SPOR - 06 Eylül 2014 Cumartesi 12:28

Futbolun ustaları geleceğin yıldızlarıyla buluşuyor

A
A
A
Futbolun ustaları geleceğin yıldızlarıyla buluşuyor

'Futbolun Ustaları Geleceğin Yıldızlarıyla Buluşuyor' projesi kapsamında Türk futbolunun efsane isimleri, Doğu ve Güneydoğu illerindeki çocuklarla buluştu.

Tanju Çolak, Hami Mandıralı, Ali Gültekin, Semih Yuvakuran ve Hasan Şaş gibi isimler Doğu ve Güneydoğu'da yaşayan gençlerle çeşitli etkinlikler kapsamında bir araya geliyor, onlarla halı saha maçı oynayıp, şehrin sokaklarını birlikte geziyor. 

Türk futbolunun efsane isimlerinden Tanju Çolak'ın öncülüğünde Bakanlığın desteğiyle başlayan proje kapsamında ülkemiz sporunun marka isimleri Hakkari, Kars, Şırnak, Van'da bölge halkıyla kucaklaştı. Proje gelecek günlerde Siirt, Batman, Iğdır, Mardin, Bingöl, Ağrı, Bitlis ve Elazığ illeriyle devam edecek.

BAKAN KILIÇ: "GENÇLERİMİZ İÇİN HER TÜRLÜ PROJEYE DESTEK OLMAYA HAZIRIZ"
Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, Bakanlık olarak sadece tesisleşme anlamında önemli işlere imza atmakla kalmadıklarını belirterek, "Bu tesislere gidecek sporcu kardeşlerimize ve sporseverlerimize yönelik sosyal, kültürel projelerimiz de tüm hızıyla devam ediyor. Bu güzel projemiz de onlardan biri. Projede yer alan tüm sporcularımızı tebrik ediyor, katılım gösteren ve bu projeyi fazlasıyla sahiplenen bölgedeki kardeşlerimiz de teşekkür ediyorum" dedi.
Bakan Çağatay Kılıç, yatırım anlamında Türkiye'nin her bölgesine aynı şekilde yaklaştıklarının altını çizerek şöyle devam etti:

"Bölge halkının, oradaki genç kardeşlerimizin televizyonlardan takip ettiği, evlerinde posterlerini astığı isimlerle bir araya gelmesi memnuniyet verici. Televizyon ekranının sanallığını ortadan kaldırıyor, efsanelerle halkımızı tüm sıcaklığıyla buluşturuyoruz. Doğu ve Güneydoğu'da yaptığımız tesis yatırımlarının bu tür sosyal projelerle desteklenmesi çok önemli."

ÇOLAK: "HAKKARİ'DE ÇOCUKLARLA VALİLİĞE BERABER YÜRÜDÜK, ŞEHRİ KOL KOLA GEZDİK"
Proje kapsamında Doğu ve Güneydoğu'daki genç ve çocukların yanı sıra bölgedeki Sivil Toplum Kuruluşları, eğitim kurumları ve esnafla da bir araya geldiklerini ve bölgeye ilişkin fikir alışverişinde bulunduklarını anlatan Tanju Çolak, projenin ilk olarak 3-4 yıl önce kafasında şekillenmeye başladığını söyledi.

Düşünce sürecinde Siirtspor'daki teknik direktörlük ve kulüp başkanlığı tecrübelerinden faydalandığını ifade eden Çolak, şöyle devam etti:
"Doğu'daki gençlerin duyduğu eksiklikleri biliyor ve önemsiyorum. Bu kapsamda onları kucaklamak, merak ettiklerini cevaplamak istedim. Projeyi, Sayın Bakanımızla paylaştığımda da heyecanını, mutluluğunu gördüm. Bu proje bizim olduğu kadar kendisinin de eseri. Futbol, barış ve kardeşlik kapılarını aralayabilecek en evrensel araçlardan biri. Bu bağlamda projenin çözüm sürecinin yansımalarına da önemli katkılar sağlayacağına eminim."

