SAĞLIK - 09 Ocak 2020 Perşembe 11:26

Farmakogenetik ile ilaçta yan etki tarihe karışacak

A
A
A
Farmakogenetik ile ilaçta yan etki tarihe karışacak

İlaç tedavisinin hastaların genetik yapısına göre etkilerini saptayan farmakogenetik çalışmalarının önemi gün geçtikçe arttığı belirtiliyor.

Farmakogenetik testler; hangi hastanın, hangi ilacı, hangi dozda kullanması gerektiğini söylüyor. Bunun sonucunda Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Farmakoloji Anabilim Dalı’na bağlı olarak Tıp Fakültesi Hastanesinde açılan Farmakogenetik Polikliniği, ilaçların etkilerini belirleyen Farmakogenetik testleri uygulamaya başladığını açıkladı.

Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Farmakoloji Anabilim Dalı’na bağlı olarak Tıp Fakültesi Hastanesinde açılan Farmakogenetik Polikliniği, ilaçların etkilerini belirleyen farmakogenetik testleri uygulamaya başladı. Hastaların hangi ilaca nasıl tepki vereceğini saptayan klinikte, yanlış ilaç kullanımının da önüne geçilecek. Amaç, hastanın genetiğine uygun, doğru ve yeterli dozda verilen ilaçlarla tedavideki başarı oranlarını yükseltmek.

Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Farmakoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Esra Sağlam, önümüzdeki yıllarda rutin tedavi süreçlerinde yer alacak Farmakogenetik testlerini ve poliklinikte yapılan çalışmaları anlattı. Her bireyin genetik bakımdan farklı olduğunu belirten Prof. Dr. Sağlam, şöyle konuştu: "Genetik farklar, bizi tek ve biricik bireyler haline getiriyor. Ancak tıp, tüm insanları gruplara bölerek tanımlıyor. İlaçları kullandığımızda da hastaların yüzde 70’i standart tedaviye yanıt veriyor. Geriye kalan yüzde 30’u ise ya yanıt vermiyor ya da hastada yan etki ortaya çıkıyor. Bazı durumlarda her ikisi birden söz konusu oluyor. Genetik biliminin ilerlemesi ve insan genomunun çözülmesi; bazı insanların bazı ilaçlara neden beklendiği gibi veya hiç cevap vermediğini, bazılarında ise neden yan etkilerin görüldüğünü ortaya çıkardı. Artık uygun ilacı, uygun dozda ve uygun zamanda vererek hastanın ilaçtan üst düzeyde faydalanmasını ve yan etkinin de en alt düzeyde ortaya çıkmasını amaçlıyoruz."

Tıpta büyük dönüşüm

Geleneksel tıpta ilacın hekimin tıp bilgisi ve tecrübesine göre hastaya verildiğini anlatan Prof. Dr. Sağlam, genetik testlerin ise hastaya en uygun ilaçları ve dozu belirlediğini söyledi.

Farmakogenetik çalışmalarına Dünya Sağlık Örgütü’nün de öncelikli olarak önem verdiğini belirten Prof. Dr. Sağlam, uygun olmayan ilaçla tedavi edilmeye çalışılması nedeniyle hastaların sık sık hastaneye gitmesi, sürekli tetkik yaptırması ve hastanede yatması gibi sonuçlar dikkate alındığında farmakogenetik çalışmaların sağlık sisteminin tümü için büyük fayda getireceğini belirtti.

"Bundan sonra artık hastalar doktorlarına giderken genetik testlerini yanlarında götürecekler"

Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde açılan Farmakogenetik Polikliniği’nde hasta muayenesine başladıklarını belirten Prof. Dr. Sağlam, dünyada daha yaygın olan farmakogenetik uygulamalarının henüz Türkiye’de rutin şekilde yapılamadığına da dikkat çekti.

Prof. Dr. Sağlam, hizmet veren polikliniklerinde öncelikli olarak çocuklar, yaşlılar, çoklu ilaç kullananlar, gebeler, emzirenler ile birlikte birden fazla teşhis nedeniyle tedavi gören hastalara öncelik verildiğini söyleyerek, "İlaca yanıt vermeyen veya yan etki görülen hastaların önce genetik yapısını anlamak için koldan kan, saç kökü örneği veya yanaktan sürüntü alınarak genetik test yapıyoruz. Genetik test, ömür boyu geçerli. Bundan sonra artık hastalar doktorlarına giderken genetik testlerini yanlarında götürecekler. Reçeteler ona göre verilecek. Gelecekte bu testler doğumdan hemen sonra yapılacak." dedi.

