ASAYİŞ - 04 Kasım 2009 Çarşamba 10:56

Eşini öldüren kocaya 20 yıl hapis

A
A
A
Eşini öldüren kocaya 20 yıl hapis

Antalya'da, hamile eşini bıçakla öldüren garson kocaya 20 yıl hapis cezası verildi.

SABRİ ÇAĞLAR/ANTALYA

Olay, geçen yıl 15 kasım da Muratpaşa Mahallesi'nde meydana geldi. 5 yıldızlı bir otelde garsonluk yapan Suat Dalgakıran (26), eşi Fatma Dalgakıran (22) ile bir kozmetik ürününü pazarlamak için işyerlerini dolaşırken mahalledeki kahveyi işleten 44 yaşındaki Niyazi A. ile tanıştı. Bir süre sonra Niyazi A. tekrar genç kadın ile karşılaştı. Niyazi A., genç kadını bir pastanede buluşup evine davet etti. Bu daveti kabul eden kadın, beraberinde götürdüğü 4 yaşındaki kızı K.D.'nin gözü önünde 41 yaşındaki kahveciyle birlikte oldu.

Birliktelikleri bir yıl süren Fatma Dalkılıç, eşini aldattığını oturduğu evin sahibine anlattı. Ev sahibi de Fatma Dalkıran'ın durumunu kocasının yakınlarına anlattı.

Suat Dalgakıran işteyken mahallenin kahvesini işleten Niyazi A. da genç kadının evine gitti. Ev sahibinin ihbarı üzerine Suat Dalgakıran'ın yakınları eve geldi. Gelinlerini uygunsuz vaziyette Niyazi A. ile birlikte basan yakınları, kahveciyi dövdüler. Olay karakola intikal etti. Fatma Dalgakıran kahveciyle ilişkisi olduğunu inkar etti. Mahallenin kahvecisini, "kendisini eşinden ayırmak isteyen kocasının yakınlarının zorla eve kattığını" iddia etti.

Suat Dalgakıran'ın yakınları hakkında konut dokunulmazlığını ihlal suçundan işlem yapıldı.
Fatma Dalgakıran, daha sonra çok sevdiği erkek bebeğe hamile olan eşinden vazgeçemeyeceğini anlayınca barıştı. Ancak, aradan bir süre geçtikten sonra affettiği eşi Fatma Dalgakıran, "karnındaki bebeğin de yasak aşk yaşadığı kahveci Niyazi A.'dan olduğunu" söyledi. Bunun üzerine çılgına dönen Suat Dalgakıran, eşine bıçakla saldırdı.

Dışarıya kaçan genç kadın savrulan bıçak darbelerinden kurtulmaya çalıştı. Eşinin peşinden giden Suat Dalgakıran, sokak ortasında eşini yakalayıp peşpeşe bıçak darbelerini
indirdi. Çağırılan ambulansla kaldırıldığı Atatürk Devlet Hastanesi'nde tüm çabalara karşın kadın kurtarılamadı. Bıçak darbelerinden zarar görmeyen ana karnındaki bebek hastanede sezaryenle alındı. Ancak, bebek yaşatılamadı.

Çevredekilerin ihbarıyla olay yerine gelen polisler Suat Dalgakıran'ı gözaltına aldı. Tutuklanan Suat Dalgakıran'ın bir yıl devam eden davası 3 kasım günü karara bağlandı. Antalya Üçüncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada Suat Dalgakıran pişman olduğunu söyledi. Hakimin "neden boşanmadın aldattığını bildiğin halde" diye sorması üzerine Suat Dalgakıran, "Bana olay gününe kadar itiraf etmemişti. İtiraf edince kendimi kaybettim" diye cevap verdi.

OLAYDA AĞIR TAHRİK VAR

Dalgakıran'ın avukatı Binnur Türkoğlu da ağır bir tahrik sonucu işlenen cinayetle ilgili mahkemede yaptığı savunmada; "Ben erkek olsam affedemeyeceğim tek şey aldatılmaktır. Bundan daha ağır bir tahrik olamaz. Bu olayda çok ağır bir tahrik var. Müvekkilim duruşmalarda bütün olayları dürüstlükle anlatmıştır. Bütün bunların dikkate alınıp karar verilmesini talep ediyorum" dedi.

