POLİTİKA - 02 Eylül 2014 Salı 08:44

Erdoğan: Kıbrıs üzerine oyunlar oynanıyor

A
A
A
Erdoğan: Kıbrıs üzerine oyunlar oynanıyor

Kıbrıs üzerinde oynanan oyunlara dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, Annan Planı meselesinde Yunan tarafının ikircikli tavırlarını, Annan’a göstermenin bahtiyarlığını yaşadıklarını kaydetti.

KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile eşi Meral Eroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan’ın onuruna akşam yemeği verdi.

Cumhurbaşkanlığı bahçesinde yer alan yemeğe, Meclis Başkanı Sibel Siber, Başbakan Özkan Yorgancıoğlu, 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Halil İbrahim Akça, ana muhalefet UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün, bazı bakanlar, beş ilçenin Belediye Başkanları, iş adamlarının yanı sıra Türkiye’den Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte KKTC’ye gelen Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, AK Parti İstanbul Milletvekili Bülent Turan, AK Parti Malatya Milletvekili Ömer Faruk Öz, MHP Genel Başkan Yardımcısı Tuğrul Türkeş ve Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu katıldı.

EROĞLU: “TARİHİ BİR GÜN” 

Yemek öncesinde konuşma yapan Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, kendileri için tarihi bir gün yaşandığını belirterek ilk defa halk oyu ile seçilmiş Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ilk ziyaretini Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne yapmasının önemine vurgu yaptı. İlk ziyaretin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne gerçekleştirilmesinin, kendilerine verilen değerin bir ifadesi olduğunu kaydeden Eroğlu “Ziyaret, bizi müzakere masasında tutup da ambargolar altında eritmeye çalışan dış dünyaya karşı çok önemli bir mesaj olarak değerlendirilmelidir” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın basın toplantısında verdiği mesajların gideceği yere gittiğini kaydeden Eroğlu, “İnanıyorum ki başta bu mesajları alan Güney komşularımız müzakere masasına daha fazla bir anlaşma iradesi ile gelirler” ifadesini kullandı. Anlaşma iradesi olmadan bir anlaşmaya varıp sonuç almanın mümkün olmadığını vurgulayan Eroğlu “Bugüne kadar ne Hristofyas’ın, ne de Anastasiadis’in bir anlaşma iradesine sahip olduklarını gördüm” şeklinde konuştu. 

“YAKINLAŞMALARI REDDEDEN BİR LİDERLE KARŞI KARŞIYAYIZ” 

“Gerçek şudur ki, Anastasiadis’in, dış dünyanın çok fazla umut bağladığı Annan Planı’na evet dediği için müzakere masasına getirdiği önerilere baktığımız zaman anlıyorsunuz ki bir anlaşma niyeti yok. Anlaşmayı ileri götürebilmek için önemli yakınlaşmalar var... Bu yakınlaşmaları reddeden bir liderle karşı karşıyayız” diyen Eroğlu, iyi niyetle müzakereleri sürdürüp, Kıbrıs’ta yaşayabileceğine inandıkları, halkı mutlu edecek, Anavatan’ın menfaatlerine halel getirmeyecek bir anlaşma arayışını sürdüreceklerini vurguladı.
Eroğlu, şöyle konuştu: 

“Sabrımızı zorlamaya devam ediyorlar ama biz buna rağmen dış dünyaya karşı olumlu mesajlar vermeye, anlaşma niyeti içerisinde müzakerelerin devamından yana olduğumuzu göstermeye devam ediyoruz. Ama neticede bunun da bir nihai zamanı olması lazım. ‘Zaman limiti koyalım’ diyorsunuz kabul etmiyorlar. Peki ne kadar devam edecek? Sonsuza kadar! Çünkü Rum’un anlaşmaya ihtiyacı olduğunu söylemek mümkün değil. Biz bir anlaşma arayışı içindeyken, samimiyken, onlar bir anlaşma arayışında değiller ve bu konuda samimi değiller. Bunu rahatlıkla müzakere masasında oturan bir kişi olarak söyleyebilirim.”
Yeni atanan özel temsilcinin önümüzdeki günlerde Ada’ya geleceğini ardından da New York ziyareti yapacaklarını hatırlatan Eroğlu, bu görüşmelerden sonra Rum tarafının tavır değişikliği içerisine girmesi ve müzakerelerde daha anlayışlı davranması temennisinde bulundu. 

