SPOR - 01 Haziran 2020 Pazartesi 12:20

Ferdi Kadıoğlu: "Milli Takım tercihimi teklif geldiğinde yapacağım"

A
A
A
Ferdi Kadıoğlu: "Milli Takım tercihimi teklif geldiğinde yapacağım"

Fenerbahçe'nin genç futbolcusu Ferdi Kadıoğlu, milli takım tercihini teklif geldiği zaman yapacağını söyledi. Ferdi, ayrıca 13 yaşındayken Türkiye'den milli takım için davet aldığını da açıkladı.

Trabzonlu bir baba ve Kanadalı balerin bir annenin ikinci evladı olarak Hollanda'da dünyaya gelen Fenerbahçe'nin 21 yaşındaki futbolcusu Ferdi Kadıoğlu, TFF'nin TamSaha Dergisi'ne hayatını ve gelecek planları ile ilgili açıklamalarda bulundu.

7 Ekim 1999 Hollanda Arnhem doğumlusun. Futbola başlamadan önce Hollanda'da nasıl bir çocukluk geçirdin?

"Evet, dediğiniz gibi Arnhem doğumluyum. Ama orada sadece 1-2 yıl yaşadım. Daha sonra Nijmegen'e taşındık. Orada büyüdüm ve okula gittim. Futbola 4 yaşında, Arnhem'in AZ 2000 takımında başladım. Çocukluğumda okula gittiğimi hatırlıyorum. Annem de babam da çalışıyordu. Annem profesyonel bir balerindi. Güzel bir çocukluk geçirdim diyebilirim. Şikayet edebileceğim hiçbir şey yok."

Aileni tanıyabilir miyiz? Hollanda'ya ne zaman ve nereden göçmüşler?

"Aslında komik bir hikaye. Babam Türkiye'de doğuyor ve 7 yaşında Hollanda'ya yerleşiyorlar. Annem Kanada'da doğuyor ve o da 1 yaşında Hollanda'ya göçüyor ailesiyle. Ama açıkçası nasıl tanıştıklarını bilemiyorum. Çünkü çok sık rastlanacak bir şey değil bir Türk ile Kanadalının Hollanda'da evlenmesi. Gerçekten güzel bir hikaye. Benden 1 yaş büyük bir ablam var. O şu an Hollanda'da okuyor. Annem, ablamla birlikte Hollanda'da, babam benimle birlikte Türkiye'de yaşıyor. Aslında ben Türkiye'de futbol oynadığım için ailemin mecburen bölünmesi gerekti. Annemin, ablamla kalması gerekti. Ablam okuyordu. Babam da burada benimle birlikte. Babam Trabzon, Arsin'den Hollanda'ya göçmüş."

Eğitim hayatını öğrenebilir miyiz?

"Hollanda'da 5. sınıfa kadar okudum. Orada eğitim sistemi farklı. Burada nasıl bir seviyeye geldiğini tam bilmiyorum. 16 yaşıma geldiğimde profesyonel olarak futbol oynuyordum. Futbolla eğitim birlikte yürümüyordu; çok zordu. Bu yüzden eğitimi bırakmak zorunda kaldım. 17 yaşında eğitim hayatımı sonlandırdım ve tamamen futbola odaklandım. Her zaman en büyük hedefim profesyonel bir futbolcu olabilmekti. Bunu gerçekleştirebilmek için de her şeyi yaptım. Şöyle de ilginç bir hikaye var; ben aslında daha genç yaşlarımdayken iki sınıf atladım. Dolayısıyla her zaman okuduğum yaş grubuna göre küçüktüm. Çok küçük yaşta lisede okuyordum."

"Babam beni bir yaş büyük gösterdi"

Sendeki futbol yeteneğini ilk kim keşfetti ve bir kulübün kapısından içeri soktu?

"İlk olarak 4 yaşındayken babam beni AZ 2000 takımına götürmüştü. Amatör bir takımdı fakat Hollanda'da o kategoride oynayabilmeniz için 5 yaşında olmanız gerekiyordu. Ama ben 4 yaşındaydım. Biz amatör takıma kayıt olmaya gittiğimizde babam benim 5 yaşında olduğumu söylemişti. Yalan söylemişti yani. Bir sonraki sene 5. yaş günümü kutladığımızda bana, 'Nasıl böyle bir şey mümkün oluyor?' diye sormuşlardı. Orada böyle komik bir hikayem var. Ama futbolla temasım bu şekilde oldu. Ailem zaten sporu ve futbolu çok seviyor. Babamla hala çok fazla idman yapıyoruz. Çok fazla sayıda video izliyoruz. Bu şekilde başladım. Yıllar geçtikçe alt kategorilerde ve milli takımlarda oynama fırsatı elde ettim. Ayrıca oynadığım takımlar zaman zaman beni yaşça büyük kategorilerde de oynattı."

