ASAYİŞ - 16 Şubat 2008 Cumartesi 14:14

Gaz pedalı takılan araç kaza yaptı

A
A
A
Gaz pedalı takılan araç kaza yaptı

Bağcılar'da gaz pedalı takılı kalan Mercedes marka otomobilin, Bağcılar-Bakırköy seferini yapan dolmuşa çarpması sonucu 1 kişi araç içinde sıkıştı.

Mercedes marka aracın içinde sıkışan şahıs, itfaiye ekipleri tarafından kurtarıldı. 

Güngören Bağcılar Caddesi üzerinde meydana gelen kazada, İsa Fil'in yönetimindeki 34 AUP 37 plakalı Mercedes marka otomobil, gaz pedalının takılı kalması sebebiyle, refüjü aştı. Aracının kontrolünü kaybeden Fil, Celal Halis yönetimindeki Bağcılar-Bakırköy seferini yapan 34 M 0716 plakalı dolmuşa çarptı. Çarpmanın etkisiyle Mercedes marka otomobilin ön koltuğunda oturan Necat Akman araç içinde sıkıştı. Vatandaşlar yaralı şahsı kurtaramayınca olay yerine itfaiye ekipleri çağırıldı.

Yaralı sıkıştığı yerden çıkartılarak ambulansla hastaneye kaldırıldı.
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Petrol Ofisi’ne “Düşük Karbon Kahramanı” ödülü Petrol Ofisi Grubu, İstanbul Teknik Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen 9. İstanbul Karbon Zirvesi’nde, Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği (SÜT-D) tarafından bu yıl da “Düşük Karbon Kahramanı” ödülünü kazandı. Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği (SÜT-D) tarafından "İklim Değişikliği Kaynaklı Riskler, Fırsatlar ve Karbon Ticareti" temasıyla 9. İstanbul Karbon Zirvesi düzenlendi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve İstanbul Teknik Üniversitesi desteğiyle İTÜ Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nde gerçekleşen zirvede kuruluşların yeşil, dijital ve döngüsel dönüşümlerinde çevresel, sosyal ve yönetişimsel sürdürülebilirlik göstergelerini güçlendiren karbon yönetimine yönelik çalışmalar da ödüllendirildi. Zirve kapsamında düzenlenen “Düşük Karbon Kahramanı” ödül töreninde Türkiye’nin enerji altyapı grubu Petrol Ofisi de “Tesislerimiz Güneşleniyor, Karbon Ayak İzimiz Düşüyor” projesi ile ödüle layık görüldü. Ödülü şirket adına Petrol Ofisi Grubu Marka Pazarlama Kıdemli Müdürü İbrahim Başa aldı. Proje kapsamında Petrol Ofisi Madeni Yağlar üretim tesisinde Eylül 2023’te kurulumu yapılan 2 binden fazla güneş enerji paneli sayesinde tesis elektrik ihtiyacının yüzde 30’unu karşılayan enerji üretiliyor. Enerji geri kazanımı ile sera gazı etkisinin azaltıldığı projenin başlangıcından itibaren, ilk 7 ayda 500 bin KWH üzerinde enerji üretimi sağlandı ve 270 ton karbon salınımı önlendi. Ödüle ilişkin değerlendirmelerde bulunan Petrol Ofisi Grubu Madeni Yağlar Direktörü Sezgin Gürsu, “Petrol Ofisi Grubu olarak mevcut ürün teknolojilerine yatırım yaparken geleceğimiz için yenilenebilir enerji alanında da öncü çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Kocaeli’nin Derince ilçesindeki madeni yağ tesisimiz de bu çalışmaların en güzel örneklerinden. Bu sayede 2050 için taahhüt ettiğimiz net sıfır hedefimiz kapsamında karbon ayak izimizi her gün biraz daha azaltıyoruz. Şu an fabrikamızdaki elektrik üretiminin yaklaşık üçte birini güneş enerjisi panellerimiz ile karşılıyoruz. İlerleyen safhalarda bu üretimi üçte