ERDOĞAN: “DUYGUSAL VE TARİHİ BİR GÜN” 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da konuşmasında, bugün duygusal olduğu kadar tarihi bir günü daha gerçekleştirdiklerini dile getirdi. 1974’ten bu yana Türkiye’deki tüm iktidarların ilk hedefinin KKTC ziyareti olduğunu belirten Erdoğan, daha sonra Azerbaycan’ın ziyaret edildiğini anlattı. Erdoğan, kendisinin halk tarafından seçilen ilk Cumhurbaşkanı olduğuna da işaret ederek, “Böyle bir seçimden sonra da gerçekten benim için Kuzey Kıbrıs Türk ziyareti çok anlamlı çok duygusal olmuştur” dedi. 

“KIBRIS ÜZERİNDEN OYUNLAR OYNANIYOR...” 

Kıbrıs üzerinde oynanan oyunları 11 yıllık Başbakanlığı döneminde de yaşadığına dikkat çeken Erdoğan, Bürgenstock’ta Annan Planı meselesinde Yunan tarafının manevralarını, ikircikli tavırlarını, kendilerini orada Annan’a göstermenin bahtiyarlığını yaşadıklarını kaydetti. Bürgenstock’ta, Rumların ikircikli planlar yaptıklarını anlatan Erdoğan, Güney Kıbrıs’ın Annan Planı’nı çok ciddi oranla reddettiğini, Kuzey Kıbrıs’ın dürüstlüğünün de ortaya çıktığını dile getirerek, “Ama gel gör ki Batı, o da ikircikli davrandı. Batı onlara AB üyeliğini vermeyeceğinin sözünü bize verdiği halde, tuttu siyasi bir kararla Güney Kıbrıs’ı AB’ye üye yaptı” dedi. 

“BİZ YOLUMUZA KARARLI BİR ŞEKİLDE DEVAM EDİYORUZ” 

Güney Kıbrıs’ın AB’ye üye olmasının, AB müktesebatında zaten yerinin olmadığını, bunun hiçbir ilkeye oturmadığını, ama AB’nin ‘yaptık oldu’ dediğini anımsatan Erdoğan, “Şu anda Türkiye ile AB noktasında Güney Kıbrıs’ın mukayese edilebilir yanı mı var? Türkiye nerde, AB nerde? Bize durmadan hendek atlatıyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar, biz yolumuza kararlı bir şekilde devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Erdoğan, Türkiye’yi 10 yıl öncesi ile mukayese eden Erdoğan, 3 kat katlamış ekonomisiyle, altyapısıyla, üst yapısıyla yoğun bir şekilde gelişen bir rekabet pazarı içerisinde yer alan, mali noktada disiplinini koruyan, istikrarı öne çıkaran bir Türkiye olduğunu dile getirerek, “İnanıyorum ki KKTC’de birliğimizi, beraberliğimizi sağladığımız anda ister -tabi geçti gitti- Hristofyas, ister Anastasiades -tabi oda kalmayacak ki o da gidecek- çünkü bu anlayışla durulmaz. Siyasette istikrar dürüstlüktedir. Sözünü verdiğin zaman arkasında duracaksın. Eğer sözünü verdiğin zaman arkasında durmazsan, millet seni sırtında taşımaya mecbur değil. Vakti saati geldiği anda kapıya koyar. Bu iş böyledir” diye konuştu. 

“ANASTASİADES BENİMLE İKİ KEZ GÖRÜŞTÜ... HRİSTOFYAS’I ELEŞTİRDİ... HADİ ŞİMDİ ÇÖZ” 

Rum Yönetimi lideri Anastasiades’in kendisiyle iki kez görüştüğünü söyleyen Erdoğan şöyle devam etti:
“O zaman bu noktalarda değildi. Kendisi bana şunu söylemiştir. Ben Hristofyas’ın yaklaşımlarını beğenmiyorum, kabul etmiyorum... Bu işi artık çözmemiz lazım. Hadi gel şimdi çözüm noktasındasın. Çöz... Görüyorsunuz gene manevra yapıyorlar. Bunların genlerinde var. Belli yerlerden talimat almadıkça bunlar adım atamaz. Atsalar da, atmasalar da, onlar kaçacak, biz kovalayacağız. Davos’ta ben Annan’a şunu söylemiştim. Türkiye olarak, Türkler olarak ‘biz bir adım önde olacağız ama siz ne yapacaksınız’ demiştim. Biz sözümüzde durduk ama onlar sözlerinde duramadı.” 

