SPOR - 20 Temmuz 2021 Salı 22:06

Fatih Terim: 'PSV dikkat etmemiz gereken bir takım'

A
A
A
Fatih Terim: 'PSV dikkat etmemiz gereken bir takım'

Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim, PSV Eindhoven maçı öncesi yaptığı açıklamada, "PSV dikkat etmemiz gereken bir takım" dedi.

tTeknik direktör Fatih Terim, PSV Eindhoven ile oynayacakları UEFA Şampiyonlar Ligi İkinci Eleme Turu maçı öncesinde basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.

Kadrodaki oyunculara saygı gereği transfer konusunda açıklama yapmak istemediğini ifade eden Fatih Terim, “Başkanımızın transferlerle ilgili gerekli açıklamaları dün yaptığını düşünüyorum. Kulübümüzün ortak akıl olarak belirlediği kriterleri göz önünde bulundurarak hareket ediyoruz; ama özellikle transferler konusunda çok kısa süre de olsa sizden biraz müsaade rica ediyorum. Çünkü buraya 23 kişi geldik ve bu arkadaşlarımızın hepsi birbirinden değerli. En azından bugün transfer konusunu askıya alırsak çok mutlu olacağım. Burada bulunan tüm oyunculara saygı göstermemiz gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu.

 

“Transferde üç sezonluk bir proje düşünüyoruz"

Terim, kadro yapılanması ve transfer ile ilgili olarak ise şunları söyledi:
“Sezonu erken açtık. Dolayısıyla biz de isterdik ki ağustos veya eylül ayında oynayacağımız maçlar olsun. Maalesef bugün bu noktadayız. Bunu bir şikayet ve mazeret olarak söylemiyorum. Biz böyle görmediğimiz gibi başkalarının da bunu fırsat olarak görmesini istemiyoruz. Çünkü bugün başkanların, yönetimlerin, teknik heyetlerin listelerini bilmeyen neredeyse yok. Hangi mevkileri güçlendirmemiz gerektiğini de herkes biliyor. Dolayısıyla Avrupa’da oynayacak olan takımların kimlerle, ne zaman oynayacağını, hangi eksiklerinin olduğunu herkes biliyor. Burada yazılı-görsel basın, bilhassa sosyal medyada zaman zaman taraftarımızın duygularıyla oynandığına inanıyoruz. Bundan da açıkçası hiç hoşlanmıyoruz. Bu yüzden kendi bildiğimiz yapmaya devam edeceğiz. Bir maç için birkaç oyuncu yetiştirmeyi planlasaydık, inanın bana olduğundan çok daha yüksek rakamlar ve yüksek bedeller ödemek zorunda kalacaktık. Başkanımızın da söylediği gibi üç sezonluk bir proje düşünüyoruz. Yakın süre içerisinde de neler yapacağımızı, Galatasaray’ın transferde nelerle karşılaşacağını göreceğiz. O yüzden oyuncular, kulüpler, menajerler, hatta yazılı-görsel basın ve sosyal medya üzerinden bu yapılanların bize pahalıya patlamasına izin vermeyeceğiz. Ayrıca takım olarak dışarıdaki unsurlar olarak da kimseden korkmadığımızın bilinmesini isteriz. Her sahada, her zaman, herkesle oynarız. Kazanırız, kaybederiz; ama çıkıp mücadelemizi en iyi şekilde südürürüz. Muhakkak eksik yerlerimiz oldu. Epey eksiğimiz var. Onun üzerine sakatlarımız var. İki tane arkadaşımız hastalandı. Ameliyat olanlarımız var Sonuçta biz Galatasarayız, buradayız, elimizden gelenin en iyisini yapacağız. Umarım kazanan iki maçın sonunda kazanan biz oluruz. Acele ile karar verip Galatasaray’ın geleceğini tehlikeye atmak istemiyoruz.”