Hakkari'de başlarından geçen bir anıyı da paylaşan Çolak, "Hakkari’deki programa gittiğimizde, kentin girişinde yoğun güvenlik önemleriyle karşılandık. Daha sonra kent merkezinde bir takım olaylar yaşandığını bu yüzden beklemememiz gerektiğini bize bildirdiler. Ben olayları durdurmak adına gençlerin yanına gitmek istedim. 2 saatlik beklemenin ardından polis arkadaşları ikna edebildim. Elimize futbol toplarını, formaları alarak sokaklara çıktık. Bir anda büyük bir sevgi seli oldu ve çevremizde yüze yakın genç ile Valiliğe doğru yola koyulduk. Bu sırada sayı 500'e yükseldi. Şehri onlarla kol kola gezdik. Tabi ardından kepenkler açıldı, olaylar duruldu" şeklinde aktardı.

YUVAKURAN: "TERÖRE DEĞİL SPORA YÖNLENDİRMEK ÇOK ÖNEMLİ"
Türk sporuna uzun yıllar hizmet etmiş bir diğer isim Semih Yuvakuran da bölge halkının projeye ilgisinin çok üst düzeyde olduğunu anlattı. Türkiye'nin özellikle Doğu ve Güneydoğu'ya ilişkin çok özel bir geçiş sürecini yaşadığını dile getiren Yuvakuran, "Bu özel zaman dilimi, projeyi de özel kılıyor. Doğu ve Güneydoğu'ya giden her vatandaşımız, duydukları ile gördüklerinin ne kadar farklı olduğunu hemen anlar" diye konuştu.
Gençlerin spor alanlarına yönlendirilmesi adına son dönemlerde yapılan spor yatırımlarının hayati önem taşıdığına dikkati çeken Yuvakuran, şöyle devam etti:

"Oradaki çocuklara biz sporla sahip çıkarsak, ne terör kalır ne de istenmeyen başka olaylar. Oradaki gençlerle, çocuklarımızla sohbet ediyoruz, futbol oynuyoruz. İnanın çok büyük yetenekler var bu topraklarda. Neden onları ülkemizin sportif başarılarında görmeyelim? Ankara'dan sonra da bir hayat var ve bu hayatın da ortasında sporun birleştirici gücü var. Program kapsamında gittiğimiz yerde o gün ne molotof, ne taş, ne de taşkınlık kalıyor. Bunlar önemli doneler. Gittiğimiz yerdeki insanlar bizlere evini açtı. Böyle bir misafirperverlik hayatımda görmedim. Eviniz misafirine açan kimseden terörist olmaz. Bizi bugüne kadar çeşitli kimliklerle ayıranlar utansın."

MANDIRALI: "BİZİ TV'LERDEN GÖREN GENÇLERİN BİZİMLE AYNI SAHADA TOP OYNAMASI ÇOK ÖNEMLİ"
Trabzonspor'un ve Milli Takım'ın simge isimlerinden Hami Mandıralı da bölgede gördükleri ilgiden memnun olduklarına değinerek, "Belki de geç kaldığımız bir proje oldu ama bir yerlerden başlamak her zaman iyidir. Hem oradaki çocuklarımız hem de bizler için çok önemli bir tecrübe bu proje. Oradaki çocuklarımızı sporun bütünleştirici çatısında bir araya getirmemiz lazım. Bizi TV'lerden gören gençlerin bizimle aynı sahada top oynaması çok önemli" dedi.

GÜLTİKEN: "ELÇİ GÖREVİNDE OLMAK BİZİM MUTLUE EDİYOR"
Beşiktaş'ın unutulmaz golcüsü Ali Gültiken, projenin içinde yer almanın kendisi açısından da büyük bir memnuniyet sağladığını belirterek, "Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da gençlerle birlikte olmak, bölgedeki çocukların gelişime katkı sağlayabilmek tarif edilemez bir heyecan ve mutluluk veriyor" şeklinde konuştu.
Bölge halkının bütünüyle kucaklaştıklarını, onların dertlerini dinlediklerine vurgulayan Gültiken, "Onlarla bütünleşmek, isteklerini Gençlik ve Spor Bakanlığı'na iletebilecek bir elçi olabilmekten çok mutluyuz. Tabi işin bir diğer boyutu da bugüne kadar çeşitli sebeplerle bölgede atılamayan adımların artık hayata geçmesi. Doğu ve Güneydoğu ile ilgili projelerin, planlamaların yapılması, daha sonra uygulamaya geçilmesi ülkemizin son dönemlerde gösterdiği hızlı gelişimin de en büyük yansımalarından biri" ifadesini kullandı.

