GÜNDEM - 20 Temmuz 2017 Perşembe 15:08

Fatih Terim'in açıklamasına Aydoğdu'nun avukatından cevap

A
A
A
Fatih Terim'in açıklamasına Aydoğdu'nun avukatından cevap

İzmir Alaçatı'da damadının restoranı bulunan Milli Takım Direktörü Fatih Terim'in, yan komşusu Adana Demirspor'un eski kulüp başkanı Selahattin Aydoğdu'nun mekanıyla arasına çekmek istediği 'tahta çit' tartışmasında çıkan kavga ile ilgili Terim’in açıklamasının ardından Aydoğdu’nun avukatı açıklama yaptı.

Selahattin Aydoğdu’nun avukatı Koray Battal, ''Fatih Terim Alaçatı’da yarattığı utanç verici tabloyu, gerçek dışı söylemlerle, aslından uzaklaştırmaya çalışmıştır. Alkollü olduğu her halinden belli olan Terim, Bodrum’dan Alaçatı’ya gelerek; iki damadı, bir koruması ve damadının mekanından bazı kişilerin katılımıyla, müvekkilin restoranını basmış, Aydoğdu ve çalışanlarına saldırmıştır. Müvekkilin üç çalışanı hastaneden darp raporu almıştır. Biz olayı adli mercilere taşıdık'' dedi.

İzmir Alaçatı’da Adana Demirspor'un eski kulüp başkanı Selahattin Aydoğdu'ya ait mekana komşu olan Fatih Terim'in damadı Ahmet Baran Çetin'in mekanıyla ilgili olayın ardından Fatih Terim dün bir basın açıklaması yapmıştı. Terim’in yaptığı açıklamasının ardından olayın tarafı Selahattin Aydoğdu’nun avukatı Koray Battal, müvekkili adına İhlas Haber Ajansı’na özel açıklama yaptı.

Fatih Terim’in Türk milletinin aklı ve vicdanı ile dalga geçtiğini savunan avukat Koray Battal, ‘’Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim, üç gün susup, konuyu düşündükten sonra, dördüncü gün konuşmuş ve Alaçatı’da yarattığı utanç verici tabloyu, gerçek dışı söylemlerle, aslından uzaklaştırmaya çalışmıştır. Oysa gerçek, herkesin bildiği gibi şöyledir: Müvekkilim Selahaddin Aydoğdu, Çeşme Alaçatı’da açtığı Yüzevler mekanını çalıştırmaktadır. Müvekkilimin restoranının yanında, Fatih Terim’in damadı Ahmet Baran Çetin, önce bir mekan açmış, kısa süre sonra da iki mekan arasına çarşıyı bölecek şekilde bir paravan kurmuştur. Müvekkilimden bağımsız olarak, Çarşı Yönetimi bu görüntüden rahatsız olmuştur. Yine müvekkilim dışında, yönetim bu durumu mekan sahibi Terim’in damadı ve ortağı olduğu öne sürülen ablasına iletmiştir. Bu durum üzerine 14 Temmuz akşamı Fatih Terim, müvekkilim Aydoğdu’yu telefon ile aramıştır. Terim’in sorusu üzerine, müvekkilim paravanla ilgili hiçbir şikayetinin bulunmadığını, konunun Çarşı Yönetimi’nin inisiyatifinde geliştiğini belirtmiş, iyi niyetle Fatih Terim’i bilgilendirmiştir. Fatih Terim ise hakaret etmeye başlamış ve müvekkilime neden damadının yanında dükkan açtığını sormuştur. Bu saçma soru karşısında, Aydoğdu, kendisini sakin olmaya davet etmiştir. Ama Terim, Aydoğdu’yu tehdit etmiş ve hakaretini sürdürmüştür. Müvekkilim ‘Hocam beni tehdit etmeyin’ diye uyarmış ama Terim tehdidini ‘oraya gelirim’ diyerek sürdürmüştür. Müvekkilim de ‘buyur gel o zaman hocam’ diye karşılık vermiştir" açıklamasında bulundu.