"Feghouli, Falcao ve Babel bizim için önemli"

Feghouli, Falcao ve Babel'in kendileri için önemli olduğunu ifade eden tecrübeli teknik adam, “Feghouli, Falcao ve Babel bizim önemli oyuncularımız. Başkanımızın dört oyuncu ile ekonomik işareti oyuncularımızın teknik kapasiteleriyle veya Galatasaray’a hizmetleriyle alakalı değildi. Onlar bizim kıymetlilerimiz. Galatasaray’a hizmet etmişlerdir. Tecrübeli arkadaşlarımızdır. Her an onlardan faydalanmayı düşünüyorum. Falcao’ya ufak sakatlığından dolayı bir gün izin vermiştim. Doktor ve Scott ile karar vererek bugün için daha rahat ve güçlü olsun diye Feghouli’nin de dinlenmesini istedik. Dolaysıyla üç arkadaşımız da bizim için diğer oyuncularımız gibi değerlidir. Falcao dün bana geldi. Bizimle beraber Eindhoven maçına gelmek istediğini ifade etti. Bu da beni son derece memnun etti. Kendisini aldım. Bizimle beraber. Bu önemli isim inşallah şans verdiğimiz sürede inşallah bize verdiği en iyi hizmeti yapacaktır” sözlerini sarf etti.

“Umarım avantajlı bir netice ile ayrılırız"

PSV Eindhoven’ın güçlü bir rakip olduğunu ifade eden Terim, “Basın toplantısında gelirken koridorlardan geçtiğinizde PSV’nin ne olduğunu anlıyorsunuz. PSV’de oynayarak hepimizin yakında tanıdığı efsanelerin tek tek resmini görerek PSV’nin nasıl bir kulüp olduğunu anlayabiliyorsunuz. Son iki maçlarını, hazırlık maçlarını seyredebildim. Biri Osnabrück ikincisi de PAOK maçı. İkisini de izledik. Taraftarlarımız da bence çok önemli bir takım izleyecekler. Avrupa’da çok da benzeri olmayan bir takım diye düşünüyorum Ön alan baskısını iyi yapan. Topu kaptırdığında kontra presi iyi yapan, 4-4-2 olmasına rağmen zaman zaman 2-2-6 pozisyonuna gelen ciddi ve önemli bir takımla oynayacağız. Zaten Roger Schmidt çok saygı duyduğum bir meslektaşım. Gerek Avusturya’da gerek Almanya’da çok önemli işler yaptı. Şimdi de yine önemli bir görev üstlenmiş görünüyor. Onlar da bizim gibi sezonu erken açtılar. Belki iki taraf da kaliteli noktaya henüz ulaşamadı ama umarım buradan ikinci maçımıza umutlu, bizi daha avantajlı kılacak bir neticeyle ayrılırız. Dikkat etmemiz gereken bir takım. Onu da söylemeden geçemeyeceğim” dedi.

“Maçlarımızı saklamadık"

Şampiyonlar Ligi’nin motivasyonunun yüksek olduğunu dile getiren teknik direktör Fatih Terim, “Biz herhangi bir şekilde maçlarımızı saklamadık. Oynanan maçlar buydu. Nitekim PSV’nin de maçlarını normal kanallar vermedi; ama takımımızı geçen sene seyretmek bence en akıllıca iş. Çünkü hiç değişikliğimiz yok. Aynı takım devam ediyor. Hatta eksildik. Geçen senenin son maçlarına bakmak çok daha doğru. Teknik adam da değişmedi. Herhangi bir oyuncu da değişmedi. Sadece Aytaç ve Alpaslan’ı aldık. Epey oyuncumuz gitti. Önemli bir şey söyleyeyim. Muhakkak ki hocalar, teknik direktörler, analiz grupları maçları analiz etmek, rakipleri tanımak isterler. Rakibi ne kadar tanırsanız tanıyın, tedbir alsanız da mesele sizin nasıl oynadığınızdır. Sizin o gün nasıl mücadele ettiğinizdir. Dolayısıyla biz ne oynarsak oynayalım ben diğer takımlar gibi PSV’nin kendi oyun felsefesini değiştirmeyeceğine inanıyorum. Herkesin kendi oynanan anlayışı var. Muhakkak küçük önemler için izlenir ve analiz edilir; ama sonunda çıkıp nasıl oynadığınız ve mücadeleniz önem kazanıyor. Onun için de doğru yere bakmışlar. Burada bir tek değişiklik olabilir. Lig maçları, hazırlık maçları ve Şampiyonlar Ligi maçlarının hepsinin mücadele gücü değişiktir. Şampiyonlar Ligi en yükseğidir. İki taraf da bunun bilincinde hareket eder. Ben yüzde veren biri değilim. Her maç öncesinde herkes eşit çıkar. Kim oynar, kim kazanır bakacağız” diye konuştu.