ikiye çıkarmayı planlıyoruz.?Uzun vadede sürdürülebilir iş modelimize de ciddi katkılar sağlayacağına inandığımız bu projemizin başarısını tescil eden böylesi önemli bir ödülün sahibi olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Bugüne kadar olduğu gibi gelecekte de ülkemiz için ortaya koyacağımız pozitif etkilerle sektörümüze ve dolayısı ile ekonomiye değer katmaya devam edeceğiz” değerlendirmesinde bulundu. Petrol Ofisi Grubu geçen yıl da uzman endüstriyel tasarım ekibi tarafından özel olarak geliştirilen yeni Maxima motor yağlarının ambalajında yüzde 25 oranında plastik geri dönüşüm malzemesi kullanmış, bu sayede sürdürülebilir üretim ve tüketime yaptığı katkı nedeniyle ödüle layık görülmüştü.
Isparta Patlamayı duyan deprem sandı, kendini dışarı attı Isparta’da bir binanın zemin katında meydana gelen patlamada 1 kişi yaralandı. Evin harabeye döndüğü olayda bina tedbir amaçlı tahliye edildi. Olay, sabah 07.30 sıralarında Isparta merkez Kepeci Mahallesi 1216 Sokak üzerinde bulunan 6 katlı bir apartmanın zemin katında meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, sabah işe gitmek için evden çıkarken evin banyosunun ışığını kapatmak için düğmeye basan Furkan Ş.’nin ışığı kapatmasıyla birlikte şiddetli bir patlama meydan geldi. Patlama sonucunda vücudunda yanıklar meydana gelen Furkan Ş. yaralandı. Çevredekilerin 112 Acil Çağrı Merkezine ihbarı üzerine olay yerine itfaiye, sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Olay yerine gelen sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından yaralı Furkan Ş. ambulans ile Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine kaldırılarak tedavi altına alınırken, itfaiye ekipleri evde ve binada çalışma yaptı. Henüz nedeni tespit edilemeyen patlama nedeniyle ev savaş alanına döndü. Olay yeri inceleme ve AFAD ekiplerinin inceleme yaptığı patlama olayına ilişkin Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından inceleme başlatıldı. Bina sakinlerinden bir kişi, "Olay 07.00 ile 07.30 saatleri arasında oldu. Uyuyordum sese uyandım. Deprem olduğunu zannettim, aşağıdan çığlık sesi geldi. Camdan baktığımda inşaatta bir şey olduğunu düşündüm ilk başta. Sonrasında çocuk ’göçtü’ falan dedi. Kapıyı açıp çıktım yan komşum ’ne oluyor’ dedi. Ben de ’deprem oldu çıkalım’ dedim. Aşağı indik alt taraf komple göçmüş haldeydi. Önce bir komşumuz camdan dışarı çıktı bayağı panik halindeydi. Yaralı daha sonradan dışarıya çıktı. Biz bayağı büyük bir olay olduğunu düşündük. Şu anda incelemeler devam ediyor, kontrollü giriş çıkış var, binayı boşalttırıyorlar. Özel eşyalarımızı alıyoruz, birkaç gün de önlem amaçlı kalmayacağız muhtemelen. Ekipler gaz sızıntısı olduğundan şüpheleniyormuş ama hala araştırmalar da devam ediyor" dedi. Bir başka görgü tanığı Sude Naz Gündoğdu ise sabah staj yaptığı pastanede çalıştığı esnada patlama sesini duyduğunu söyleyerek, "07.00 sularında yan tarafta patlama oldu. Arkadaşlarımızla dışarı çıktık. Ses çok yüksekti. Patlama anında yaralanan kişiyi gördüm, vücudunda yanıklar vardı" şeklinde konuştu. Ekipler, gaz sıkışması ihtimal üzerinde duruyor.