Adli makamlara şikayet ettiler

Avukat Battal sözlerine şu şekilde devam etti:
‘’Alkollü olduğu her halinden belli olan Terim, Bodrum’dan Alaçatı’ya gelerek; iki damadı, bir koruması ve damadının mekanından bazı kişilerin katılımıyla, müvekkilin restoranını basmış, Aydoğdu ve çalışanlarına saldırmıştır. Müvekkilin üç çalışanı hastaneden darp raporu almıştır. Fatih Terim saldırıda, korunma amaçlı gördüğü direniş karşısında, yanındakilerle birlikte mekandan kaçmıştır. Güvenlik kameralarında bu baskın kayıtlıdır. Birden fazla kişiyle nitelikli yağma, kasten yaralama, tehdit ve hakaret suçlarının unsurları oluşmuştur. Konu şikayetimizle adli makamlara intikal etmiştir."

"Terim gerçekleri saptırıyor"

Olayın açık ve net olduğunu belirten Aydoğdu’nun avukatı Koray Battal, "Fatih Terim kameraların karşısında milletimizden özür dileyeceği yerde, gerçekleri saptırarak olayın yönünü damadı Ahmet Baran Çetin’in ablası ve iş ortağı olduğu söylenen Zeynep Çetin’e çevirmiştir. Fatih Terim’in sergilediği bu tavır, açıkça milletimizin aklıyla alay etmektir. Müvekkilimin hiçbir diyaloğu bile olmadığı bir hanımefendiye, iddia edildiği gibi hakaret etmesi, tehdit etmesi, tacizde bulunması, hayatın olağan akışına aykırıdır. Bu kötü niyetli açıklamanın nedeni ise müvekkilimi kendi ailesi ve çevresi önünde zor duruma düşürme çabasıdır. Kadının ve aile değerlerinin kutsal görüldüğü bir gelenekte yetişmiş müvekkilime yönelik 'kadına taciz' söylemi ‘edepsizliğin’ zirvesidir’’ dedi.

"Halkımızın hassasiyetini sömürmüştür"

İddia edenin iddiasını ispatla yükümlü olduğunu ifade eden avukat Koray Battal, ‘’Yine ‘aile kurumuna bu kadar değer verdiğini’ öne süren Fatih Terim’in, olayın aslını bilen ailesinin gözlerinin içine baka baka, bu kadar rahat bir şekilde, gerçek dışı söylemler kurgulaması, aile değerlerine karşı yapılmış en büyük ayıptır. Fatih Terim, 15-16 Temmuz günlerinde, ‘şehitlere, gazilere saygısı nedeniyle’ açıklama yapmadığını söyleyerek; halkımızın yüksek hassasiyetini sömürmüştür. Alkollü şekilde bir mekan bastığını unutturmak için, halkımızın yüce duygularıyla oynamaya çalışmıştır. İşte böyle bir tabloda, bu ülke için canlarını veren şehitlerimizi, yaralanan gazilerimizi; bir mekan basma olayında kılıf olarak kullanmanın, insanlıkla ve vatanseverlikle ölçülebilecek bir yanı yoktur. Fatih Terim’i daha iyi tanımak isteyenler, benzer tutumlarını merak edenler; küçük bir araştırma yapmaları halinde, kolayca göreceklerdir ki bu ilk bir örnek değildir. Buradan şunu önemle belirtmek gerekir: Müvekkilim hukukun üstünlüğüne, adaletin gücüne ve doğrunun her zaman galip geleceğine inanmaktadır. Aynı şekilde, Türkiye Cumhuriyeti’nde yargının, “Milli Takım Direktörü” ile “Bir Vatandaşa”, aynı ve eşit mesafede durduğunu da bilmektedir. Ve yine bilmekteyiz ki; milletimizin vicdanında hakim olan yüce adalet hissi, Fatih Terim ismi altında hiç bir zaman ezilmeyecektir’’ dedi. 