DURUŞMADA AĞLADI

Mahkeme karar için duruşmaya beş dakika ara verdi. Yapılan görüşmeden sonra mahkeme Suat Dalgakıran'a önce müebbet hapis cezası verdi. Ardından öldürülen kadının eve erkek alıp kocasını aldatmasını ağır bir tahrik olarak değerlendirip cezayı 24 yıl hapis cezasına indirdi. Mahkeme, sanığın iyi halini de göz önüne alıp temyiz yolu açık olmak üzere cezayı 20 yıla indirdi. Karardan sonra Suat Dalgakıran gözyaşları içinde cezaevine döndü. Yakınları duruşmadan sonra fenalık geçirdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Sarıgöl’de asırlık gelenek yaşatılıyor Sarıgöl’ün Çavuşlar Mahallesi’nde asırlardır sürdürülen gelenek kapsamında, Ramazan ve Kurban Bayramları’nın arife günleri ile üç ayların başlangıcında olmak üzere yılda üç kez sabah namazının ardından çocuklara tatlı ikram edilerek yüzler güldürülüyor. Manisa’nın Sarıgöl ilçesine bağlı Çavuşlar Mahallesi’nde asırlardır sürdürülen gelenek kapsamında, yılda üç kez sabah namazının ardından çocuklara şeker, pasta, kurabiye, lokum ve pamuk şeker gibi ikramlar dağıtılıyor. Ramazan ve Kurban Bayramları’nın arife günleri ile üç ayların başlangıcında gerçekleştirilen bu anlamlı gelenek, günümüzde de aynı heyecanla yaşatılıyor. Çavuşlar Mahallesi’nde sabah namazının bitimiyle birlikte cami önünde toplanan çocuklar, sıraya girerek büyüklerin verdiği tatlıları alıyor. Mahalle sakinleri, geleneğin yılda üç kez düzenli olarak sürdürüldüğünü belirterek, bu kültürü yaşatmaktan mutluluk duyduklarını ifade etti. Mahalle sakinleri, "Ramazan ve Kurban Bayramları’nın arife günlerinde ve üç ayların başlangıcında çocuklarımızı sevindiriyoruz. Bu gelenek bizim için çok kıymetli ve gelecek nesillere aktarılmasını istiyoruz" dedi. Sabah namazı çıkışında ikramlarını alan çocuklar, büyüklerine teşekkür ederek evlerine dönerken, mahallede bayram havası yaşandı. Çavuşlar Mahallesi’nde nesilden nesile aktarılan bu gelenek, birlik ve beraberliğin güzel bir örneği olarak dikkat çekiyor.
Elazığ El emeği göz nuru amigurumiler, Elazığ’dan İngiltere’ye Elazığ Halk Eğitim Merkezi bünyesinde açılan amigurumi ve örgü kursunda 20 kadın el emeği ürünler üretiyor. Kursiyerlerin hazırladığı ürünler Türkiye’nin farklı illerinin yanı sıra İngiltere’ye de gönderiliyor. Elazığ Halk Eğitim Merkezi bünyesinde, Usta Öğretici Betül Çoban öncülüğünde açılan amigurumi ve örgü kursu, kadınların hem sosyal hayata katılmasına hem de aile bütçelerine katkı sağlamasına imkan tanıyor. Yaşları 30 ile 65 arasında değişen 20 kadın kursiyer, el emeği göz nuru ürünlerini Türkiye’nin farklı illerinin yanı sıra yurt dışına, özellikle İngiltere’ye gönderiyor. Kurs kapsamında kadınlar hırka, şapka, eldiven gibi örgü ürünlerinin yanı sıra amigurumi bebekler, anahtarlıklar ve çeşitli figürler hazırlıyor. Özellikle amigurumi bebeklere yoğun talep olduğunu belirten Usta Öğretici Betül Çoban, kursun yalnızca bir eğitim alanı değil aynı zamanda güçlü bir dayanışma ve üretim ortamı sunduğunu ifade etti. Çalışmaları hakkında bilgi veren Elazığ Halk Eğitim Merkezi Usta Öğretici Betül Çoban, " Kursum, amigurumi ve örgü üzerine. Kadınlarla birlikte hem yurt dışına hem de Türkiye’nin farklı illerine toplu işler yapıyoruz. Kursumuz, katılımcılarımıza maddi ve manevi katkı sağlarken aynı zamanda stres attıkları, kaynaştıkları sosyal bir ortam sunuyor. Ekip çalışmasına büyük önem veriyoruz. Şu anda yurt dışında özellikle İngiltere’ye yönelik toplu