“Düşüncemizi yakın zamanda paylaşacağız"

Transfer konusunda Galatasaray’ın menfaatlerinin ağır bastığını söyleyen Terim, “Bir daha söylüyorum. Çok küçük bir ara istedim, anlayış istedim sizden. 23 oyuncuma bunu yapmayacağım. Onlara saygı duyuyorum. Sizin de saygı duymanızı rica ediyorum. Bu bir profesyonelliktir. Yarın öbür gün değerlendiririz. Açık açık anlatırız. Daha doğrusu yavaş yavaş kimlerin geldiğini görürsünüz. Şunu söylemeye çalışıyorum. Transfer dinamik bir iştir. Bugün istediğimiz bir oyuncuyu yarın istemeyebiliriz. Aklımızda olmayan bir futbolcuyu da yarın alabiliriz. Bu bir fırsat transferidir. Ona göre hareket edersiniz. Bir tarz belirledik. Galatasaray’a ekonomik ve teknik açıdan faydalı olacak plan ve proje yaptık. Ona göre devam edeceğiz. Galatasaraylılar biliyorum ki şuraya oyuncu yetiştirilmeli diye endişeliler, hayıflanıyorlar. Haklı olabilirler; ama Galatasaray’ı daha büyük zararlara sokmamak için ben ve başkanımız böyle bir karar aldık. Bize güvensinler. Belki bazı maçları kaybedeceğiz, istedikleri gibi olmayacağız; ama üç senelik plan içerisinde çok şeylerin değişeceğini görecekler. Tabii ki yarına da konsantreyiz. Bu, hiçbir şeyi bırakacağız demek değil. Onların endişelerini ben çok yakında biliyorum. Çünkü ben de bazı mevkilerdeki eksikliklerimizi hissediyorum. Bu fırsattan yararlanmak isteyenlere bu fırsatı vermeyeceğiz. Tam bir Galatasaraylı gibi hareket edip düşüncemizi ona göre yakın zamanda Galatasaraylılarla paylaşacağız. Galatasaray’da her mevki, her dakika olabilir. Spesifik olarak şu veya bu mevki demenin haksızlık olacağını düşünüyorum. Beni de anlayacağınızı umuyorum. Bize güvensinler” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bilecik Bozüyük Belediye Meclisi Mayıs ayı toplantıları sona erdi Bozüyük Belediyesi Mayıs Ayı Olağan Meclis Toplantısı’nın ikinci birleşimi, Belediye Başkanı Mehmet Talat Bakkalcıoğlu Başkanlığında yapıldı. Bozüyük Belediyesi Metristepe Kültür Merkezi Meclis Salonu’nda yapılan toplantıda birinci birleşimde Plan ve Bütçe Komisyonu’na sevk edilen konular görüşülerek karara bağlandı. Toplantıda ilk olarak "2023 yılı gelir ve gider kesin hesabı ile belediye taşınır mal kesin hesabının görüşülmesi” konusu ile ilgili komisyon raporunun okunmasının ardından rapor oylanarak oy çokluğu ile kabul edildi. Ardından Belediye Meclisinin Plan ve Bütçe Komisyonuna sevk edilen 2024 yılı gelir tarifesi kararında iktisadi ve sosyal tesis işletmelerine ait ücret tarifesi bölümünde yer alan çarşı ve kent meydanı altında bulunan kapalı otopark ücretlerinin yeniden belirlenmesi ile Hükümet ve İsmet İnönü caddelerine cepheli zemin kattaki esnaf ve işyerleri bölümünün revize edilmesi konusu ile ilgili komisyon raporu okunarak, Kasımpaşa Mahallesi İsmet İnönü Caddesi Çarşı ve Kent Meydanı altında bulunan kapalı otopark ücretleri sabah 07.00 ile gece 24.00 saatleri arasında 2 saat ücretsiz olup, ücretsiz 2 saat üzeri saat başı 5 TL den 7,50 TL’ye, gece 24.00 ile sabah 07.00 arasında saat başı 10 TL’den 15 TL’ye, ilçenin Hükümet ve İsmet İnönü caddelerine cepheli zemin kattaki esnaf ve işyeri bölümünün kaldırılarak, otoparkın abonman sahiplerinin bildireceği sadece 1 plaka araç olmak üzere abonmanlığının yapılmasına, sabah 07.00 ile gece 24.00 saatleri arasında aylık abonmanlık ücretinin 500 TL’den 750 TL olmasına, gece 24.00’dan sonra aracını almayan araç sahiplerine 1’nci tarifenin uygulanmasına, abone olan araç sahiplerinin araçlarını otoparkın ikinci bodrum katındaki park yerine park etmelerine, alınan kararın belediyenin 2024 yılı gelir tarifesine eklenerek uygulanmasına oy çokluğu ile karar verildi.
