GÜNDEM - 05 Mart 2015 Perşembe 10:24

Gamze Akbaş’a oğlundan yürek yakan dua

A
A
A
Gamze Akbaş’a oğlundan yürek yakan dua

İzmirli bankacı Gamze Akbaş’ın lösemi hastalığıyla mücadelesinde ‘tutunduğum tek dal’ dediği oğlu Atakan annesine dua yazdı.

İzmirli bankacı Gamze Akbaş’ın lösemi hastalığıyla mücadelesinde ‘tutunduğum tek dal’ dediği oğlu Atakan’ın, “Tek isteğim şu ki annemin yüzündeki kırmızılıklar geçsin, ilaç içmeyip iyileşsin istiyorum Allah’ım. Benim dualarımı kabul et lütfen. Ben seni çok seviyorum Allah’ım. Bak kaç kere söyledim, lütfen Allah’ım tamam mı? Annemi benden ayırma. Annemi çok seviyorum ben” diye dua etmesi yürekleri dağladı. 6 yaşındaki Atakan’a acı haberi ise babası verdi.

Yakalandığı lösemi hastalığı ile mücadelesinde herkesi gözyaşlarına boğan ve Türkiye’nin tek yürek olduğu Gamze Akbaş, dün tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. Mücadelesinde tutunduğu tek dal olan oğlu Atakan’a ise acı haberi babası Emrah Akbaş verdi. Annesini kaybettiğini duyan Atakan, gözyaşlarına boğularak “Annem cennete mi gitti?” diye sordu.

İHA’ya açıklamalarda bulunan Emrah Akbaş, “Çok mücadele ettik. İtalya’dan bulunan ilikle ancak bu kadar yaşayabildi. Hep yanında olmaya çalıştım. Bazen dayanamayacak noktaya geldim acıdan. Ancak hiç pes etmedik. Çok üzgünüm çok. En zoru ise Atakan’a söylemekti. Söyler söylemez gözyaşlarına boğuldu. Ne diyebilir ki? Tek sorduğu ‘Annem cennete mi gitti?” oldu” dedi.

“LÜTFEN ALLAH'IM ANNEMİ BENDEN AYIRMA TAMAM MI?”
Atakan’ın annesi için yaptığı dua ise yürekleri yaktı. Annesinin iyileşmesi için Allah’a yalvaran 6 yaşındaki Atakan, “Tek isteğim şu ki annemin yüzündeki kırmızılıklar geçsin, ilaç içmeyip iyileşsin istiyorum Allah’ım. Benim dualarımı kabul et lütfen. Bir gün annemin o kırmızılıkları geçip hasta olmasın. Lütfen Allah’ım benim dualarımı kabul et. Sana yalvarıyorum bak. Ben seni çok seviyorum Allah’ım. Sana inanıyorum. Bak kaç kere söyledim, lütfen Allah’ım tamam mı? Annemi benden ayırma. Annemi çok seviyorum ben” diye dua etti.
Öte yandan Gamze Atakan, son günlerde umudunu kaybettiğini yazdığı notlarla da paylaşıyordu. Akbaş’ın son yazdığı notta şu ifadeler yer aldı: 

“3 gün oldu yavrumla kucaklaşalı. Gecesine acil ve yatış. Akşam telefonda ‘Annecim bu sefer tam iyileş’ dedi. Ahh yavrum benim en çok istediğim bu, ayakta durmak. Ama başka şans bırakılmadı.”
Akbaş’ın oğluna yazdığı bir diğer notta ise şu sözler yer aldı: 

“İsteğim şudur üç kişilik hayatta paylaştığımız anlar evdeki kahkahalar. Atakan’ın verdiği neşeye ortak olmak çok mu? Daha Cuma günü taburcu olmadım mı? Yine yatırdılar. Soframız, oğlumla paylaşımlar, evimiz. Yine ayrıldım. Hissettiğim duygu kötü. Çıkarken söz verdim inan ki sadece tedaviye gidiyorum söz gelicem. Yine tutamadım. İnan ben istemedim bee annem inan ki en büyük hayalim en mükemmel anne olmaktı. Özür dilerim. Onu da yapamadım. Sonsuz kere senden çaldığım her an için özür dilerim. Can oğlum, koca yürekli oğlum.”

