45 yaşındaki Mesude Önen, 19 yıl önce evinin mutfağında hazırladığı yemekleri akrabaları ve misafirlerine sunarak içindeki aşçılık aşkını hobi olarak sürdürdü. Bu süre zarfından sürekli bir lokanta açması gerektiği söylenen Önen, ilk başlarda buna bir türlü cesaret edemeyerek evinin mutfağında yemekler yapmaya devam etti. Bir gün artık ısrarlara dayanamayan Önen, bir zincirin Diyarbakır’daki oteline başvurdu. Hiçbir tecrübesi olmayan Önen, otelin mutfağında giydiği önlükle hobisini artık mesleğine dönüştürmenin ilk adımını attı. Burada bir süre çalışan Önen, kısa sürede becerilerini göstermesinin ardından şef yardımcılığına yükseldi. Artık mesleğini en iyi şekilde icra eden Önen, başarı merdivenlerini hızla tırmanmaya devam etti. Hem çalışıp hem de çocuklarına bakmanın zorluklarına bir bir göğüs geren Önen, şu anda hem dünyaca ünlü bir zincirin Türkiye’deki hem de bölgedeki tek kadın şef aşçısı konumuna geldi. Önen, kadınların istemeleri halinde yapamayacakları hiçbir şeyin olmayacağının örneği oldu.
Evinin mutfağından dünya mutfağına
Konu ile ilgili İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Mesude Önen, Diyarbakır doğumlu olduğunu ve 3 çocuğunun olduğunu söyledi. Yemek yapma işine evinin mutfağında başladığını kaydeden Önen, yemeklerinin ilk etapta misafirler tarafından çok beğenildiğini ve hep bir yer açması konusunda önerilerde bulunduklarını kaydetti. Önen, “Kendine ait bir mekanın niye olmasın diye hep güzel eleştiri alıyordum. Bende bu işin mutfağını öğrenmek için yine Diyarbakır’da bulunan önemli otellerin zincirinde ilk görevime başladım. Herhangi bir tecrübem yoktu, ama yemek yapmayı çok seviyordum. Küçüklüğümden beri yemek yapmayı çok sevdiğim için yemekle uğraşmayı meslek haline getirdim” dedi.
Evdeki gramajlarla oteldeki gramajların birbirini tutmadığını aktaran Önen, konuşmasına şöyle devam etti:
“Çünkü profesyonel mutfaklarda her şey çok farklı, ben 4 kişilik evimde yemek yaptığım zaman bir saatimi ayarlıyordum, ama otel mutfağında yaptığımda bir saate 500 kişiye yemek yapıyordum. Aradaki fark gerçekten uçurum kadar, işimde bir anne olarak bir bayan olarak tabi ki zorlandım çünkü çok mesai gerektiren bir mesleğim var ve yorucu ama sevdiğin zaman bunların hiçbirini hissetmiyorsun.”
“Bu mesleğe 19 yılımı verdim, anne olarak ağır bedeller ödedim”
Mesleğinin sonunun olmadığını kendini sürekli geliştirmeleri gerektiğini dile getiren Önen, şu ifadeleri kullandı:
“Bizim mesleğimizin gerçekten sonu yok. Çok araştırmak kendini çok geliştirmekle alakalı, bende 18-19 senemi verdim bu mesleğe bu seviye gelebilmek için. Tabi ki ağır bedellerde ödedim, yani bir kadın olarak bir anne olarak çocuklarımı ihmal ettim yeri geldiğinde ama her ikisini de bir arada götürebildim. Allah’a binlerce şükür mühendis bir oğlum var, üniversiteye hazırlanan bir oğlum var, en küçük kızımda orta birinci sınıfta. Yine Diyarbakır’da bulunan önemli bir otelin mutfağında yardımcı aşçı olarak başladım orada kısa bir dönemde yükseldim. Bizim mutfak içerisinde tartılarımız var sıcak şefliğine yükseldim ondan sonrada kendi işimi yapmak için girişimde bulundum orada yine Diyarbakır’da yine önemli bir restoran zincirinin mutfağında aşçıbaşılık yaptım. Yine önemli bir petrol firmasının Diyarbakır’daki şubesinde şeflik yaptım, en sonda Diyarbakır’da önemli bir otel zincirinin başındayım. Otel zincirinde Türkiye kanadında tek bayan şefim, ayrıca bölgedeki tek bayan şef olmak gururunu yaşıyorum. Kesinlikle azim ettikleri zaman azimle çalıştıkları zaman gerçekten kadınların aşamayacağı hiçbir engel yok.”
Aydın Yorat - Murat Başal