Ankara Türkiye ile Kuveyt arasında 6 anlaşma imzalandı Kuveyt Emiri Meşal el-Ahmed el-Cabir es-Sabah’ın Ankara’ya ziyaretinde Türkiye ve Kuveyt arasında 6 anlaşma imzalandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Kuveyt Emiri Meşal el-Ahmed el-Cabir es-Sabah, gerçekleştirdikleri ikili ve heyetlerarası görüşmelerin ardından Devlet Nişanı tevcih ve anlaşma imza törenine katıldı. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki törende Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından es-Sabah’a Devlet Nişanı tevcih edildi. Tören sonrası iki ülke arasında çeşitli alanlarda önemli iş birliklerini içeren anlaşmaların imza törenine geçildi. Erdoğan ve es-Sabah’ın huzurunda iki ülke arasında 6 anlaşma imzalandı. İmza altına alınan anlaşmalar şu şekilde: "- Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ve Kuveyt Yatırım Kurumu arasında yatırım tanıtım faaliyetlerinde işbirliği konusunda mutabakat zaptı - Ticaret Bakanlığı Serbest Bölgeler Genel Müdürlüğü tarafından temsil edilen Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuveyt Doğrudan Yatırım Teşvik Otoritesi tarafından temsil edilen Kuveyt Devleti Hükümeti arasında serbest bölgeler alanında işbirliğine ilişkin mutabakat zaptı - Türkiye Cumhuriyeti Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Kuveyt Devleti Konut İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanlığı arasında konut refahı ve altyapısı alanında mutabakat zaptı - Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı ile Kuveyt Devleti İçişleri Bakanlığı Sivil Savunma Genel Müdürlüğü arasında afet ve acil durum yönetimi alanında mutabakat zaptı - Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından temsil edilen Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuveyt Devleti Savunma Bakanlığı (KSB) tarafından temsil edilen Kuveyt Devleti Hükümeti arasında Devletten Devlete Savunma Sanayii Tedarik Sözleşmelerine İlişkin Uygulama Protokolü - Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı ve Kuveyt Devleti Dışişleri Bakanlığı arasında Ortak Stratejik Diyalog kurulmasına dair mutabakat zaptı"
İstanbul İstismarcı sucu hakkında ara karar: Sanığın tutukluğunun devamına karar verildi Bağcılar’da 2019 ve 2023 yılları arasında 4 çocuğa cinsel istismarda bulunan Metin Şenay’ın 331 yıl 6 aya kadar hapis cezası talebiyle yargılandığı davada ara karar açıklandı. Duruşmada mütalaasını açıklayan cumhuriyet savcısı sanığın cezalandırılmasını talep ederken, mahkeme heyeti Şenay’ın tutukluluk halinin devamına hükmetti. Bağcılar’da 2019 ve 2023 yılları arasında 4 çocuğa cinsel istismarda bulunan Metin Şenay’ın 331 yıl 6 aya kadar hapis cezası talebiyle yargılandığı davada ara karar açıklandı. Bakırköy 24. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşma, mahkeme heyetinin kararı ile kapalı olarak görüldü. Duruşmaya izleyici ve basın mensupları alınmazken, bazı avukatlar da duruşma salonuna alınmadığı için tutanak düzenledi. Duruşmaya güvenlik nedeniyle nakledildiği Diyarbakır’daki cezaevinden SEGBİS sistemi ile bağlanan tutuklu sanık Metin Şenay’ın savunması esnasında kızları cinsel istismara uğrayan müşteki anne sinir krizi geçirdi. Anne, sakinleşmesinin ardından yeniden duruşma salonuna alındı. Duruşmada savunma yapan sanık Şenay suçlamaları kabul ederek, soğukkanlı bir şekilde savunma yaptı. Cinsel istismara uğrayan bir mağdurun Adli Gözlem Odası’nda dinlenmesinin ardından cumhuriyet savcısı mütalaasını açıkladı. Cumhuriyet savcısı, mütalaasında sanık Şenay’ın cezalandırılmasını talep etti. Mütalaanın açıklanmasının ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Duruşma sanığın mütalaaya karşı savunma yapması için ertelendi. İddianameden Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, suç tarihi 2023 yılı öncesi olarak belirtilirken, 4 mağdur ile 5 müşteki yer aldı. İddianamede sanık Metin Şenay‘ın Bağcılar’da bir su dükkanının bulunduğu ve uzun yıllardır aynı semt ve mahallede su dağıtımı yaptığı belirtildi. 24 Mayıs 2023 günü mağdurlardan M.Y.’nin okuldan çıktığı ve evine dönmemesi üzerine ailesi tarafından polis ekiplerine başvuruda bulunulduğu iddianamede kaydedildi. Polis ekiplerinin önce okul kamera kayıtları ve çevredeki kameraları araştırdığı, mağdurun okul bahçesinden çıktıktan sonra bir minibüse bindiğinin tespit edildiği iddianamede belirtildi. Mağdurun ailesi tarafından kamera kayıtlarının aynı gün izlendiği, aracın daha önce evlerine su siparişi getiren ‘Metin Su’ isimli iş yerine ait olduğu iddianamede aktarıldı. Ailenin aracı kullanan kişinin Metin Şenay isimli kişi olduğunu beyan etmeleri üzerine çocuğun Metin Şenay‘ın iş yerinde olabileceği değerlendirilerek çevre araştırması yapıldığı iddianamede kaydedildi. Sanığın gece saat 03.00 sıralarında iş yerinden çıkarak tedirgin davranışlar sergilediğinin görülmesi üzerine duruma kolluk ekiplerince müdahale edildiği, sanığın iş yerinin içerisine doğru kaçtığı iddianamede açıklandı. Gizli odadaki notlar: “Ben ne dersem yap, sözümü dinlemezsen çok acı veririm ve çok döverim, gerekirse öldürürüm” Polis ekiplerinin Metin Şenay‘ın arkasından giderek çocuk ile ilgili sorular sormaya başladığı, sanığın hiçbir soruya cevap vermediği, bu sırada iş yerinin arkasından çocuk çığlık sesi duyulması üzerine ‘yatak odası’ olarak tarif edilen alana geçildiği iddianamede açıklandı. Hazırlanan iddianamede gizli bir odada mağdur kız çocuğunun kilit altında ve ağlar vaziyette olduğunun görüldüğü, gizli bölümde ve mağdurun üstünde kan lekelerinin görülmesi üzerine cinsel istismara maruz kaldığının anlaşıldığı belirtildi. Öte yandan iddianamede gizli odada duvara yapıştırılmış şekilde “Söz dinlemesi kesinlikle yapılacak, kesinlikle bağırma, konuşurken fısıltı ile konuş, sağa sola zarar verme, dükkana biri gelirse kesinlikle konuşma, ben ne dersem yap, sözümü dinlemezsen çok acı veririm ve çok döverim, gerekirse öldürürüm. Bence en iyisi sözümü dinle ve dediklerimi yap ben sana en iyi şekilde bakayım” şeklinde bir yazının görüldüğü de aktarıldı. “Eğer bağırırsan seni öldürürüm” Mağdur M.Y., Çocuk İzlem Merkezi’nde alınan ifadesinde ikametlerine 10 senedir su getiren Metin’in kendisini çağırdığını, ‘Seni eve götüreyim’ dediğini, Metin’in daha önce de kendisini eve götürdüğünü, daha önce kendisine hiçbir şey yapmadığını, o gün yolda giderken eve gitmediklerini fark etmediğini belirtti. Mağdur, iş yerine gelince arabadan indiklerinde sanığın “Sen geç bilgisayarda oyna” dediğini, içeri girdiğini ve burada büyük bir oda olduğunu, bilgisayar olduğunu, biraz bilgisayar oynadıktan sonra Metin’in “Sana bir yer göstereceğim” diyerek kendisini küçük bir odaya götürdüğünü anlattı. Mağdur