“TALİH SUYU, BARIŞ SUYU” 

Artık güçlü bir Türkiye, güçlü bir KKTC’nin bunların hepsini köşeye yatıracağını kaydeden Erdoğan sözlerini söyle tamamladı: 

“Önümüzde şu anda Türkiye’den gelecek Anadolu suyu bir talih suyudur... Bir barış suyudur. İnşallah onunla birlikte enerjiyi de buraya taşıyacağız. Enerjide de buraya bir çevreci enerjiyi inşallah denizin altından taşımış olacağız. Bunlar tabi Güneyi çok farklı bir noktaya getirmiş olacak. Yeter ki biz bir olalım. Beraber olalım, hep birlikte dayanışma içinde olalım, kardeşliğimizi zedelemeyelim. Ben bu duygular içerisinde Sayın Eroğlu’nun ev sahipliğine çok çok teşekkür ediyorum ve bu muhabbet sofrası inşallah baki kalsın.” 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Trabzon Stadyum değil mezarlık Trabzon’un Çarşıbaşı ilçesindeki Pınarlı mahallesinde bulunan mezarlıkta vatandaşların rahat bir şekilde dualarını okuyabilmesi için çoğunlukla bordo ve mavi renklerden oluşan tribün koltukları yerleştirildi. Trabzon’daki mezarlık Türkiye’de ilk olabilecek özelliği ile dikkat çekiyor. Pınarlı mahallesi halkı tarafından mezarlıklara gelen vatandaşların rahat bir şekilde dualarını okuyabilmesi için ilginç bir yola başvuruldu. Mezarlığın üst kısmına dökülen betonun üzerine stadyumlarda ve kapalı spor salonlarında görmeye alışık olduğumuz tribün koltukları yerleştirildi. İnternet üzerinden satın alınan tribün koltuklarının çoğunluğunun bordo ve mavi olması sosyal medyada da yoğun ilgi gördü. Paylaşılan görüntülerde vatandaşların çoğunluğu mezarlığa ‘tribün’ benzetmesi yaparken, mahalle halkı eksik kalan koltuklar için Trabzonspor Kulübü’nden yardım istedi. Trabzonspor başkanından mezarlığa tribün koltuğu talep etti Pınarlı Mahalle Muhtarı Davut İşçi, yaptıkları hizmete sosyal medyada yapılan yorumlarda yer alan ‘tribün’ benzetmesine karşı olduklarını belirterek “Cenaze merasimlerinde ve mezarlıklara bayram ziyaretlerinde gelen vatandaşların rahat oturabilmesi için böyle bir güzellik yapmaya çalıştık. Bazı arkadaşlarımızın vesile ile oldu. Güzel olduğuna inanıyorum. Koltukların teminini vatandaşlarımızın yardımıyla internet üzerinden özellikle İstanbul’dan gönderilen koltukları buraya yerleştirmeye çalıştık. Trabzonspor bizim gönlümüzde. Bu konuda Trabzonspor’dan da beklentimiz var. Eksik koltuklarımız var. Onlarında tamamlanması için yardım talep ediyoruz. İnşallah başkanımızın duyarlı olacağına inanıyorum. Sosyal medyada ’tribün’ denildi ama ona karşıyız. Kesinlikle tribün diye bir şey yok. Vatandaşların rahat bir şekilde oturabilmesi için biz bunları yaptık” dedi. “Buraya gelenlerin dualarını ve Kur’an-ı Kerim’i en iyi şekilde okumaları için düşündük” Pınarlı Mahallesi Merkez Cami İmam Hatibi Mustafa Kum ise vatandaşların rahat bir şekilde duaları okuyabilmesi için koltukları düşündüklerini dile getirerek “Bu fikir muhtarımız, köy ihtiyar heyeti ve vatandaşlarımız ile düşündüğümüz bir şey. Burada vatandaşlarımızın mezar ziyaretine geldiği zaman daha güzel bir şekilde oturarak hem defin esnasında olsun hem de bayram günleri olsun mezarlarını ziyaret ettiklerinde oturup duaları etmeleri için düşündüğümüz bir uygulama oldu. Güzel de oldu. Tabi renkler Trabzonspor olunca o da ilgi çekti. Bu hizmet için emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz. Bizim