GÜNDEM - 31 Mart 2020 Salı 13:58

‘‘Evde kaldığınız’’ süreçte 14 özel tavsiye

A
A
A
‘‘Evde kaldığınız’’ süreçte 14 özel tavsiye

Doç. Dr. Neslim Güvendeğer Doksat, ‘‘kişisel karantina’’ dönemi boyunca, psikolojik ve fiziksel sağlığın önemine dikkat çekerek, 14 tavsiyede bulundu.

Beykent Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Neslim Güvendeğer Doksat, koronavirüs salgınına karşı ‘‘Evde Kal’’ çağrısının yönetilmesindeki psikolojik süreçlere ilişkin değerlendirmede bulundu.

Herkesin evde kalarak, kendi kişisel karantinasını oluşturduğunu söyleyen Doç. Dr. Doksat,, “Çok değil, üç hafta öncesine kadar çoğumuzun koşuşturma içinde bir hayatı vardı. Yetiştirilmesi gereken işler, yetişilmesi gereken toplantılar ve diğer ciddi sorumluluklarla zamanın nasıl akıp gittiğini dahi anlayamıyorduk. Yorgun şekilde evlerimize gelip bir sonraki günümüzü planlarken, temel ailesel sorumluluklarımızı yerine getirmek dışında, evdekilerle neredeyse hiç görüşemiyorduk. Covid-19 salgını tehlikesi bir anda kapımızı çaldığında ve hepimizin evde kalması gerektiği gerçeğiyle yüzleştiğimizde, çoğumuz değişik ruhsal hallere büründük’’ dedi.

‘‘Virüs bana uğramaz’’ dediler

Doç. Dr. Doksat, değişimin başlangıçta pek çok kişi tarafından önemsenmediğini ve bu kişilerin tablonun abartıldığını düşündüklerini belirterek, “Virüs bana uğramaz mantığıyla hareket ettiler. Hiçbir şekilde tedbir almadan olağan hayatlarına devam ettiler ve duyarsızca yaşadılar. Maalesef ki, hastalığı taşımaya ve yaymaya aracı oldular. Kendi sosyal çevrelerinde ve sosyal medya paylaşımlarında bu hastalığın önemsenmemesini teşvik ettiler’’ diye konuştu.

‘‘Yaygın kaygı bozukluğu, panik bozukluk artış gösteriyor’’

Toplumun bir kesiminin ise, durumu hassasiyetle ele aldığına vurgu yapan Doksat, ‘‘Bazı kişiler, hastalığa yakalanmaktan aşırı derecede endişe ettiler. Olumsuz ve kaygı tetikleyici abartılı senaryolara ilgi gösterdiler. Yakın çevrelerindeki kişileri bu senaryolarla boğdular. Hatalı veya abartılı bilgi yaydılar. Hem kendileri panikledi, hem de toplumda amacını aşacak şekilde tedirginliğe yol açtılar. Bu durum, toplumda ruhsal hastalık zemini olan bazı kişilerde çeşitli ruhsal hastalıkları alevlendirdi. Gençler ve yetişkinlerde, ‘Yaygın kaygı (anksiyete) bozukluğu’, ‘hastalık hastalığı’ (hipokondriyazis), ‘saplantı zorlantı bozukluğu’ (okb), ‘panik bozukluk’ gibi ruhsal hastalıkların oranları ciddi şekilde yükseldi ve giderek yükselmeye devam etmekte. Bu gibi ruhsal hastalıkların kişilerin bağışıklık sistemlerini zayıflattı gerek teke tek iletişimlerinde gerekse de sosyal medya üzerinden sağlığını ve fiziksel hastalıklara olan yatkınlığı arttırdığını biliyoruz. Ayrıca, bu bireyler hastalıklı kaygılarını, gerek yansıyan kaygı gerekse de resmi verilere güvensizlik akımı şeklinde topluma enjekte ederek, insanları korkuya ve kaosa (kargaşaya) sürüklemek konusunda risk oluşturmaktadır’’ şeklinde konuştu.

‘‘Çağrıya ilk uyan grup ’’

Doksat, bilinçli bireylerin ilk aşamadan itibaren konuyu önemseyip, gereken tedbirleri aldıktan sonra, olağan hayatlarına devam ettiğine dikkat çekerek, ‘‘Bu kişiler, sağlık otoritelerini ve doğru bilgiyi takip ettikleri için ‘evde kal’ çağrısına ilk uyan kişiler oldu. Halen de aynı iradeyi sergileyerek, gerçek bilgiye güvenip ‘evde kal’ çağrılarına uyum göstermekteler. Sağlık otoritelerinin bize sunduğu bilimsel verilere göre bu kişilerin bu salgın hastalık sürecini en az zararla veya zararsız atlatacağını bilmekteyiz’’ ifadelerini kullandı.

