POLİTİKA - 10 Ekim 2016 Pazartesi 15:44

Erdoğan'dan tarihi konuşma

A
A
A
Erdoğan'dan tarihi konuşma

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 23. Enerji Kongresi'nde yaptığı konuşmada liderlere Ortadoğu'ya barış getirelim çağrısında bulundu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 15 Temmuz’dan 3 ay sonra Türkiye’deki Enerji Kongresi’ne katılan yabancı konukla teşekkür ederek, "İstanbul’a gelerek ülkemize, milletime, demokrasimize destek verdiniz. Umarım sizlerin bu asil duruşunuz hala Türkiye’ye açık destek vermekten imtina eden, hala darbecileri bahane ederek bize demokrasi dersi vermeye kalkan birilerine örnek olur" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 23. Dünya Enerji Kongresi’nde katılımcılara hitap etti.

Türkiye’nin tarihinde sömürgecilik utancı olmadığını vurgulayan Erdoğan, "Bugün de ülkemizin Afrika’ya yaklaşımı ne doğal kaynak, ne beşeri kaynak, ne de başka bir çıkar kaygısına dayanıyor. Biz öncelikle orta ve kuzey Afrika ile tarihten gelen bağlarımızı yeniden canlandırmanın peşindeyiz. Bunun yanında Afrika’nın tamamını dünyada el uzatılmadık mağdur bırakmama anlayışımız tezahürü olarak kucaklama çabasındayız. Kıtadaki insanların bizden beklentileri, farklı niyetlerle ortaya konan dayatmalar değil, Afrika sorunlarına Afrika çözümleri üretilmesidir" diye konuştu.

Enerji sorununu çözmeden, kalkınmadan ve diğer sorunlardan bahsedilemeyeceğini belirten Erdoğan, "Bugün dünyada elektrikten mahrum olan 1.1 milyar insanın 650 milyonu Afrika’da yaşıyor. Dünyanın kuzeyi zenginlik içindeyken, Güney’i en temel ihtiyaçlarını karşılamakta sıkıntı çekiyor. Bölgedeki durumun aciliyeti nedeniyle çalışmalarımızı buranın üzerinde yoğunlaştırdık" şeklinde konuştu.

"Türkakımı projesine olumlu bakıyoruz"
Türkiye’nin enerjide büyük ölçüde dışa bağımlı bir ülke olduğunu hatırlatan Erdoğan, "Son 14 yıldır dünya ortalamasının üzerinde bir büyüme performansına sahibiz. Bu durum enerji talebimizin yüzde 6-8 arasında artışa yol açmıştır. Biz bu talebi karşılanın yanında enerji arz güvenliğimizi sağlamak ve enerji sepetimizi çeşitlendirmek için çalışıyoruz. Türkiye dünyanın ispatlanmış doğalgaz rezervlerinin yaklaşık 3’te 2’sinin bulunduğu bölgede yer alıyor. Bu enerji kaynaklarının dünyaya ulaştırılması noktasında önemli projelere öncülük ettik. Mavi Akım, İran ve Bakü-Tiflis-Erzurum doğalgaz hatları Türkiye’nin bu alandaki konumunu tescillemiştir. Azeri petrolü başta olmak üzere, Hazar petrolünün Ceyahan’a akışını sağlayan boru hattını da hayata geçirdik. Azerbaycan ile birlikte Güney gaz koridorunun belkemiği olan TANAP projesini inşa ediyoruz. Bu hattın devamını oluşturacak Transadriyatik boru hattı ile Azeri gazı Avrupa piyasalarına ulaşmış olacak. Türkmen gazının da bu projenin bir parçası olması için yoğun çaba harcıyoruz. Rusya’nın halihazırda Balkanlar üzerinden aldığımız gazı, Karadeniz üzerinden ülkemize sevk etmeyi öngören Türkakımı projesine de olumlu bakıyoruz. Bu projenin ikinci aşaması Avrupa doğalgaz piyasalarındaki gelişmelere bağlı olarak geliştirilecektir. Diğer taraftan doğu Akdeniz gazı da yeni bir alternatif. Yapılan araştırmalar, bu gaz için en karlı ve ekonomik güzergahın Türkiye olduğunu gösteriyor" ifadelerini kullandı.

