KÜLTÜR SANAT - 15 Haziran 2018 Cuma 12:16

Galeri Aydın sezonu Pelin Bakır'la kapatıyor

A
A
A
Galeri Aydın sezonu Pelin Bakır'la kapatıyor

İstanbul Aydın Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sergi Salonu Galeri Aydın, sezonun son resim sergisine ev sahipliği yapıyor. Pelin Balkır, figüratif özellik gösteren resimlerini sanatseverlerle buluşturuyor.

20 Haziran- 10 Temmuz 2018 tarihleri arasında İstanbul Aydın Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sergi Salonu Galeri Aydın’ da eserleri sergilenecek olan sanatçı resimsel sürecini şöyle tanımlıyor: “İzlenimci bir tavırla yapmaya devam ettiğim peyzajlarımda, insan ve doğa ilişkisine dair çıkarımlar, her zaman için en öncelikli unsur olmuştur. İnsanlığın başlangıcından beri hiç kopmadan süregelen bu ilişki, doğal olarak benim çalışmalarımın da esin kaynağı şeklindedir. Bu resimler, ilk akla gelen haliyle doğaya öykünme olarak değerlendirilebilecek olsa da; ben daha çok özüne dönme yani bir bakıma kendini masaya yatırma durumu olarak algılıyorum. Resimleri, konusal olarak peyzaj, figür ya da natürmort; biçimsel olarak da somut, soyutlama ve soyut olarak sınıflamak, çok doğru bir genellemedir. Unutulmaması gereken önemli nokta ise, resimler, biçimsel açıdan hangi türe girerlerse girsinler doğa çıkışlı oldukları gerçeğinin değişmeyecek olmasıdır.”

“SANAT ÇEVREDEN BAĞIMSIZ DEĞİL”

Sanat eseri üretiminin çevresel etmenlerden bağımsız olarak yapılabilen bir şey olmayıp; tamamen insanın çevresinden alarak içselleştirdiği evrensel bilgiye dayalı bir eylem olduğunu belirten Balkır, “Sanatçı olsun ya da olmasın aslında herkes bu belleğe sahiptir ama bunu bir yapıta dönüştürmek için herkesten farklı bir duruş, bir hassasiyet, azim ve tabii ki yatkınlık gereklidir. Doğanın her detayında var olan mükemmellik, izleyiciyle kurmayı hedeflediğim biçimsel-öyküsel ilişki bakımından son derece önemlidir. Her sanatçı, ürettiği eserlerde, izleyiciye kendi bakış açısını sunmaya çalışır. İzleyici ve resimlerim arasında kurulmaya çalışılan bağ; izleyiciyi gördüğü yeni oluşuma katılmaya iten unsurlar -yapısal ve öyküsel- sayesinde gerçekleşir. Eserleri sorgulama ve düşünmeye iten her unsur, yapıtın barındırdığı biçimsel faktörlerin şiddetine ve birbirleriyle olan etkileşim gücüne bağlıdır. Bu noktada doğa karşısındaki insani tutumumuz her ne kadar gizli anlam içeren içsel bir huzur arama nesnesi gibi görünse de, doğayı çözümlerken onu sanat eseri olarak tanımlamak ya da tasvir etmek, kurgulama becerisi ve izlenime gereksinim duyar. ‘İzlenimler’ olarak tanımladığım resimlerim, benim gözümden size sunduğum gerçeklik tasvirleridir” diyor.

10 TEMMUZ’A KADAR AÇIK

20 Haziran 2018 Çarşamba günü saat 16.00’da İstanbul Aydın Üniversitesi’nin Florya Yerleşkesi’nde bulunan Galeri Aydın’da açılacak olan Pelin Balkır sergisi, 10 Temmuz 2018 tarihine kadar sanatseverlerin beğenisine sunulmaya devam edecek.

PELİN BALKIR KİMDİR?