"Türkiye'de fiziksel ve defansa dayalı futbol oynanıyor"

Bize Hollanda'daki altyapı düzenini anlatır mısın? Orada neler öğrendin? Nasıl bir çalışma sistemi vardı? Neler yaşadın?

"AZ 2000 takımında başladım. ESA Rijkerswoerd oynadığım ikinci takım. Öncelikle bir amatör takım bünyesinde bulunmanız gerekiyor. Bu şekilde profesyonel kulüplerin altyapılarından gelip sizi görebiliyorlar. Eğer beğenirlerse sizi denemek için çağırıyorlar. Denemelerde de yeterli görürlerse altyapılarda oynamaya başlıyorsunuz. Altyapıda şöyle bir sistem var. Her sezonun sonunda bir sonraki kategoriye geçmek için yeterli gelişimi göstermiş misiniz diye bakıyorlar. Bu yüzden de bence çok fazla genç ve yetenekli Hollandalı futbolcu olduğunu düşünüyorum. Çünkü çok genç yaşta A takım fırsatı elde ediyorlar. Orada altyapı oyuncularına çok fazla özen gösterildiğini söyleyebilirim. Gerçekten oyuncuların tekniklerine, oyun tarzlarına ve ofansif anlamda gelişimlerine çok fazla önem veriyorlar. Bu yüzden de Hollanda Ligi'ndeki takımların ofansif anlamda çok iyi olduklarını gözlemleyebilirsiniz. Hollanda'daki takımlar topa sahip olma anlamında çok iyidir. Diğer liglerden biraz da bu yönüyle ayrılır diye düşünüyorum. Başka liglerde daha fazla defansif oyunlar görebilirsiniz. Mesela Türkiye'de fiziksel ve defansa dayalı futbol oynanıyor."

"13 yaşımda Türkiye'den davet aldım"

Genç yaşından itibaren istikrarlı bir oyuncusun. milli takım konusunda Hollanda'yı seçtiğini; U17, U19, U21 Avrupa Şampiyonaları'nda forma giydiğini görüyoruz. Gurbette yaşayan Türk futbolcular milli takım konusunda bu ayrıma mutlaka geliyor. Türkiye'den bir teklif mi olmadı? Senin hikayen nasıl gelişti?

"Aslında bir keresinde davet almıştım. Fakat o zaman çok gençtim. Yanılmıyorsam Almanya'da bir turnuva için çağırmışlardı. 12 ya da 13 yaşındaydım. Daha sonra hiç davet almadım. Ama tabi şimdi işler birazcık değişti. Hollanda'da altyapı eğitimini almış birçok oyuncunun Türk Milli Takımı'nı seçtiğini görüyorum. Ama dediğim gibi, daha sonra bir teklif almadım Türk Milli Takımı'ndan Hollanda A Millî Takımı'nda oynamadığım için A takım seviyesinde Türkiye, Hollanda ve Kanada'yı seçme hakkına sahibim."

Üçünden de teklif gelirse kimi seçersin?

"Çok zor bir soru gerçekten. Sonuçta henüz hiçbirinden teklif almadığım için seçim yapmıyorum. Ama bu teklif gelirse o zaman ciddi ciddi düşünürüm."

"Hep işime odaklandım"

Seninle birlikte futbola başlayan birçok arkadaşın futbolcu olamadı. Ama sen başardın ve basamakları istikrarlı bir şekilde tırmanıyorsun. Futbolcu olamayan arkadaşlarına göre neleri farklı yaptın da bugünkü noktaya gelebildin?

"Her zaman futbola odaklandım. Hiçbir zaman dışarı çıkmayı veya başka şeyler yapmayı sevmezdim. Futbol dışında farklı sporlar da yapmaya çalıştım. Sportif biri olabilmek için her şeyi yaptım. Tenis oynadım, judo ve jimnastik yaptım. Her zaman çok sportiftim. Birlikte futbol oynadığım arkadaşlarım arasında benden daha yetenekli olanlar da vardı. Fakat yaşım büyüdükçe ben futbolda ilerlemeyi becerdim. Onlara ne oldu hiçbir fikrim yok. Belki futbola odaklanmaları zamanla düşmüştür. Ya da alkol veya benzeri şeyler tükettikleri için performansları etkilenmiş olabilir. Ben asla alkol kullanmadım, kullanmıyorum. Her zaman futbola olan odağımı yüksek tutmaya çalıştım. Aynı zamanda iyi de bir ortama ihtiyacınız var. Sizi futbola odaklanmış bir şekilde tutabilmek için aile ve arkadaş ortamı çok önemli."

