GÜNDEM - 02 Ağustos 2014 Cumartesi 11:21

Faik Işık’tan şike davasıyla ilgili şok açıklamalar

A
A
A
Faik Işık’tan şike davasıyla ilgili şok açıklamalar

Şike davasında Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım’ın avukatlığını yapan Faik Işık, davayla ilgili ilk kez duyulan çok önemli açıklamalar yaptı. Işık’ın hedefinde ise 'cemaat' vardı.

Twitter hesabından yaptığı açıklamada, şike davasıyla ilgili cemaati suçlayan Avukat Faik Işık, “Şike dosyasından önce Aziz Yıldırım, birilerince (hem de ordunun içinde birilerince) askeri sırları açığa vurmak suçlaması yapıldı. Yani askeri casusluk davası önce Aziz Yıldırım üzerinde icra edildi. Aziz Yıldırım, zoraki sanık haline getirildi. Özel yetkiliye havale. İşte benim Aziz Yıldırım’a yardımcı olmak istediğim an, o andır. Haberleştik ve Trabzonspor - Fenerbahçe maçını birlikte statta izledik. Av. Şekip Mosturoğlu ayarladı bu görüşmeyi. Yoksa birbirimizle Siirt Jetpaspor yüzünden olayı yüzünden tartışmalı idik. V.B.Y tanıktır. Aziz Yıldırım’ın Ankara Özel Yetkili Mahkemede görülen, üstelik ordu içindeki birilerince başlatılan davaya ben ve arkadaşlar dahil olduk. ‘Bu dava çok haksız ve sen mutlaka tahliye olursun başkan’, dedim. Duruşmalar ilginçleşmeye başladı birden. Serkennnn hop, al sana 3 Temmuz. Yine şokkk edici bir operasyon ve ortalığa bir anda yayılan sarsıcı polis-savcı- hakim belgeleri. Bu davaya girmeyi istemedim. Evde oturdum ve televizyondan, gazetelerden takibe başladım. Medya savcıları, medya yargıçları, polis ibibikleri şakır şakır şakıyordu. Ankara’daki dava aklıma geldi. O Özel Yetkili Mahkemedeki davadan mutlaka beraat edecek konumdaydı. Askeri ihalelerden yasaklayamayacaklardı. Ama bunca polis, savcı, hakim dokümanları neyin nesiydi? Gizli soruşturma dosyası daha sanıkların ifadesi alınmadan havalarda uçuştu. Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe’nin tabutuna çiviler sağlam çakılmıştı. Hem de operasyon başlar başlamaz yeri bile belliydi: Metris mezarlığı” ifadelerini kullandı.

“SAVCI DEĞİL, POLİSLER DOSYALARI KARIŞTIRIP TAPELERİ ÇIKARTIYORLARDI”

Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe’nin “ya kurtulursa” ihtimalini değerlendiren kişilerin belgeleri UEFA’ya gönderdiğini anlatan Faik Işık, “Dakika 1, gol 2: Hemen TFF bu belgeler ile iğfal edildi. Ya kurtulursa diye bu dosya maalesef Frankofonlarca hemen UEFA’ya iletildi. Bu şu demekti: Aziz Yıldırım’ın sadece tabutu değil, mezar yeri ve makul görülecek ölüm sebebi raporu, gömü belgesi hazırdı. Beraber çalışan avukat arkadaşlarımı gönderdim, ‘insani bir ihtiyacı var mı’ diye. Bu sırada ilk alınanlar fırtına hızında tutuklandı. Ben İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne gitmedim. Çünkü kafam allak bullak olmuştu. Ya anlatılanların yarısı doğruysa diye içim kaldırmadı. Sıralarını bırakıp, geçmiş olsun diye girdiklerinde Aziz başkan, ‘Faik yanımda olsun’ demiş. Arkadaşlara ‘gereksiz, bunca meslektaş var’ dedim. Ben ve arkadaşlarıma ihtiyaç olmayacak diye sevindim. Arkadaşlara sıralarını ısrarla ‘vekaleti olduğunu söyleyenlere bırakın’ dedim. Bu davaya girmeme isteğimi güçlendiren ikinci konu, Emniyet müdürlüğünde onlarca avukatın, Yıldırım’ın avukatı olarak sıra beklemesi idi. Aziz Bey sonunda Beşiktaş’taki DGM binasına getirildiğinde ben halen evde kafamda tartışmakta idim. Neler oluyordu? Allak bulak ruh hali. Aziz Beyin Emniyette kaldığı süre 2 günü geçti. 3, 4 derken süre bitti. Yakınları, ‘Başkan senin avukat olmanı istiyor’ dedi. Zor durumdu. İçeri girdiğimde sorgu başlamıştı. Odanın içi klasör klasör dosya doluydu. ‘Başka davalarındır, hepsi bir davanın değildir’ diye düşündüm. Aziz Bey DGM savcısının yanına girerken, arkadaşlarıma ‘Faik gelsin’ demiş. Sorgu zaptına ismimi avukatı olarak yazdırmış. kalktım gittim. Savcı değil, polisler dosyaları karıştırıp tapeleri çıkartıyorlardı. Sorular bilgisayarda bir şablon da hazırdı. Demek, arkası da hazırdı. Aziz başkan itiraz ettikçe Savcı neyin nerede olduğunu bilen polisleri içeri çağırıyordu, dosyalara bakılıyordu. Demek ki, iş başkaydı” dedi.