1983 yılında Lefkoşa’da doğan sanatçı, 2001 senesinde İstanbul Avni Akyol Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi’nden, 2005 senesinde de Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Resim Bölümü’nden mezun oldu. 2009 yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Resim Ana Sanat Dalı’nda “Sanatta Soyutlama ve Gerçeklik Kavramlarının Yapıtlar Üzerinde İrdelenmesi” adlı tez çalışmasıyla yüksek lisans derecesi alan sanatçı, ilk kişisel sergisini İstanbul Mine Sanat Galerisi’nde açtı. Pek çok ulusal ve uluslararası karma sergilere katılan Pelin Balkır, halen İTÜ Geliştirme Vakfı Okulları Beylerbeyi Yerleşkesi’nde görsel sanatlar öğretmenliği yapıyor.
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sivas Doktorlar bildiri yayınladı: “Gazze’de yaşanan işgali ve soykırımı reddediyoruz" Suşehri Devlet Hastanesi çalışanları, İsrail’in Gazze halkına yaptığı katliamlara dikkat çekmek amacıyla hastane önünde toplanıp bildiri okuyarak, açılan dövizlerle Gazze halkına destek verdiler. Suşehri Devlet Hastanesi binası önünde gerçekleştirilen eyleme Suşehri Devlet Hastanesi hekimleri ve çalışanlar katıldı. Suşehri Devlet Hastanesi Diş Hekimlerinden Merve Matur’un Gazze zulmüyle ilgili okuduğu bildiride, “ İsrail’in 2023 Ekim ayında Gazze Şeridi’ne yönelik önce hava saldırıları, ardından kara harekatı şeklinde işgal girişimi 5 ayı aşkın süredir şiddeti tırmanarak sürüyor. Bu süreçte çok sayıda çocuk, kadın, yaşlı ve sivil hayatını kaybetti. Ayrıca halkın önemli bir kısmı göç etmeye zorlandı. İsrail savaş hukukunu tamamen ayaklar altına alarak dokunulmazlığı olan hastaneler, sağlık kuruluşları, ibadethaneler gibi özel mekanlara da saldırılarda bulundu. Dünya halklarının ve onurlu insanların aylardır seslendirdiği üzere bizde Gazze’de yaşanan işgali ve soykırımı reddediyor, her zaman Gazze halkının yanında olduğumuzu beyan ediyoruz’’ dedi. “İşgalci İsrail insanlık tarihinde hiç görülmemiş suçlara imza atıyor” İşgalci İsrail’in insanlık tarihinde hiç görülmemiş suçlara imza attığını söyleyen Uzman Doktor ve Psikiyatri Uzmanı Mücahit Gökduman, “Burada İsrail’in yatığı insanlık dramına ve soykırıma dikkat çekmek için toplandık. Filistin toprakları, yağmalanıyor, işgal ediliyor, insanlar acımasızca öldürülüyor. İşgalci İsrail insanlık tarihinde hiç görülmemiş suçlara imza atıyor. Gazze’de çalışan sağlık çalışanlarının hepsi bu durumdan etkilenmiş durumda. Gazze’de gözyaşı var, kan var, zulüm var fakat sabır da var, direniş de ve tevekkül de var’’ dedi. Yapılan açıklamaların ardından sağlık çalışanları görev yerlerine dağıldı.
İstanbul Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifika belgesi olan firmalar bunlara dikkat Uluslararası ticarette gümrük süreçleri ve Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası (YYS) yerinde izleme konusunda açıklamalarda bulunan Gümrük Müşaviri Barış Çakır, “YYS belgesine sahip olan firmaların bu belgeyi güncel ve sürdürülebilir kılmaları son derece önemlidir. Özellikle belirli aralıklarla yapılan yerinde izleme ve saha denetimleri, firmaların belgeyi güncel tutmaları ve uyum sağlamaları açısından hayati bir rol oynamaktadır” dedi. Asset GLI Risk ve Yasal Uyum Koordinatörü Barış Çakır, uluslararası ticarette gümrük süreçleri ve YYS yerinde izleme konusunda açıklamalarda bulundu. Dünya genelinde dış ticaret, sürekli değişen dinamiklerle karşı karşıya kaldığını belirten Çakır, “Her ülkenin güvenlik endişeleri, politik duruşları ve potansiyel tehditler ticaretin düzenlenmesinde ve denetlenmesinde sürekli yeni düzenlemelerin gündeme gelmesini sağlıyor. Bu durum, gümrük düzenlemelerinin ve uluslararası ticaretin belirleyici unsurlarının sürekli gözden geçirilmesini gerektiriyor” dedi. “Belgenin güncel tutulması hayati bir rol oynamakta” Çakır, “Son yıllarda, uluslararası ticarette artan güvensizlik ortamı, ticaretin emniyet ve güvenlik önlemlerini daha da ön plana çıkardı. Bu