M.Y., odanın süngerlerle kaplı olduğunu, pencere, cam ve eşya olmadığını, Metin’in bir kap bırakarak “Tuvaletin gelirse bu kaba yaparsın” dediğini, oraya kustuğunu, Metin’in kendisini istismar ettiğini, “Eğer bağırırsan seni öldürürüm” dediğini, eline bıçak alıp korkuttuğunu, akşama doğru kendisini mutfağa götürüp “Yemek ye” dediğini, yemek yemediğini ve kustuğunu, üşüdüğünü ve karnının ağrıdığını anlattı. “Çocuk esirgeme yurdunda on sene kalırsın” Mağdur çocuk, sanık Metin Şenay’ın kendisine çocuk esirgeme yurdunda dövülen çocukların videolarını izlettiğini ve “seni böyle dövecekler anneni göremeyeceksin sen bağırırsan bizi burada duyarlar, bizi görürler, ben cezaevinde on sene yatarım, sen de çocuk esirgeme yurdunda on sene kalırsın” dediğini açıkladı. Mağdur, kendisi uyurken polislerin geldiğini de beyan etti. Mağdur M.Y.’nin yapılan muayenesinde de Metin Şenay’a ait olduğu anlaşılan DNA profillerinin bulunduğu kaydedildi. Öte yandan mağdur M.Y., Çocuk İzlem Merkezi’nde yeniden alınan ifadesinde Metin Şenay’ın kendisini istismar ederken video çektiğini gördüğünü de beyan etti. “Yanağından öptüm sonra cinsel istismarda bulundum” Metin Şenay’ın mağdur M.Y. yönünden avukatı eşliğinde alınan savunmasında üzerine atılı suçlamayı kabul ettiği kaydedildi. Sanık Şenay savunmasında, “İş yerinin kapısını kilitledikten sonra yalıtımlı odaya götürdüm. Üzerine battaniye örttüm. İlk olarak yanağından öptüm, sonra cinsel istismarda bulundum. Başka bir çocuğa cinsel istismarda bulunmadım” dedi. İstismarda bulunduğu çocukların fotoğraflarını saklamış Öte yandan sanığın iş yerinde ele geçirilen dijital materyallere ilişkin bilirkişi incelemesi sonucu bir rapor hazırlandı. Hazırlanan raporda çocuk pornografisi olduğu değerlendirilen internet aramaları, videoları ve fotoğrafları tespit edildi. Raporda sanığın istismarda bulunduğu değerlendirilen ve yine dijital olarak saklanan müstehcen çocuk fotoğraflarının tespit edildiği de belirtildi. Bazı fotoğraflarda sanık Şenay’ın net olarak görüldüğü de söz konusu raporda açıklandı. İddianamede fotoğraflardan tespit edilen, istismara maruz kaldığı değerlendirilen çocukların iş yerinde vakit geçirdikleri sırada isimlerini yazdıkları belirtildi. İddianamede iş yerinde ismi yazılı çocuklardan E.N.Ö. ve M.Ö.’nün sanığın eşinin akrabası olduğu belirtildi. Mağdurların sosyal medyada paylaştığı geçmiş yıllara ait fotoğraflar ile dijital incelemeler neticesinde elde edilen müstehcen çocuk fotoğraflarının benzerlik içerisinde olduğunun anlaşılmasıyla mağdur kardeşlerin sanık tarafından istismar edildiğinin değerlendirildiği hazırlanan iddianamede aktarıldı. Yine yapılan araştırmalarda mağdur R.Ş.’nin de iş yerinde isminin yazılı olması nedeniyle istismar edildiği iddianamede değerlendirildi. “İlk önce senin kafana sıkarım, sonra kendi kafama sıkarım gideriz bu hayattan” Mağdur R.Ş. beyanında, “Ben Metin Şenay‘ın gazetedeki çıkan olaylarını öğrenince kendimi eve kapattım. 