siparişler alıyoruz. Gelen siparişleri zamanında yetiştirmeye, her gün kalitemizi bir adım daha ileriye taşımaya özen gösteriyoruz. Kış mevsimi olması sebebiyle en çok hırka, şapka ve eldiven üretiyoruz. Bunun yanında örgüye dair pek çok ürün hazırlıyoruz. Çalışmalarımızın önemli bir bölümünü amigurumi oluşturuyor. Anahtarlıklar, bebekler ve çeşitli figürler yapıyoruz. Özellikle amigurumi bebeklere yoğun talep var ve bu alanda yurt dışına da sipariş alıyoruz. Kursiyerlerimiz benimle birlikte toplu siparişlerde yer aldıkları gibi aynı zamanda bireysel siparişler de alabiliyorlar. Böylece hem ekonomik hem de kişisel anlamda desteklenmiş oluyorlar. Kursumuzda 30 ile 65 yaş aralığında kadınlar bulunuyor. Hepsi örgü konusunda tecrübeli. Ben şuna yürekten inanıyorum, insan her gün yaptığı işe mutlaka yeni bir şey katar. Kursiyerlerimizin de buraya geldiklerinde bildiklerinin üzerine koyarak kendilerini daha da geliştirdiklerini düşünüyorum. Bu işi hem öğreniyor hem de severek sürdürüyoruz" dedi. Kursun hayatına olumlu katkılar sağladığını belirten kursiyerlerden Naime Yerli, "Kursa bu sene yeni başladım ama çok severek yapıyorum. Zaten daha önce de örgüyle ilgileniyordum ve hep hayatımın bir parçasıydı. Hem maddi hem de manevi açıdan bana gerçekten çok iyi geldi. Yaptığım işten memnunum ve evime katkıda bulunuyorum, eşime hem maddi hem manevi olarak destek oluyorum. Bu kurs benim için kişisel olarak da çok faydalı oldu. Hem fiziksel hem de zihinsel açıdan rahatlıyorum. Buraya geldiğimde zihnimi boşaltıyor, evde yaşadığım bütün sıkıntıları üzerimden atıyorum. Gerçekten iyi geliyor. Arkadaş ortamımız da çok güzel. Yeni insanlarla tanıştım, güzel dostluklar kurdum. Bugüne kadar hırkalar ve yelekler yaptım; şu anda ise şapka örüyorum. Severek yaptığım bu iş, hayatıma çok güzel katkılar sağladı" şeklinde konuştu. Daha önce farklı alanlarda kurslara katıldığını ifade eden kursiyerlerden bir diğer kursiyerlerden Serap Artik, "Daha önce farklı kurslara katıldım, halk eğitim merkezlerine sık sık gidiyordum. Dikiş-nakış ve boyama teknikleri gibi alanlarda eğitimler aldım. Ancak bu yıl örgüyü ilk kez profesyonel anlamda Betül Hocamdan öğreniyorum. Evde hırka, yelek gibi birçok ürün yapıyordum ama işi daha doğru ve bilinçli şekilde öğrenmek için Betül Hocaya ulaştım. İlk olarak bir amigurumi bebek yaptım. Daha sonra hocamız toplu olarak şapka siparişi alındığında, hepimize şapka örmemizi önerdi. Şu anda hep birlikte şapka yapıyoruz. Sosyal ortam gerçekten çok güzel. Halk eğitimin bu tür projelerinde yer almak ve kadınların hem sosyal hayata katılmalarını hem de ev ekonomilerine katkı sağlamalarını desteklemek çok kıymetli. Yaptığımız ürünler, Betül Hocamız sayesinde yurt dışına kadar ulaşıyor. Hocamız toplu sipariş alıyor ve bunları kursiyerler arasında eşit şekilde paylaştırıyor. Evde oturup boş vakit geçirmek yerine burada bir şeylerle uğraşmak çok daha faydalı. Hem sosyal bir ortam oluşuyor, arkadaşlarla sohbet ediliyor hem de örgü gerçekten bir terapi gibi insana iyi geliyor" diye konuştu. Kursiyerlerden Nurdan Artay da kurs ortamından duyduğu memnuniyeti dile getirerek, "Okulun kurs merkezlerine kursiyer olarak geliyorum. Burada örgüler örüyor, amigurumi bebekler yapıyor ve dışarıya siparişler hazırlıyoruz. Ortamımız çok güzel; sınıfımız, hocamız ve arkadaşlarımızla uyum içinde çalışıyoruz. Kendi çapımızda güzel işler üreterek keyifle devam ediyoruz" dedi.