GÜNDEM - 22 Ocak 2019 Salı 12:37

Fındıkta büyük tehlike: ‘kahverengi kokarca’

A
A
A
Fındıkta büyük tehlike: ‘kahverengi kokarca’

Fındıkta tehdit oluşturan ‘Drakula’ lakaplı Turunçgil Uzun Antenli Böceği’nin ardından bir tehlike daha ortaya çıktı. Gürcistan üzerinde Türkiye’ye giren ‘kahverengi kokarca’ fındık için tehlike çanlarını yeniden çaldı.

Türkiye'nin dünya ticaretinde lider olduğu fındıkta yeni bir tehlike ortaya çıktı. ‘Drakula’ lakaplı Turunçgil Uzun Antenli Böceği’nin ardından ortaya çıkan ‘kahverengi kokarca’ fındık için yeni bir tehlike oluşturdu. Günde 30 kilometre yol yapma özelliğine sahip kahverengi kokarca, etkili olduğu fındık kökünü 20 gün içinde bitirebiliyor.
Trabzon Ticaret Borsası (TTB) Meclis Başkanı Sebahattin Arslantürk, kahverengi kokarcanın Giresun’a kadar ulaştığını belirterek, “Mevsimsel değişimlerden dolayı son 2 yıldır fındıkta kahverengi kokarca ve onunla birlikte ve bakterilerin verildiği çok ciddi boyutta verim kaybı yaşanıyor. Gürcistan’da son 4 yıldır görülen kahverengi kokarca da artık Giresun’a kadar ulaştı. Kahverengi kokarcanın bir özelliği tamamen yok etmesi. Fındık için anormal bir tehlike. Bununla ilgili biz çalışmalara başladık. Bakanlığa gerekli ihbarı yaptık. Geçen yıl Tarım Bakanlığı Trabzon ve Giresun bölgelerinde bunlara yönelik feromon tuzaklarla kurdu. Fındık için bu çok ciddi bir tehlike” dedi.

“Gürcistan’daki tehlike bize sıçradı” 

Sahil kesimlerinde kahverengi kokarcanın etkisini gördüklerini dile getiren Arslantürk, “Bu böceğin günde 30 kilometre yol yapabilme özelliği var. Sadece fındığa değil bütün sıvı meyvelerin tamamına zarar verebilen bir yapısı var. Bu böceğin özellikle Çin ve Amerika’da zararları oldu. Eğer böyle devam ederse sadece fındıkta kalmayacak diğer bölgelerdeki ürünlere sıçrama olasılığı var. Onun için bizim çok acil önlem almamız gerekiyor. Bu böcek hasara Mayıs ayının sonunda Haziran ayının başlangıcında başlıyor. 20 gün içerisinde fındığı bitiriyor. Gürcistan’da bir bölgede yüzde 100 hasar var. Şu anda o tehlike bize sıçramış durumda. Bu tür canlı zararları, iklim değişlikleri nedeniyle son zamanlarda ciddi zararlar olmaya başladı. Bizim geçen yıl yaptığımız tespitlere göre 400 rakımın altında yüzde 50 hasar var. Kahverengi kokarca, bakterilerden kaynaklı bir durum. Sahil kesiminde özellikle kahverengi kokarcanın çok önemli olumsuz etkisini gördük” şeklinde konuştu.

“Mücadeleyi bırakmamamız gerekiyor” 