Yan etki tarihe karışacak

Testler sayesinde elde edilen sonuçlarla yan etkilerin minimum düzeye ineceğini; hastalıkların ilerleyişinin durdurulabileceğini dile getiren Prof. Dr. Sağlam, sözlerini şöyle tamamladı: "Doğru ilaç tespiti ile birlikte birden fazla hastalığı olup çok sayıda ilaç kullananların, ilaçların birbirleriyle olan etkileşimleri nedeniyle yaşadıkları sorunlar ortadan kalkıyor. İlaca yanıt vermeyen hastalarda bile büyük başarı elde ediliyor. Aslında hiçbir ilacın kullanılmasının tercih edilmediği gebelerde de zorunlu hallerde bebeğe ve anneye hemen hiç zarar vermeyecek ilaçların seçilmesini sağlıyor. Emziren annelerde de ilaç miktarının bebeğe en az geçeceği doz ve uygun doz düzenlemesi yapılıyor. Çocukların tedavisi için de uygun ilaç ve dozun belirlenmesi mümkün hale geliyor."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli 2 kız çocuğunu taciz ettiği iddiasıyla yargılanıyor Kocaeli’de kızının 11 ve 12 yaşlarındaki 2 arkadaşını taciz ettiği iddia edilen 52 yaşındaki sanığın, 2’şer kez 3 yıl 9 aydan 14 yıla kadar hapsi istendi. İddiaya göre; Kocaeli’de yaşayan H.N.Y. (11) ile S.N.B. (12) isimli kız çocukları, 2020’nin yaz aylarında ve 2022’nin ocak ayında arkadaşlarının babası İ.K. (52) tarafından cinsel istismara maruz kaldı. Çocukların bu durumu öğretmenlerine anlatmasıyla konu polise intikal etti. Suç duyurusunun ardından İ.K. gözaltına alındı. İfadesi alınan İ.K. adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Sanık hakkında "Çocuğa karşı cinsel istismar" suçundan dava açıldı. Olayla ilgili açılan davanın duruşması Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam etti. Duruşmaya tutuksuz sanık, tanıklar ve taraf avukatları katıldı. Olaya ilişkin dinlenen S.N.B’nin ablası Z.B., "Tam zamanını hatırlamamakla birlikte pandemi sonrasında kardeşim bana sanık ve kızı ile motosiklete bindiklerini söyledi. Kardeşim, sanığın motosiklette bacaklarına ve bikini bölgesine dokunduğunu söyledi. Emin olup olmadığını sorduğumda emin olduğunu söyledi. Kardeşimin cep telefonunu denetlemek amacıyla kontrol ettim. Kardeşim arkadaşına yolladığı mesajda kendisine dokunduklarını yazmıştı. Kardeşime mesajların ne olduğunu sorduğumda şaka olduğunu söyledi ve bana tepki gösterdi. Telefonunu kontrol ettiğim başka tarihte ise intihar etmek amacıyla hap içtiğini yazmıştı. Daha sonra olayı anneme anlattım. Ben anlatmadan önce de kardeşim olayı öğretmenine anlatmış. Daha sonra olay polise intikal etti" dedi. "Mağdurlar, iddia ettikleri eylemler tarihinden sonra da sürekli bize gelmeye devam etti" Tanık olarak dinlenen sanığın kızı ise "Mağdur kızlar benim arkadaşlarım olur. Evimize gelip giderlerdi. Kızlar bizim eve geldiğinde sürekli yanlarındaydım. İddia konusu olaylar yaşanmamıştır. Mağdurlar, iddia ettikleri eylemler tarihinden sonra da sürekli bize gelmeye devam etti. S.N.B. çok yalan söyler ve olayları abartarak anlatır. Bu huyu sebebiyle kendisiyle çok kavga ettiğimiz olurdu" şeklinde konuştu. Sanık ise suçlamaları kabul etmediğini belirtti. 2’şer kez 3 yıl 9 aydan 14 yıla kadar hapis talebi Cumhuriyet savcısı mahkeme heyetine sunduğu mütalaasında, sanık İ.K’nın her 2 çocuğa karşı işlemiş olduğu iddia edilen "çocuğa karşı cinsel sarkıntılık" suçundan ayrı ayrı 3 yıl 9 aydan 14 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep etti. Mahkeme heyeti, sanığın tutuksuz halinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.