sadece tek bir amacımız var. Buraya gelenlerin dualarını ve Kur’an-ı Kerim’i en iyi şekilde okumaları için düşündük. Tribün diye bir algı oluşturmanın herhangi anlamı yok. Trabzonspor’dan küçük bir beklentimiz var. İnşallah o talebimizde karşılık bulur. Yaklaşık 30 adet koltuğa ihtiyacımız var. Onlarda bordo ve mavi olursa çok daha güzel olur. Tamamlamış oluruz. Vatandaşlardan çok güzel tepkiler aldık. İnşallah vatandaşlarda bu hizmeti en iyi şekilde değerlendireceklerdir. Hem maddi hem de manevi destekleri olan herkese teşekkür ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Bayburt Temsili askerlik töreni öncesi duygusal anlar yaşandı: Oğlunu asker eden anne gözyaşlarını tutamadı Bayburt İl Jandarma Komutanlığı tarafından düzenlenen ’Temsili Askerlik’ töreninde 23 engelli vatandaş bir günlüğüne askerlik yapıp, yemin ettiler. Yemin töreninin ardından engelli bireylere, terhis belgeleri verildi. Tören öncesi oğlu Hakan Çiftçi’yi törene hazırlayan anne, oğlunun omuzlarına gözyaşları içinde ’O Şimdi Asker’ yazılı şalı atıp, oğluna sıkı sıkı sarıldı. Hakan Çiftçi ise annesinin elini öperek, duasını aldı. Duygusal anların yaşandığı tören öncesinde Çiftçi ailesinin kapısına Türk bayrağı asıldı. Gerçeği aratmayan asker uğurlamasında, gözyaşları sel olup aktı. Bayburt İl Jandarma Komutanlığına gelerek teslim olan gençler ise, üniformalarını alarak tören için hazırlıklarını tamamladılar. Olumsuz hava koşulları nedeniyle kapalı spor salonunda düzenlenen ’Temsili Askerlik’ töreninde, engelli bireyler tarafından askerlik yemini edildi, şiir okundu, Jandarma Marşı seslendirildi. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı okunmasıyla başlayan törende, engelli bireyler ant içip, yemin etti. Yeminin edilmesinin ardından il protokolü, gençlerin terhis belgelerini verdiler. Asker olmanın gururunu yaşayan gençlerin aileleri de bu anlara tanıklık ederek, evlatlarının mutluluklarını paylaştılar. Programda konuşan Bayburt Valisi Mustafa Eldivan, vatan savunmasında yaşlı, genç, kadın, çocuk demeden bu topraklarda mücadele eden bir milletin torunları olduklarını belirterek, "Engelli olsun olmasın, yaşı ne olursa olsun her birey vatani görevini yapmak ister. Çanakkale Savaşı’nda da on beşliler diye Tokat’tan askere giden gençlerimizin, çocuklarımızın şehitlik mertebesine ulaştığını biliyoruz. Bizler çocuklarımızla, gençlerimizle yaşlılarımızla, kadınlarımızla bu vatanı savunmuş, şehadet şerbetini içmiş bir milletin torunlarıyız. O yüzden buradaki 23 kardeşimizin bu kutlu üniformayı giymesini ve bu şanlı üniforma ile beraber askerlik yemini etmesini çok anlamlı buluyorum, sizler de ne kadar gurur duysanız azdır. Ve buradaki kardeşlerimizin gözlerinden öpüyorum, şüphesiz ihtiyaç olursa vatan savunmasında yer alacaklardır" diyerek konuştu. Vali Eldivan, programı düzenleyen, programda emeği geçenlere teşekkür ederek, evlatlarını, yakınlarını böylesi bir günde yalnız bırakmayan ailelere, yakınlara teşekkürlerini iletti. Vali Eldivan, konuşmasının sonunda başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere vatan savunmasında şehit olan kahraman şehitleri ve vatanı uğruna gazi olan yürekli gazileri şükranla yad etti. Edilen askerlik yemininin vatana, millete hayırlı olmasını temenni