DÜNYA - 10 Ağustos 2022 Çarşamba 23:00

G7 ve AB, Rusya’dan Zaporijya Nükleer Santrali’ni Ukrayna’ya devretmesi istedi

A
A
A
G7 ve AB, Rusya’dan Zaporijya Nükleer Santrali’ni Ukrayna’ya devretmesi istedi

Kanada, Fransa, Almanya, İtalya, Japonya, İngiltere ve ABD’den oluşan G7 ülkeleri Avrupa Birliği (AB) ile birlikte yayınladıkları ortak bildiride, Rusya’dan Zaporijya Nükleer Santrali’nin kontrolünü Ukrayna’ya devretmesi istedi.

Kanada, Fransa, Almanya, İtalya, Japonya, İngiltere ve ABD’den oluşan G7 ülkeleri Avrupa Birliği (AB) ile birlikte ortak bildiri yayınladı. Bildiride, Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırıları kınanarak, "Rusya, birliklerini Ukrayna'nın uluslararası kabul görmüş sınırları içinden derhal geri çekmeli ve Ukrayna'nın toprak bütünlüğüne ve egemenliğine saygı göstermelidir” denildi.

Rusya'nın güvenli ve emniyetli operasyonların sağlanması için Zaporijya Nükleer Santrali’nin yanı sıra Ukrayna'nın uluslararası kabul görmüş sınırları içindeki tüm nükleer tesislerin tam kontrolünü derhal yasal sahibi Ukrayna'ya geri vermesi talep edilen bildiride, "Zaporijya Nükleer Santrali’ni işleten Ukraynalı personel, görevlerini tehdit veya baskı olmadan yapabilmelidir” denildi.

Rusya'nın santral üzerinde devam eden kontrolünün bölgeyi tehlikeye soktuğu aktarılan bildiride, “Ukrayna’daki nükleer tesislere Rus silahlı kuvvetleri tarafından el konulmasının bu tesislerin emniyeti ve güvenliğine yönelik ciddi tehdit oluşturmasından, nükleer kaza veya olay riskinin önemli ölçüde artırmasından ve Ukrayna halkını, komşu devletleri ve uluslararası toplumu tehlikeye atmasından derin endişe duyuyoruz” denildi.

Rusya’nın eylemlerinin Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın (UAEA) Ukrayna'nın barışçıl nükleer faaliyetlerini koruma amacıyla izleme kabiliyetini engellediği ifade edilen açıklamada, “UAEA Başkanı Grossi'nin Ukrayna'da nükleer güvenlik ve güvenliği güçlendirme çabalarını memnuniyetle karşılıyor ve destekliyoruz. Başkan ve UAEA personeline bu konudaki kararlı bağlılıkları için teşekkür ediyoruz” denildi.

UAEA personelinin Ukrayna'daki tüm nükleer tesislere güvenli ve engelsiz bir şekilde erişebilmeleri ve bu tesislerin işletilmesinden sorumlu Ukraynalı personelle doğrudan ve müdahale olmaksızın ilişki kurabilmeleri gerektiği vurgulanan bildiride, UAEA’nın görevini yapmasının kolaylaştırılması çağrısı yapıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Filistin Dayanışma Platformu, İsrail’in Refah’ta başlattığı saldırıyı Ankara’da protesto etti Ankara’da bulunan Filistin Dayanışma Platformu, "Refah’ta Katliama Hayır" sloganıyla İsrail’in başlattığı saldırıyı protesto etmek için Amerikan Büyükelçiliği önünde toplandı. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının ardından 1 buçuk milyona yakın Gazzeli, Refah kentine sığınmıştı. İsrail’in Refah kentine yönelik başlattığı hava saldırısının ardından Filistin Dayanışma Platformu, "Refah’ta Katliama Hayır" sloganıyla saldırıyı kınamak için Ankara’da bulunan Amerikan Büyükelçiliği önünde çeşitli sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte İsrail’i protesto etti. Elçilik binası önünde toplanan kalabalık, İsrail’i protesto etmek için "İnsanlık onuru siyonizmi yenecek" ve "Susma haykır soykırıma hayır" sloganları attı. Öte yandan kalabalık, İsrail askerleri tarafından Kudüs’te öldürülen Hasan Saklanan’ı ise rahmetle anmayı unutmadı. Grup adına basın açıklamasında bulunan Zeynel Abidin Özkan, İsrail’in Gazze’ye yönelik düzenlediği saldırıların ardından Refah sınır kapısına sığınan yaklaşık bir buçuk milyona yakın Gazzeli’nin 214 gündür açlıkla boğuştuğuna dikkati çekti. "Soykırımın ortakları ahirete kalmadan dünyada da inşallah gereken cezayı bulacaklar" Refah’a başlatılan saldırılarla birlikte bölgede can güvenliği sorununun da başladığının altını çizen Özkan, “214 gündür dünyanın gözü önünde Filistin’de kardeşlerimiz İsrail soykırımına maruz bırakılıyor. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde devam eden yargılamalara; İsrail, lobi faaliyetleriyle tüm ülkelere müdahale ettirmeye ve İsrail yetkililerinin ceza almaması için bir çaba içerisine girdi. Hepimiz gördük ki aslında adalet İsrail için varmış ve tüm ülkeler de İsrail’in soykırımını desteklemek için çalışıyormuş. Bugün ortaya çıkan belgelerde görüldü ki Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde İsrail’in soykırımına ortak olan yöneticilerinin ceza almamasına yönelik baskı içeren mektuplar mahkemeyi köşeye sıkıştırmak adına kullanılıyor. Biz inanıyoruz ki hem mahkemede görülen davada hem de Güney Afrika’da devam eden davada soykırımın ortakları ahirete kalmadan dünyada da inşallah gereken cezayı bulacaklar” ifadelerini kullandı.