Adıyaman İsias Otel davasının ikinci duruşması başladı Adıyaman’da 6 Şubat depremlerinde yıkılan ve 72 kişinin hayatını kaybettiği İsias Otel’le ilgili davanın ikinci duruşması Adıyaman Adliyesi’nde başladı. 6 Şubat depremlerinde 39’u KKTC’li voleybol sporcusu, öğretmen ve antrenör olmak üzere toplam 72 kişinin hayatını kaybettiği Adıyaman’daki İsias Otel davasının ikinci duruşması Adıyaman Adliyesi 3. Ağır Ceza Mahkemesinde sabah saatlerinde başladı. 3’ü tutuklu toplam 11 sanığın yargılandığı davaya KKTC Başbakanı Ünal Üstel, Başbakan Yardımcısı Fikri Ataoğlu, KKTC İçişleri Bakanı Dursun Oğuz, KKTC Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, KKTC Ana Muhalefet Lideri Tufan Erhürman, otel enkazında hayatını kaybedenlerin aileleri ve çok sayıda kişi katıldı. Sabahın erken saatlerinde ellerinde kaybettikleri yakınlarının pankartlarıyla Adıyaman Adliyesine gelen aileler gözyaşlarına hakim olamadı. Burada aileler adına açıklamalarda bulunan, otel enkazında hayatını kaybeden Nazımcan Hartlap’ın annesi Hilal Düzgünce, “6 Şubat depreminin üzerinden 14 ay geçti. Bugün ortak davamız olan İsias Otel davasının ikinci duruşması yapılacak. Bizler İsias Otel’de 72 canımızı kaybettik. Rehberlerin ve şampiyon meleklerin anneleri, kardeşleri ve en yakınları buradayız. 14 aydır acımızı yaşayamıyor, faillerin yargı önünde hesap vermesi için mücadele ediyoruz. Tüm faillerin hak ettikleri şekilde ceza almaları ve aldıklarını görene kadar mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz” dedi. Daha sonra konuşan Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği Başkanı Ruşen Yücesoylu Karakaya, "Ne olursa olsun bu dava adaletle sonuçlanana kadar hep birlikte olmaya devam edeceğiz. Katiller hesap verene kadar mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Bu davada bilimin yol göstericiliğine güveniyoruz. Hukukun üstünlüğü kadar toplum vicdanının gücüne de inanıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti adaletinden tek beklentimiz, İsias cinayetinin faillerinin bizden aldıkları her canın bedelini ödemesidir” şeklinde konuştu. Bu davanın peşini hiçbir şekilde bırakmayacaklarını vurgulayan KKTC Başbakanı Ünal Üstel, "Bu depremde bizlerde çocuklarımızı kaybettik. Yavrularımızı kaybettik. Ve o günden bu güne kadar adalet arayışımız devam ediyor. Biz Türkiye Cumhuriyeti adaleti güveniyoruz. Birinci duruşma bundan bir müddet önce başladı ve sonuçlandı. Bugün ikinci duruşma için biz KKTC olarak bütün kesimlerimizle buradayız. Hükumet olarak buradayız, bakan arkadaşlarımızla buradayız, muhalefet başkanıyla, milletvekilleriyle ve yavrularımızın anneleriyle, yakınlarıyla, halkımızla Adıyaman’a geldik. Çünkü bu çocuklar artık KKTC’nin davasıdır. Onların acıları hepimizin acılarıdır. Biz çocuklarımızı unutmadık unutturmayacağız. Ve adalet sonuçlanana kadar biz bu işin devlet olarak takipçisi olacağız. Ülke olarak, devlet olarak Adıyaman’dayız. Ve iananıyorum ki en iyi neticeyi de bugün değilse bile en yakın zamanda adalet tecelli edecek, suçlular ise gerekli cezayı alacak diye düşünüyorum” diye konuştu.