ŞAŞ: "ELİNDE TOP OLAN KİMSE MOLOTOF ATMAZ"
Galatasaray'ın en önemli isimlerden birisi olan Hasan Şaş ise projenin özellikle ulusal medyada yeterince yer almamasından şikayetçi. Bu tür işlerin milli bir mesele olduğuna dikkati çeken Şaş, "Buradaki çocukların da bir hayatı var. Biz onlarla tecrübelerimizi paylaşıyoruz, onlar da bize istedikleri her konuda sorular soruyor" diye konuştu.

Bölgede kesinlikle herhangi bir etnik ayrım olmadığının altını çizen Şaş, şunları söyledi:
"Herkes Türkiye Cumhuriyeti Devleti çatısında bir ve beraber olmaktan mutlu, huzurlu. Spor Bakanımızın bölgeye olan ilgisini yakinen biliyorum. Ümit ediyorum ki; çok yakın zamanda önemli projeler hayata geçecek. Buradaki çocuklarımızın imkanlarını da en az batıdaki yaşıtlarının seviyesine çekmemiz lazım. Çözüm süreci önemli bir adım. Biz bu çocuklarla iletişimi doğru kurarsak sıkıntı kalmaz. Elinde top olan çocuk eline silah almaz, polise taş ve molotof atmaz. Almanya örneği önemli. 2005-2006 yılında Almanya 900 milyon Euro'luk bir yatırım yaptı. Dünya Kupası'nda şampiyon olan takımlarının yaş ortalaması 24. Bu kadro onları 10 yıl daha götürecek. Bu tür örneklerden yola çıkarak Doğu ve Güneydoğu başta olmak üzere ülkemizde bu tür yatırımların önü açılmalı." 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Çöl tozlarıyla alerjik rinit ve astım şikayetleri arttı Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ülkü Tuncer, baharın gelmesiyle birlikte alerjik vakalarda artış olduğunu belirterek, "Özellikle çöl tozlarının gelmesiyle beraber alerjik rinit, astım, rinosinüzitler, kulak iltihapları, boğaz şikayetleri arttı. Çöl tozlarına karşı kapı ve pencereleri kapalı tutmak gerekir, sık duş almanın da faydası olur" dedi. Acıbadem Adana Hastanesi Kulak Burun Boğaz (KBB) Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ülkü Tuncer, havaların ısınması ve ilkbaharın gelmesiyle çiçeklerin açıp polenlerin arttığını hatırlatarak, "Şimdi çöl tozları da gelmeye başladı. Dolayısıyla alerjik rinit, astım, alerjik rinitten sonra görünen rinosinüzitler, kulak iltihapları, boğaz şikayetleri arttı. Bugünlerde de özellikle burun tıkanıklığı, burun akıntısı, burun kaşıntısı ve sık sık hapşırmayla bize başvuruyor hastalar. Eğer bu dönemi atlatmaya çalıştılar ve atlatamadılarsa rinosinüzite, sinüzite dönüşüyor veya astım ataklarıyla birlikte geliyor" diye konuştu. Prof. Dr. Tuncer, küçük çocuklarda ise kulakta sıvı toplanması yani "seröz otit" denilen klinik durumu bu mevsimde daha sık gözlemlediklerini söyledi. "Solunum yolları alerjenlere tepki gösteriyor" Alerjinin aslında genetik bir hastalık olduğunu belirten Prof. Dr. Ülkü Tuncer, "Kişiler doğuşsal olarak alerjik olabilir. Bebeklerde daha çok ciltte oluşan reaksiyonları görüyoruz. Yaş büyüdükçe yerini alerjik rinit ve astıma devrediyor. Alerjik rinit aslında burnun alerjenlere karşı gösterdiği hiperaktivite olarak düşünülmeli. Sadece burun göstermiyor bu hiperaktiviteyi, tüm solunum yolları alt solunum yolları da aynı tepkiye dahil oluyor. Dolayısıyla alerjik riniti olanların