eden Bayburt İl Jandarma Komutanı Albay Dr. Talha Övet, konuşmasında şunları kaydetti: "Türkiye Cumhuriyeti jandarması saflarında temsili askerlik hizmetini yerine getirmek için gelen vatandaşlarımız, heyecan ve coşku ile asker üniformalarını giymiş, kahraman birer Mehmetçik olarak karşınızda gurur ve onurla durmaktadırlar. Bugün sizlere, kısa da olsa kutsal askerlik görevini yapmanın gurur ve onurunu yaşatmaktan, şanlı Türk ordusunun ve Türk jandarmasının şerefli birer neferi olarak sizleri aramızda görmekten dolayı mutluluk duyuyoruz. Biraz önce ettiğiniz yeminle, diğer vatan evlatları gibi, şanlı bayrağımız ve silah üstüne ellerinizi koyarak yemininizi gerçekleştirdiniz. Ebediyete kadar sadık kalacağınız askerlik yemininize gönülden inanıyorum. Hiç şüphe yoktur ki size ihtiyaç duyulduğunda bu yemini eden her vatan evladı gibi sizler de bu vatan için canınızı esirgemeyeceksiniz. Askerlik yemininiz yüce Türk milletime, kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerine, Jandarma Teşkilatına, ailelerinize ve sizlere hayırlı, uğurlu olsun." Törene, Bayburt Valisi Mustafa Eldivan, Belediye Başkanı Mete Memiş, Garnizon Komutanı Topçu Albay Gürol Akkaya, Cumhuriyet Başsavcısı Huzeyfe Yücedağ, Baro Başkanı Serkan Pekmezci, İl Jandarma Komutanı Albay Dr. Talha Övet, İl Emniyet Müdürü Nihat Uzun, AK Parti İl Başkanı Turgut Çalışkan, Milliyetçi Hareket Partisi İl Başkanı Muharrem Baykal, kurum müdürleri, STK temsilcileri ve aileler ve yakınlar katıldı.
Çanakkale Çanakkale’de 12 engelli genç askerlik heyecanını yaşadı Çanakkale Boğaz ve Garnizon Komutanlığı’nda 12 engelli genç, ’Engelliler Haftası’ kapsamında 1 günlük temsili askerlik yaparak, tezkere almanın heyecanını yaşadı. Bahriyeli olarak askerliğini yapan engellilerin mutluluğuna aileleri de ortak oldu. Çanakkale Boğaz ve Garnizon Komutanlığı, 10-16 Mayıs ‘Engelliler Haftası’ kapsamında, kentteki engellilere yönelik 1 günlük temsili askerlik uygulaması yaptı. Temsili askerlik için 12 engelli genç başvurdu. Sabah saat 08.00’den itibaren aileleriyle beraber Çanakkale Boğaz ve Garnizon Komutanlığı’na gelen engelliler, ilk olarak asker tıraşı olup, askeri kıyafetlerini giydi. Ardından engellilerin askerlik eğitimi başladı. Eğitim sahasında bölük komutanı ve bölük astsubayı tarafından 12 engelli gence, harp silah ve araçların tanıtımı yapıldı, yanaşık düzen eğitimi verildi. Eğitim sonrası günün hatırası olarak engelli gençler asker selamı vererek hatıra fotoğrafı çektirdi. Temsili askerlik yapan Arda Özayabakan, “Askerlik görevim için teslim oldum. Çanakkale’de askerlik görevimi yapıyorum. Çok mutluyum” dedi. Oğlu Arda’nın askerlik göreviyle gurur duyduğunu belirten baba Ömer Faruk Özayabakan, “Arda bugün 1 yıldır bekliyor. Çok mutlu oldu. Özellikle buradaki ilgi, ihtimam da çok güzeldi. Komutanlarımız bize yardımcı oldular. Çok mutluyuz. Arda da bu konuda duygularını ifade etmekte zorlanıyor. Bende duygularımı ifade etmekte zorlanıyorum. Boğaz Komutanlığımıza ve Komutanım Mustafa Biçen’e ve diğer komutan arkadaşlara çok teşekkür ediyoruz. Ellerinden geleni yaptılar ve biz de bu mutlu günümüzde, bizimde mutluluğumuza ortak oldular” diye konuştu. Temsili askerlik yapan Alican Duman, “Çanakkale Boğaz Komutanlığında vatani görevimi yapıyorum. Komutanlarımız