"Topla ilişkim iyi"

Hocaların senin en çok hangi yönlerini beğeniyor, hangi yönlerini geliştirmen gerektiğini söylüyorlar?

"İyi yönümün topla ilişkim olduğunu söyleyebilirim. Top sürmem, top becerim iyi. Sağ ayağım çok iyi. Bu yönlerim hep beğeniliyordu hocalarım tarafından. Geliştirebileceğim yönümün ise topsuz oyun olduğunu söyleyebilirim. Boşluklara daha fazla derin koşular yapmam gerektiğini düşünüyorum. Adamımı takip etme konusunda daha hızlı olabilirim. Saha içindeki iletişimim; özellikle forvet ve bek oyuncumuzla daha iyi olabilir. Üçüncü bölgedeki son kararı verme konusunda daha iyi işler yapabilirim. İyi yaptığım da oldu ama daha da iyisini yapabilirim. Ben genç bir oyuncuyum. Hala gelişebilirim. Ayrıca saha içindeki görüşüm de iyidir diyebilirim."

"Fenerbahçe çok büyük bir kulüp, benim için büyük bir rüya gerçekleşti"

2018 yılında yolun Fenerbahçe ile kesişti. Transferin nasıl gerçekleşti?

"2018 yılında menajerim beni aradı ve "Fenerbahçe seninle ilgileniyor, ne düşünüyorsun?" diye sordu. Fenerbahçe'ye Hollandalı bir hocanın da geleceğini zaten duymuştuk. Dolayısıyla benim için iletişim kurmak çok daha kolay olacaktı. Gün be gün kulüple görüşmeler sürdü. En sonunda da 4 yıllık bir sözleşmeye imza attım. Gerçekten çok heyecanlı ve mutluydum. Fenerbahçe çok büyük bir kulüp. Benim için büyük bir rüya gerçekleşti diyebilirim."

Geçen sezon Fenerbahçe ile U21 Ligi'nde mücadele ettin; bir kez Türkiye Kupası'nda A Takım formasını giyebildin. Ancak bu sezon her şey değişti ve A takımda ter dökmeye başladın. Bugüne kadar 15 Süper Lig, 7 de Türkiye Kupası maçında şans buldun. Süper Lig'in oynadığın diğer seviyelere göre farkları nedir? Bu seneki performansından da bahseder misin?

"Kesinlikle Hollanda'da oynadığım kategorilerle kıyasladığımda çok farklı ligler olduğunu söyleyebilirim. Hollanda'da futbol biraz daha teknik. Orada biraz daha açık oynanıyor futbol. Daha fazla boşluk bulabiliyorsunuz. Türkiye'de biraz daha kapalı oynanıyor. Burada fiziksel mücadele ön planda. Duyguların yoğun olduğu bir lig burası. Burada biraz daha kapalı futbol oynandığı için her zaman kendi karakteristik özelliklerimi gösteremeyebiliyorum. Dolayısıyla her zaman çevre kontrolünüz olmalı saha içinde. Fakat ben bana has özelliklerimi de kaybetmek istemem. Tekniğimin iyi olduğunu düşünüyorum. Topu her zaman ayağımda isterim ve oyuna katkıda bulunmak isterim. Bu sene goller atmak ve asistler yapmak imkanı buldum ama tabi ki her zaman daha fazlası olabilir."

Ferdi Kadıoğlu:

"Kupayı kazanmak istiyoruz"

Fenerbahçe'nin liglere ara verilen 26. haftaya kadar olan performansını nasıl değerlendirirsin?

"Aslında lige çok iyi başladık diyebilirim. Ta ki devre arası tatiline kadar. Aslında devre arası tatile kadar ligin favorisiydik. Daha sonra ne oldu bilmiyorum. Performans olarak düşüşe geçtik. Art arda maçlar kaybettik ve bunun üstesinden gelemedik. Şu anda lig tablosuna baktığımızda tabi ki istediğimiz pozisyonda değiliz. Fakat Ziraat Türkiye Kupası'nda iddialıyız ve umarım bu sene kupayı Fenerbahçe'ye getirebiliriz."

Kalan 8 maçlık periyotta sence nasıl bir manzara karşımıza çıkar?