Zararlı böceklerle ilgili ihbar hattı oluşturacaklarını kaydeden Arslantürk, “Üreticilere de iş düşüyor mutlaka önlem almaları gerekiyor. Her yıl Mayıs ayının başında yapmış oldukları ilaçlamayı daha hassasiyetle yapmaları gerekiyor. Şu anda ihbar hattı oluşturuyoruz. İlan ve broşürleri de hazırlatıyoruz. Üretici ürününe sahip çıksın. Sahip çıktığı müddetçe değerini alır. Biz artık fındıkta verim ve kaliteyi ön planda tutuyoruz. Son yıllarda iklimsel değişimlerden dolayı ürün kayıpları sadece fındıkta değil, diğer tarımsal ürünlerde de yaşanıyor. Bunun ana nedeni kış mevsiminin istenilen ölçüde soğutmayı yapmamasından kaynaklı oluyor. Soğutmanın olduğu yıllarda bu tür zararlılar, minimize oluyor. Bunu biz tamamen iklimsel nedenlere bağlıyoruz. Mücadeleyle kurtulacağımız şeyler de var onları da yapmamız gerekiyor. Asla mücadeleyi bırakmamamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.  

Ozan Köse - Ersen Küçük
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İçinde gliserol bulunan ‘slushie’ içecekler, 10 yaş altı çocuklar için tehlikeli Rengârenk görüntüleriyle çocukların ilgisini çeken ‘slushie’ içecekleri hakkında aileleri uyaran Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Hatice Polat Menekşe, 10 yaş altındaki çocukların bu tür içeceklerden uzak tutulması gerektiğini belirtti. Dışarıda yapılan slushie içeceklere eklenen ve donmuş etkisini veren Gliserol hakkında bilgilendiren Uzm. Dr. Menekşe, “Bu madde çocuklarda; baş ağrısı, kusma, karın ağrısı, kan şekeri düşüklüğü, bilinç kaybına yol açıyor” dedi. Yaz aylarının gelmesiyle buzlu içecek tüketim oranları da artacak. Popüler olan slushie içecekler hem rengârenk görüntüsü hem de tadıyla çocuklar tarafından da ilgi görüyor. Ancak sulu kar etkisini verebilmek için bu tür içeceklere E422 koduyla yer alan ‘Gliserol’ ekleniyor. Çamlıca Erdem Hastanesi’nde Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı, Uzm. Dr. Hatice Polat Menekşe ise bu madde hakkında çeşitli uyarılarda bulundu. 10 yaş altındaki çocukların bu tür içeceklerden uzak tutulması gerektiğini belirterek “Üreticilere çok az miktarda gliserol kullanılması uyarısı var. Ancak bunun ne kadar uygulanabildiğini bilmiyoruz. Kaldı ki çok az haliyle bile 10 yaş altı çocuklar için tehlike arz ediyor” açıklaması yaptı. “Aileler genellikle bu semptomların neden kaynaklandığını anlayamayabiliyor” Uzm. Dr. Menekşe, “Bu tür içecekler geleneksel olarak şekerle hazırlanırken son dönemlerde hazır gıda olarak bulunması için gliserol kullanılarak yapılıyor. Küçük çocuklarda tüketildiğinde baş ağrısı, kusma, karın ağrısı, kan şekeri düşüklüğü, bilinç kaybına yol açabiliyor. Aileler ise bu semptomların neden kaynaklandığını anlayamayabiliyor. Dikkatli davranmak bu nedenle önemli” dedi. Uzun dönem etkileri çocukta kalabilir: Böyle vakalar tespit edilmiş Gliserol tüketiminin 4 yaş altındaki çocuklarda çok tehlikeli olduğunun altını çizen Uzm. Dr. Menekşe, “4-10 yaşındaki çocuklara ise çok az miktarda, verilmelidir. Bu içecekleri fazla tüketen 4 yaş altındaki çocuklar için ise ciddi sonuçlar doğurabilir. Maalesef müdahalesi geciken kan şekeri düşüklüğü ve bilinç kaybı gibi bir durumda uzun dönem etkileri çocukta kalabilir. 