6-7 ay önce bu olayı öğrendim, annem de bana durumu anlatmıştı. Annem bana ‘Metin’in sana karşı bir eylemi var mı?’ diye sormuştu. Ben de korkumdan söyleyemedim. Metin Şenay, bizim mahallede sucu dükkanı açmıştı, ben evde yalnız kalıyordum. Ablam okula gidiyordu, anne ve babam evde olmuyordu, abim de dışarlarda geziyordu. Metin Şenay bana ‘Ben seni korurum sana bir şey olmaz’ diyordu. Benim yanına gitmemi isterdi. Gitmezsem bana sinirlenir, bana tuhaf tuhaf hareketler yapardı. Beni tehdit ediyordu. ‘Birine söylersen yurda verilirsin, ben de hapse girerim’ diyordu. ‘Hayatına bir erkek giremez’ diyordu. Bana ‘İlk önce senin kafana sıkarım, sonra kendi kafama sıkarım gideriz bu hayattan’ dedi. Metin Şenay‘ın yaşını tam olarak bilmiyorum. Bana ‘Hiç kızım yok, benim iki tane oğlum var, onlar beceriksiz’ diyerek sürekli yanına çağırıyordu. Ailemin sıkıntılarından dolayı ben hep tek kalıyordum. İlk defa 5 yaşımda bana cinsel istismarda bulundu. Son olayı dokuzuncu sınıfta yaşamıştım. Dükkanın içinde masası, bilgisayarı, bir koltuk vardı. İlk olayda ‘Gözünü kapat korkma’ dedi. Dükkanda kaplama filmler vardı. Dışardan gözükmüyordu. Bu ilk olayda kendisinden korktuğum için yanına gidiyordum” dedi. “Cinsel istismarda bulunduğu zaman video kaydı yapıyordu” Mağdur, Metin Şenay tarafından farklı zaman dilimlerinde pek çok kez cinsel istismarına maruz kaldığını da iddianamede yer verilen beyanında belirtti. Mağdur yaşanan olaylardan dolayı Metin Şenay’dan şikayetçi olduğunu da söyleyerek, “Ben bu olayları bana inanmayacak diye düşündüğümden anneme anlatmadım. Tehdit içerikli sözleri bana sürekli söylüyordu. Beni tembihliyordu. Metin’in dükkanında silah vardı. Arka odanın küçük bir odası daha vardı. Bana ‘Seni kim arıyor, senin hayatına kimse giremez, yoksa senin kafana sıkarım’ diyordu. Bana ‘Benden başka kimseyle ilişki yaşayamazsın’ diyordu. Yatak odasında laptopun üzerine takılı bir kamerası vardı. Yatak odasının dışında da bir kamera vardı. Hem içerdeki hem dışarıdaki kamerayla video çektiğini söylüyordu. İçeride de cinsel istismarda bulunduğu zaman video kaydı yapıyordu. Bana bir tane videomu izletti. Ben ‘Videoyu izlemek istemiyorum’ dememe rağmen videoyu izletiyordu. Ben izlemek istemiyorum deyince ‘Bunlar senin videoların, izle bir şey olmaz’ diyordu. Son olay felçten önce olmuştu. Tam tarih olarak hatırlamıyorum. Dokuzuncu sınıfta 15 yaşında olduğumu hatırlıyorum. Hastaneye yattığım yıl 2021 yılıydı. Ben hastaneye yattıktan sonra Metin’in bana dokunması olmadı. Son bir yıldır beni araması da olmadı” dedi. “Metin Şenay‘ın yaptıkları bana göre işkencedir” Bir diğer mağdur E.N.Ö. ise Çocuk İzlem Merkezi’nde alınan ifadesinde, “Metin Şenay benim akrabam olur. Eskiden bizim alt dairemizde oturuyordu. İlk olay ben dördüncü sınıfa giderken oldu. Biz onu seviyorduk. Metin Şenay‘ın yanına 2-3 sene kadar gittik. Olaylar hep Metin’in su sattığı dükkanda oldu. Kendisi sucuydu. Su getirip götürüyordu, biz dükkanda yalnız kalıyorduk, bize bilgisayardan film açıyordu. Bana cinsel istismarda bulundu. İkinci gün M. isimli kardeşim ile birlikte gittik. İlk olayda M.’de benim yanımdaydı. İkinci gün de cinsel istismarda bulundu. Benim sıram bittikten sonra M. ile başlıyordu. Bu olaylar aynı gün oluyordu. Hatırladığım ikinci olayda o, ben ve kardeşim var. Biz oraya kıyafet getiriyorduk. Toplam 2-3 yıl kadar Metin Şenay‘ın dükkanına gittik. Ben 12-13 yaşımdayken ailem Metin Şenay ile ilişkimizi kesmeye başladı. Haberlerdeki çocukta yaptığı gibi bizi de tehdit etti. ‘Konuşan ölsün’ diyordu, tıp oynuyorduk, ‘sus dediklerimi yapmazsan öldürürüm’ diyordu. Biz de korkuyorduk. Dükkanda üç bölüm var. Oturma odasında televizyon, kamera var, arka tarafta oda yaptırmış ne olduğunu anlamadım. Tahtalık gibi bir yerler var, bölme yaptırmış. Bunu bizi dışardan insanlar görmesin diye yaptırmış. Buranın önden ve arkadan iki kapısı bulunmaktaydı. Bu