“BU DOSYANIN KARARI BELLİYDİ”

Aziz Yıldırım tapelere itirazlar edince asıllarının bulunması gerektiğini anlatan Faik Işık, “Dosyaları hazırlayan polisler hangi tapenin nerede olduğunu biliyordu. O kadar uzun süreli sorguydu ki, su içmek, tuvalet ihtiyaçları için ara istedik. o zaman, ‘teslim olmayalım, sonuna kadar direnelim’ dedim. Örümceğin ağları sağlam örülmüştü. Dehşete düştüm manzara karşısında. Kafam attı, bu dosyanın kararı belliydi. Biz de birkaç soru sorduk. Polisler bir tapeye bulamayınca ben de yardımcı olayım diye dosyaları karıştırırken hızlıca 4 klasörün içeriğini taramış oldum. HSYK’nın tutumunu görünce artık özel yetkili hakim ve savcılar, polisteki hükümeti istediği şekle sokan malum yapılanma, kurgu netleşti. Uyduruk silahlar ve örgüt yapısı kurularak, çok failli bir suçlama silahlı çeteye dönüştürülmüştü. HSYK’ya detaylı şikayet hazırladım. Sonrası Fenerbahçe’nin adalet için isyanına dönüştü. Yasa yeniydi, spor mahkemesinde değil özel yetkili mahkemeye sokulmak için zorlanmıştı. Eğer TC hakim ve savcıları; işbirliği içerisinde yargıyı kuşatmak değil de adaleti yetkinleştirmek isteselerdi; iktidarlar etkisiz kalırdı. Hakim ve savcıların birbirlerini kayırdıkları yargıdaki YARSAV-Cemaat ve onların kandırdığı bakanlık; başka bir iktidar kavgasındalar. Başından beri olayın içinde hakimler, davaya bakıyordu. yani kendileri pişirmiş, kendileri yiyorlardı. Yüreği yeten ve sadece Türkiye Cumhuriyeti savcısı, cumhuriyetin polisi ve milletin hakimleri olmak isteyenler, susmayın artık, ayıptır. Şike dosyası seçmece karpuzların sergilendiği dosya olmakla, onu hazırlayan polis, savcı ve yargıçların da cezalandırılmasını gerektirir” açıklamasını yaptı.

“HER ŞEYİ ANLATMAYACAĞIM ÇÜNKÜ…

“Ey Türk Cumhuriyetinin evlatları; TC yargısı kendine hakim olmak isteyen grupların hakimiyet mücadelesi alanı olmuştur. Uyanın, dur deyin” diyen Işık şöyle devam etti:

“Dürüstlük mü istiyor bu ülke? İnanmıyorum, yalan. Eğer dürüstlük isteseydik millet olarak hepimiz: önce yargıdaki örgütleri temizlerdik. O dosyada birileri mahkum olacak şekilde, birileri kurtulacak şekilde, birileri hiç olmayacak şekilde ayarlanmıştır. uyutulan uyutuldu. Bir millet ne kadar dürüstse, polisi, savcısı, hakimi, bürokratı, politikacısı, hocaefendisi, cemaatı, yurttaşları o kadar dürüsttür. Ve sonra Fenerbahçe’nin adalet isyanı başladı. Her şeyi anlatmayacağım çünkü yargıdaki suçlular, bu yüzden beni yargılarken seyredersiniz. Politik partilerine göre gruplaşmayan ve hocaefendisine bağlılığı ölümüne olanlara dur artık diyebilecek yargı/polis var mı, görün artık. Bütün seçimlerden daha önemlidir dürüst, mert, cemaat bağlısı ve işbirlikçileri olmayan, yürekli, tek başına adam olabilen yargıçlar. Eşeğini dövemeyen şikesini döver. Bu süreçte barom dahil, başıma bela olmakla kahraman olacak çok saygın tip tanıdım. saygı duyamam.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Uçağın düştüğü gören vatandaşlar, o anları anlattı Libya Genelkurmay Başkanı Al-Haddad’ı taşıyan uçağın düşmesin ardından vatandaşlar o anları anlattı. Libya Genelkurmay Başkanı Orgeneral Muhammed Ali Ahmed Al-Haddad’ı taşıyan 9H-DFJ kuyruk numaralı Falcon 50 tipi uçağın Haymana ilçesi Kesikkavak köyü yakınlarında düşmesi sonrası köylüler gördüklerini anlattı. Evinde istirahat ettiği sırada bir patlama sesi geldiğini ifade eden vatandaş, "İkinci patlama sesi gelince herkes sokağa döküldü. Biri trafo patlamış dedi. Sonradan uçağın düştüğünü durduk. Zaten parçaları hep görünüyordu. Sonra Jandarma ekipleri gelince bizleri oradan çıkarttılar. Oradan sağ çıkma ihtimalleri yok, kötü bir patlama oldu. Herkese geçmiş olsun" dedi. Gazi Özgür’se saat 20.00-21.00 sıralarında yüksek bir patlama sesi duyduğunu ifade ederek, "Bir de yoğun bir sis ve hafif bir yağmur vardı. Patlamanın neticesini bilemediğimizden dolayı anlık haberler yayılmaya başladı. Haberler yayılmaya başlayınca arabaya bindim. Bölgede Jandarma ekipleri dronlarla arama yapıyorlardı. Deprem oluyor ve depremden önce gelen patlama sesi gibi bir ses geldi. Kalıntıları ilk gençler görünce Jandarmaya haber vermişler. Jandarma da olay yerine geldi ve herkesi uzaklaştırdı. Uçağın enkazı bulundu" diye konuştu. Olayı anlatan Gökhan Tekin ise, "Otelde teknik servis olarak çalışıyorum. Bir patlama sesi duydum. Otelde doğalgaz patlaması oldu diye bizim otelin ismini verdiler. Bizim otelde öyle bir patlama olmadı. Sonra uçak düştüğünü söylediler. Uçak parçaları vardı, ceset vardı jandarma sokmadı bizi oraya. Ses büyüktü, deprem oldu ya da bomba patladı sandık ama sonradan uçağın düştüğünü öğrendik" şeklinde konuştu.
Ankara İletişin Başkanı Duran’dan düşen uçakla ilgili açıklama İletişim Başkanı Burhanettin Duran, Libya Genelkurmay Başkanını taşıyan uçağın düşmesi ile ilgili sosyal medya hesabından açıklama yaptı. İletişim Başkanı Duran, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, uçağın elektrik arızası nedeniyle acil durum bildirdiğini belirterek, "23 Aralık 2025 günü Libya Genelkurmay Başkanı Orgeneral Muhammed Ali Ahmed Al Haddad ve maiyetindeki dört kişi ile üç mürettabatı taşıyan bir özel jet, 20:17’de Esenboğa havalimanından kalktıktan sonra 20:33’te hava kontrol merkezine elektrik arızasından kaynaklı acil durum bildirmiş ve acil iniş talebinde