GÜNDEM - 24 Ekim 2020 Cumartesi 12:03

Esenyurt’ta kadınla tartışan taksici, o anları anlattı

A
A
A
Esenyurt’ta kadınla tartışan taksici, o anları anlattı

Esenyurt’tan Küçükçekmece’ye giderken aracına aldığı kadın yolcu ile tartıştığı için gündeme gelen taksi sürücüsü yaşanan o anları anlattı. Taksici Mehmet Selamet, “Ben sigara içmesine müsaade etseydim bunların hiçbiri olmayacaktı” dedi.

Olay, geçtiğimiz Çarşamba günü Esenyurt’tan Küçükçekmece’ye giderken bir taksi içerisinde yaşanmıştı. İddiaya göre, bir kadın Mehmet Selamet(42) isimli taksiciyi cep telefonu uygulaması ile çağırmış Küçükçekmece Cennet Mahallesi’ne gitmek istedi. Taksi içerisinde sigara içmek istediği ve sürücünün izin vermemesi üzerine çıkan tartışmada taksici Selamet ile tartışmalarını telefon ile kaydeden kadının görüntüleri sosyal medyada gündem olmuştu. Yaşanan anların ardından taksi İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından trafikten men edilmişti taksi ise otoparka çekildi.

Olay günü yaşananları Taksici Mehmet Selamet İhlas Haber Ajansı’na anlattı. Selamet, kadın yolcunun Cennet Mahallesi’ne gitme isteği üzerine sistem üzerinden kontrolünde trafik durumunu yolcuya söylediğini ve bunun üzerine kadın yolcu geç kalmaması için yakın bir metrobüse bırakmayı teklif ettiğini söyleyerek, “O metrobüse bırakma teklifimi kabul etti. Haramidere Metrobüs Durağı’na doğru giderken sigara ve çakmak çıkardı. Yakmaya kaldı müsaade falan da istemedi. Müsaade istediğini söylüyor ancak böyle bir şey yok. Tartıştık ve ben evimde bile içiyorum dedi. Bende müsaade içiyorum. Paramı ver in dedim o da bana ‘para mara vermem’ dedi.

Bunun üzerine sür devam et dedi. Ben tekrar metrobüse doğru ilerlediğimde araç içinde baktım ki beni telefon ile kameraya çekiyor onu görünce çok sinirlendim” dedi.

Esenyurt’ta kadınla tartışan taksici, o anları anlattı

“İBB’deki yetkili, ‘Biz işlem yapmak zorundayız çünkü sosyal medyaya düştünüz’ dedi”

Kendisinin ırkçılık ile suçlandığını söyleyen Selamet, “ Video da herkeste gördü burası Türkiye diyorum müsaade etseydi konuşmama kanunu hatırlatıp sigara içmenin yasak olduğunu belirteceğim ama müsaade etmediği için söylemek istediklerim hep yarım kaldı. Kafasında ne vardı ne yoktu bilmiyorum kurgu ile geldi. Bunu bir güzel yazdı yönetti bizi de figüran olarak kullandı. Biz burada mağduruz ben ekmeğimi taksicilik ile kazanan birisiyim. Bu olayın üzerine İBB olayı incelemeden bizim ruhsatımızı iptal etti. Polis hemen yakaladı. Aracımızı bağladı aracımız otoparkta. Şimdi bu hükmü verin ama ben suçluysam verin. Daha araç içi kamera kayıtları incelenmeden bu hükmü verirseniz ben sizin adil olduğunuz düşünmem. Bana oradaki yetkili ‘biz işlem yapmak zorundayız çünkü sosyal medyaya düştünüz’ dedi. Bu çok acı verici bir şey. Hüküm verilecek ise biz sosyal medyaya düşüp düşmemiz ile ilgili değil yasalara göre vermemiz lazım. Bu can acıtan bir durum. Şu anda maddi manevi gücüm olsa ben kendisi ile son demine kadar uğraşırım haklılığımı ispat ederim ki haklıyım maddi manevi davamı da açarım Türk adaletine güveniyorum” diye konuştu.

“ Ben sigara içmesine müsaade etseydim bunların hiçbiri olmayacaktı”

Kadına hakaret etmesiyle ilgili yorumda da bulunan Selamet, “Ben polisi aradım o sırada kadın ‘beni indir indir’ dediğinde E-5 E-6 arasında bir güzergahtaydım. Ben eğer art niyetli olsam o kadını o yolun ortasında bıraksam kadına diğer sürücülerin çok yanlış hareketler yapacağını düşündüm aklıma o geldi orada taksi bulma imkanı da yoktu. İlk sağa yanaşayım uygun yerde indireyim diye yoluma devam ettim. Kadın bunu çok iyi kullandı. ‘ İndir beni indir beni’ dedi sağa çektiğimde neden inmedi 13 liradan mı kaçtı. Sinirle söylediğim lafları bilmiyorum tabii yasalar karşısında ne kadar bağlayıcı olur bilmiyorum. Art niyetli olsam ben 40-50 lira para kazanacak olduğum işten neden kaçayım. Herkes uzun yol iş diyor işte gelmişti bana neden kaçayım. Benim burada tek düşündüğüm şey şuydu zamanı kendisine bırakayım dedim. Metrobüs ile çok daha hızlı gideceğimi düşündüğüm için metrobüse yöneldim. Şunu söylüyorum, Türkiye Büyük Millet Meclisi(TBMM) devlet o kadar çaba sarf ediyor yasa çıkarıyor. Ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak bu yasayı eğer bireysel olarak bu yasaları eğer faaliyete geçirmeyeceksem o zaman bu yasaları sadece polis ve jandarma mı hayata geçirecek. Kolluk kuvvetlerinden ibaret mi olacak yasaları hayata geçirmek. Ben burada vatandaşlık görevimi yerime getirdim. Ben şunu beklerdim bu eylemde bir suçum varsa devlet beni yargılasın öbür taraftan da devlet bana teşekkür etmesi lazım. Ben bireysel olarak Türkiye Cumhuriyeti devletinin çıkardığı yasanın ete kemiğe bürünmesine yardımcı oldum. Dolayısı ile karşı tarafın biraz sıkıntısı yüzünden bu duruma düştük. Ben sigara içmesine müsaade etseydim bunların hiçbiri olmayacaktı” şeklinde konuştu.