yüzde 30 kadarında astım, astımı olanların da neredeyse yüzde 60-70’inde alerjik riniti görüyoruz. Yani ikisi aslında iç içe geçmiş durumda" dedi. "Sürekli alerji durumunda sabah kalkınca hapşırma görülür" Alerjinin mevsimsel mi yoksa yıl boyu mu olduğunu bireylerin gözlemlemesi gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Tuncer, bu şekilde alerjenin tespit edilebileceğini izah etti. Yıl boyu olan alerjide kişilerin sabah kalktığında hapşırma, burun tıkanıklığı, burun kaşıntısı, öksürük, burun akıntısı şikayetlerinin başladığını dile getirdi. Durum böyleyse evdeki alerjenleri, en başta ev tozu, halı tozları, evdeki evcil hayvanlar, küf gibi gibi etkenleri veya gıda alerjisini düşünmek gerektiğine işaret eden Tuncer, "Ama mevsimselse, bazı mevsimlerde artıyorsa daha çok polenleri düşünmek lazım. Polenleri düşünüyorsak evin havalandırılmasına çok özen göstermek lazım. Öğleden önce evi havalandırmamak lazım. Özellikle burada çöl tozunun gelişiyle beraber bu gibi durumlarda pencereleri, kapıları kapalı tutmaya çalışmak lazım. Eve gidince mutlaka duş almanın çok faydası olur. Saçı, vücudu yıkamak, giysileri değiştirmek de etkilidir" diye konuştu. "Kulaktaki sorun işitme kaybına yol açabilir" Bu önlemlerin her zaman yeterli olmadığını ifade eden Prof. Dr. Tuncer ilaçlarla da burnu rahatlatmak gerektiğini, eğer rinosinüzit geliştiyse, bunun tedavi edilmesi gerektiğini anlattı. Rinosinüzitin çocuklarda özellikle kulakta hiç farkına varmayabileceğine dikkat çeken Tuncer, "Alerjik riniti olan çocuklar farkında olmadan kulaklarda da sıvı toplanabilir. İşitme kaybına yol açar. Ağrı yapmaz, ateş yapmaz. Kimse de fark etmez bunu. Çocuk televizyonun sesini çok açar veya öğretmen çocuğunuz az duyuyor diye uyarıda bulunur. Bu konularda dikkatli olmak lazım. Özellikle alerjisi olan çocuklarda muayeneyi belli aralıklarla yaptırmak gerekli" dedi.
Adana Engel tanımadı, 27 yaşında basketbola başladı Adana’da 27 yaşında yeteneği keşfedilerek basketbola başlayan down sendromlu milli basketbolcu Onur Kurtulmuş, dünya ikincisi milli takımın da önemli oyuncularından oldu. 2018 yılında Samsun’da katıldığı seçmelerde basketbola yeteneği olduğu belirlenen down sendromlu milli basketbolcu Onur Kurtulmuş (32) çalışmalarını Adana Gençlik Merkezi Spor Salonu’nda antrenör Hakan Tulay eşliğinde sürdürüyor. 2024 Dünya Down Sendromlular Spor Oyunları’nda dünya ikinciliği elde eden Türkiye Down Sendromlular Basketbol Milli Takımı’nın da formasını terleten Kurtulmuş, basketbol antrenörü olmanın hayalini kuruyor. 5 yıldır basketbol oynayan ve spor yapmaktan çok keyif aldığını anlatan Onur Kurtulmuş, İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine yaptığı açıklamada, basketbolda en sevdiği şeyin 3’lük atmak olduğunu söyledi. Cemile Kurtulmuş: "Adana’nın tek down sendromlu milli basketbolcusu" Onur’un basketbola olan yeteneğinin 2018 yılında Samsun’da katıldığı seçmelerde tespit edildiğini belirten Anne Cemile Kurtulmuş, "Onur’la 2018’de Samsun’a seçmelere gittik. Orada basketbol takımına seçildi. 