bulunmuştur. Uçak hava kontrol merkezi tarafından tekrar Esenboğa havalimanına yönlendirilmiş ve havalimanında gerekli önlemler alınmaya başlamıştır. Acil iniş için alçalmaya başlayan uçak 20:36’da radar ekranından kaybolmuş ve sonrasında irtibat kurulamamıştır" ifadelerine yer verdi. Olay yerinde gerekli çalışmaların devam ettiğini ve sadece resmi makamlar tarafından yapılan açıklamalara itibar edilmesi gerektiğini vurgulayan Duran, "İçişleri Bakanlığımıza bağlı ekiplerce başlatılan arama faaliyetleri sonucunda düştüğü anlaşılan uçağa ait enkaza ulaşılmış olup, ilgili tüm kurumlarımızca gerekli çalışmalar titizlikle sürdürülmektedir. Bu süreçte başta basın-yayın kuruluşlarımız olmak üzere kamuoyumuzun sadece resmi makamlar tarafından yapılan açıklamalara itibar etmesi; bunun haricinde sosyal medyadaki teyitsiz bilgi, spekülasyon ve komplo teorilerini dikkate almaması, dezenformasyon girişimlerine prim verilmemesi adına oldukça önemlidir" ifadelerini kullandı.
Kars Masalsı yolculuğun son durağı: Turistik Doğu Ekspresi Kars’ta coşkuyla karşılandı Türkiye’nin en prestijli demiryolu rotalarından biri olan ve Ankara’dan yola çıkan Turistik Doğu Ekspresi, kış sezonunun en yoğun seferlerinden birini tamamlayarak son durağı olan Kars’a ulaştı. Yaklaşık bin 300 kilometrelik etkileyici bir parkuru geride bırakan tren, Kars Garı’nda büyük bir coşkuyla karşılandı. Yolcuları Kars Garı’nda karşılayan Vali Ziya Polat, yolculara hoş geldin dileklerini ileterek karanfil takdim etti. Kars’a Ankara’da geldiğini ifade eden İrem Büğrü, "Ankara’da Kars’a turistik tren ile geldik. Her şey çok güzeldi. Çok güzel karşılandık. Kars halkına teşekkür ediyorum" dedi. "Sevgi dolu sıcak bir karşılama ile bu ayazı hiç hissetmedik" Turistik Doğu Ekspresi ile Kars’a gelen TCDD Taşımacılık Genel Müdür Yardımcısı Şems Çakıroğlu, "Biz Kars’a trenimizi dün Ankara’dan 13.55’de yola çıkardık. Yüzlerce kişiyle beraber inanılmaz keyifli, neşeli bir yolculukla buraya kadar geldik. Öncesinde Erzincan’a uğradık. Erzurum’a uğradık. Kars’a geldik, inanılmaz sevgi dolu sıcak bir karşılama ile bu ayazı hiç hissetmedik. Çok teşekkür ediyorum" diye konuştu. Kars’ın marka şehir olduğunu dikkat çeken Vali Ziya Polat, "Kars’ın soğuk gecesinde sıcak bir karşılama ile Turistik Doğu Ekspresi Kars’a, Kars’ta Turistik Doğu Ekspresi’ne kavuştu. Tabi Kars’ın en önemli turizm markalarından biri olan Turistik Doğu Ekspresi buraya yolcu edenlere teşekkür ediyoruz. Gazi Kars’ımız Ani, Çıldır, Sarıkamış, Şehitler diyarı Baltık mimarisi ile bu bölgenin, ülkemizin en önemli turizm destinasyonlarından biri artık, bu turizm merkezi olma yolunda tabi ki Turistik Doğu Ekspresi başlangıç noktası, buraya çok büyük bir marka kattığını hepimiz biliyoruz. Kars’a gelen misafirlerimize hoş geldiniz diyoruz" şeklinde konuştu. Daha sonra gar binasına geçen yolcuları burada aşıklar türküleriyle karşıladı. Yolcular son olarak çıkıştı ateşle yakılan Kars yazısıyla otellerine uğurlandı. Öte yandan, Turistik Doğu Ekspresi’nin şehre gelişiyle birlikte Kars’taki otellerde doluluk oranları yüzde 100 seviyesine ulaştı. Geceyi Kars’ta geçirecek olan yolcular sabahın ışıklarıyla sırasıyla UNESCO Dünya Miras Listesi’ndeki tarihi şehir Ani Ören Yerini gezecek. Donmuş Çıldır Gölü üzerinde atlı kızak keyfi yapacak. Kars Mutfağının olmazsa olmazı Kaz eti ve gibi yöresel lezzetlerin tadına bakacak.