"Avrupa’ya 4. doğalgaz koridorunu oluşturmak amacındayız"
Enerjinin 3 boyutu olduğuna dikkat çeken Erdoğan, "Bir tedarik, iki taşıma, üç tüketim. Biz tabii tedarikçi bir ülke değiliz. Biz tüketici ve taşıyıcı bir ülke konumundayız. Bu özelliklerimizi teknoloji ile bütünleştirerek o tedarikle bunu bir araya getiriyoruz. Avrupa’nın arz güvenliğine de bununla katkı sağlıyoruz. Bu çerçevede Rusya federasyonu, Cezayir ve Norveç’ten sonra Avrupa’ya 4. doğalgaz koridorunu birlikte oluşturmak amacındayız TANAP ile Avrupa’nın doğalgaz tedarikinde yeni bir alternatif ortaya çıkacak. Bu projenin Avrupa için de önemli olduğuna inanıyoruz" dedi.

"Hedefimiz elektrik üretimimizin yüzde 10’unun nükleer enerjiden karşılanması"
Türkiye için nükleer enerjinin de önemli bir kaynak olduğunu belirten Erdoğan, şunları söyledi:
"Rusya ile Akkuyu Nükleer Güç Santrali projesi gerçekleştirilmesine yönelik anlaşma imzaladık. Japonya ile Sinop Nükleer Güç Santrali projesi için anlaşma yaptık. Şimdi 3. Nükleer güç santrali projesini hayata geçirme arayışındayız. Bizim ciddi bir enerji potansiyeline ihtiyacımız var. Hedefimiz önümüzdeki yıllarda elektrik üretimimizin yüzde 10’unu nükleer enerjiden karşılanması. Türkiye yenilenebilir enerji açısından önemli bir konuma sahip. Türkiye’de enerjinin her alanında bir yatırım potansiyeli mevcut. Tüm enerji şirketlerini yatırıma davet ediyoruz. Türkiye’ye güvenen asla pişman olmamıştır, bundan sonra da pişman olmayacaktır. Günümüzde küresel altyapı yatırım ihtiyacının büyük bölümünü enerji yatırımları oluşturuyor. Son dönemde düşen petrol fiyatlarının enerji yatırımlarını etkileme ihtimali üzerinde durmalıyız. Bugün ertelenen yatırım kararlarının gelecekte enerji güvenliği üzerinde olumsuz etkide bulunması kaçınılmazdır. Bunun için daha yakın bir koordinasyon içinde çalışmamız gerekiyor."
Cumhurbaşkanı Erdoğan zengin enerji kaynaklarına sahip olmanın tek başına huzur getirmediğini de belirterek, bunun en çarpıcı örneğinin Ortadoğu olduğunu vurguladı.

"Suriye’ye Irak’a barış getirmek için el ele verelim"
Erdoğan Suriye konusunda dünyaya çağrıda da bulunarak şunları söyledi:
“Suriye’ye Irak’a Ortadoğu’ya huzur ve barış getirmek için el ele verelim. Halep’teki çocuk ufka baktığında içi umutla dolmalı. Ancak bugün Halep’te ufka bakan çocuklar helikopterlerin kendilerini hedef alan bombalarını görüyor. Musul’da ufka bakan çocuk özgürce gelecek hayalleri kurabilmeli. Bugün Musul’daki çocuklar ufukta sadece DEAŞ zulmü ile, mezhepçilik tehdidinin mukayesesini yapabiliyor. Biz diyoruz ki Suriye’de çatışmaların durması, insani yardımları kısıtlama olmadan ihtiyaç sahiplerine ulaşması için gelin birlikte gayret sarf edelim. Musul’un hem DEAŞ tehdidinden, hem mezhepçilik baskısından kurtarılabilmesi için birlikte mücadele edelim. Gelin barış için elimizdeki imkanları kullanalım. Gelin yeni ufukları birlikte kucaklayalım."

"15 Temmuz sonrası Türkiye’ye gelerek ülkeme, milletime, demokrasiye destek verdiniz"
Türkiye’nin bugüne kadar savunduğu değerlerin bedelini ağır şekilde ödediğinin altını çizen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bu bedel kimi zaman maddi sınırlar içinde kalırken, kimi zaman 15 Temmuz’da yaşadığımız gibi kanla ödenebiliyor. Yaklaşık 3 ay önce ordu içine sızmış bulunan bir grup terörist, milletimizi, demokrasimizi, bağımsızlığımızı hedef alan darbe girişiminde bulundu. Birçok kurumumuz bombalandı. Sivillerin üzerine ağır silahlara ateş açıldı. Milletimizin cesareti sayesinde bu girişimi akamete uğrattık. Bu hain saldırı sırasında 241 vatandaşımız şehit olurken 2 bin 194 vatandaşımız yaralandı. 15 Temmuz arkasında FETÖ ve onun elebaşı vardı. Sizler de bu hain terör eyleminden 3 ay sonra İstanbul’a gelerek ülkemize, milletime, demokrasimize destek verdiniz. Milletim ve şahsım adına teşekkür ediyorum. Umarım sizlerin bu asil duruşunuz hala Türkiye’ye açık destek vermekten imtina eden, hala darbecileri bahane ederek bize demokrasi dersi vermeye kalkan birilerine örnek olur."