“GENÇLİĞİM GİTTİ ANNE”
Annesine de notlar yazan Gamze Akbaş, annesine yazdığı son sözlerde ise, “Kader gol atıyor, ben kalecilik yapmaya çalışıyorum. Tükendim. Yine yatırdılar. Annem hani benim gençliğim nerde annem. Ben niye hayata giremiyorum. Bak çıktınız yola dayım, yengem, kuzenlerim herkes kıymetli Mervem’in sözünde olacak. Ben yine köşe yastığı gibi evdeyim. Tedavide bazı sözler kamçıladı beni ama gerçek şu ki 5 yıldır uğraşmaktayız. Sevdiklerimi yıprattım anne, gençliğim gitti anne. Kardeşimin, canımın Ankara'daki düğününe bile gidemedim. Böyle yaşamaya alışsam da gönlüm hep kırık. Şunu duygusal olmayı istemezdim bu hayatta giden gider, kalan kalır lafını kolay yaşamak isterdim. Yolunuz açık olsun canlar” ifadeleri yer aldı. 

MİHRAP DÜZÖZ - SİNAN YENİÇERİ 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya Dünya pazarında Türk Kuruyemişi ve kuru meyve tercihi yükseliyor 3 kıtada yer alan 30 farklı ülkeye Türkiye’den kuruyemiş ve organik ürünler ihraç ediliyor. Kuru meyve kategorisinde, tüketicilerin ilk tercihi genellikle kayısı olurken, kuruyemişte ise Antep fıstığı öne çıkıyor. Açılış konuşmasını Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in yaptığı Uludağ Ekonomi Zirvesi Sapanca’da devam ediyor. Bu yıl 13’üncü kez düzenlenen zirve, Türkiye ve dünya genelinden birçok iş dünyası lideri ve akademisyeni ağırlıyor. Dün açılış konuşmaları ve ilk gün oturumlarının olduğu zirve, bugün ise çeşitli paneller ile devam ediyor. İş insanları sektörleri ile alakalı konuları zirvede değerlendirirken, kuru yemiş ve kuru meyve ihracatındaki artış dikkat çekti. 3 kıtada yer alan 30 farklı ülkeye Türkiye’den kuruyemiş ve organik ürünler ihraç ediliyor. Kuru meyve kategorisinde tüketicilerin ilk tercihi genellikle kayısı, kuruyemişte ise Antep fıstığı olduğu ifade edildi. Türk ürünlerini diğerlerinden ayrılan en büyük özelliği ise organik tarım yöntemlerine dayalı olarak üretilmeleri oluyor. Organik tarım yöntemlerine dayalı olarak yetiştirilen Türk organik kuru meyve ve kuruyemişi global pazarda daha fazla tercih edilmeye başlandı. 3 kıtada yer alan 30 farklı ülkeye Türkiye’den kuruyemiş, kuru meyve ve bakliyat ihraç ettiklerini belirten Orgibite CFO’su Gökçen Şeker, Türkiye’den ihraç ettikleri ürünlerin genel profili hakkında bilgi vererek, tüketicilerin kuru meyve kategorisinde kayısı ve kuruyemişte Antep fıstığını tercih ettiğini dile getirdi. Ayrıca, Türk ürünlerinin diğerlerinden ayıran en önemli özelliğin organik tarım yöntemlerine dayalı olarak üretildiğinin altını çizdi. “En büyük fark organik tarım yöntemlerine dayalı olarak yetiştirilmeleri” Panel sonrası açıklamalarda bulunan Gökçen Şeker, Türkiye’den ihraç edilen kuru meyve ve kuruyemişlere en yoğun talebin Amerika Birleşik Devletleri’nden geldiğini belirtirken, Avrupa Birliği ülkeleri, Orta Doğu ve Asya pazarlarındaki ülkelerin de Türk ürünlerine ilgi gösterdiğini vurguladı. Türkiye’nin tarımsal potansiyeli ve ürün kalitesinin global pazarda rekabet avantajı sağladığını ifade eden Şeker, Türkiye’den 30 farklı ülkeye kuru meyve, kuruyemiş ve bakliyat gönderdiklerinin altını çizdi. Şeker, ayrıca ürün portföyleri içinde en çok tercih edilenin kuru meyve kategorisinde kayısı, kuruyemiş kategorisinde ise Antep fıstığı olduğunu belirtti. Türk organik ürünlerinin diğerlerinden farkının, organik tarım yöntemlerine dayalı olarak yetiştirilmesi olduğunun önemini anlatan Şeker, "Sağlık bilincine sahip tüketicilerin tercih sebebi haline geldi. 2023 yılında hem organik hem de konvansiyonel ürün ihracatında önemli bir artış yaşandı. Bu artışın devam edeceğine inanıyoruz. 