Atakan Şen - Sinan Yeniçeri

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Vali Mustafa Çiftçi, ‘Orman Benim’ etkinliğine katıldı Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından ormanları korumak ve yangınlara karşı alınacak önlemler konusunda farkındalık oluşturmak amacıyla ülke genelinde 81 ilde eş zamanlı olarak düzenlenen ‘Orman Benim’ etkinliğine katıldı. Palandöken Abdurrahman Gazi Orman Parkı’ndan yapılan etkinliğe, Vali Çiftçi, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Zafer Aynalı, Vali Yardımcısı Lokman Düzgün, Orman Bölge Müdürü Orhan Ayatay, İl Tarım ve Orman Müdürü Alparslan Kenger, vatandaşlar ve öğrenciler katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan programda bir konuşma yapan Vali Çiftçi, toplum olarak herkesin orman konusunda hassasiyetli davranması gerektiğini söyledi. Vali Çiftçi, şöyle konuştu: “Bugün Tarım ve Orman Bakanımız Sayın İbrahim Yumaklı’nın öncülüğünde bütün Türkiye’de eş zamanlı olarak, ‘Orman Benim’ kampanyası düzenleniyor. Kampanyanın amacını, orman yangınları konusunda toplumda bilinç oluşturmak ve orman koruma hassasiyetini daha üst seviyelere çıkarmak olarak özetleyebiliriz. Hepinizin de bildiği gibi ülkemizin yüzde 30’u orman varlığından, yani yeşil vatandan oluşuyor. Bu oran ilimizde yüzde 12 civarında, ilimizin yüz ölçümünün 290 bin hektarının ormanlarla kaplı olduğunu düşünürsek, Türkiye ortalamasının altında ama diğer taraftan da yüksek rakımda bir vilayet olduğumuzu da göz önünde bulundurmak durumundayız.” “Orman yangınlarının yüze 90’ı insan kaynaklı” Orman Genel Müdürlüklerinin Türkiye’deki orman varlığını korumak için çeşitli tedbirler aldığına dikkat çeken Vali Çiftçi, her yıl orman bakımı ve seyreltme yapıldığını, orman yolları ve yangın önleme şeritlerinin tesis edildiğini söyledi. Ormanların korunması konusunda halkla birlikte topyekûn mücadele verilmesi gerektiği belirten Vali Mustafa Çiftçi, “Bazen yüksek gerilim hatlarının altında yanıcı ve tutuşturucu madde temizliğinin yapıldığını, orman yangınına sebebiyet vermemek için bu hatların ormanlardan uzaklaştırıldığını biliyoruz. Tabi sadece orman teşkilatının gayretleriyle neticeye ulaşmamız mümkün değil. Toplumun da bu işe destek vermesi lazım. Hep beraber topyekûn bir şekilde mücadele edilmesi gerekir ki, orman yangınlarını minimum seviyeye indirelim. Çünkü orman yangınlarının sebeplerine bakıldığı zaman yüzde 90’ının insan kaynaklı olduğunu görüyoruz. Ormana gelişigüzel atılan atık maddeler orman yangınlarının başlamasında ve büyümesinde en büyük sebeplerden birini teşkil ediyor. Bu vatan bizlere sadece atalarımızdan kalan bir miras değil aynı zamanda geleceğe bırakacağımız bir emanet. Bu gözle bakmamız lazım. Bu yüzden bu vatanı gözaydını çocuklarımıza en güzel şartlarda ve yeşil bırakmak için ormanlarımızı korumalı, orman yangınlarına sebebiyet verebilecek hususlardan kaçınmalıyız.” şeklinde konuştu. Konuşmaların ardından orman içerisinde yangına sebep olabilecek maddeler doğaseverler tarafından temizlendi ve tabiatı kirleten çöpler toplandı.