"Türkiye’nin Suriye ve Irak’taki mücadelesi hayati bir zorunluluktur"

Türkiye’nin PKK ve DEAŞ terör örgütlerinin de saldırısı altında olduğunu söyleyen Erdoğan, "Türkiye’nin Suriye ve Irak’a ilgisinin en önemli sebeplerinden biri de DEAŞ ve PKK-YPG mensuplarının saldırılarıdır. Ankara, İstanbul, Gaziantep ve Diyarbakır’da canlı bomba saldırıları gerçekleştirdi. PKK hemen her gün güvenlik güçleri ve vatandaşlara yönelik eylemler düzenliyor. Dün 18 asker ve sivil kardeşimizi şehit ettiler. Önceki gün Ankara’da bombalı araçlı eylem yapma hazırlığında olan iki PKK militanı kendilerini havaya uçurdular. Bütün bunlarla beraber buradan bir kez daha şehitlerimize rahmet diliyorum. Ülkemizin birliğini, huzurunu hedef alan bu kalleş saldırıların başarıya ulaşma imkanı olmayacaktır. Bu saldırılar terör örgütünün son sesini duyurma çabalarıdır. Türkiye tüm bu terör örgütleri ile mücadele edecek imkana ve kararlılığı sahiptir. Madem ki terör küresel bir sorundur. Ülkemizin bu mücadelesinde diğer devletlerden destek beklemek hakkımızdır. Kendi topraklarımızda nasıl mücadele yürütüyorsak, terör tehditlerinin kaynağı durumundaki Suriye ve Irakta da aynı hakka sahip olduğumuza inanıyorum. Türkiye’nin Suriye ve Irak’taki mücadelesi hayati bir zorunluluktur. Dünyadaki enerji kaynaklarının güvenliği de bu bölgenin terörist faaliyetlerden arındırılmasına bağlıdır. Biz kendi milliği güvenliğimiz için de dünyanın enerji güvenliği için de mücadele ediyoruz" dedi. 