"Ligin kalanının gerçekten çok farklı olacağını düşünüyorum. Atmosfer çok farklı olacak. Sanırım taraftarlar olmayacak stadyumda. Oyuncular üzerindeki baskı da çok farklı olacaktır tabi ki Bizim sezonun geri kalanı için öncelikli hedefimiz Türkiye Kupası'nı kazanmak. Şu an bunun için de iyi bir pozisyondayız. Yarı finalde evimizde Trabzonspor ile karşılaşacağız. Lig için de şunu söyleyebilirim. Bitirebileceğimiz en iyi yerde bitirmek istiyoruz. Bunun için de önümüzdeki maçları kazanmamız gerekiyor."

"Lionel Messi çok büyük bir futbolcu"

Dünya üzerindeki her genç oyuncu gibi senin de mutlaka kendine örnek aldığın dünya yıldızları vardır. Hangi yıldızları, hangi yönleriyle kendine örnek alıyorsun?

"Lionel Messi çok büyük bir futbolcu. Çok büyük bir yetenek. Her yaptığı iş inanılmaz. Aynı zamanda kendimi Isco ile kıyaslıyorum. O da çok teknik bir oyuncu. Topu ayağında seven bir oyuncu. Aynı zamanda Hollanda'da Hakim Ziyech var. Onun stilini çok beğeniyorum. Hem çok yetenekli hem de bir-iki kez hata yapsa bile denemekten vazgeçmiyor. Bu yüzden de Chelsea'ye transfer olmayı hak etti zaten."

Bazı büyük yeteneklerin kaybolup gittiğini çok kez şahit olduk. Böyle bir tehlike genç oyuncuların başında duruyor. Genç yaşta hata yapmamak ve futbola odaklı kalmak için neler yapıyorsun?

"Etrafınızda sizin ayaklarınızı yere basmanızı sağlayacak, mecazi anlamda uçmanızı önleyecek insanların olması çok önemli. Her zaman çok çalışmanız gerekiyor. Ve neden hak ettiğinizi kanıtlamanız lazım. Bir veya iki sezonluk iyi performanslar yeterli değil. Bunu çok uzun yıllara yaymanız ve devam ettirmeniz lazım. Her zaman odaklanmış olmanız, sağlıklı kalmamız gerekiyor. İyi bir çevreye sahip olmanız ve en önemlisi de bu tarz tehlikelerin farkında olmanız lazım."

Fizik geliştirme konusunda genç bir oyuncu olarak sen nasıl bir yol izliyorsun?

"Bazı oyuncular genetik olarak gerçekten çok iyi olabiliyor. Vücutları çok iyi oluyor. Bazı oyuncuların da çok çalışarak bunu elde ettiklerini görüyoruz. Mesela Ronaldo fit olabilmek için gerçekten çok çalışıyor. Ben de düzenli olarak çalışıyorum. Özellikle devre arası ve yaz tatillerinde özel bir antrenör eşliğinde çalışıyorum. Sezon başladığında fit bir şekilde hazır olabilmek istiyorum. Buradaki fitness hocalarımız da bize her zaman yardımcı oluyor. Hem fiziksel anlamda gelişebilelim hem de sakatlıkları önleme konusunda dikkatli olalım diye."

2022 yılına kadar Fenerbahçe ile sözleşmen var. Seni henüz tam olarak izledik diyemeyiz. Fenerbahçe'de neler hedefliyorsun?

"Öncelikli hedefim düzenli bir ilk 11 oyuncusu olabilmek ve daha fazla süre alabilmek. Kendimi gerçek anlamda gösterebilmek istiyorum. Öncelikli hedefim düzenli oyuncu olabilmek. Sonrası zaten kendiliğinden gelecektir."

Çok genç bir oyuncu olarak kendine nasıl bir kariyer planı yaptın? Avrupa futbolunda hangi ligleri kendi oyun stiline yakın görüyorsun?

"Futbolu çok seviyorum. Gerçekten çok güzel futbol oynanan ligler var. Özellikle İspanya, Almanya ve İngiltere liglerinin dünyanın en büyük ligleri olduğunu söyleyebilirim. Açıkçası benim rüyam en azından bu liglerden birisinde bir kez oynayabilmek. Bu liglerde oynamayı gerçekten çok istiyorum. Ama çok ileriyi düşünerek de plan yapmıyorum. Fakat şu an gerçekten çok çalışıyorum."

A Milli Takımı'nın, Avrupa Şampiyonası yolundaki maçlarını izledin mi? Gelecek yıla ertelenen Avrupa Şampiyonası'nda sence Türkiye neler yapar?

