Ben toplam 750 bin liraya yakın ödeme yaptım” dedi. Müşteki beyanlarının ardından duruşma, 10 Mayıs Cuma günü görülmesine devam edilmek üzere ertelendi. İddianameden Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, sanık Süleyman Demirel’in Bakırköy Adliyesi’nde zabıt katibi olarak görev yaptığı belirtildi. İddianamede Demirel’in, birkaç yıl önce tanışmış olduğu Levent Sırataş’a, adli personel olması nedeniyle zaman içinde mahkemelerde dosyası olan birçok iş adamı ile tanıştığını, bu iş adamlarına yatırımlarında kullanmaları için çevresindeki tanıdıklarından para temin ederek karşılığında komisyon aldığını söylediği aktarıldı. Sanık Demirel’in kar payı kazanmak için para vermek isteyen kişilerin üzerlerine kayıtlı mal varlıklarını UYAP sistemleri üzerinden kendi şifresi ya da hakim şifresi ile sorgulayarak tespit ettiği de iddianamede açıklandı. İddianamenin devamında “Mal varlıklarını şahıslara yine kar payı vereceğini vaat ederek teminat adı altında kurmuş olduğu suç örgütü içerisindeki Bülent Sevinç, Levent Şahin, Abbas Kırmızı, Sevgen Atilla, Cemal Karaoğlu, Evel Karısık, Semih Gündoğdu ve Sadettin Volkan Durak isimli şahısların üzerine geçirdiği, bu şahıslar arasında bahse konu mal varlıklarının sürekli el değiştirdiği, sistem içindeki herkesin bu yöntem ile para kazandığı yapılan araştırmalarda anlaşılmıştır” ifadeleri kullanıldı. Müştekilerden Levent Sırataş’ın, zabıt katibi Süleyman Demirel ve onun aile üyelerine bir kaç kez para verdiği, Demirel’in her seferinde bu paraları ödemeyi taahhüt ettiği kar payı ile birlikte Levent Sırataş’a geri ödeyerek güvenini kazandığı, bu şekilde müşteki Sırataş vasıtası ile müşteki Büşra Nur Güldorum ve annesi müşteki Nurdan Canbıçak ile tanıştığı, tanıştıktan sonra onlardan da kar payı ödemesi teklifi ile paralar istediği iddianamede belirtildi. Süleyman Demirel’in müştekiler ile yaptığı görüşme ve konuşmalarda birlikte çalıştığını söylediği aile üyelerinden Büyükçekmece Adliyesi Memur Suçları Bürosunda zabıt katibi olarak çalışan eski eşi Vildan Öz’ü, Büyükçekmece Adliyesi Soruşturma Kaleminde katip olarak çalışan annesi Hamiyet Çoban’ı, özel bir şirkette çalışan kardeşi Dilek Demirel’i müştekilere güven vermek ve dostluk kurmak amacıyla tanıştırdığı da iddianamede kaydedildi. Örgüt lideri Süleyman Demirel’in hesaplarında bloke bulunması ve icra takiplerine konu olması nedeniyle büyük meblağlı paraları kendi hesabına almayarak örgüt üyesi olan Büyükçekmece Adliyesi zabıt katibi annesi Hamiyet Çoban ve yine Büyükçekmece Adliyesi zabit katibi olan eski eşi Vildan Öz’ün hesaplarını kullanarak işlem yaptığı, gayrimenkul yatırımları ile ilgili para devir alacağı tapuları da örgüt yöneticileri olan Abbas Kırmızı, Cemal Karaoğlu, Bülent Sevinç, Levent Şahin, Sevgen Atilla isimli şahısların üzerine almasını sağladığı da iddianamede belirtildi. İddianamede müşteki Büşranur Güldorum ve annesi Nurdan Canbıçak’ın örgüt lideri Süleyman Demirel ve diğer örgüt üyeleri tarafından toplamda 8 milyon 133 bin 480 TL zarara uğradıklarını beyan ettikleri açıklandı. Öte yandan ifadeleri alınan Gökhan Aytekin, Neriman Aytekin, Büşra Çatak, Ayhan Doğan, Cihan Könülşök ve Fatih Çetinkaya’nın zabıt katibi Süleyman Demirel’in kendilerinden kar payı ödemesi teklifi ile paralar aldığını ancak ödemiş oldukları paraları geri alamayarak mağdur olduklarını beyan edip şikayetçi oldukları aktarıldı. Bakırköy Adliyesi Ağır Ceza Mahkemesinde çalışan zabit katibi Süleyman Demirel’in müşteki şahısları, kar payı vermek vaadiyle almış olduğu yüksek meblağlardaki para ve menkulleri, gayrimenkulleri, ziynet eşyalarını kurmuş olduğu suç örgütünde