dükkanda bilgisayarı vardı, evde canım sıkılıyordu, bilgisayarla oynamak için su dükkanına gidiyorduk. Daha sonra annem bize izin vermemeye başladı, gitmemizi istemedi. Taciz yaptığını bile bile bilgisayar oynamak için yanına gidiyorduk, anne babama karşı geliyorduk. İlerleyen zamanlarda yanlış yaptığımızı anladım ve ortaya çıkacak diye çok korktum. Metin ‘Siz de gizlemeye çalışın, anne babanıza bir şey belli etmeyin’ diyordu. Sonra polislerin onu aldığını duyduk. Haberlerde başka bir çocuğa yaptığını duyduk, kardeşim ile bize yaptıklarını da söyleyip söylememeyi düşündük. Bilgisayarında bizim görüntülerimiz videolarımız vardı, bunlar da çıkar mı diye düşündük. Bu kadarını düşünür, videoları siler diye düşündük ama silmemiş. Metin Şenay bize bu eylemlerini yaparken sürekli videoya çekiyordu. Bilgisayarında klasörün içerisinde bu videoları yedekliyordu. Bu bilgisayar su dükkanında bulunuyordu. Bana bu olayları yaptığı için Metin Şenay’dan şikayetçiyim. Bize ‘bu olayı herkes öğrenirse yemin olsun herkesi vururum’ demişti, ‘alt komşularım duyarsa sizi vururum’ dedi. Bize yaptığı işkenceyi o küçük kıza da yapmış. Metin Şenay‘ın yaptıkları bana göre işkencedir” şeklinde konuştu. “Bu olay ortaya çıkmasın yoksa kendimi öldürürüm” Mağdur E.N.Ö.’nün kardeşi M.Ö. ise Çocuk İzlem Merkezi’nde alınan ifadesinde, “Ben dördüncü sınıfa giderken biz dükkanına gidiyorduk. Metin ailemizin yanında iyi davranıyordu, yalnız kaldığımızdaysa ‘Erkeklerle görüşmeyin, görüşürseniz beddua ederim’ diyordu. ‘Beddualarım kabul olur’ diyordu. ‘Bu olay ortaya çıkmasın, yoksa kendimi öldürürüm’ diyordu. Buraya geliş sebebim olarak bir olay hatırlıyorum, başka olay hatırlamıyorum. Ben, ablam ve Metin Şenay dükkanda birlikte kalıyorduk. Bize cinsel istismarda bulundu ve videoya çekti. İlerleyen zamanlarda bizi tehdit etti, ‘Erkeklerle sakın görüşmeyin, görüşürseniz sizi gebertirim’ dedi. Bir gün beni gece kaldırdı, o gün gece bana istismarda bulundu. Ben uykusuz kaldım, o gün eve dönecektik. Sonra biz eve gittik ve bir daha dükkana gitmedik. Yaz tatilinde çok kalıyorduk. 2-3 hafta kadar aralıksız kalıyorduk. Kış tatilinde az kalıyorduk. Çekilen videoları siyah kutu gibi bir şeyde saklıyordu. Bize bu videoları izlettiriyordu. Videoları sil dedik, o da ‘Silmeyeceğim, sizi özlediğim zaman izliyorum” dedi. Mağdurlardan M.Ö. ve E.N.Ö’nün ifadelerinde sucu dükkanı diye tabir edilen yerde uzunca gün ve haftalar boyunca kalmalarının mağdurları istismara açık hale getirdiği değerlendirildiğinden soruşturmanın devamı boyunca yaşlarına uygun bir yurda yerleştirmelerine karar verildiği de iddianamede açıklandı. Metin Şenay’ın daha önce başka bir kız çocuğuna cinsel istismarda bulunduğu gerekçesiyle 2009-2011 tarihleri arasında tutuklu kalarak yargılanıp ceza aldığı ancak Yargıtay bozma kararı üzerine beraatine karar verildiği de iddianamede belirtildi. Metin Şenay’ın hazırlanan iddianame kapsamında 4 mağdura karşı ‘zincirleme olarak cebir, tehdit veya hile kullanarak çocuğu cinsel amaçla hürriyetinden yoksun kılma’, ‘zincirleme olarak 12 yaşını tamamlamamış çocuğun nitelikli cinsel istismarı’, ‘müstehcen yayınların üretiminde çocukları kullanmak’ ve ‘cebir, tehdit veya hile kullanarak silahla ve cinsel amaçla çocuğu hürriyetinden yoksun kılma’ suçlarından her mağdur için ayrı ayrı olmak üzere toplamda 128 yıl 9 aydan 331 yıl 6 aya kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.