İstanbul Erdal Alkış: "Güvenle beraber adaleti tesis edeceğiz" Türkiye Futbol Federasyonu Başkan Adayı Erdal Alkış, güven ortamıyla beraber adaleti sağlayacaklarını belirterek, "Görevden ayrılırken herkesin alkışladığı bir ekip olarak tarihe geçmek istiyoruz" dedi. Alkış, VAR hakemlerinin de hepsini değiştireceklerini ifade etti. Türkiye Futbol Federasyonu Başkan Adayı Erdal Alkış, plan ve projelerine dair İhlas Haber Ajansı’na (İHA) özel açıklamalarda bulundu. 2000’den itibaren futbolun içinde olduğunu belirten Alkış, "’Bir gün Türkiye Futbol Federasyonu başkanı olacağım’ dedim. Bununla ilgili kayıtlar var. Şu anda en yakın olduğumuz dönem, bu dönemdi. Şu anda her yönüyle bitirdikleri futbol var. Biz eğer bu projeleri doğru mekanizma içerisinde hayata geçirebilirsek bence burası birçok konunun başlangıcı olur. Çünkü futbol sadece futbol değil. Futbol üzerinde Türk ekonomisine ve Türk sosyolojisine de ilham olacağını düşünüyorum. Bu idealimi arkadaşlarımla gerçekleştirmek için yola çıktım. Geçmiş hatalarının tamamını biliyoruz. Ona göre tavır alacağız. Biz geçmişe de saldırmayacağız, öyle bir derdimiz olamayacak. Geleceği pırıl pırıl, aydınlık yapabilmek için, bu bir delilikse evet delilik yapıyoruz. Bize göre idealistlik bir konu. İşin sonunda görevden ayrılırken herkesin alkışladığı bir ekip olarak tarihe geçmek istiyoruz" şeklinde konuştu. "Suudi Arabistan’daki oynanamayan maçtan iki gün sonra start verdik" Kulüplerle temas halinde olduğunu söyleyen Erdal Alkış, "Suudi Arabistan’da oynanamayan maçtan iki gün sonra start verdik. Sistematik bir şekilde çalışmaya başladık. O günden bugüne kulüplerle görüşüyorum. Büyük kulüplerin başkanlarıyla görüşmedim, genel sekreter ve yönetim kurulundaki arkadaşlarla istişareler yaptım. Bugün imza vermeyenler dahil hepsi ile aynı düşünce içerisinde olduğumuzu biliyorum. 1. Lig, 2. Lig ve 3. Lig’de şu anda biz 113 arkadaşla bire bir görüştük. Büyük bir kısmanın ıslak imzası var" diye konuştu. "Güvenle beraber adaleti tesis edeceğiz" Güven ortamı sağlayacaklarını vurgulayan Alkış, "Güven olmadan bunu yapamayız. Her şeyin başı güven. Orada oy verenler de, vermeyenler de bu ekip bu işi yapar denecek. Bizim bu yol haritasında mutlak uyacağımız ana kriterlerimiz var. Bu güvenle beraber adaleti tesis edeceğiz. Kurullarda görev alacak arkadaşların tamamını gerçekten torpille değil de görevini yapacak olan arkadaşlardan seçerek yapacağız. Biz herkese eşit olacağız. Burada sadece 4 büyük takım yok. Şeffaf olacağız" ifadelerini kullandı. "Türkiye Futbol Federasyonu fonu projesi yapacağız" Türkiye Futbol Federasyonu fonu projesi yapacaklarını açıklayan Erdal Alkış, "Burada bütün kulüplerimizin rızasıyla alakalı bir konu. Tamamıyla ekonomik mekanizmanın içerisinde yeri olan bir sistem. Kulüpleri satmadan yapılan bir sistemdir. Eğer bunu kabul ederlerse kulüplerimiz, mevcut borçlarının tamamını çok uygun şartlarda 3 yıl ödemesiz, 7 yıla kadar taksitler halinde borçları yeniden yapılandıracağız" dedi. "500 milyon Dolar iddaa geliri sağlayacağız" 1 yıl içerisinde Türkiye’de yaklaşık 500 milyon Dolar iddaa geliri sağlayacaklarını söyleyen Alkış, "Avrupa’da bizim standartlarımızda herhangi bir ülkenin 4’te 1’i bile değil bu rakamlar. VR ile alakalı projemiz var. Dünyada uygulanıyor. Haftada bir maçın VR üzerinden yayınlanmasını sağlayarak 30-40 milyon Dolar gelir sağlayacağız" değerlendirmesinde bulundu. "VAR hakemlerinin hepsini değiştireceğim" Hakemlerle ilgili adaleti sağlayacaklarını açıklayan Erdal Alkış, "Yapamıyorlarsa B planımız hazır. Bu güveni ve şeffaflığı sağlayacağız. VAR hakemlerinin hepsini değiştireceğim. VAR hakemlerinin tamamı dışarıdan, daha sivil bu işleri bilen arkadaşları lig başlayana kadar yetiştireceğiz. Bunun altyapısı hazır" şeklinde konuştu. Erdal Alkış, başkanlık yarışındaki rakibi Servet Yardımcı için ise, "Biz yönetimle yaptığımız istişareden çıkan sonuca göre Servet Yardımcı’nın UEFA’daki görevinin devam etmesini destekleyeceğiz" dedi. A Milli Futbol Takımı’nın teknik direktörlük görevinde yerli antrenörden yana olduğunu belirten Alkış, "Bunu yıllardır söylüyorum. Hatta ’Milli takım teknik direktörü seçimini bizim yerli teknik direktörlerimiz yapsın’ diyen de benim. İki ismi ortaya koysunlar, tercih etme hakkı federasyona versinler. Onun kararı da beraber alalım. Ama genç arkadaşlarımız olsun" diyerek sözlerini tamamladı.