çerçevede, Ticaret Bakanlığı tarafından 2013 yılında başlatılan ve ülkemizde Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası (YYS) olarak bilinen uygulama, ticarette kolaylaştırma ve daha az denetlenme hakkı tanımakta ve ticaretin hızlanmasını amaçlamaktadır. Ancak, YYS belgesine sahip olan firmaların bu belgeyi güncel ve sürdürülebilir kılmaları son derece önemlidir. Özellikle belirli aralıklarla yapılan yerinde izleme ve saha denetimleri, firmaların belgeyi güncel tutmaları ve uyum sağlamaları açısından hayati bir rol oynamaktadır” diye konuştu. “YYS başvuru belgelerinin tekrar ibrazı kritik bir adımdır” Çakır, yerinde izleme ve saha denetimi sürecinde, firmaların ilk olarak sunmuş oldukları başvuru formlarının güncel versiyonlara uygun olması gerektiğini ifade ederek, “Ayrıca, yazılı usullerin uygulanması aşamasında, firmaların tesis bilgilerinin güncel ve eksiksiz olması büyük önem taşımaktadır. YYS başvuru belgelerinin tekrar ibrazı da kritik bir adımdır. Başvuru sırasında sunulan belgelerin, YYS şartlarını karşılayıp karşılamadığı kontrol edilmekte ve güncel halleriyle tekrar sunulması istenmektedir. Bu süreçlerin yönetilmesinde, bölge müdürlüklerinin başvuru ve inceleme süreçleri oldukça kritiktir. Belgelerin eksiksiz ve uyumlu olması için bölge müdürlükleri tarafından detaylı kontroller yapılmaktadır. Eğer eksik bilgi veya belge tespit edilirse, firmadan bu eksikliklerin giderilmesi talep edilir” şeklinde konuştu. “Belgenin sürdürülebilir kılınması, ticaretin güvenilir bir şekilde devam etmesini sağlayacaktır” Genel Müdürlük incelemesi ise sürecin en kapsamlı noktasını oluşturduğunu söyleyen Barış Çakır, “Ek-2 soru formu ve diğer yazılı beyanların uyumluluğu Genel Müdürlük tarafından titizlikle incelenir. Eksik bilgi veya belge tespit edilirse, firmadan eksikliklerin giderilmesi talep edilir ve süreç bu şekilde devam eder. Son olarak, saha denetimi aşamasında müfettişler tarafından fiziki şartların incelenmesi ve değerlendirilmesi büyük önem taşır. Bu süreçte, yazılı beyanlarla fiziki şartların uyumlu olup olmadığı kontrol edilir ve sürecin sonlandırılmasına karar verilir. Ticarette kolaylaştırma ve hızlanma adına büyük öneme sahip olan YYS statüsü için süreçlerin profesyonellerce yönetilmesi ve belgenin sürdürülebilir kılınması, ticaretin güvenilir bir şekilde devam etmesini sağlayacaktır” ifadelerini kullandı.
İstanbul Münevver Karabulut’un babası, Cem Garipoğlu’nun otopsi fotoğraflarını yorumladı Süreyya Karabulut, otopsi raporlarında yer alan fotoğrafların Garipoğlu’na ait olduğu konusunda şüpheleri olduğunu söyledi. Cem Garipoğlu tarafından katledilen Münevver Karabulut’un babası Süreyya Karabulut, 10 yıl sonra ortaya çıkan otopsi fotoğrafları hakkında ilk kez konuştu. Sunuculuğunu Nur Tuğba Namlı ve Hakan Ural’ın yaptığı, Kanal D’nin sevilen programı “Neler Oluyor Hayatta”nın bugünkü son bölümünde çok konuşulacak bir telefon bağlantısı gerçekleştirildi. “Fotoğraflara inanmıyorum” Süreyya Karabulut, otopsi raporlarında yer alan fotoğrafların Garipoğlu’na ait olduğu konusunda şüpheleri olduğunu söyledi. Dava sürecinde adli tıp kurumunda yapılan şaibeli işlemlere dikkat çekerek şunları söyledi: “Fotoğraflarla bu iş olur mu? Fotoğraflarla bu iş olmaz. Dublörünü yapar yollarlar. Geçmişte adli tıp kurumunda uğradığım haksızlıktan sonra, ben nasıl odur diyeyim yani. İnanmıyorum. Kumpasın içindeyim.“ “Mezarın açılmasını istiyorum” Fotoğraflarla şüphelerinin giderilmediğini söyleyen Süreyya Karabulut, mezarın açılması gerektiğini şu sözlerle dile getirdi: “İşi ört bas etmek isteyen güçlü bir aile var karşımda. Ben nasıl inanayım, nasıl güveneyim? Bir an önce mezarın açılmasını talep ediyorum. Ben fotoğraflardan tatmin olmadım. Mezarın açılmama kararındaki ısrar, beni daha da şüpheye düşürüyor. İlahi adalet diye bir şey var. Er ya da geç adalet yerini bulacak. Mezarın açılması için mücadele etmeye devam edeceğim.“