İstanbul Her 10 gebelikten biri düşükle sonlanmaktadır Tekrarlayan düşükleri olan anne adaylarının neler yapması gerektiği hakkında bilgilendirmede bulunan Kadın Doğum ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Volkan Turan, “Normalde her 10 gebelikten biri düşükle sonlanmaktadır ve bunun da en sık nedenini genetik olarak anormal embriyolar oluşturmaktadır” dedi. BHT CLINIC İstanbul Tema Hastanesi Kadın Doğum ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Volkan Turan, hastada tekrarlayan düşüklerin önemine dikkat çekti. Eğer tekrarlanan düşükler varsa buna yol açabilecek birçok faktörün sistematik olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Volkan Turan, “Bunlardan ilki genetik nedenlerdir ve akraba evliliği veya çiftlerden birinin genetik yapısında bozukluk olması başlıca nedenleridir. Bu tür hastalarda tüp bebek yapılarak genetiği seçilmiş embriyo oluşturulmakta ve transfer edilmektedir” açıklaması yaptı. “Üst üste iki düşük oranı yüzde 5’den az” Her ne kadar 10 kadından birinde düşük olsa da üst üste iki düşük oranının yüzde 5’den az olduğuna değinen Prof. Dr. Turan, “Mutlaka ileri tetkik yapılması gerekmektedir. Burada düşük denildiğinde kimyasal gebelikler göz önünde bulundurulmamakta ve sadece ultrasonografik olarak görülenler hesaba katılmalıdır” dedi. “Kan sulandırıcılar gebelik boyunca kullanılmalıdır” Diğer bir neden ise pıhtılaşma sorunlarıdır fakat bu özellikle ülkemizde yanlış değerlendiğinin altını çizen Prof. Dr. Turan, “Burada önemli olan doğuştan gelen pıhtılaşma sorunları değil daha sonradan kazanılmış ve pıhtılaşmaya neden olan bazı antikorlardır. Bu tür hastalarda gebelik oluşur oluşmaz hem hap hem de iğne olarak kan sulandırıcılar gebelik boyunca kullanılmalıdır” ifadelerini kullandı. “Otoimmun bir hastalık varlığı varsa düşüğe yol açabilmektedir” Prof. Dr. Turan, “Diğer bir düşük nedeni mekanik nedenlerdir ve bu hastalarda rahim tüp filmi çok önemlidir. Tüplerdeki enfeksiyon veya rahim içinde yer kaplayan oluşum ve perde gibi rahim içi şekil bozuklukları yapan durumlar bu şekilde değerlendirilmelidir. İmmunolojik nedenler yine rahimde bulunan katil hücreler dediğimiz bir çeşit akyuvarlar sayısının fonksiyon veya sayısının fazla olmasına bağlı embriyo üzerine toksik etkiler oluşumudur. Buna benzer şekilde kişide otoimmun bir hastalık varlığı varsa bu da aynı şekilde düşüğe yol açabilmektedir ve hastalara serum tedavisi ve bazı haplar kullandırılması gerekmektedir” açıklamasını yaptı. “Sigara ve alkol tüketimi düşüklere yol açabilmektedir” Diğer neden ise endokrinolojik nedenlerdir ve burada özellikle şeker ve tiroid hastalığı çok büyük önem taşıdığına işaret eden Prof. Dr. Turan, “Burada hastalığın kontrol alınması ile düşükler önlenebilmektedir. Tüm bu nedenler dışında çevresel etkenler de mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır. Çiftlerde yüksek oranda sigara ve alkol tüketimi de özellikle spermlerde DNA hasarına yol açarak düşüklere yol açabilmektedir. Tüm yukarıdaki nedenler göz önüne alındığında çiftin birçok açıdan sistematik incelenmesi ile birlikte düşüklerin önüne geçilebilmekte ve çiftler sağlıklı bir şekilde bebeklerini kucaklarına alabilmektedir” dedi.