Manisa Yangına karşı ormanları temizlediler Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından ormanları korumak ve yangınlara karşı alınacak önemler konusunda farkındalık oluşturmak adına ülke genelinde gerçekleştirilen ‘Orman benim’ programı kapsamında Manisa’da da etkinlik düzenlendi. Manisa protokolü ve öğrenciler birlikte Spil Dağı eteklerinde çöp topladı. Manisa Valisi Enver Ünlü öncülüğünde Uncubozköy Mahallesi’ndeki Spil Dağı’nın eteklerinde bir araya gelen Manisa protokolü ve öğrenciler, ellerindeki çöp poşetleriyle ormanlık alana dağıldı. Doğaya atılan ve orman yangınlarına neden olan cam, plastik, kağıt gibi yüzlerce kilo çöp toplandı. Vatandaşların ormanlık alana kanepe, koltuk attığı da görülürken, Manisa İl Jandarma Komutanlığa ait Börü isimli köpek de çöp topladı. Programa Vali Ünlü’nün yanı ısıra İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Zafer Tombul, Manisa İl Emniyet Müdürü Fahri Aktaş, Yunusemre Kaymakamı Atilla Kantay, Şehzadeler Kaymakamı Fatih Genel, Manisa Tarım ve Orman İl Müdürü Metin Öztürk, Manisa Orman İşletme Müdürü Fatih Öztürk, Manisa İl Sağlık Müdürü Erol Karaca, öğrenciler katıldı. "Oman yangınlarının yüzde 90’ı insan kaynaklı" Manisa Orman İşletme İl Müdürü Fatih Öztürk, “Küresel ısınma ve iklim değişikliğinin de etkisiyle orman yangınlarının oluşma riski her geçen gün daha da artıyor. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de artan orman yangınlarıyla mücadele çalışmalarımızda öncelikli stratejimiz; yangın öncesi alınması gereken önleyici tedbirlerdir. Son 10 yılın yangın istatistiklerine baktığımızda, çıkan orman yangınlarının yüzde 90’ının insan kaynaklı çıktığı görülmektedir. İnsan kaynaklı çıkan bu yangınların sebeplerine bakıldığında; Tarımsal hasadı müteakip oluşan atıkların yakılması, tarımsal alan ve yerleşim alanlarındaki atıkların temizlik amaçlı yakılması, özellikle araçla seyir halindeyken sönmemiş sigaraların açık alanlara atılması, nemin çok düşük olduğu günlerde açık alanda pişirme amaçlı aktivitelerin yapılması, ormanlık alanlarda insan kaynaklı yakılan ve tam olarak söndürülmemiş ateşler, nemin düşük olduğu günlerde yapılan kaynak ve spiralle metal kesme çalışmaları esnasında çıkan kıvılcımlar, yerleşim yerleri arasında enerji taşıyan hatların bakımsız bırakılması veya kapasitesinin üzerinde enerji çekilmesi nedeniyle patlayan trafolar, herhangi bir önlem almadan çalışan biçer döğer gibi iş makinalarından kaynaklı yangınlar, nadir de olsa kasıtlı çıkarılan yangınlar, çevreye gelişi güzel atılan cam ve benzeri atıklar, olarak karşımıza çıkmaktadır. Günümüzde çıkan orman yangınları değişen meteorolojik veriler ve hâkim olan kuraklıklar nedeniyle oldukça masraflı ve riskli bir mücadeleye dönüşmüştür. Ülke olarak değişen bu şartlara uygun olarak müdahale kapasitemizde ciddi artışlar yapılmıştır. Ancak geldiğimiz noktada bu yüksek enerjili yangınlarda kapasite artışlarımız olsa bile ormanlarımızın yangınlardan zarar görmesini