yardımcı oluyor. Yemin töreninden sonra evimize döneceğiz. Ben önceden asker olmak istiyordum ama pandemi girdi. O dönem de asker olamadık. Hayalim gerçek oldu. Kısmet bugüneymiş. Balıkesir Erdek’te dedem vardı. Dedem bugünleri görseydi, çok sevinirdi. Çok istiyordu ama göremedi” şeklinde konuştu. Alican Duman’ın annesi Deniz Duman ise, “Özel çocuklara bu fırsatı verdikleri için çok teşekkür ediyorum. Gayet güzel karşılandık. Her şey güzel, heyecanlı, mutlu ve gururluyuz. Oğlumuzun askerliğini de gördük” dedi. Temsili askerlik yapan Mirza Çelik de, “Çanakkale Boğaz Komutanlığında asker oldum. Vatani görevimi yapıyorum. Her şey için komutanlarıma teşekkür ediyorum” dedi. Mirza Çelik’in annesi Banu Ertaş ise, “Bugün tatlı bir gurur yaşıyoruz. Allah izin verirse oğlumuz asker olacak. Bir gün bile yapsalar bizin için çok önemli gün. Emeği geçen herkese, burada olan erlerimizden, komutanlarımıza hepsine çok teşekkür ediyoruz. Çok heyecanlıyız ve çok mutluyuz” diye konuştu. Engellilerin temsili askerliği, Çanakkale Deniz Müzesi Komutanlığı’ndaki yemin ve terhis töreniyle sona erdi. Yemin ve terhis töreni saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Engelli genç Alican Duman şiir okudu, 12 engelli genç silah ve Türk bayrağı üzerine el basarak yemin etti, ant içti. Yemin töreninde konuşan Boğaz ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Mustafa Biçen, “Kutsal vatani görevlerini yerine getirmek üzere bir dizi askeri eğitimden sonra yemin ederek, saflarımıza katılan genç bahriyeliler için toplanmış bulunuyoruz. Temsili askerlik uygulaması asil Türk Milletinin vatanına ve cumhuriyetine beslediği büyük sevginin bir göstergesidir. Engelli evlatlarımızın askerlik vazifesini yerine getirmeleri yönüyle de dünyada ilk ve tek örnektir. İşte bugün Türk Silahlı Kuvvetlerinin Garnizon Komutanlıklarında yani memleketimizin dört bir köşesinde benzer programlar dahilinde askerlik çağındaki gönüllü kardeşlerimiz, evlatlarımız askerlik hizmetini yerine getirmektedirler. Bu kapsamda şehitler ve kahramanlar diyarı Çanakkale’de karşımızda bulunan 12 gencimizde kutsal vatani görevleri olan askerlik hizmeti yerine getirmek için biraz önce icra ettikleri askerlik yeminiyle milletimizin onurlu evlatları arasındaki yerlerini almışlardır” dedi. Konuşmanın ardından Çanakkale Vali Yardımcısı Hakkı Uzun, Çanakkale Boğaz ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Mustafa Biçen ve protokol üyeleri tarafından 12 engelli gence terhis belgeleri takdim edildi. Törene, Çanakkale Vali Yardımcısı Hakkı Uzun, Çanakkale Boğaz ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Mustafa Biçen, Belediye Başkan Vekili İrfan Dehmen, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Rektörü Prof. Dr. Cüneyt Erenoğlu, İl Emniyet Müdürü Selim Arıcı, İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Sadi Akman ve gaziler, engelli gençlerin aileleri ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Aydın Aydın’da 41 yıl sonra gelen leylek yavrusu sevinci Kuşadası-Aydın yolu üzerindeki kırsal Gökçealan Mahallesi’ne 40 yıl aradan sonra gelen bir çift leylek, bu yıl da gelirken mahallede 41 yıl sonra 4 leylek yavrusu dünyaya geldi. Yıllarca Aydın’a bağlı bir köy olan ancak İzmir’in Selçuk ilçesine daha yakın