2024’ün ikinci yarısı ve 2025 yıllarında organik kuru meyve, kuruyemiş ve bakliyat ihracatını artırarak global pazardaki varlığımızı güçlendirmeyi hedefliyoruz" dedi. “Dijital dönüşüm ile dünyada rekabet gücümüzü artırdık” Dijital dönüşümün, hem iç pazarda hem de dış pazarda rekabet gücünü artırdığını vurgulayan Şeker, "Dijital platformlara yapılan yatırımlarımızla, online satış kanalları ve dijital pazarlama stratejileri sayesinde organik ürünlerimizin geniş kitlelere ulaşmasını sağladık. Bu durum, hem müşteri memnuniyetini hem de operasyonel verimliliği artırmamıza imkan tanıdı. Dijitalleşme, tüketicilere daha hızlı ve etkili bir şekilde ulaşmamızı ve onların ihtiyaçlarını daha iyi anlamamızı sağlıyor. Ayrıca, Türk kuru meyve, kuruyemiş ve bakliyatlarının dünya genelinde tanınırlığını ve talebini artırmaya yönelik pazarlama stratejilerimizde de dijitalleşme önemli bir rol oynamaktadır" diye konuştu. “Organik ürünlerin sertifikalandırılması” Gökçen Şeker, pazarlama ve markalaşmanın önemine vurgu yaparak, "Türk organik ürünlerinin tanınırlığını artırdık. İhracat rakamlarını artırmak için, kalite standartlarının yükseltilmesi ve pazar çeşitliliğinin önemli olduğunu biliyoruz. Markalaşma çalışmalarını önemseyerek lojistik süreçlerde de verimliliği arttırdık. Ar-Ge yatırımları ve yeni pazarlara açılım da ihracatı artırmak için etkili stratejilerdir. Bununla birlikte, organik ürün ihracatını artırmak için, sektör olarak organik tarımın teşvik edilmesi ve organik ürünlerin sertifikalandırılması önemli. Pazarlama ve markalaşma çalışmalarıyla organik ürünlerin bilinirliğinin artırılması ve yeni pazarlara açılım sağlanması gerekmektedir" şeklinde konuştu.
Çanakkale Deprem bölgesindeki köy çocukları için verilen konsere, bilet yerine ayakkabıyla girdiler Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi tarafından “Müzikle Umuda Yolculuk” konseri gerçekleştirildi. Konsere gelenler, deprem bölgesindeki köy çocukları için verilen konsere, bilet yerine ayakkabıyla girdiler. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi, İletişim Fakültesi, Kurumsal İletişim Direktörlüğü ve Sosyal Sorumluluk Projeleri Koordinatörlüğü tarafından ortaklaşa organize edilen “Müzikle Umuda Yolculuk” konseri düzenlendi. Konsere, seyirciler, bilet yerine 28-42 numara yeni spor ayakkabı ile giriş sağladı. Bu ayakkabılar köy okullarındaki çocuklara ulaştırılacak. Bu konserle birlikte, ihtiyaç sahibi çocuklara yardım edilmesi amaçlanıyor. Konseri Çanakkale Belediye Başkanı Av. Muharrem Erkek, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Rektörü Prof. Dr. R. Cüneyt Erenoğlu, Çanakkale İl Emniyet Müdürü Selim Arıcı, Sosyal Sorumluk Koordinatörü Doç. Dr. Hicran Özlem Ilgın, akademisyenler, öğrenciler ve çok sayıda öğrenci izledi. Sosyal Sorumluk Koordinatörü Doç. Dr. Hicran Özlem Ilgın, “Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi toplumsal faaliyetlerinden bir yenisini daha gerçekleştiriyor. Şahane bir konser verilecek. Konserde temel amacımız köy okullarındaki öğrenciler için izleyici, dinleyicilerden birer spor ayakkabı getirmesini istedik. Bugün gelen misafirlerimiz bilet yerine spor ayakkabı getirdiler. Bu ayakkabılar bayramdan önce köy okullarındaki minik öğrenciler ile buluşturulacak. Konserde müzik ve sahne sanatları fakültesi orkestrası ile barış koromuz sahne alacak” dedi. Projeye spor ayakkabı ile destek vererek, konseri izlemeye gelen Osman Acar, “İhtiyacı olan çocuklar için bu birlikteliğin sağlanmış olması çok önemli. Bizde çorbada ki tuz misali bu katkıyı yapabildiğimiz için kendimizi çok mutlu hissediyoruz” diye konuştu.