4 yaş altında bildirilmiş böyle vakalar var ” uyarısında bulundu. Gliserol hazır gıda ürünlerine genellikle tatlandırıcı veya koruyucu olarak kullanılır ama çoğunda zarar veremeyecek derecede eser miktarlardadır. Slushie içeceklerde ise miktar olarak fazlalığı endişe kaynağını oluşturur. Ailelere önerilerde bulunan Uzm. Dr. Menekşe, “Çocuklarınıza hazır ürünleri tükettirmeyin. Örneğin meyve suyunu siz hazırlayın. Kutulu ürünleri ise ancak güvenli aralıklarla tüketebilirler” diyerek sözlerini sonlandırdı.
Osmaniye Dedesini çizmesiyle yeteneği ortaya çıkan otizmli Okan’ın resimleri hayran bırakıyor Osmaniye’de yaşayan otizmli ressam Okan Mert Gönül, hayata resim yaparak tutunuyor. Okan’ın yeteneğini ortaya çıkaransa 9 yaşındayken boş kağıda çizdiği dedesinin resmi oldu. Osmaniye’de yaşayan 14 yaşındaki otizmli Okan Mert Gönül’ün resim çizmeye olan ilgisi 9 yaşında fark edildi. Ailesi tarafından resim yapması için verilen kağıtlara dedesinin resmini çizen Okan’ın yeteneğini gören ailesi onu resim yapmaya yönlendirdi. Gençlik ve Spor Bakanlığı bünyesinde açılan resim kurslarında aldığı eğitimlerle yeteneğini geliştiren Okan, yaptığı resimlerle kendine hayran bırakıyor. Bugüne kadar birçok kişisel resim sergisi açan çocuğun en büyük hayali üniversite okuyup ressam veya resim öğretmeni olmak. Oğlunun küçüklüğünden beri resme merakının olduğunu ama yeteneğini dedesinin resmini çizdiğinde fark ettiklerini söyleyen anne Zübeyde Gönül, "9 yaşındayken dedesi misafirliğe gelmişti, sıkıldığında resim yapmak için eline kağıt kalem aldı. O zaman dedesini çizdi ve çok güzel çizmişti. Ondan dolayı biz bu yeteneğini fark edip kurslara gönderdik. Şu an gayet iyi durumda hayal gücü genişliyor daha çok resimle ilgilendikçe sosyalleşmesi de ilerliyor. Önceden çok içine kapanık, utangaç bir çocuktu ama şimdi gayet sosyal, herkesle konuşuyor utanması kalmadı, çekingenliği gitti. İnşallah ilerleyen zamanlarda ressam, resim öğretmeni olmasını isterim. Kendini tek başına idame edecek bir yere gelsin, biz olmadan da yaşayabileceği duruma gelsin" diye konuştu. Küçük yaştan beri ressam olmak istediğini ifade eden Okan Mert Gönül ise, "Ben resmi ilk defa 4 yaşındayken gördüm. Ben kendim ressam olmaya çalıştım, mümkün değildi. Her şey kalabalıktı ama şimdi büyüdüm resim kursuna gittim. Resim kursunda ayıcıkları çizdim milyonları çizmiştim. Daha sonra Gençlik Merkezi’nin kursuna gittim gölgeleri de yapabiliyorum, çiçeği yaptım, babamın resmini, dedemi, komşunun arabasını, ailemi çizdim" dedi. Gençlik merkezinde görevli Görsel Sanatlar Öğretmeni Sultan Öztürk, Okan’la çalışmalarının ilk aşamasına göre çok fazla yol kat ettiklerini belirterek, "Bu çalışmasındaki kat ettiği yol bizim için çok önemliydi. Bu yüzden ailesini de kutluyorum. Otizmin gerilemesinde veya duraklamasında yeteneği keşfedilen çocukların bu tür kurslarda çok etkisi olduğunu gözlemledik. Bu yüzden Okan’ın herkese örnek teşkil etmesini istiyoruz. Onu güzel sanatlar lisesine ve üniversiteye, fakülteye de hazırlayacağız kısmet olursa. Bu konuda gelişimini devam ettirecek ailesini bu çabalarından dolayı kutluyorum" dedi.