olması nedeniyle 10 Şubat 1975 tarihinden bu yana Selçuk’a bağlanan kırsal Gökçealan Mahallesi’nde 41 yıl aradan sonra leylek yavrusu sevinci yaşandı. Aydın ve çevresinde doğal hayatın korunması için faaliyetler gerçekleştiren Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) ve duyarlı vatandaşlar ise Gökçealan Mahallesi’ne 40 yıl sonra gelen ve 41 yıl sonra da leylek yavrusu sevinci yaşatan bir çift leylek için seferber oldu. Mahalleye gelen leyleklerin yüksek gerilim direğine yuva yapmaya çalışması üzerine harekete geçen EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü ve mahalle sakinleri, çarpılma riskine karşı leylekler için yeni yuva yaptı. Gerekli görüşmelerin ardından bir elektrik direğinin tepesine platform hazırlanırken, leylekler yeni yuvalarına taşındı. Yeni yuvalarını sahiplenen leyleklerin 4 yavrusu dünyaya gelirken, Gökçealan Mahallesi de 41 yıl aradan sonra leylek yavrusu sevinci yaşadı. “Göçealanlılar çok sevinçli" Mahallede 40 yıl sonra leylek görülmesinin ve bu yıl da yavrularının olmasının herkesi duygulandırdığını belirten Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) Başkanı Bahattin Sürücü; “İzmir’in Selçuk ilçesine bağlı Gökçealan köyü ile, Aydın’ın Kuşadası ilçesine bağlı Çınar köyü neredeyse birbirine girecek kadar yakın olan, aralarından sadece yol geçen komşu köyler. Her iki köyün güneyinde yer alan Gölbaşı denilen sulak alanlardan, günümüzde sadece ismi kalmış. Sulak alan olması nedeniyle eski yıllarda birçok leyleğin burada ürediği yaşlılar tarafından anlatılmaktadır. Sulak alanlar yok olunca leylekler bölgeyi terk etmiş. Geçtiğimiz yıl, 40 yıl aradan sonra Gökçealan’a bir çift leylek gelmişti. Yüksek gerilim direklerinden birine yuva yapmaya çalıştıkları köylüler tarafından bildirilmişti. Ebeveynler ve yavrulara elektrik çarpma riski olduğundan, GDZ elektrik dağıtım şirketiyle birlikte yaptığımız yeni yuvayı daha güvenli bir direğe taşımıştık. Leylekler de yuvayı benimsemiş ve yuvayı kullanmışlardı. Ancak geçen yıl yavru yapamadılar. Bu yıl yine aynı yuvayı gelip kullanmaya başladılar. Herkes merakla yavruların çıkıp çıkmayacağını beklemeye başlamıştı. Yaptığımız gözlemde leyleklerin 4 adet yavrusunun olduğunu gördük. 41 yıl sonra yavruların çıktığını gören Gökçealanlılar çok sevinçli” dedi. “Köy hayatı lüks karşısında ne kadar dayanacak bilinmez” Kırsal bölgelerde yaygınlaşan villa tipi yerleşim yerlerinin ekosistemi ve bölge tarımını nasıl etkileyeceği yönündeki endişelerini de dile getiren Sürücü; “Ebeveynlerden biri kanatlarını açarak yavrularını güneşten korumaya çalışırken, diğeri de bahçeleri süren traktörün peşinden giderek yavruları için topraktan çıkacak besini temin etmenin peşinde. Bölgede ekosistem canlanıyor derken yol üzerindeki bir tabela buradaki ekosistemin ve tarımın geleceğini nasıl etkileyeceğini net bir şekilde gösteriyordu. Üzümüyle, inciriyle, zeytiniyle, kirazıyla geleneksel tarımını sürdürmeye çalışan yöre insanlarının gücü, köy hayatına taşınmaya devam eden lüks karşısında ne zamana kadar dayanacak bilinmez. Gökçealan leyleği 40 yıl aradan sonra geri döndü ve 41. yılda yavrularını dünyaya getirdi. Gökçealan leylekleri umarız bölgedeki doğanın ve tarımın korunmasında sembol olup herkese umut verirler” şeklinde konuştu.