2018’den beri basketbol oynuyor. 5 yıldan bu yana Adana’da ilk ve tek şimdiye kadar Down Sendromlu milli basketbolcu Onur. Milli takım ile iki defa İtalya’ya gittiler. Bu sene de milli takım bazında dünya ikincisi olduk" dedi. "İyi ki böyle bir oğlum var, o da kendisi ile gurur duyuyor" Down sendromlu sporcular için farkındalık ve imkanların geçmişe oranla çok daha iyi olduğunu belirten Kurtulmuş, "Bizim zamanımızda bu kadar imkan yoktu. Olsa daha iyi olurdu da ama şimdi çok iyi. İyi ki de benim böyle bir oğlum var. Bazen sabah bazen de öğleden sonra haftanın 5 günü antrenmana götürüyorum. Onur da kendi kendine gurur duruyor. Arkadaşları için, ’Anne ben onlara örneğim’ diyor mesela. ’Ben onlara maç göstereceğim, antrenman göstereceğim’ diyor" şeklinde konuştu. Engellerin spora engel olmadığının altını çizen ve engelli çocuk annelerine mesaj vermeyi de ihmal etmeyen Cemile Kurtulmuş, "Engel, spora hiç engel olmuyor, spor yaparsa engelli çocuklarınız normal çocuklardan daha üstün olabiliyorlar" ifadelerini kullandı. Onur Kurtulmuş: "3’lük atmayı daha çok seviyorum" Türkiye Down Sendromlular milli takımı oyuncusu Onur Kurtulmuş da, basketbolu çok sevdiğini ve basketbolda en sevdiği şeyin şut atmak olduğunu söyledi. Attığı şutların sayıya dönüşmesiyle kendisini çok mutlu hissettiğini anlatan Kurtulmuş, "Ben 3’lük atıyorum. İkilik ve üçlük atıyorum ama üçlük atmayı daha çok seviyorum" diye konuştu. Hakan Tulay: "Onur’un basketbola ilgi ve merakı çok fazla" Onur’la 1 senedir birlikte çalıştıklarını kaydeden basketbol antrenörü Hakan Tulay ise, "Onurla yaklaşık 1 senedir beraber çalışıyoruz. Sezon başından beri diyebiliriz. Onur gayet yetenekli bir arkadaşımız. Basketbola ilgi ve merakı çok fazla. Onun da bu isteğini cevapsız bırakmamak adına birlikte çalışıyoruz. Kendisiyle çalışmaktan da çok memnunum. Onur diğer arkadaşlarına göre biraz daha önde. Biraz daha basketbol olarak da daha yetenekli kendisi. Bunun sonucunda da milli takımda görev yapıyor aynı zamanda. Bundan sonraki süreçte de başarılarının devamı gelecektir diye düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
Kahramanmaraş Depremin merkez üssünde ağır hasarlı binaların yıkımı yüzde 94’e yükseldi Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremler sonrası devam eden hasarlı binaların yıkımı yüzde 94 sevilerine ulaştı. Ekiplerin il geneli yıkım işlemi ve enkaz kaldırma çalışmaları sürüyor. Depremin merkez üssü Kahramanmaraş’ta kalıcı konutların yanı sıra ağır hasarlı konutların yıkıları da sürüyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı koordinesinde enkaz kaldırma çalışmaları yürütülürken, ağır hasarlı olduğu tespit edilen 14 milyon metrekarelik alanın yüzde 94’lük kısmı gerçekleşti. Enkaz kaldırma işlemlerinin yürütüldüğü kentte belirlenen döküm sahalarına bırakılan milyonlarca metreküp molozlar ise dönüştürülüp geri dönüşüme aktarılacak. Depremin üzerinden 1 yıl 3 ay geçmesinin adından şehir merkezi ise dron ile görüntülendi. Şehirde bir yandan deprem konutları yükseldiği, birçok alanın şantiye sahasına döndüğü görüldü. Hacı Murat Gök, “Depremde şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz. Bir an önce deprem konutlarının bitmesini istiyoruz ve insanların yerlerine geçmesini bekliyoruz” dedi. Habibe Kınalı ise, “Büyük bir deprem atlattık hep beraber el ele verip altından kalkabiliriz. Enkazın hızla kaldırılmasını bekliyoruz. En kısa sürede toplum konutların yapılıp konteynerde kalanların evlerine yerleştirilmesini bekliyoruz” dedi.