‘‘Yalnızlık ve 7/24 aynı evi paylaşma gerçeği’’

Evinden çıkamayan kişileri bekleyen potansiyel sıkıntılara değinen Doksat,‘‘Tek yaşayan insanlar için ciddi bir yalnızlık hissi söz konusu. Sıklıkla günlerini sosyal medya veya televizyon ile geçirip temizlik ve ev işi yapmaktalar. Sık yemek ve tıkınma atakları yaşamak gibi davranışlar sergilemekteler. Çekirdek aileleriyle yaşayanlardan, yoğun hayat temposu gereğince eşlerini akşamdan akşama görmeye alışmış olan çiftler, 7/24 saat aynı evi paylaşıyor olmanın zor gerçeğiyle yüzleştiler. Aynı evi paylaşan kişilerin her konuda yüzde yüz fikir birliğine varamayacağını bir kez daha gördüler. Aile içi tartışma ve gerginlik oranları arttı. Okul yerine evde zaman geçirmesi ve ders çalışması gereken çocukların sorumluluklarını üstlenmek bu gerginliği daha da yükseltti’’ açıklamasında bulundu.

Söz konusu ‘‘kişisel karantina’’ döneminde, insanların ruhsal ve fiziksel sağlıkları açısından nelere dikkat etmesi gerektiğine ilişkin tavsiyelerde bulunan Doksat, sağlık otoritesinden gelen bilgilerin dinlenmesinin ve önerilere uymaya özen gösterilmesinin önemine işaret etti.

14 Tavsiye

‘‘Gereken bütün tedbirleri harfiyen yerine getirin’’ önerisinde bulunan Doksat’ın tavsiyeleri ise şu şekilde;

1. ‘‘Bu savaşa bizden daha önce yakalanmış olan ülkelerdeki gelişmeleri akılcı ve soğukkanlı bir şekilde takip edin ve kendinize uygun bir mesaj çıkartın.

2. Bize iletilen resmi verilere güvenin. Toplumda kaos oluşturacak hatalı bilgilerin sosyal medyadan yayılmasına aracı olmayın.

3. Kendi kişisel hayat düzeninizi organize edip gereken tedbirleri aldıktan sonra, kendinizi elden geleni yaptığınıza dair rahatlatın. Kişisel kaygınıza hâkim olmaya çalışın. Bunu yansıtmamaya özen gösterin.
4. Bu süreçte kendinizde veya çocuklarınızda alevlenen ruhsal hastalıklar varsa, online olarak ulaşabileceğiniz psikiyatrlardan veya çocuk ve ergen psikiyatrlarından destek alın. Zaten devam etmekte olan düzenli bir psikiyatrik tedaviniz varsa hekiminizle iletişime geçin. Zira çoğu hekim, görüşmelerini online olarak uzaktan yürütebilmektedir.

5. Evde “yalnız” olma duygusundan kendinizi kurtarın. Unutmayın ki herkes sizinle aynı durumda. Bu dönemi kişisel yalnızlık duygunuzla başa çıkma süreci olarak kabul edip, içinizdeki sizi açığa çıkartmaya çalışın. Uzun zamandır okuyamadığınız kitaplar, seyredemediğiniz filmler, dinleyemediğiniz müzik, keşfedemediğiniz hobileriniz artık elinizin altında. Çok sevdiğiniz ve özlem duyduğunuz kişiler ve korumak adına uzak durduğunuz aile büyükleriniz de sadece bir telefon mesafesindeler size. Onlar da sizinle benzer hisler içerisinde ve sizleri özlüyor.

6. Gelecek zaman için hayaller kurun, hayal taslakları oluşturun. Bu hayalleriniz sizi şimdiki zamana ve bugün yapmanız gerekenlere karşı sorumlu ve motive hale getirecektir.

7. Derin düşünmeyi sevenleriniz varsa, bu salgının bize; bu dünyada tek yaşamadığımıza, toplumsal duyarlılık ve diğerkâmca (kendisinin dışındakileri gözeten) davranışların gerekliliğine, insani vasıflarımızı gözden geçirmeye ne kadar çok ihtiyacımız olduğunu hatırlattığı gerçeğiyle yüzleşerek hayat felsefelerini yeniden düzenleyebilir. Evet, dünyamız kişisel bencillik ve duyarsızlığı artık taşıyamazcasına bir görüntü sergiliyor.

8. Bir çatı altında aynı zamanı geçirmek durumunda olduğunuz eşinizle her konuda aynı fikir ve görüşte olamayacağınız gerçeğini kabul edin. “İyi ve kötü günde birlikteyiz” diyerek verilmiş olan sözlerin uygulanma safhasındayız şu anda. Saygıyı korumak hususunun ve bir arada yaşamanın gerektirdiği sorumlulukların azami düzeyde önemsenmesi gereken bir süreçteyiz.

