SAĞLIK - 27 Ocak 2017 Cuma 08:18

Eymen bebek hastane kapısında kaldı

A
A
A
Eymen bebek hastane kapısında kaldı

Adana’dan ameliyat için İstanbul’a getirilen Eymen bebek ailesinin iddiasına göre doktorundan habersiz bir şekilde taburcu edildi. Kalbinde doğuştan 3 delik olan ve acil ameliyat edilmesi gerektiği belirtilen Eymen bebek hastane kapısında kaldı.

Yılbaşından önce İstanbul’a ambulans helikopterle gelen Eymen bebek gerekli kontrollerin ardından randevu verilerek Adana’ya geri gönderildi. Cerrahi operasyon için gerekli fiziksel gelişimin sağlanması için bir süre beklemek zorunda kalan Eymen Bebek rahatsızlanınca doktoru tarafından İstanbul’a çağrıldı. Ailesiyle birlikte İstanbul’a gelen Eymen bebek ve annesi Dr. Siyami Hersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tedavi altına alındı. Cerrahi operasyon bekleyen Eymen bebeğin tedavisi sürerken aile büyük bir şok yaşadı. Hastanede geçirdikleri 2. günün sonunda görevli bir hemşirenin taburcu edildiklerine dair kağıt teslim etmesiyle aile ne olduğunu anlayamadı. Kendileri ve Eymen bebeğin doktorundan habersiz bir şekilde çıkış kağıdı hazırlandığını iddia eden baba Gökhan Vural:’’ Doktor ve başhekimin çıkış kağıdının hazırlandığından haberi yok’’ dedi.

Baba Gökhan Vural: ’’ Doktorun haberi olmadan çıkış işlemini gerçekleştirmişler’’
Ambulans helikopterle Adana’dan İstanbul’a geldiklerini belirten Baba Gökhan Vural,’’ Yılbaşından önce eşim ambulans helikopterle buraya iniş yaptı. Çocuğumun kalbinde 3 tane delik var. İlk geldiğimizde yılbaşı sonrası için randevu verdiler. Tek bir ameliyatla bitireceklerini söyleyerek bizi çağırdılar. Üç gün oldu biz geleli. Dün bize epikiriz diye bir kağıt verdiler. Bu nedir diye sorduğumda bana taburcu kağıdınız dediler. Bu kağıdı size kim verdi diye sordum. Doktorunuzla konuştuk sizi taburcu ediyoruz dediler. Güvenlik amiriyle beraber doktorun yanına giderek sordum. Çıkışı siz mi yaptırdınız hocam dedim. Bana cevabı hayır oldu. Ardından başhekimin yanına giderek görüştüm. Kendileri de neden çıkış yaptırıldığına ilişkin bir şey bilmiyor’’ ifadelerini kullandı.

Randevulu olarak geldikleri halde hastaneden çıkışlarının yapıldığını söyleyen Gökhan Vural,’’ Ben bu görüşmeleri yaptığım sırada eşimi ve çocuğumu eşyalarımızla beraber hastane dışına çıkarmışlar. Bende çocuğum üşümesin diye acil servisin içerisine soktum. Çocuğumu çaresiz bir şekilde bıraktılar. Biz bu hastaneye randevulu olarak geldiğimiz halde bizi başka bir hastaneye yönlendirmeye çalışıyorlar. Elimden bir şey gelmiyor şuan için’’ diyerek yaşanan duruma tepki gösterdi.

Anne Merve Vural:’’ Hemşire çıkış kağıdını fırlatarak dışarı çıktı. Ne olduğunu anlamadık’’
Cerrahi operasyon için İstanbul’a çağrıldıklarını belirten anne Merve Varol,’’ Bundan bir hafta önce doktorumuzla görüştüm. Çocuğumun durumunu aktardım, morardığını belirttim. Cerrahi vaktinin geldiğini söyleyerek bizi çağırdı. Bizde çıkıp geldik. İlk geldiğimizde bizle ilgilendi. Serviste yatmaya başladım. Bir gece geçirdikten sonra çocuğumun EKG’si istediler. Kontrollerini gerçekleştirdiler. Kontrolün ardından bize ameliyat tarihine ilişkin bir şey demediler. Eşim yanıma gelerek doktorun 26 gün beklememiz gerektiğini söyledi. Doktorun özel bir hastaneye yönlendirebileceğini söyledi. Biz bunları konuşurken doktor ameliyata gideceğini söyleyerek yanımızdan ayrıldı. Ameliyattan çıktığımızda netleştirelim bu durumu diyerek gitti. Hoca ameliyattayken taburcu kağıdı geldi. Kağıdı sorduğumda hemşire bize taburcu olduğumuzu söyledi. Eşimde İlker Beyin haberi var mı diye sordu. Hemşirede yok diye cevap verdi. Eşimde siz kafanıza göre iş mi yapıyorsunuz diye hemşireye sordu. Bunu sorduktan sonra hemşire kağıdı fırlatarak odadan çıktı. Ardından hastane sekreterliğinden Kenan diye biri geldi. Tehdit eder gibi eşime düzgüncü anlat dedi. Eşim siz kafanıza göre iş mi yapıyorsunuz diye sorunca, eşimin yakasından tutup boynuna vurdu. Orada olanlar ayırdılar. Bizi başhekimin yanına gönderdiler. Bize yardımcı olmadı ve şuanda dışarıda kaldık. Doktorumuzun yanına gittiğimizde bizim taburcu edildiğimizden haberi olmadığını ve bilgisi dışında işlem yapıldığını anlattı’’ şeklinde konuştu.

İstanbul’da gidecekleri bir yer olmadığını ifade ederek çaresiz kaldıklarını belirten baba Gökhan Vural yetkililerden yardım istedi. Oğlu Eymen’in bir an önce ameliyat edilmesi gerektiğini vurgulayan Gökhan Vural’ın hastane önündeki bekleyişi sürüyor. 

Oğuzcan Yazar

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.