İstanbul Turkcell’in yeni yönetim kurulu belli oldu Olağan Genel Kurulu tamamlanan Turkcell’de yeni yönetim kurulu belirlendi. Turkcell Yönetim Kurulu Başkanı Şenol Kazancı görevine devam ederken, yönetim kuruluna Arda Ermut, Prof. Dr. Mehmet Naci İnci ve Prof. Dr. İdris Sarısoy atandı. Turkcell’in 2 Mayıs 2024’te gerçekleştirilen Olağan Genel Kurul toplantısının ardından yeni yönetim kurulu belirlendi. Kamuoyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yapılan açıklamaya göre Turkcell Yönetim Kurulu Üyesi Sir Julian Horn-Smith ile Bağımsız Yönetim Kurulu Üyeleri Afif Demirkıran ve Hüseyin Arslan görevinden ayrıldı. Bu isimlerin yerlerine Arda Ermut Turkcell Yönetim Kurulu Üyesi olurken, Prof. Dr. Mehmet Naci İnci ve Prof. Dr. İdris Sarısoy Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi olarak atandı. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi eski Başkanı olan Ermut, Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olduktan sonra 2005 yılında Başbakanlık Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri olarak göreve başladı. 2005’te Uzman olarak katıldığı Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı’nda çeşitli yöneticilik görevlerinin ardından 2015’te Kurum Başkanlığına atandı. Ermut, 2015-2019 yılları arasında Viyana Ekonomik Forumu ve SunExpress Yönetim Kurulu Üyeliği, 2019-2021 yılları arasında Türkiye Basketbol Federasyonu Asbaşkanlığı ve dört yıl boyunca Dünya Yatırım Ajansları Birliği’nde (WAIPA) Yönetim Kurulu Başkanlığı görevlerinde bulundu. 2019-2021 yılları arasında Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu Üyesi ve Türk Hava Yolları İcra Kurulu’nda da üç üyeden biri olarak görev yaptı. Arda Ermut, 2018-2020 yılları arasında Türkiye Varlık Fonu (TVF) Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yapmış olup, Mart 2021 itibariyle Türkiye Varlık Fonu Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi olarak atandı. Ermut, çoğunluk hisselerinin Türkiye Varlık Fonu tarafından satın alınması sonrasında Türk Telekom’da 2022-2024 yılları arasında Yönetim Kurulu Üyeliği yaptı. Yeni Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mehmet Naci İnci, lisans eğitimini 1987 yılında Marmara Üniversitesi Fizik Bölümü’nde, doktora eğitimini ise 1992 yılında fiber optik sensörler alanında İngiltere’deki Heriot-Watt Üniversitesi’de tamamladı. Stanford Üniversitesi Elektrik Mühendisliği Bölümü’nde 1993-1994 yılları arasında optik haberleşme alanında doktora sonrası çalışmalar yapan İnci; 1994 senesinde Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümü’nde yardımcı doçent, 1996’da ise doçent oldu. 1999-2005 yılları arasında Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi’nde öğretim üyeliği yapan Mehmet Naci İnci, üniversitenin diğer lisans ve lisansüstü programlarının kurulmasında çeşitli görevler üstlendi. 