9. Çocuklarınızla geçiremediğiniz kaliteli zamanın geçirilmesi için harika bir fırsat bu süreç. Onları eğitecek, eğlendirecek ve sizin de keyif alacağınız aktiviteleri gerçekleştirmek için çaba harcayınız.

10. Yemek yapmak ve mutfak işlerinde de kendinizi geliştirmenin keyfini yaşayabilirsiniz bu süreçte. Sadece aşırı ve tıkınırcasına yemek yeme ataklarından kendinizi koruyun ve eğer bu durumu engelleyemiyor iseniz bir psikiyatrdan online destek alın.

11. Evde spor yapmaya veya belirli ölçüde hareket etmeye özen gösterin. Alınan kalorinin harcanan kaloriden fazla olması durumunda kilo artışınız kaçınılmaz olacaktır.

12. Evde kalarak öncelikle kendinizi ve ailenizi sonra da toplum sağlığını koruyorsunuz. Daha da önemlisi, sağlık sistemimizin yükünü hafifletmek için katkıda bulunuyorsunuz. İhtimâli hastalık belirtilerinizi, sağlıkçıların tavsiye rehberine göre takip edin ve bu rehbere göre sağlık sisteminden destek alın. Bu davranışınız panik haldeki yığılmayı ve sağlık sisteminde oluşan gereksiz yüklenmeyi azaltacaktır.

13. Gerçek dışı ve aşırı karamsar tablolara maruz kalmaktan kendinizi koruyun. Elinizden geleni yaptıktan sonra, daima iyiyi ve olumluyu umut edin. Hepimizin duyarlı ve mantıklı davranmasının gerektiği bu süreçte, gereken tedbirleri almak kaydıyla direnerek ayakta duracağız.