Murat Delice

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Giresun Doğu Karadeniz’de sürüler yaylalara çıkmaya başladı Giresun’da ilkbaharın gelmesi ile birlikte koyun sürüleri, yaylalara çıkarılmaya başladı. Yaklaşık 3-5 gün sürecek yolculuğun ardından sürüler yaz aylarını Giresun’un yaylalarında geçirecek. Yaylalarda Mayıs ayında yaşanan süpriz kar yağışına rağmen besiciler, küçükbaş hayvanlarını otlatmak için kış aylarında şehir merkezlerinde bulunan mandıralarından ayrılıp yüksek rakımlı yaylalara yolculuk etmeye başladı. Piraziz’den yola çıktıklarını belirten Damızlık Koyun-Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Adem Yavuz, “300 koyunumuzla birlikte 2 bin rakımlı Eğribel Yaylasına yolculuğumuz başladı. Tahmini 3 günde varacağımızı düşünüyoruz fakat hava koşulları varış zamanımızı değiştirebilir. Her yıl mayıs ayının başında uzun bir yolculuk yaparak obalara çıkıyoruz. Eylül ayının sonlarına doğru ise şehirdeki mandıramıza geri dönüş yapıyoruz. Yolculuğumuz sırasında sürümüze 2 çoban ve 1 bekçi köpeği eşlik ediyor” dedi. Sürünün doğada daha iyi beslendiğini de dile getiren Yavuz, “Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte trafiğin sakinliğinden faydalanarak, şehir içinden yolculuklarına başlıyoruz. Yaylada 4-5 ay boyunca yaylalarda kalacak olan hayvanlarımız bu süre zarfında doğal ortamlarda bol bol otlamasını sağlanarak, sağlıklı bir şekilde büyümesi ve gelişmesi sağlanıyor” diye konuştu.
Trabzon Prof. Dr. Osman Bektaş: "Doğu Karadeniz 3 riskli fay ortasında yer alıyor" Doğu Karadeniz Bölgesi’nde dolgu ve heyelanlı alanlarındaki yapılaşma deprem riskini büyütüyor. Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, bölgenin 3 tane fay arasında bulunduğuna dikkat çekerek yerel yöneticilerinin deprem algısını benimsemeleri gerektiğini söyledi. Doğu Karadeniz Bölgesi’nin dik ve engebeli arazi yapısı tehlikeli yapılaşmayı beraberinde getirdi. Son yıllarda dolgu ve heyelanlı alanlarda yükselen yüksek katlı binalar deprem riskini arttırdı. 3 riskli fay ortasında bulunan Doğu Karadeniz Bölgesi’nde uzmanlar özellikle dolgu ve heyelanlı alanlara yapılan yüksek katlı binalara karşı uyarılarda bulundu. Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, Trabzon’daki yapı stokunun depreme dayanıklı olmadığını belirterek “Yerel yöneticilerin Doğu Karadeniz’in deprem tehlikesini kabullenmesi gerekir. Maalesef yıllardan beri burada deprem olmaz buranın deprem tehlikesi yoktur diye Doğu Karadeniz’in yapı stoku maalesef depreme dayanıklı değildir. Yani hem şu andaki yapı stokumuz depreme dayanıklı değil hem şehirleşme, heyelan sahaları üzerinde, yamaçlarda veya kumsal alanda yapılaşmalar mevcut. Kumsaldaki bir apartman üç depremi hissetti. Şimdi bu durumda burada deprem tehlikesi yok demek mümkün mü? Mümkün değil. Yani her şeyden önce yöneticilerin bu deprem algısını benimsemeleri lazım. Halkın daha duyarlı olması lazım. Toplum ve yöneticiler ile el birliği verirsek bu gelecek kuşağı daha sağlıklı, daha güvenli bir yaşam ortamı bırakmış oluruz” dedi. Trabzon’da Yomra, Beşirli ve Akyazı’da riskli yapıların olduğuna dikkat çeken Bektaş, “Deprem açısından eğer değerlendirecek olursak en riskli yerlerden bir tanesi Yomra’da Şana mevkii. Kumsal alan üzerindeki binalar veya dere yatağındaki büyük binalar. Ayrıca Beşirli ve Akyazı mahallelerinde heyelan sahaları üzerinde dikilmiş çok katlı binalar. Bunlar her an sallanıyor. 10 kilometre açıkta kuzeyimizde Karadeniz fayı var. Deprem kaynağı. Güneyimizde 100 kilometre uzaklıkta Kuzey Anadolu fayı var. Türkiye’nin en büyük fayı. Doğumuzda Kuzeydoğu Anadolu fayı var. Bu üç tane deprem kaynağı arasında ben kumsalın üzerindeyim ve her depremi de hissediyorum. O zaman deprem tehlikesi yok demek ne kadar doğrudur?” ifadelerini kullandı.