"Tabi ki zor olacaktır. Ama eleme grubu aşamasında gerçekten çok iyi iş çıkarttılar. Fransa gibi dünyanın en zorlu takımlarından birisini yendi Türkiye Eğer iyi bir planla giderlerse iyi bir iş çıkartacaklarını düşünüyorum. Kolay olmayacak. Herkes bu kupayı kazanmayı istiyor. Fakat Türk Milli Takımı doğru bir planla giderse çok yukarılara tırmanacaktır diye düşünüyorum."

Seni de belki orada görebiliriz, ne dersin?

"Evet belki Kim bilir"

Korona illeti bütün hayatımızı etkiledi. Sen evde geçen günlerde neler yaptın? Farklı hobiler edindin mi?

"Ben oyun oynamayı çok seviyorum. Call of Duty ve FIFA oyunlarını oynuyorum. Vaktimi oyun oynayarak ve her gün idman yaparak geçirdim. Her gün idman yaptım çünkü lig başladığında fit bir şekilde kaldığım yerden devam edebileyim Aynı zamanda yemek yapmayı öğrenmeye başladım. Birkaç kez yemek yapmayı denedim. Ama asıl amacım dediğim gibi fit kalabilmekti."

İstanbul'da nasıl bir hayatın var? Boş zamanlarında neler yapıyorsun?