2005 yılında Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümü’nde profesör olan İnci, 2013-2020 yılları arasında Bölüm Başkanlığı yaptı. Prof. Dr. Mehmet Naci İnci 2021 yılından bu yana Boğaziçi Üniversitesi Rektörü olarak görev yapmaktadır. Araştırma alanları arasında endu¨striye yo¨nelik uygulamalı optik, quantum optigˆi, dogˆrusal olmayan optik, kuantum bilis¸imi, optoelektronik, fiber optik senso¨rler, fiber optik telekomu¨nikasyon, katıhal fizigˆi, optik profilometri, fotonik kristaller ve nano-yapıların fotonigˆi öne çıkmaktadır. Yeni Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi I·dris Sarısoy ise, Erciyes U¨niversitesi I·ktisadi ve I·dari Bilimler Faku¨ltesi Maliye Bo¨lu¨mu¨’nden 1998 yılında mezun oldu. Aynı yıl I·stanbul U¨niversitesi Sosyal Bilimler Enstitu¨su¨ Maliye Anabilim Dalı’nda bas¸ladıgˆı yu¨ksek lisans egˆitimini “Tu¨rkiye`de Kamu Kesimi Ac¸ıkları ve Finansman Politikaları” bas¸lıklı teziyle 2000 yılında tamamladı. 2001’de Marmara U¨niversitesi Sosyal Bilimler Enstitu¨su¨ Maliye Anabilim Dalı’nda bas¸ladıgˆı doktora egˆitimini hazırladıgˆı “Ku¨c¸u¨k ve Orta O¨lc¸ekli I·s¸letmelere Sagˆlanan Vergi Tes¸vikleri ve Tu¨rkiye Uygulaması” adlı doktora tezi ile 2006 yılında bitirdi. 2002’de Zonguldak Bu¨lent Ecevit U¨niversitesi I·ktisadi ve I·dari Bilimler Faku¨ltesi Maliye Bo¨lu¨mu¨’nde bas¸ladıgˆı akademik kariyerine 2003’te Marmara U¨niversitesi I·ktisadi ve I·dari Bilimler Faku¨ltesi Maliye Bo¨lu¨mü’nde devam etti. 2007-2014 yılları arasında Bu¨lent Ecevit U¨niversitesi I·ktisadi ve I·dari Bilimler Faku¨ltesi Maliye Bo¨lu¨mu¨’nde Doktor O¨gˆretim Üyesi olarak c¸alıs¸tı. 2014’ten itibaren Marmara U¨niversitesi Siyasal Bilgiler Faku¨ltesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yo¨netimi Bo¨lu¨mu¨’nde Doc¸ent Doktor olarak c¸alıs¸maya bas¸layan Sarısoy, 2020’den bu yana Profeso¨r Doktor olarak aynı bo¨lu¨mde go¨revine devam etmektedir. Hazine ve Maliye Bakanlıgˆı Vergi Konseyi Üyesi de olan Sarısoy, agˆırlıklı olarak vergi konularında olmak u¨zere, yoksulluk, yabancı sermaye yatırımları, sec¸im beyannameleri ve sagˆlık ekonomisi alanlarında akademik aras¸tırmalar yu¨ru¨tmektedir. Yeni yönetim kuruluyla ilgili açıklamalarda bulunan Turkcell Yönetim Kurulu Başkanı Şenol Kazancı, “Türkiye’nin Turkcell’i olarak 30 yıldır en yeni teknolojileri vatandaşlarımızla buluşturmanın ve ülkemiz için çalışmanın gururunu yaşıyoruz. Türkiye Yüzyılı’nı Dijitalin Yüzyılı yapma hedefimizi gerçekleştirmek için yeni yönetim kurulumuzla çalışacağız. Bu vesileyle, görev süreleri sona eren yönetim kurulu üyelerimize özverili çalışmaları ve emekleri için teşekkürlerimi sunuyorum. Yönetim kurulumuza yeni katılan üyelerimize görevlerinin hayırlar getirmesini diliyorum. Daha da güçlü bir takım olarak, üretmeye ve ülkemiz için yatırım yapmaya devam edeceğiz” dedi.