engellemek oldukça güç olmaktadır. Bu nedenle birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde de önceliğimiz yangınların çıkmasına veya sayılarının düşürülmesine yönelik çalışmalardır. Toplumsal bir sahiplenme ile başarıya ulaşacağına inandığımız ’Orman Benim’ kampanyası ile toplumsal farkındalık oluşturup, yangın sayılarını ciddi oranda düşürmeyi, böylece mevcut söndürme kapasitemizi daha verimli kullanarak toplumumuz için bir tehdit haline dönüşen orman yangınlarının zararlarını en aza indirmeyi hedefliyoruz. Bu çerçevede, ülkemizde orman yangınlarının önlenmesi ve olabilecek yangın sayılarının ve şiddetinin düşürülerek çevreye olan zararlarının en aza indirilmesi, vatandaşlarımızda orman yangınlarının çıkmasını önleyici bilincin oluşması amacıyla, bütün il ve ilçelerimizde eş zamanlı olarak ’Orman Benim’ kampanyası düzenlendi. Söz konusu kampanyada orman içi ve bitişiğindeki yol kenarları, tarım arazileri, yerleşim yerleri ile tesislerin bitişiğinde bulunan yanıcı maddelerin azaltılması (çalı, diri örtü temizliği ve alt dal budaması), çöplerin temizlenmesi neticesinde orman yangınlarının olumsuz etkilerinin azaltılması sağlanacaktır” diye konuştu.
Balıkesir Ayvalık’ta GMKA destekliyor kadınlar güçleniyor Güney Marmara Kalkınma Ajansı (GMKA) bölgesindeki kadın girişimcileri destekleyerek yerel düzeyde üretkenliği artırıyor aynı zamanda kadın istihdamına da katkıda bulunuyor. GMKA’nın Kırsal Ekonominin Desteklenmesi Programı ile destek olduğu “Geçmişten Geleceğe Pamuk ve Yünün Mekikle Dansı” projesinde kadınlar yeni tezgâhlar ile kurulan atölyede dokuma üretim kapasitesini artırdı. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü koordinasyonunda faaliyetlerini yürüten GMKA, desteklediği proje ile Balıkesir Ayvalık’ta faaliyetlerini yürüten Kadın Emeğini Destekleme İşliği Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi’nin ortak iş yapma kültürünü geliştirirken, geleneksel dokuma teknikleri ile el emeği ürünler üreterek somut olmayan kültürel mirası da yaşatıyor. Bölge kadınları üretime değer katıyor Bölge içi gelişmişlik farklarının azaltılmasına katkı sağlama amacını güden proje ile kırsal alanda üretilen ürünlerin katma değerinin artırılması, kırsalda faaliyet gösteren üreticilerin örgütlenme kapasitelerinin geliştirilmesi ve ürün çeşitliliğini arttırarak daha fazla kadına iş olanağı sağlamak hedefleniyor. Eko sisteme zarar vermeyen ürünlerin üretilmesine ve kullanılmasına katkı sağlamak da projenin amaçları arasında yer alıyor. Kooperatif bu proje ile kurumsal kimlik oluşturarak markalaşmayı başarmak, sedefli battaniye için coğrafi işaret alma konusunda girişimde bulunmak, aynı zamanda üretim süreçlerimizi kısaltarak verimi arttırmak, toptan satış kabiliyeti kazanmak, bölge ve ülke ekonomisine katkı sağlamak, kullanılan el eğirmesi kökboyalı yün sayesinde hayvancılığı desteklemeyi de amaç ediniyor. Artan kapasite ile birlikte kooperatif bünyesine daha fazla kadının katılması bekleniyor. Hedeflere güç birliği yaparak ulaşılacağı düşünülen projede, ülke kaynaklarını verimli kullanarak ve ekolojik sisteme zarar vermeyen sağlıklı malzemelerden üretilen ürünlerinulusal ve uluslararası pazarlarda yer alması bekleniyor. “Sürdürülebilir Bir Kalkınmaya İvme Kazandırıyoruz” GMKA Genel Sekreteri Onur Adıyaman, “Ajansımızın desteklediği projeler, kadın girişimcilerin güçlenmesine ve yerel ekonominin canlanmasına büyük katkı sağlıyor. Genel Müdürlüğümüzün de bu sene