İsmail Coşkun - Serdal Altıntepe
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Yumaklı, Veteriner Kontrol Merkez Araştırma Enstitüsünü ziyaret etti Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, daha önce açıkladığı ’Hayvancılık Yol Haritası’nın en önemli başlıklarından birisinin hayvan hastalıklarıyla mücadele olduğunu belirterek, Etlik Veteriner Kontrol Merkez Araştırma Enstitüsünün hayvan hastalıklarıyla mücadelede uluslararası geçerliliği olan son derece önemli çalışmalar yaptığını bildirdi. Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, 27 Nisan Dünya Veteriner Hekimler Günü münasebetiyle Etlik Veteriner Kontrol Merkez Enstitüsünü ziyaret etti. Laboratuvarlarda incelemelerde bulunan Yumaklı, enstitü çalışanlarıyla sohbet etti. Daha sonra basın mensuplarına değerlendirmede bulunan Bakan Yumaklı, enstitünün bir asra yakın tecrübesiyle dünya çapında akreditasyona sahip olduğuna dikkati çekti. Bu merkezde yapılan çalışmaların birçok ülke tarafından baz alındığının altını çizen Yumaklı, şu bilgileri verdi: “Burada üç başlıkta faaliyet gösteren 19 laboratuvarımız var. Bunlar arıdan büyükbaş ve küçükbaş hayvan ile diğer bütün hayvanlara ilişkin hastalık teşhisleriyle alakalı çalışan laboratuvarlarımız. İkinci grup laboratuvarlarımız ise tedaviye ilişkin antijen üretiminden aşı üretimine kadar faaliyet gösteriyor. Üçüncü grup da kontrol ve analiz laboratuvarlarımız. Bu 3 laboratuvarımız da Türkiye’deki hayvan hastalıklarıyla mücadelenin yanı sıra uluslararası birtakım taleplere cevap verme hususunda faaliyet gösteriyor. Özellikle sadece Türkiye’nin dört bir tarafından değil, yine dünyadan da buraya gelen numuneleri kontrol ederek, test ederek gelen taleplere cevap veriyorlar. Buradaki Doping Laboratuvarı dünyadaki sayılı merkezlerden birisi. Hem Türkiye’deki atlarla alakalı yapılan doping kontrolü, hem de dünyadan gelen numunelerin analiz edilmesi de yine buradaki laboratuvarlarımızda yapılıyor. Uluslararası ölçekte kabul edilebilir bir laboratuvar olduğunu ifade etmek istiyorum.” Hayvan hastalıklarıyla mücadele Bakan Yumaklı, hayvan hastalıklarıyla mücadelenin en önemli kısmının teşhis etmek, bunların tedavisiyle ilgili araçlar geliştirmek ve yapılan analizlerle hayvan hastalıklarıyla mücadelede politikalar geliştirmek olduğunu dile getirdi. Etlik Veteriner Kontrol Merkez Enstitüsünü ‘Türkiye’de bu anlamda uluslararası geçerli olan son derece önemli bir merkez’ diye niteleyen Yumaklı, “Bizler hayvancılık yol haritasının en önemli başlıklarından birisini hayvan hastalıklarıyla mücadele olarak belirledik. Dolayısıyla son derece yüksek ekonomik kayıplara sebep olan hayvan hastalıklarıyla mücadelenin aynı zamanda hem tecrübe açısından hem de teknoloji açısından bir bütün halinde işlenmesi gerekir. Dolayısıyla bizler de bugün itibariyle buna bu kapasiteye sahip, bu kabiliyete sahip, son derece gelişmiş laboratuvarlarımızın olduğu, son derece deneyimli arkadaşlarımızın olduğu bu merkez araştırma enstitüsünde hayvan hastalıkları ile ilgili mücadelemize devam ediyoruz” ifadelerini kullandı. Yılda 700 binin üzerinde test ve analiz Merkezdeki laboratuvarlarda yıllık 700 binin üzerinde test ve analiz yapıldığının altını çizen Yumaklı, sadece Türkiye içerisinden gelen numunelerin testi ya da analizi değil, aynı zamanda dünyanın farklı ülkelerinden gelen numunelerin de test ve analizlerin gerçekleştirildiğini belirtti. Yumaklı, böyle donanımlı merkezlere sahip olan ülkelerin hayvan hastalıkları konusunda avantajlı durumda olduklarına işaret ederek, şunları kaydetti: “Ülkemizdeki özellikle Covid pandemisi başladığı andan itibaren bu çalışmalara çok önemli destekler verdi bu merkez. Umuyoruz ve diliyoruz ki böyle bir şeye ihtiyaç olmaz. Ancak şunun da bilinmesi vatandaşlarımız açısından önemlidir diye düşünüyorum. Böyle bir merkeze sahip olmak ülkemiz açısından son derece büyük bir kazanım. Yine altını çizeyim, hem teknolojik hem de bilgi ve tecrübe açısından son derece deneyimli, kabiliyetli ve kapasitesi son derece yüksek arkadaşlarımızın da çalıştığı ve araştırma yaptığı bir merkez olarak faaliyet gösterdiğini belirtmek istiyorum.” Veteriner hekimlerin sadece hayvan hastalıkları açısından değil aynı zamanda sağlık sistemi içerisinde çok önemli yerleri olduğunu vurgulayan Bakan Yumaklı, bütün veteriner hekimlerin Dünya