tefecilik yapan üyeleri ile birlikte dolandırarak menfaat temin ettikleri iddianamede belirtildi. Örgüt lideri zabit katibi Süleyman Demirel’in adliyede çalıştığı için çevresinin geniş olduğunu bu sayede bazı işler yaptığını bu işlerin bazılarının sosyal medya hesabı reklam geliri, memleketi olan Tokat’tan yaprak, salça getirip satması gibi işler olduğunu söyleyerek memur olmasına rağmen yaşadığı lüks hayatın bu sayede olduğuna müştekileri inandırdığı iddianamede belirtildi. Demirel’in bu sayede insanların yatırım amaçlı kendisine ve telkinleri sonucu etrafındaki tefeci olduğu bilinen kişilere para verilmesini sağladığı da iddianamede ifade edildi. Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesinin zabıt katibi Süleyman Demirel’in tefecilik yapan bir örgütle ortak hareket ettiği, parasını yüksek faizle kullandırmak isteyen vatandaşların gayrimenkullerini geçici olarak devralma karşılığında kar payı vaadinde bulunduğu, gayrimenkulünü devraldığı kişilere birkaç ay göstermelik ödemeler yaptığı ancak devam eden süreçte hileli yöntemlerle gayrimenkulleri tefeci örgütle iltisaklı farklı şahıslar adına sıra sıra tescil ettirip mağdurların mal varlıklarını ele geçirdiği, akabinde çete üyelerinin gayrimenkulleri farklı kişilere satma şantajıyla mağdurlardan para talebinde bulunmayı sürdürdüğü iddianamede aktarıldı. Demirel’in birlikte çalıştığı hakimlere ait UYAP şifrelerini kullanarak eriştiği kişisel verileri dolandırıcılık suçu için kullandığı, yine UYAP sistemi üzerinden edindiği bilgilerle icra mahkemelerindeki alacaklılarla irtibat kurup maddi menfaat karşılığında uyuşmazlığın mahkeme dışında çözülmesine yönelik girişimlerde bulunduğu yönünde tespitler yapıldığı da iddianamede açıklandı. Zabıt katibi Süleyman Demirel’in ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurmak’, ‘dolandırıcılık’, ‘tefecilik’, ‘bilişim sistemine girmek’, ‘verileri hukuka aykırı olarak vermek ya da ele geçirmek’ suçlarından toplamda 40 yıldan 154 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi. İddianamede diğer 13 sanığın ise değişen oranlarda hapisle cezalandırılmaları talep edildi.
İstanbul Mauro Icardi: "Adım adım gitmemiz gerekiyor" Galatasaray’ın Arjantinli futbolcusu Mauro Icardi, her maçın ayrı önemi olduğunu belirterek, adım adım gitmeleri gerektiğini söyledi. 70. Gillette Milliyet Yılın Sporcusu ödül töreninde 2023 yılın enleri sahiplerini buldu. Galatasaray’ın Arjantinli futbolcusu Mauro Icardi, yılın futbolcusu seçildi. Törenin ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Icardi, "70 yıldır yapılan böyle bir organizasyonda ödüle layık görüldüğüm için teşekkür ediyorum. Geçen sezon şampiyon olduk. Harika bir sezon geçirdik. Bu sezon da inşallah şampiyon olacağız. Yaptığımız şeylerle gurur duyuyorum" diye konuştu. Şampiyon olmaları için her maçı kazanmaları gerektiğini söyleyen 31 yaşındaki futbolcu, "38 maç var, maksimum sayıda maçı kazanıp onun sonunda şampiyon olunuyor. Her maçın benim için ayrı önemi var. Adım adım gitmemiz gerekiyor. Fatih Karagümrük maçını da kazanmamız gerekiyor. Sonra derbi için hazırlanacağız. O maçı da kazanmak için sahaya çıkacağız" şeklinde konuştu. "Sahada yaptığım şeylerle çocuklara örnek olabilmek çok önemli" Türkiye’deki çocukların ona olan ilgisinin hatırlatılması üzerine Mauro Icardi, "Çocuklara da dokunuş yapıyor olmamız çok önemli. Futbol herkesin ruhunu harekete geçiren bir şey. Sahada yaptığım şeylerle çocuklara örnek olabilmek çok önemli. Yaptığımız şeyleri görerek çocukların da hayalleri büyüyor. Onlar da büyük başarılara imza atacak ve biz de bunlarla gurur duyacağız" diyerek sözlerini tamamladı.