belirlemiş olduğu ’Kadın İstihdamı’ teması doğrultusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu projede de kadınların el emeği ürünlerini geleneksel dokuma teknikleriyle üretmelerine seçenek tanıyarak kültürel mirasın yaşatılmasına ve ekonomik değer oluşturulmasına katkı sağladığımız için mutluyuz. Bu projeler kırsal alandaki üreticilerin örgütlenmesini güçlendirerek kadınlara iş şartları sunuyor ve ekolojik sürdürülebilirliği destekliyor. GMKA’nın kadın kooperatiflerini destekleme ve güçlendirme çabaları, bölgedeki kadınların ekonomik ve sosyal açıdan güçlenmesine önemli bir katkı sağlıyor. Bu projeler ile bölge ekonomisine de katkıda bulunarak sürdürülebilir bir kalkınmaya ivme kazandırıyoruz.” diye konuştu. GMKA ilan ettiği Kırsal Ekonominin Geliştirilmesi Mali Destek Programı ve Sosyal Gelişmeyi Destekleme Programı ile kooperatifler vasıtasıyla kadınların ortak iş yapma kültürünü geliştirmeye devam ederken Güney Marmara Kadın Kooperatiflerinin Güçlendirilmesi Programı ile de kadın kooperatiflerinin kapasitelerini güçlendirmeye devam ediyor.
Ankara Gazi Üniversitesi’nde Filistin eylemi Gazi Üniversitesi öğrencileri, üç dilde yaptıkları basın açıklaması ile Gazze’deki soykırıma tepki göstererek, ABD üniversitelerindeki barışçıl eylemlere destek verdi. Gazi Üniversitesi öğrencileri, üniversite kampüsü içinde bulunan Hoca Ahmet Yesevi Camii’nde bir araya gelerek, ‘Gazze’deki Soykırıma Tepki ve Amerikan Üniversitelerindeki Barışçıl Eylemlere Destek’ başlıklı bir açıklama yaptı. Cuma namazının ardından yapılan basın açıklamasına Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Yıldız, öğrenciler ve akademisyenler katıldı. Açıklama üniversite öğrencilerinden Ahmet Kartal, Zübeyir Kaan Durmuşoğlu ve Ahmed Alhila tarafından Türkçe, İngilizce ve Arapça olarak üç dilde yapıldı. “Burada bulunan bizler bu vahşete karşı asla duyarsız olmayacağız” Türkçesi üniversite öğrencisi Ahmet Kartal tarafından yapılan açıklamada, Gazze’de yaşananlara Amerika Birleşik Devletleri’nde yer alan üniversitelerin de sessiz kalmadığı hatırlatıldı. Columbia Üniversitesi’nde başlayan Filistin yanlısı gösterilerin diğer üniversitelere de yayıldığı belirtilen açıklamada, “Gazze’deki bu soykırıma Amerika Birleşik Devletleri’nde yer alan üniversiteler de sessiz kalmamış, Columbia Üniversitesi’nde başlayan Filistin yanlısı gösteriler diğer üniversitelere de yayılmıştır. Bu gösterilerle İsrail’in gerçekleştirdiği soykırımın bir an önce durdurulması sorumluluğu tüm insanlığa hatırlatılmıştır. Üniversite öğrencilerinin bu tepkilerine öğretim elemanları da destek vermiştir. Ancak vahşice işlenen soykırıma karşı insani ve vicdani sorumluluk bilinciyle hareket eden üniversite öğrencileri ve öğretim elemanlarının bu barışçıl gösterileri antidemokratik bir şekilde ve sert müdahalelerle bastırılmaya çalışılmaktadır. Bu barışçıl eylemlere karşı uygulanan orantısız şiddeti ve baskıyı kınıyor, vicdanının sesini dinleyen ve bu zulme seyirci kalmayan üniversite öğrencilerinin ve öğretim elemanlarının yanlarında olduğumuzu beyan ediyoruz. Bu vahşete Türk milleti olarak sessiz kalamayız. Hatta bugün burada bulunan bizler bu vahşete karşı asla duyarsız olmayacağız. Caydırıcı yaptırım ve müdahalelerle İsrail baskısı ve zulmü bir an önce sonlandırılmalıdır. Tüm insanlığı bir an önce Gazze’de uygulanan vahşeti durdurmaya ve barış yanlısı öğrenci ve öğretim üyelerine uygulanan şiddete karşı harekete geçmeye davet ediyoruz” denildi.