"Gerçekten çok güzel bir şehir İstanbul. Yapacak çok fazla şey var. Zaman zaman takım arkadaşlarımla, ailemle veya babamla dışarıda yemek yemeye gidiyoruz. Zaman zaman alışverişe gitmeyi seviyorum. Çok güzel alışveriş merkezleri var. İstanbul hakkında sevmediğim tek şey trafik. Onun dışındaki her şey çok güzel."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İsmail Kartal: "Son maça kadar iddiamızı sürdürmeyi istiyoruz" Fenerbahçe Teknik Direktörü İsmail Kartal, Beşiktaş galibiyeti sonrası yaptığı açıklamada, "Önümüzdeki 4 maçı kazanıp son ana kadar şampiyonluk yarışının içinde olmayı, son maça kadar iddiamızı sürdürmeyi istiyoruz. İnancımızı yitirmedik" dedi. Trendyol Süper Lig’in 34. haftasında Fenerbahçe, konuk ettiği Beşiktaş’ı 2-1 mağlup etti. Karşılaşmanın ardından düzenlenen basın toplantısında değerlendirmelerde bulunan Fenerbahçe Teknik Direktörü İsmail Kartal, sözlerine Avrupa şampiyonu olan milli boksörler Buse Naz Çakıroğlu ile Busenaz Sürmeneli’yi tebrik ederek başladı. Beşiktaş maçına çok iyi hazırlandıklarını belirten Kartal, "Beşiktaş maçına çok iyi hazırlandık. Oyunun başında çok tempolu, üretken oyunla 15 dakikada net pozisyonlara girdik. Rakibin atılması sonrası 30’da golü bulduk. Rakibin sahasına kapanması sonrasıyla üretkenliğimiz azaldı. 2. yarıya başlamadan oyuncularımla şunu konuştuk; Beşiktaş Kadıköy’de başarılı sonuçlar aldı bunun bilincinde olmamız gerektiğini konuştuk. 2. yarıda 2. golü bulduk, 3-4 de bulabilirdik. 2-1 maçı kazanmasını bildik, 3 puan aldık yolumuza devam ediyoruz. Maçın başından sonuna kadar desteğini esirgemeyen taraftarlarımıza teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı. "Rakibi analiz ettiğimizde Batshuayi’nin oynamasına karar verdik" Derbide Edin Dzeko yerine Michy Batshuayi’yi tercih etmesini anlatan sarı-lacivertlilerin teknik direktörü, "Maç maç önümüze bakıyoruz. Rakibi analiz ettiğimizde Batshuayi’nin oynamasına karar verdik. Elinden geleni yaptı güzel de gol attı. Her oyuncum birbirine saygı gösterdiği için maç maç bakıyoruz" şeklinde konuştu. "Son maça kadar iddiamızı sürdürmeyi istiyoruz" Lider Galatasaray ile olan şampiyonluk yarışı için yorumda bulunan İsmail Kartal, "Yüzdesel olarak değil önümüzdeki 4 maçı kazanıp son ana kadar şampiyonluk yarışının içinde olmayı, son maça kadar iddiamızı sürdürmeyi istiyoruz. İnancımızı yitirmedik" dedi. Kartal, müsabaka 1-0 iken kaleci Livakovic’in kritik kurtarışıyla ilgili gelen soruya ise, "Futbolda bunlar var, kırılma anı doğrudur. Takım bugün çok iyi reaksiyon verdi. Maç 1-1 de olsa maçı kazanacağımıza emindim" diye cevap verdi. "Ümidimizi yitirmediğimizi ortaya koyduk" Kartal, Sakatlanarak oyundan çıkan İsmail Yüksek’in durumu için, "İsmail Yüksek’in sakatlanmasına çok üzüldük. Durumu henüz net değil. Yarın MR sonucu sonrası ortaya çıkacak" dedi. Hafta içinde Fenerbahçe Başkanı Ali Koç ile yaptıkları toplantıya da değinen İsmail Kartal, "Samandıra’da Fenerbahçe ailesi olarak yemek yedik, toplantı yaptık. Takımımızın son ana kadar ümidimizi yitirmediğini ortaya koyduk" açıklamasında bulundu. "Galatasaray maçını kazanacağımıza inanıyorum" RAMS Park’ta oynanacak Galatasaray derbisiyle ilgili gelen soruya ise sarı-lacivertlilerin teknik direktörü, "Bugün sürekli golü kovalayan, rakip ceza sahasında olan bir Fenerbahçe vardı. Bugün 2-1 kazandık ama çok daha farklı da kazanabilirdik. Rakibimizin sahasında oynayacağımız maçta o günkü şartlar, o günkü konsantrasyon önemli olacak. Oyuncularıma güveniyorum ve kazanacağımıza inanıyorum" şeklinde cevap verdi. Fenerbahçe Teknik Direktörü İsmail Kartal, hakem kararları ve verilen kartlarla ilgili de, "Bize her maç çok kolay sarı kartlar çıkarıldı. Bunun sıkıntısını yaşadık. Sınırdaki oyuncularla sıkıntılar birikti. Son maçta hakemlerin daha kararlı kartlar gösterildiğini görebiliyoruz" diyerek sözlerini tamamladı.