14. Unutmamalıyız ki değişen şartları hemen algılar ve hızla uyum gösterebilirsek, ilerleyen zamanda daha güzel bir dünyaya uyanabileceğiz.’’
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Nebi Hatipoğlu: “Eskişehirspor’un muhakkak şirketleşmesi ve kurumsallaşması lazım” AK Parti Eskişehir Milletvekili Nebi Hatipoğlu, Eskişehirspor İstişare Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamada, “Eskişehirspor’un muhakkak şirketleşmesi ve kurumsallaşması lazım. Eskişehir FK fikri ciddiye alınacak şeyler değildir” dedi. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, Odunpazarı Belediyesi ve Tepebaşı Belediyesi öncülüğünde Eskişehirspor istişare toplantısı düzenlendi. Basına kapalı olarak yapılan toplantı, kentin ileri gelenlerinin katılımıyla gerçekleştirildi. Toplantıya belediye başkanları, siyasi partilerin il başkanları, milletvekilleri, Eskişehirspor yönetimi katıldı. “Eskişehirspor’un muhakkak şirketleşmesi, kurumsallaşması lazım” Düzenlenen toplantının ardından açıklama yapan Nebi Hatipoğlu, Eskişehirspor’un şirketleşmesi ve kurumsallaşması gerektiğini ifade etti. Hatipoğlu, “Eskişehirspor’un önümüzdeki ay kongresi var. Kongre öncesi Büyükşehir, Odunpazarı ve Tepebaşı Belediye Başkanlarımız bir istişare toplantısı düzenleyerek, bizi de davet ettiler. Ben fikirlerimi anlattım. Daha önce söylediğim gibi Eskişehirspor’un muhakkak şirketleşmesi lazım, kurumsallaşması lazım. Bu doğrultuda biz de gerekli destekleri vereceğimizi söyledik. Milletvekillerinin, başkanların hangi partiden olduğunun çok bir önemi yok. Eskişehirspor partiler üstüdür. Ben AK Parti Milletvekili olarak diğer milletvekillerimizle birlikte, hükümetimiz, spor bakanlığımız Eskişehirspor’un daha önceki yıllarda hep yanındaydık, bundan sonra da yanında olacağız. Başkan kim olursa olsun, oraya yakışan bir başkan olduktan sonra biz hangi partiden olduğuna bakmayız. Eskişehirspor’un hak ettiği yere gelmesi için çalışmalarımı yaparız. Burada da bunları söyledik. İnşallah başkanlar da elini taşın altına koyar. Böylelikle Eskişehirspor hak ettiği yere gelir diye düşünüyorum” dedi. “Eskişehir FK fikri ciddiye alınacak şeyler değildir” Nebi Hatipoğlu, düzenlenen toplantı sonrasında kendisine yöneltilen "Eskişehir FK fikirleri hakkında ne düşünüyorsunuz?" sorusuna, “Eskişehirspor’un geçmiş dönemlerden kalan borçları var. Bu borçları ödememek adına yeni bir futbol kulübü kuralım, bunun arkasında bir yapı oluşturalım gibi bazı söylemler oldu. Tabi bunlar ciddiye alınacak şeyler değildir. Çünkü Eskişehirspor arması ve kulüp önemli. Yeni bir kulüp kurduğun zaman onun bir anlamı kalmıyor. Peşinden kimse koşmaz. Daha önce Eskişehir Basket’te bu yapıldı. Yarım bırakıp gittiler. Eskişehir Basket’i de kapattılar. Biz bu borçları ödemeyelim, gidip yeni kulüp kuralım falan bunlar Eskişehir’de işlemez. Belki başka şehirlerde işler. Bunu söyleyen Eskişehirlinin Eskişehirsporluluğundan şüphe ederim” diye cevap verdi. “Eskişehir FK düşünülemez” Eskişehirspor’un bulunduğu mevcut durumun tersine çevrilmesi ve eski günlerine dönebilmesi için düzenlenen toplantıdan sonra konuşan Eskişehirspor Başkanı Erkan Koca ise şunları söyledi: “İlk oturum gerçekleşti. Öncelikle açılış konuşmasını biz yaptık ve bu toplantıyı organize edenlere teşekkür ettik. Bugün burada gerçekten çok önemli isimler var. Eskişehirspor’un kurtuluşu da aslında bu isimlerden geçiyor. Fakat buraya gelen birkaç kişi ve üyenin Eskişehirspor FK, Yeni Eskişehirspor demeleri bizi oldukça üzdü. Bunlara karşı gündemimizde böyle bir durum olmadığını, eğer böyle bir gündemle devam ederse toplantıda olmayacağımızı açıkça söyledim. İçeride basın mensupları da olsaydı, taraftarlardan da bir heyet kurulup toplantıyı izlemeleri için imkan olsaydı. Burada böyle bir imkan da olmadı. Herkes herkesi tanıyor, basın içeride yok. Taraftar bu kulübün sahibi. Taraftarın kendi içinden seçeceği bir heyet burada olabilirdi. Hayırlısı olsun, inşallah hayırlara vesile olur. Bugün burada buluşmak, Eskişehir’in önemli isimleriyle, siyasetçileriyle, il başkanları, milletvekilleri, belediye başkanları ile Eskişehirspor’u konuşmak, Eskişehirspor FK ve Yeni Eskişehirspor konuları haricinde ümitlendirdi ve umutlandırdı. İnşallah iyi olacak.”
Balıkesir Kapıdağ Turizm Geliştirme Komisyonu’ndan ilk ziyaret Bandırma Ticaret Odası ve Erdek Ticaret Odası arasında imzalanan iş birliği protokolü ile oluşturulan “Kapıdağ Turizm Geliştirme Komisyonu” ilk ziyaretini Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı’ya gerçekleştirdi. Yeni oluşan komisyonunun ilk hedefinin sezon öncesinde Erdek ile ilgili farkındalığı en üst seviyeye getirerek, turizmde verimli bir sezon geçirmek olduğunu belirten Erdek Ticaret Odası Başkanı Hüseyin Uz, bundan sonraki süreçlerde akademi ve turizm sektörünün aktörleri ile iş birliği içerisinde bölgenin tanıtımına yönelik gerekli adımların atılması gerektiğini belirtti. Komisyonun yol haritası ile ilgili Prof. Dr. Mustafa Sarı’ya bilgi veren Bandırma Ticaret Odası Başkanı Adem Yılmaz ise bölgenin turizm payının artması için her türlü iş birliğine hazır olduklarını dile getirdi. “Erdek Körfezi Marmara Denizi’nin En Temiz Körfezi” Komisyon üyelerine Marmara Denizi ile ilgili son bilgileri veren Prof. Dr. Mustafa Sarı; Marmara Denizi’nde bulunan körfezler içerisinde en temiz körfezin Erdek Körfezi olduğunu, dünyada yaşayan tek pinaların bu bölgede bulunduğunu ve pinaların dünya koruma listesinde olan çok özel bir canlı türü olduğunu belirtti. Denizi temizlemede doğaya muhteşem katkıları olan pinaların korunarak bu alanda çoğalmasının sağlanması gerekliliğine işaret eden Prof. Dr. Mustafa Sarı, işletmelerin bu konuda azami dikkat göstermesi gerektiğini dile getirdi. Yapılan bu iş birliğinden duyduğu memnuniyeti de ifade eden Prof. Dr. Mustafa Sarı, protokol kapsamında yapılacak etkinliklere destek vereceğini belirtirken, bundan sonra gerçekleştirilecek etkinlikler ile ilgili fikir alışverişinde bulunuldu.