Veteriner Hekimleri Günü’nü tebrik etti. Asırlık tecrübe Veteriner Kontrol Merkez Enstitüsünün başlangıcı kabul edilen Sığır Vebası Serum Üretimi Kurumu (Veba-i Bakari Seromu Dar-ül-istihzarı) Kurtuluş Savaşı sırasında Eskişehir’de faaliyet göstermekte iken savaş nedeniyle önce Ankara’ya daha sonra da Kırşehir ili Bozkaya yöresine nakledildi. Sakarya Savaşı’ndan sonra 1921 yılında Serum Üretim Kurumu adıyla Etlik’te bulunan bugünkü yerine taşındı ve sığır vebası serumu üretimine başlandı. Enstitü gelişimi günümüze kadar devam ederek bugün 19 laboratuvar ve destek üniteleri ile faaliyetlerini sürdürüyor. Enstitü hizmet alanında bulunan illere (Ankara, Eskişehir, Bolu, Zonguldak, Bartın, Karabük, Kastamonu, Çankırı ve Kırıkkale) hayvan sağlığı ve zoonoz hastalıklar konusunda, bazı spesifik hastalık analizlerinde ise ülke genelinde hizmet veriyor. Ülkemizde hiçbir laboratuvar ve sağlık kuruluşunda yapılamayan, insanlarda önemli zoonoz ve ölümcül hastalık olan Leptosipirozis’in tanısı Enstitü bünyesindeki Spiroket Hastalıkları Laboratuvarında yapılıyor ve Sağlık Bakanlığı da bu hizmetten yararlanıyor. Yurtdışına çıkarılacak olan evcil hayvanların kuduz titrasyon testi enstitüde gerçekleştiriliyor. Merkez bünyesinde Antraks Aşı Üretim Laboratuvarı (Kuruluş 1927), Tüberkülin ve Mallein Üretim Laboratuvarı (Kuruluş 1928) ve Viral Aşı Üretim Laboratuvarı (Kuruluş 1967) ile üretim faaliyetinde bulunuyor. Enstitü kendi alanında ülkemizde ilk akredite laboratuvarlar olarak 2003 yılından itibaren TS ISO EN 17025 kalite sistemine uygun olarak faaliyetlerini sürdürüyor. Halen 85 test-analiz ve muayene ile 153 analitte akreditasyona sahip olan merkezde uluslararası akreditasyona sahip test ve analizler yapılıyor.
İstanbul Esenyurt Belediye Başkanı Özer, Dünya Şampiyonu olan Milli Paratriatloncu Uğurcan Özer’i makamında ağırladı Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, Dünya Paratrialon Kupası ve Avrupa Triatlon Gençler Kupası PTS 5 kategorisini birincilikle tamamlayarak dünya şampiyonu olan Esenyurtlu Milli Paratriatloncu Uğurcan Özer’i makamında ağırladı. Uğurcan’dan Olimpiyat Şampiyonluğu sözü alan Başkan Özer, “Bize bu gururu yaşattığın için teşekkür ediyorum. Başarınla gurur duyuyoruz. Esenyurt’umuz Dünya Şampiyonları çıkarıyor” dedi. Esenyurt Belediyesi’nin desteklediği Milli Paratriatloncu Uğurcan Özer, Mersin’de Yenişehir Belediyesi ile Türkiye Triatlon Federasyonu (TTF) iş birliğiyle düzenlenen Dünya Paratrialon Kupası ve Avrupa Triatlon Gençler Kupası PTS 5 kategorisini birincilikle tamamlayarak Dünya Şampiyonu oldu. Şampiyona sonrası Uğurcan’ı arayarak tebrik eden Esenyurt Belediye Başkanı Özer, altın madalya ile ilçeye dönen Milli Sporcuyu makamında ağırladı. “Esenyurt halkı adına Uğurcan’ı tebrik ediyorum” Uğurcan Özer’i tebrik eden Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, “Uğurcan bizim sporcumuz. Bize Dünya şampiyonluğu kazandıran, bizi gururlandıran bir sporcumuz. Ben Esenyurt halkı adına Uğurcan’ı tebrik ediyorum. Onun bu başarısıyla gurur duyuyoruz. Daha nice başarılar diliyorum. Spor akademileri başta olmak üzere spor lisesi, spor salonları gibi 1 milyonluk kente gerekli yatırımları yapacağız. Esenyurt’umuza ait statlarımız başka yerlere devredilmiş onları da inceleyeceğiz. Bunlar Esenyurt halkının. Tekrar Esenyurt halkının hizmetine almamız lazım. Bir takım kurumlara devredilen spor salonlarımız ve yüzme havuzlarımız var bunları da tekrar inceleyerek etkin hale getirip halkımızın hizmetine sunmak istiyoruz” şeklinde konuştu. Milli Sporcu Uğurcan Özer, Olimpiyat şampiyonluğu sözü verdi 2 gün süren ve 380 sporcunun katılımı ile gerçekleşen şampiyonada dereceye girmek için mücadele eden Milli Sporcu Uğurcan Özer, Dünya Şampiyonluğu olarak Paris’te düzenlenecek olimpiyatlara gitme hakkı elde etti. Esenyurt Belediyesi’nin bu süreçte kendisine her türlü desteği sunduğunu belirten Milli Sporcu, “Bütün mücadelem bayrak içindi. 4 yıl önce Dünya’da 21. sıradayken belediyemizin olanaklarını kullanmaya başladım. Ondan sonra sırasıyla birinciliğe kadar yükseldim. Zaten olanaklarımız çok güzel. İnşallah önümüzdeki yarışlarda da madalya hedeflerimiz var. İnşallah olimpiyatlarda da bir madalya kazanıp döneceğim. Destek olunca gerçekten başarı geliyor. Ben destekleriniz için çok teşekkür ediyorum” dedi. (MY-ZB-