İstanbul Türkiye’de konser verecek olan Kızılordu Korosu’na protesto Çoğulcu Demokrasi Partisi, önümüzdeki günlerde Türkiye’de konserler verecek olan Kızılordu Korosu’nu protesto etti. Çeşitli pankart ve dövizlerin açıldığı eylemde konuşan partinin Genel Başkanı Faruk Arslandok, "Bu yas ve anma günlerine denk gelen tarihlerde, soykırım ve sürgünlerin uygulayıcısı Rus ordusunun korosuna böyle bir organizasyonun yapılmış olması utanç vericidir" dedi. Çoğulcu Demokrasi Partisi, Mayıs ayında Türkiye’de konserler verecek olan Rus Kızılordu Korosu’nu, Kırım Tatar ve Çerkez halklarının sürgün ve soykırım kurbanlarını andığı günlerde konser vereceği gerekçesiyle protesto eylemi düzenledi. Beyoğlu’nda düzenlenen eylemde ’Kanımızı içtiniz, hiç olmazsa yasımıza saygı gösterin’, ’Kafkasya ve Kırım Yas Tutarken Kızılordu Baykuşları Çatımızda Ötemez’ gibi yazıların olduğu dövizler ve pankartlar açılarak koro için tepki gösterildi. "Soykırım ve sürgünlerin uygulayıcısı Rus ordusunun korosuna böyle bir organizasyonun yapılmış olması utanç vericidir" Konuya ilişkin açıklama yapan Çoğulcu Demokrasi Partisi Genel Başkanı Faruk Arslandok, "Çerkes’ler ve Kırım tatarları Rus çarlığı tarafından anayurtları işgal edilmiş, Rus çarlığı ve Sovyet Rusya tarafından farklı zamanlarda soykırıma ve sürgüne uğratılmış iki halktır. Çerkes’ler Rus Çarlığı’nın anavatanlarını işgal girişimine karşı 101 yıl yurtlarını ve özgürlüklerini korumak için, bu orantısız güce karşı destansı bir özgürlük mücadelesi vermişlerdir. Bu mücadele sırasında Rus Çarlığı’nın devasa imparatorluk ordusu orantısız bir güçle, yurdunu ve özgürlüğünü savunan Çerkes halkına acımasız bir soykırım uygulamıştır. Bu yıl da, Çerkes’ler ve Kırım Tatarları, önceki yıllarda olduğu gibi Soykırım ve sürgün anmalarına hazırlanırken çok talihsiz bir gelişme gündeme gelmiştir. Rus Kızıl Ordu Korosu’nun tam da bu anma tarihlerine denk gelen bir organizasyonla, 14 - 25 Mayıs tarihleri arasında, ülkemizde bir dizi konser vereceği duyurulmuştur. Çerkes ve Kırım Tatarları için çok büyük anlamı olan bu yas ve anma günlerine denk gelen tarihlerde, soykırım ve sürgünlerin uygulayıcısı Rus ordusunun korosuna böyle bir organizasyonun yapılmış olması utanç vericidir" ifadelerini kullandı.
Mersin Volkan Demirel: "İstifa etmek istedim, etmem de gerekiyordu ama olmadı" Hatayspor Teknik Direktörü Volkan Demirel, Başakşehir mağlubiyeti sonrası yaptığı açıklamada, bütün sorumluluğun kendisine ait olduğunu belirterek, ""İstifa etmek istedim, etmem de gerekiyordu ama olmadı"" dedi. Trendyol Süper Lig’in 34. haftasında Hatayspor, Mersin Stadyumun’da oynan karşılaşmada Başakşehirspor’a 2-1 mağlup oldu. Karşılama sonrası düzenlenen basın toplantısında konuşan Hatayspor Teknik Direktörü Volkan Demirel, alınan sonuca rağmen oyuncularının hem bugünkü maçta hem de geçen haftaki Antalyaspor maçında ellerinden gelen mücadeleyi yaptıklarını vurguladı. Demirel, "Bu hafta pozisyona dahi girmeden iki farklı üstünlük kurdular. Son yaptığımız değişikliklerle Dadashov’un golü ve sonra yine hem maçın başındaki pozisyonlar hem de gollerden sonraki pozisyonlarda alabileceğimiz maçı ne yazık ki mağlup olarak yine hanemize sıfır puanla bir sonraki haftaya taşıyoruz" diye konuştu. "Bu takımı kuran benim, sorumluluk bana ait" Antalyaspor maçının da aynı şekilde, Antalyaspor’un herhangi bir pozisyonu olmadan yine iki şutla bittiğini kaydeden Demirel, "Bu hafta da aynı şekilde. Yani şunu demek istiyorum. Oyuncular ellerinden gelen mücadeleyi yapıyor. Biz genç bir takımız. Türkiye ligini bilmeyen oyunculardan kurulu bir takımız. Bunları neden söylüyorum? Son dakika 2-1, bütün herkes gitmiş. Orada bile pas yapmaları aslında ne kadar bu lige yabancı olduklarını ya da ne kadar genç olduklarını gösteriyor. Tecrübeli olmadıklarını gösteriyor. Bunu da söylüyorum hep. Bu takımı kuran benim, sorumluluk bana ait. Ama elimizden geldiği kadar bu sene sezon başından beri ettiğimiz bir çok mücadele var. Bu 4 maçta da saha içinde yine elimizden gelen mücadeleyi vermek istiyoruz, vereceğiz de. Kimsenin şüphesi olmasın. Ama sonucunda inşallah hakkımızda, tüm herkes için bunun altını çizerek söylüyorum. Tüm herkes için inşallah en hayırlısı olur. Ama biz elimizden geldiği kadar 4 hafta boyunca ligde kalmak için mücadele edeceğiz" ifadelerini kullandı. "Bu takım düşecekse, bütün sorumluluk bende" Volkan Demirel, ilk gol öncesi yaşanan pozisyondaki penaltı itirazıyla ilgili bir soruya ise şu şekilde yanıt verdi: "Bu da bizim tecrübesizliğimizi gösteriyor. Çünkü mesela evet penaltı pozisyonunda biz itiraz ediyoruz ama takım o ara yine bir durdu. Sonrasında atılan bir uzun top, indirilen top ya da şut attıklarından sonra direğe çarparak gol olan bir pozisyon. Yani aslında futbol detaylarda gizli. Ama tabii ki bunu kimseye anlatamıyorsunuz. Futbol biraz ülkemizde at gözlüğü ile izlendiği için herkes olan duruma veya olan skora göre, her şey sonuç odaklı olduğu için ülkemizde, o yüzden diğer detayları görmekten, düşünmekten, konuşmaktan çekiniyoruz. Ben yine söylüyorum. Ben bunların arkasına sığınmıyorum. Eğer bir pasta varsa ve bu takım düşecekse bütün sorumluluk bende. El kaldırıyorum. Ama bu takım düşmeyecekse, ligde kalacaksa da pasta ortada isteyen istediğini yiyebilir. Ne olduğunu, ne bittiğini biz biliyoruz, oyuncular biliyor, çalışanlar biliyor, personel biliyor. Evet, bu takım burayı hak etmiyor ama dediğim gibi tecrübesizliğimiz, gençliğimiz, yeni kurulmamız ve birçok engele rağmen mücadele etmemiz bizi ne yazık ki buralara getirdi." "İstifa etmek istedim, etmem de gerekiyordu ama olmadı" Mücadeleye devam edeceklerini vurgulayan Demirel, "Belki istifa eder misin, etmez misin, tribünler bağırıyor, haklılar, saygı duyuyorum. Yazıyorlar, haklılar saygı duyuyorum. Ama dediğim gibi bundan sonra, benden sonra buraya 4 maçlık birisi de gelse, belki istifa etmek istedim, etmem de gerekiyordu ama olmadı. Neden olmadığını da yeri gelince konuşuruz. Ama 4 hafta boyunca şimdi ben buradayken takımı bırakmak, tabii ki ’git derlerse’ yine giderim hiç başımın üstünde yerleri var. Hiç öyle bir derdim de yok ama 4 hafta boyunca burada nasıl bir sene bütün mücadeleleri biz verdiysek, bu ekiple çalışanlarla, futbolcularla nasıl bir mücadeleyi verdiysek, bundan sonra da 4 maç vereceğiz. Ondan sonra da oluyorsa olacak, olmuyorsa olmayacak. Oluyorsa da yine dimdik duracağım buraya çıkıp olmuyorsa da yine buraya dimdik çıkacağım. Çünkü bu çocuklar her şarta ve koşula rağmen mücadele ediyorlar. O yüzden saygıyla hak ediyorlar" şeklinde konuştu.
İstanbul Serdar Topraktepe: “Hakem takdir haklarını Fenerbahçe’den yana kullandı” Beşiktaş Yardımcı Antrenörü Serdar Topraktepe, hakem Volkan Bayarslan’ın takdir haklarını Fenerbahçe’den yana kullandığını söyledi. Topraktepe, Al-Musrati’nin gördüğü kırmızı kartın ise doğru olduğunu belirtti. Trendyol Süper Lig’in 34. haftasında Beşiktaş, deplasmanda Fenerbahçe’ye 2-1 mağlup oldu. Beşiktaş Yardımcı Antrenörü Serdar Topraktepe, müsabakanın ardından düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulundu. “Oyuncularıma karakter koydukları için teşekkür ederim” Libyalı futbolcu Al-Musrati’nin 25. dakikada gördüğü kırmızı kartın oyun planlarını değiştirdiklerini dile getiren Topraktepe, “Fenerbahçe’nin bize baskılı başlayacağını biliyorduk. İlk 20 dakikada bunu tahmin ettik. Geçiş oyunlarıyla 20 dakikadan sonra öne taşıyacaktık oyunu ama Al Musrati’nin kırmızı kartı planlarımızı değiştirdi. Sonra mecburen farklı bir oyun oynadık ama 10 kişi olmamıza rağmen ikinci yarı kesinlikle oyunu bırakamayan, sonuna kadar mücadele eden bir takım izledik. Bu Beşiktaş’ın karakterinde var. Oyuncularıma karakter koydukları için teşekkür ederim” ifadelerini kullandı. “Semih kanatta oynamak istediğini söyledi” Serdar Topraktepe, Semih Kılıçsoy ile maçtan önce hangi pozisyonda görev alacağına ilişkin bir konuşma gerçekleştirdiğini belirterek, “Kanatta oynamak istediğini söyledi. ’Devre arasında Muleka ile isterseniz yer değiştirin’ dedim. Ama orada oynamak istiyorum dediği için değiştirmedim” şeklinde konuştu. “Hakem takdir haklarını Fenerbahçe’den yana kullandı” Müsabakanın hakemi Volkan Bayarslan’ın takdir haklarını ev sahibi ekipten yana kullandığını savunan siyah-beyazlı çalıştırıcı, “Futbolcularım maç boyunca çok iyi karakter koydu. İkili mücadelelerde çok iyiydik. Hakem 10 kişi kalmamıza rağmen takdir haklarının büyük bölümünü Fenerbahçe’de yana kulandı. En son geri atılan pasta Gedson kaleciyle çarpışıyor, Gedson’a faul veriliyor. Tam atağa çıkacakken durdurulan pozisyonlar var. Kırmızı kart kırmızı ama ikili mücadelelerde biraz daha takdir haklarını Fenerbahçe’den yana kullandığını düşünüyorum” diye konuştu. 47 yaşındaki antrenör, Avrupa kupasına gitmek istediklerini ve bu yüzden Türkiye Kupası’nı kazanmak zorunda olduklarını ancak ligi de iyi bir yerde bitirme adına kalan maçlara galibiyet için çıkacaklarını aktardı. Serdar Topraktepe, ayrıca gelecek sezon takımda görev alıp almayacağıyla ilgili yönetimle herhangi bir görüşme gerçekleştirmediğini, camianın içinden gelen biri olarak her göreve hazır olduğunu da sözlerine ekledi.